Büyük Üstat Yaşar Kemal'in Bir Tarihi Yansıtan, Asla Unutulmayacak 15 Mükemmel Sözü
🌸🌸🌸💐🌸🌸🌸🌸💐🌸🌸🌸
6 Ekim 1923 tarihinde hayata merhaba diyen, Türk Edebiyatı'nın usta kalemi, bu topraklarda yaşadığımız gerçeklikleri ve hissettiğimiz duyguları en güçlü ifadelerle yazıya
döken o mükemmel insanın anlatmak istiyorum O, bu toprakların insanlarına kalpleri ısıtan binlerce sözü ve 'işte beni anlatıyor' dedirten inanılmaz yazıları armağan etti
Yaşar Kemal'i anmak ve onu her zaman kalplerimizde yaşatacağımızı göstermek için, en vurucu sözlerinden 15 tanesini bir araya topladım .
1. "Şu dünyada her bir yaratığın tutunacak bir dalı var, insanın yok..."Şu dünyada yalnız kalan, kimsesiz çaresiz olan yalnız be yalnız insandır. Herkesin, her şeyin yaşaması, ölümsüzlüğü var, insanın yok. Ağaç, kuş, otlar, böcekler, yılanlar çiyanlar,
hiç birisi, hiç birisi yok olmuyor. Ama insan yok oluyor. Çünkü insan kendinde başlayıp, kendinde bitiyor...'
2. "Belki kuşlar çok derin, eski bir içgüdüyle buraya, o zaman kesilmiş olacak olan şu ulu çınarın üstüne, göğüne uğrayacaklar..."
bir an duraklayıp bir şeyler arayacak, bir şeyleri anımsamaya çalışacak, beton yığını evlerin üstünde küme küme dolaşacak, konacak bir yer bulamayıp bir uzak keder gibi başlarını alıp çekip gidecekler.'
3. "İnsan, evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar."
4. "İnce Memed'den...
Dünyanın bütün kötülüklerine baş kaldır. Bazen senin iyiliğin başkasının kötülüğüne de olabilir. Kendi iyiliğine de baş kaldır...'
5. 1971'de Abdi İpekçi'ye verdiği röportajdan...'Evrende iki sonsuz doğurgan yaratıcı güç vardır. Biri insan, öbürü doğa. İnsan, yaratıcılığını yitirdiği gün, doğa yaratıcılığını bitirdiği gün her şey bitecektir. '
6. “Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir, barıştır.”
7. Sait Faik hakkında...'Bazı adam vardır, insan yüzünde sırf hınç, kin okur. Bazısında gurur, bazısında neşe, bazısında bayağılık, aşağılık.. Bu adamın üstünden başından da yalnızlık akar. Bir de bu adama Kadıköy iskelesinin kanepelerinden birine oturmuş,
8. "Ağrı Dağı Efsanesi"'Şu insanlar, şu dünyada var oldukça her şeye akıl erdirecekler, kartalın uçuşuna, karıncanın yuvasına, ayın, günün doğuşuna, batışına, ölüme, kalıma, her şeye akıl sır erdirecekler.
Karanlığa ışığa, her şeye, her şeye akıl erdirecekler, tek insanoğluna güçleri yetmeyecek. Onun sırrına ulaşamayacaklar.”
9. "Yalnızlık" isimli şiirinden...
'çın çın ötüyor yüreğimin kökünde
şu dünyanın ıssızlığı
tanrı kimsenin başına vermesin
böyle bir yalnızlığı.'
10. "Yılanların Öfkesi, Yılanların Öcü, Yılanların Hışmı ve Özgürlük Üstüne"'Bizi düşünmeye alıştırmamışlar. Üstelik de düşünmeyelim diye ellerinden geleni yapmışlar. Allah beterin beterinden saklasın derler,
bir de düşünenleri, gelin şuna düşünenleri demeyelim, düşünmeye çabalayanları hep öldürmüşler. '
11. "İnce Memed 1"Ne olursa olsun kadın konuşmuştu. Konuşan insan, öyle kolay kolay dertten ölmez. Bir insan konuşmayıp da içine gömüldü müydü, sonu felakettir.”
