OSMANLI NASIL BİTİRİLDİ? 1. Dünya savaşı'nı ne bu silah, ne de Avusturya Macaristan İmparatorluğu Arşidükü Franz Ferdinand'ın öldürülmesi başlattı. Hâlâ dünyayı kandırmaya devam ediyorlar.
Birinci Dünya Savaşı'ndan önce petrol bölgelerini İngilizler ele geçirmişlerdi. ++++
Bu arada Alman sanayiyi de gelişiyordu. Enerjiye ihtiyacı vardı. Almanlar İngiltere'ye başvurdu.
"Bütün petrol kaynaklarının bulunduğu bölgeleri elinizde bulunduruyorsunuz. Bu bölgelerden bir yeri de bize verin" dediler.
İngiltere Almanlara "size bir bölgeye veririz ancak ++++
Osmanlı ordusunun yok edilmesi için bizimle birlikte çalışırsanız" diyorlar.
Birlikteliğin şartları belirleniyor. Batum, Bakü Kafkas petrol bölgesi petrolleri ve Afganistan madenleri Almanlara verilecekti. Ona karşılık Almanya Osmanlı İmparatorluğu ile ittifak yapacaktı. +++++
Almanlar bu ittifakın içine Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nu da katmak istedi. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu istekli değildi .
Balkan devletlerini İngilizler kontrol ediyordu . Saraybosna'yı ziyaret eden Avusturya Macaristan arşidükü Franz Ferdinand'ı bir Sırp +++++
'lıya suikastle öldürttüler. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu bunu İngilizlerin yaptırdığını bildiği için Alman ve Osmanlı ittifakına katılmaya karar verdi. Böylece Almanlar kendilerini maskelemiş olacaklardı.
Şer ittifakı kurulmuştu. Sıra Osmanlı ordusunun nerede imha +++++
edileceğine gelmişti. Çanakkale'ye karar verdiler.
Almanlar; savaştan önce Osmanlı İmparatorluğu ordusunun üst kademe yönetiminin kendilerine verilmesini sağlamıştı . Padişah Alman askeri disiplinine, subay ve generallerine çok güveniyordu.
+++++
Çanakkale savaşları başlamıştı. Savaşta Alman generalleri sık sık Osmanlı ordusunun durumunu ve yerini İngilizlere bildiriyordu. Bu nedenle Çanakkale savaşlarında 250.000 şehit verdik. İngilizlerin de kaybı vardı. Ama İngiltere adına ölenler İngilizler değildi. +++++
Avustralya'dan Yeni Zelanda'ya kadar kontrol ettiği bölgelerin çocuklarıydı.
Almanlar Osmanlı ordusuna artık bitmiş olduğu gözüyle bakıyorlardı. İngilizlere tamam dediler. Fakat Osmanlı ordusu teslim olurken başlarında Alman generallerin olması hoş olmayacaktı. Onun için ++++
Osmanlı ordusunun bundan sonraki yönetimini bir Türk subayı almalıydı. Görev Mustafa Kemal Atatürk'e verildi. Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri zekası ile İngilizler Çanakkale'yi geçemediler.
Olmamıştı. Almanlar verilecek ödülü hak edememişti. Almanlar ve +++++
İngilizler Osmanlı ordusunu bitirmek için yeni bir tuzak hazırladılar. Osmanlı ordusuna Arap çöllerinde yok etme kararı aldılar. İngilizler bir bölgede savaş çıkarmış görünecekler, Almanlar da Osmanlı ordusunu oraya savaşmaya götürecekti.+++++++++++
Alman generalleri Osmanlı ordusunu yeniden toparlamışlardı. İngilizlerin Mısır'da kanal bölgesini işgal haberini göndermişlerdi.Alman generaller hemen Osmanlı ordusunu Mısır'ın kanal bölgesine sürüklediler. İngilizler oraya bir avuçArap çapulcuyu koymuşlardı.Alman generaller ++++
kolay bir sonuç ALMIŞTI. Osmanlı askeri dinlenemeden İngilizlerin Batum petrol bölgesine saldırdıkları haberi geldi. Alman generaller Osmanlı ordusunu şartları en kötü olan çöllerden geçirerek Batum'a götürdüler.Osmanlı askerinin binlercesi bu çöllerden geçerken hastalık, +++++++
açlık ve susuzluktan kırıldılar. Asker sayımız çok azalmıştı. Batum'a vardıklarında kısa bir arbeden sonra sözüm ona İngilizler yenilmişti. Almanlar artık ödüllerini alacaklardı.
