Genel anlamda enerji denildiğinde akla kömür, petrol, doğalgaz ve elektrik gelmekte. Kömür, petrol ve doğalgazın diğer madenler gibi döngüsel olduğu malum ancak elektrik üretim şirketleri ve elektrik fiyatları da döngüsel mi?
Geçmiş fiyatlara baktığımızda Türkiye’deki elektrik PTF rakamının 45-60 USD bandında hareket ettiğini görmekteyiz. Yaşanan krizler neticesinde doğalgaz maliyetleri, buna bağlı olarak kömür maliyetleri ve elektrik maliyetleri Türkiye dışında x10 gibi korkunç rakamlara ulaştı.
Türkiye’de de tavan fiyat 260$. Ancak Türkiye’deki bütün üreticiler 260$’dan elektrik satışı yapmıyor, dgçs 250$’dan kömür santralleri 185$’dan ve diğer yerli kaynaklar için 80$’dan satış yapmakta. Elektrik üreten şirketler kullandığı emtia üzerinden bir marj ile satış yapıyor.
Elektrik üreten şirketler kullandığı emtia üzerinden bir marj ile satış yapıyor. Emtia kullanımı yoksa 80$’dan elektrik satışı yapıyor( mevcut regüle edilmiş, serbest piyasa kurallarının uygulanmadığı durum).
Yenilenebilir enerji kaynağından elektrik üreten ve Temmuz 2021’den önce devreye girenler 10 yıl boyunca YEKDEM mekanizması kapsamında ürettikleri elektriği, HES ve RES 73$’dan, JES 105$’dan olmak üzere yerli ekipman kullanımına bağlı olarak BİO ve GES’ler 133$’dan satmaktalar.
Sorunun temel kaynağı doğalgaz krizi olarak görüldüğü için doğalgaz krizi bittiğinde elektrik fiyatları ne kadar düşebilir sorusunu da cevap aramamız gerekmekte. Rusya artık hem güvenilir bir kaynak değil ancak bu boyutunu değerlendirecek durumda olmadığımızdan göz ardı ediyoruz.
Elektrik fiyatlarının yukarıda bahsedilen yekdem rakamlarının altına gelmeyeceğini, en iyi ihtimal 80-120$ bandında hareket edeceğini düşünüyorum.( Bu tamamen kişisel, belki de hisse pozisyonu kaynaklı temenni içeren bir görüştür)
Neden;
İlk olarak gözden kaçan bir husus, COVİD nedeniyle dünyada enerji yatırımları, enerji yatırımları için gerekli olan ekipman ve insan kaynağının kullanılamadığı ve yatırımsız bir dönem geçirildiği, buna karşın dünyadaki enerji talebinin yıldan yıla %3-5 oranında büyüdüğü +
+ve yatırımların geride kalmış olması. İkincisi de aşağıda görüleceği üzere dünyada elektrik olmayan nüfus mevcut ve OECD dışında elektrik ve enerji talebinin sürekli artacak olması
IEA raporuna göre 2040'a kadar oluşacak ilave talebin enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji ile karşılanmasının hedeflendiğini görebiliriz. Yüksek elektrik fiyatları ile fosil yakıt tüketimini kısıp sanayi ve bireyleri verimli elektrik kullanımına yönlendirebilirler.
Son olarak da elektrikli araçların sanılanın aksine çok hızlı bir şekilde yaygınlaşacağı ve ciddi bir şebeke yatırımı gerektirmeyeceği talep yönetimi ile ihtiyacın karşılanabileceği ve hızlı yayılan elektrikli araçların da ilave talep oluşturacağını düşünüyorum.
Talep yönetimi; günün bütün saatlerinde aynı elektriğin üretilmesi ve tüketilmesinin yönetilmesi, tamamen eşit olmasa da elektrikli araçlar tüketimin düşük olduğu saatlerde şarj edilebilecek.
EPDK’nın çıkardığı elektrikli araç şarj yönetmeliğine bakarsak yazılımlarla bütün sistemi dengede tutacak bir mekanizma kurmak istediklerini ve ana şarj sağlayıcı oyuncular üzerinden talep yönetimi yapmayı hedeflediklerini anlayabiliriz.
Yukarıda açıklamaya çalıştığım üzere sadece Türkiye’de değil dünyada da büyüyen bir enerji ihtiyacı var ve olmaya devam edecek. Talebin büyüdüğü bir ortamda da fiyatların anormal ( mevcut fiyatlar da anormal) derecede düşmesi beklenmez.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
@erdl1971 Abi tam olarak öyle değil.
Üretimler lisanslı olarak yapılır, belli nedenleri var teknik olarak.
Ancak doğru bir adım atılarak, kullanicilarin tüketeceği kadar miktarı lisans prosedürü ile uğraşılmaması adına lisansiz ile üretim hakkı verildi. Fazlasını da alırız denildi+
@erdl1971 Fazlasının alınması kullanıcı için olumlu ama amaca uygun değildi.
Sonrasında toplum fırsatçılığımız konuşmaya başladı, küçük bir bağ evi aboneliği yapılıp 500kw yani 100 katı üretim tesisi kurulup elektrik satışına başladılar. Lisansiz olduğu için iki sorun çıktı ortaya +
@erdl1971 Birincisi lisans alanların finansal giderleri ve kwh başına para ödemelerine karşın lisansizlar hem prosedürle uğraşmadı hem de eksik vergi ödedi. Teknik açıdan da sürekli olarak kontrolsüz elektrik üretimi ile üretim/tüketim dengesi tehdit oluşturmaya başladı.