12. Yalan üzerine...'Kendine güvendiğin için yalancı değilsin. Yalan dolan bilmediğin için yalan karşısında yenileceksin. Yalanın gücü doğrunun güçsüzlüğünden değildir. Yalan teşkilat kurmuş, doğru yalnızdır. Yalanın geleneği var, senin doğrunun her gün yeniden yaratılması gerek.
Her gün bir şafak çiçeği gibi yeniden açması gerek. Sen yenileceksin. Yenilmenin tadına varacaksın. Doğru yenilmeli. Yenilmeyen doğru yenmiş sayılmaz. Doğru yenile yenile öyle keskin bir hale gelmeli ki.. Yüz bin yıl su altında, yıkanmış, düzelmiş çakıltaşı gibi.'
13. "İnsanoğlu umutsuzluktan umut yaratandır..."
14. "Kim bilir, bir insanın iyilik mi kötülük mü, dostluk mu düşmanlık mı düşündüğünü şöyle yüzüne bakınca, kim bilir?..."
'Kim bilir? Tanışmadan, konuşup görüşmeden bir insan korkuludur, başka bir şeydir. Yani herhangi bir şeydir. Konuşup görüşüncedir ki işte o zaman insan insan olur. Tanışmadan görüşmeden bir insan bir ıssız ada gibidir. Tehlikelerle doludur...'
15. "Bir dil bulacağız her şeye varan. Bir şeyleri anlatabilen..."Böyle dilsiz, böyle düşmanca, böyle bölük pörçük dolaşmayacağız bu dünyada...'
Aşık Veysel ve Yaşar Kemal aynı karede...
'O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.'
Okuduğunuz için teşekkür ederim iyi pazartesiler #Haftabaşı Günaydın
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Atatürk 95 sene önce uçak fabrikası kurdu.
1920'lerde Kurtuluş Savaşı yapıp, 1926'larda Uçak fabrikası kurup, 1935'lerde uçak ihraç eden bir ülke kurmuştu Ulu Önder Atatürk..
Boş vaatte bulunmadı ,icraat yaptı.
İlk yerli uçaklarımızı izleyin, izlettirin!
Bu fotoğraf 1937'ye ait..
İstanbul Yeşilköy..
Atatürk; Nuri Demirdağ tarafından kurulan yolcu uçağı fabrikasını ziyaret etti..
1937'de Türkiye Cumhuriyeti dünyada kendi uçağını yapan 5. ülke..
Nereden nereye..?
ARKADAŞLAR, BU RESİM HERKESE ULAŞMALI.. 👍🏻🇹🇷
Atatürkün yerli yolcu uçağına binişi.
Ciddi ciddi uçak yapmışız, bu fotoğrafı ilk kez görüyorum. Nuri Demirağ'ın yaptığı uçaklar hem savaş hem 14 yolculuk uçaklar olarak kullanılabiliyor.
Dünyada sevilmek istemeyen kişi yok gibidir” diye başlıyor, Masumi Toyotome . “Ama sevgi nedir, nerede bulunur, biliyor muyuz?” diye soruyor.. Sonra anlatmaya başlıyor :
“Sevgi üç türlüdür !..”
1-Birincisinin adı “Eğer” türü sevgi!..
Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgiye bu adı takmış yazar. Örnekler veriyor:
Eğer iyi olursan baban, annen seni sever. Eğer başarılı ve önemli bir kişi olursan, seni severim.
Eğer eş olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim.
Toyotome “En çok rastlanan sevgi türü budur” diyor. Bir şarta bağlı sevgi. Karşılık bekleyen sevgi.. “Sevenin, istediği birşeyin sağlanması karşılığı olarak vaad edilen bir sevgi türüdür bu” diyor yazar.