Avusturya Macaristan İmparatorluğu'nun İstanbul'da 10 yıldır çalışan bir askeri ateşeşi vardı. ++++
Joseph Pomiankowski. Bu ateşe askeri ortaklık nedeniyleAlman büyükelçiliğine rahatlıkla gidip gelmektedir. Bu arada İngilizlerle Almanların yaptıkları -gizli ikili- anlaşmayı ele geçirir. Viyana'nın yolunu tutar. İmparatorlarına belgeyi gösterir ve derki: "Almanlar amaçlarını +++
gerçekleştirmek için bizi kullanıyorlar". Avusturya Macaristan'ın İmparatorluğu 1. Dünya Savaşı'ndan çekildiklerini açıklarlar. Durumdan da Osmanlı İmparatorluğu'na haberdar ederler. Almanların bundan haberi yoktur. Almanlar Osmanlı devleti'ne: Ordunuz tükendi. +++++
Eğer dediklerimizi kabul ederseniz biz sizi koruyacağız derler. Şartlarını Osmanlı devleti'ne söylerler. Durumdan haberdar olan Osmanlı devleti Kafkas petrollerinin ve Afgan madenlerinin Almanlara verilmesini reddeder.
Alman İmparatorluğu Osmanlı'nın kalan ordusunda +++++++
yok etmek içinOsmanlı ordusuna Kafkasya'da savaş açar. Avusturya-Macaristan Ordu desteğinin çekilmesi Almanları zayıflatmıştır. Osmanlı ordusu bu savaşta Almanları yener.Gizli anlaşmaları ve ihanetleri ortaya çıkan Almanlar Osmanlı Ordusuna açtıkları savaşta da yenilince 1 . ++++
Dünya Savaşı'ndan çekildiklerini açıklarlar.
İngilizler ve emperyalist ortakları Osmanlı devleti'ne: " ittifak ettiniz ortaklarınız yenildiklerini ve savaştan çekildiklerini açıkladılar. Bu nedenle siz de yenilmiş sayılırsınız"" diyerek Osmanlı'yı da yenilmiş saydılar...
+++++
Böylece İngilizler bir taşla üç kuş birden vurmuş Alman-Germen imparatorluğu, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğunu tarihteki yerine gönderdiler .
Sizin resimde gördüğünüz tabanca; aslında İngilizlerin dünyayı aldattıkları hilenin kanıtıdır.
++++++++++
Osmanlı İmparatorluğunun çöküşü ile ilgili birçok kitap yazılmıştır. Avusturya-Macaristan o zamanki İstanbul askeri ateşesi Josef Pomiankowski hiçbir kitapta Birinci Dünya Savaşı'nın gerçeğinin yazıldığını göremeyince : Size kısaca ne kadar özetleyebildimse
"bu gerçeği yazmak benim boynumun borcu olmuştur" der. Bu kitap sanıyorum toplatıldı. Yirmi sene önce alan birinden alıp okudum . Saygılarımla.
Atatürk'le alakalı iğrenç yalanların, Cumhuriyet tarihimizdeki somut gerçeklerin çarpıtılmasının, hepsinin kökeni, Rıza Nur diye bir ruh hastasına dayanıyor.
Atatürk tarafından Nutuk'ta adı sanı verilerek suçlanınca,Atatürk'e kinlenen, İsmet İnönü'den delicesine nefret eden, ++++
yurtdışına yerleşen, İngilizler tarafından devşirilen, ruh hastası bir vatan hainiydi.
*
Ruh hastasını mecazi manada kullanmıyorum, bilimsel manada ruh hastasıydı. Teşhis konmuştu. “Psikolojik rahatsızlıkları olduğunu, şizofreni türevi bir sıkıntısı olduğunu” +++++++++
bizzat kendisi söylüyordu.
*
1927'de Atatürk tarafından kaleme alınan Nutuk'ta suçlanınca, oturdu, 1928'de bir kitap yazdı. “Hayat ve Hatıratım” adını verdiği iki bin sayfalık kitapta,güya anılarını anlatıyordu.
Bir yalanın bir başka yalan tarafından çürütüldüğü, akılalmaz ++++
İnanılmaz.
Böylesi görülmemiştir.
Memleket yangın yeri gibi.
Alevler her yanı sarmış durumda. #BUNudaKONUŞuyoruz
*Açlık
*Yoksulluk,sefalet
*Enflasyon
*İşsizlik
*Yolsuzluklar.
*Eğitim sorunları
*Sağlık
*Yüksek enerji fiyatları #BUNUdaKONUŞuyoruz
*Şiddet olayları
*Sosyal medya ve basında yeni düzenlemeler ile..
Daha nice sorun ortada iken.
Arkadaş ekranlarda konuşarak.
Tweetler göndererek.
Uykuda olan başörtüsü konusunu, dürtüp,hortlatıyor.
Her bi şeyi bir tarafa bırakarak. #BUNUdaKONUŞuyoruz
Hellalleşme etkinlikleri kapsamında.
Bu örtüyü,çözeyim derken.
Bir düğüm daha atıyor.
Masaspor'un kaptanı.
Rakibini ters köşe etmek isterken.
Golü kendi kalesinde görüyor.
Gündemi değiştiriyor.
Zamanlaması harika.
Tüm sorunların üstüne oturmuş durumda. #BUNUdaKONUŞuyoruz
Geceye Hayata Dair Yasanmis Hüzünlü ve Aciyi Anlatan Bir Makale
**********************
🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷💝🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Kumrular gibi koklaşan bir aşkın çocuğu o.
Adı Kumru…
Babasını 1988’de kaybetti. Annesiyle birlikte yapayalnız kaldı Kumru. Babasının ölümü, öğretmen olan +++++++
annesini çok etkiledi. İcabında çabuk sinirlenen bir insan olmuştu. Çalışkan, zeki ve otoriter bir anne…
Tarih 5 Ekim…
Kumru, akşam saatlerinde annesiyle birlikte gittikleri yerden eve döndü. Kapıda asılı Ekspres Kargo’dan gelen ve üzerinde ‘kargonuzu gelip alın’ +++++
yazan ihbarnameyi gördü.
Annesi çok telaşlandı. ‘Kim yolladı?’, ‘Ne yolladı?’ sorularını arka arkaya sıraladı.
Kumru, annesine ‘merak etme ben yarın gider alırım’ dedi ve dalga geçerek de ‘Belki de bombadır’ diye ekledi…
Kumru, 6 Ekim Cumartesi günü ++++
TÜRKÇEMİZ VE SÖMÜRGECİLİK
"Sizi soymak, parçalamak, geriletmek isteyecek olanların size uygulayacağı ilk iş, sizi kültürünüzden, tarihinizden ve özellikle dilinizden vazgeçirmektir."
İngiltere,Fransa,Belçika,Hollanda, İspanya ve Portekiz gibi İstilacı ülkeler, işgallerinin +++++
ve soygunlarının uzun asırlar devam etmesi için,işgal ettikleri ülkelerin dinlerini,dillerini,kültürlerini yok ederler.
Kendi dillerini ve dinlerini yerel halkın dili ve dini haline getirirler.
Son 500 yıldır sömürgecilik böyle devam ediyor.
Hindistan, resmi dilini İngilizce ++++
yapmaya mecbur bırakılınca, geriliğin zirvesine ulaştı.Dünyanın en eski en gelişmiş kendi tarihinden,medeniyetinden vazgeçti. Yönetimini,sömürgeci ingiliz valisine devretti.Birçok latin Amerika ülkesinde İspanyolca konuşulması,Brezilya'da Portekizce anadil haline getirilmesi ++++
ALBAY CEVDET GERÇEKTEN YAŞAMIŞ!
MEZARI İZMİR'DE BULUNDU
Kanal D’nin sevilen dizisi “VATANIM SENSİN” deki Albay Cevdet’in mezarı İzmir’de bulundu. Atatürk’ün esaretten kurtardığı albayın gerçek adının MÜMİN AKSOY olduğu ortaya çıktı.
+++
GERÇEK ADI MÜMİN
Başrollerini Bergüzar Korel ve Halit Ergenç’in paylaştığı ‘VATANIM SENSİN’ dizisindeki Albay Cevdet’in mezarını İzmir’de buldu. Albayın gerçek adı MÜMİN AKSOY, Lakabı ‘GÂVUR’. İzmir’de 1892’de dünyaya geldi. 1911’de teğmen oldu. Balkan ve ++++
Birinci Dünya savaşlarında çarpıştı. Türk istihbaratının önemli bir üyesiydi.
DÜŞMANA DOST OLDU
Yunanlılara esir düştü ama kaçmayı başardı. Dayısı olan İzmir Belediye Başkanı Hacı Hasan Paşa sayesinde İzmir’de kaldı. İyi Rumca konuştuğu için işgalcilerin güvenini kazandı. ++++
TÜRK ULUSU’NUN OMZUNA TAKTIĞI BAĞIMSIZLIK YILDIZI
Türk Ulusu’nun; binlerce yıllık tarihindeki en anlamlı zaferinin,30 Ağustos 1922 Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nin 100. şeref yılında mutluyuz,gururluyuz!
26 Ağustos 1922 şafağında Kocatepe’den yükselen top sesleri, bütün ++++
dünyaya,özellikle de mazlum milletlere emperyalizmin yaklaşan hezimetinin işaret fişeklerini gönderiyor,4 gün sonra Gazi Mareşal Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Büyük Millet Meclisi Orduları emperyal güçlerin taşeronu Yunan Ordusuna Dumlupınar’da son yumruğunu indiriyordu.
+++++
Yüzbinlerce askerin boğuşmasının sona erdiği akşam saatlerinde bozguna uğramış işgalciler Uşak üzerinden İzmir’e doğru kaçmaya başlamıştı. 1 Eylül’de Başkomutan’ından “Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” emrini alan Mehmetçik, 400 kilometre yolu insanüstü bir hızla, ++++++