Efsaneye göre Simurg ya da bilinen adıyla Zümrüdü Anka kuşu,
bilgi ağacının dallarında yaşar ve akıllara gelebilecek her şeyi bilir
Öyle ki, bütün kuşlar ona inanır, başları sıkıştıkça Simurg’un kendilerine yardım edeceğini, onları hep zor durumlardan kurtaracağını düşünürler.
Zümrüdüanka Kuşu'nun rengi hakkında bazı kaynaklar bakır renginde olduğu, bazı kaynaklar ise tüm kuşların renklerini bir arada barındırdığından söz etmektedir.
Zümrüdü Anka kuşu öleceğini hissettiği zaman kendisine ağacın kuru dallarından bir yuva yapar ve hiçbir zaman ne olduğu anlaşılmayan bir yapışkanla yuvayı sıvar, yuvanın içinde ölümü bekler. Ta ki güneş bütün görkemiyle ortaya çıkıp, kuru dalları yakıncaya kadar…
Japonya'da 4. yüzyılın sonlarına doğru tahta oturan İmparator Nintoku, yüksek bir kuleye çıkar ve ülkesine bakar. Gökyüzüne doğru yükselen tek duman dahi göremeyince, halkının yoksul düştüğüne ve bu yüzden hiç kimsenin evinde pirinç dahi pişiremediğini anlar.
Hemen bir ferman çıkaran Nintoku, halkının üç yıl boyunca sadece kendileri için çalışmasını emreder. Sarayda çalışanları bile evlerine gönderir...
Sadece kendileri için çalışan halk, üç yılın sonunda bolluğa kavuşur.
Nintoku kuleye çıkar, ülkenin her yerinde ocakların tütmekte olduğunu yükselen dumanlardan anlar. Yanındaki eşine sevinç içinde "artık zenginiz" der...
İmparatoriçe ise üç yıl boyunca bakımsızlıktan dolayı her yeri eskiyen, çatısı akan, çiçekleri solmuş sarayı göstererek,
Denizli'nin bir köyünde öğretmenlik yapıyorduk.Eşim okul müdürüydü. Biz yeni evliydik. Düğün takılarımızı bozdurup bir araba almıştık. Annem iki bileziğin altın zincirin bari dursun kızım ayıp olur deyince eşim babasından biraz borç almıştı.
Arabayı peşin almıştık.
Biz okula giderken iki öğretmeni belirli duraklardan alıyorduk. Onlar bize benzin alırken katkıda bulunuyordu.
Biz köyde üç öğretmendik
Bir de eşim vardı.
Köyün yarısı çoban yarısı dokumacıydı. Okul köyün ortasında caminin yanındaydı.
Karşıda köy kahvesi vardı.
Necibe okulun hademesiydi. Necibe genç ve güzel bir kadındı. Okulun her yeri onun sayesinde pırıl pırıldı.
Eşi koyun çobanıydı. Sabah aynı saatte evden çıkınca biri dağa öbürü okula geliyordu. Necibenin büyük kızı ikinci sınıfta.Küçüğü beş yaşındaydı. Necibe beni çok sevmişti .
🛑🛑ARAPLAŞMAYANLARA🛑🛑
“Türk kadınlarının en büyük süsüTürk oluşlarıdır.Onlar süslenmek için elmas veya zümrüt takınmıyorlar,belki üzerlerinde taşıdıkları o taşları süslemiş ve kıymetlendirmiş oluyorlar.Çünkü herTürk kadınıCanlı bir inci ve paha biçilmez birPırlantadır”
Montagu
🛑🛑“Rusya’da bir söz vardır: Hangi Rus’u kazısanız altından mutlaka Tatar çıkar”
Rus Devrimci Vladimir Lenin – 1920
🛑🛑“Araplarda bir söz vardır: Mısırlılar Allah’tan başka kimseden korkmaz, Türkler ondan da korkmaz”
Arap Düşünür
Semame İbn-i Eşreş