Cennet bahçesi olarak bilinen ''İrem'' ise Allah'ın gazabına uğrayan sahte cennettir !!!
''Aleyna'' mesela, yine sıkça kız çocuklarımıza koyduğumuz bir isimdir ama onun da anlamı ''üstümüze bela,sıkıntı aksın'' demektir.
Ve yine mesela ''Kezban'' ismi Kur'an'da geçiyor diye kızlarımıza veriyoruz ama aslen Kezban yalancı demektir.
Çocuğa bu ismi koyarsanız, 'yalancı, yalancı' diye çağırmış oluyorsunuz !!!
Hele hele, Bekir, yahu deve yavrusu' demektir.
( Bu arada Hz. Ebubekir'in ismi Abdullah'tır, Ebubekir lakabıdır, bunu karıştırıp mevzuyu sulandırmaya, çarpıtmaya ya da traşlamaya kalkmayalım size zahmet !!! )
Rümeysa mesela ''gözü çapaklı kadın'' demektir 😁
Ve yine mesela çocuklarına ''saniye'', ''rabia'', ''selase'' ''vahide'' gibi anlamlı ve kutsal isim koyduklarını zannedenler aslında onlara numara verdiklerinden bihaber!
Vahide dediğinde birinci, saniye dediğinde ikinci, selase üçüncü rabia dediğinde de dördüncü demek oluyor ve mübareklikle falan da asla alakası yok...
Çünkü Arap kültüründe, kız çocukları insandan sayılmadığı için, kızı olanlar onlara isim vermez numara verirlerdi, mevzu bundan ibaret !
Kısacası örnekler tonla ama buraya sığmaz şimdi...
Peki biz TÜRKLER !!!
Ne halt etmeye bu kadar arap, ibrani, sasani ve pers vs hayranlığı yapıp çocuklarımıza bu milletlerin ( ya da kimi Avrupa dili ailesinden olan ) çocukların adlarını veriyoruz ?!
Ecdadımızdan gelen bu saçma sapan geleneği, bu aymazlığı neden hala bitmek tükenmek bilmez bir inatla sürdürüyoruz ???!!!???
Orhun Anıtları'nda "Türk beyleri Türk adını bıraktı, Çince adlar alıp Çin kağanına bağlandı" diye sitem edilmektedir* diye yazar..
Ki bu özensizlik,densizlik İslam öncesi Sasani ve Pers adlarını hükümdara ve ailesine veren Anadolu Selçuklularında yapılmış en büyük aymazlıktır!
Ve devamında da bu özensizlik ve aymazlık ve dilimizin bilinçli asimilasyonu osmanlı ile doruk noktasına erişti...
Bunu durdurmaya bu günkü Cumhuriyet de yetmedi, yetemedi maalesef!
Yani sonuç itibarı ile hakikaten çok merak ediyorum, milletçe neden bu özensizliğe, bu saçmalığa, bu densizliğe ve bu aymazlığa ısrarla devam ediyoruz...
( Serhan Akçay'ın sayfasından alıntıdır.. )
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Sümerliler, gökteki 12 burcu ilk kez keşfeden uygarlıktır.
Bir gün 12 saatten oluşuyordu ama 1 saatleri bizim 2 saatimize eşitti; yani toplamda yine 24 saatti.
İsa’nın 12 havarisi, bu burçları temsil eder.
Çünkü Sümer inancına göre, burçlarda birer tanrı otururdu ve güneş tanrısı bu burçlerı ziyaret ederdi (her 2150 yılda bir güneş başka bir burca denk gelirdi ve Sümerliler bunu hesaplamışlardır).
#GönülTekin
#Sümer
#Sümerler
Bugün Yahudilikteki ve Hıristiyanlıktaki 7 kollu şamdan, Sümer’in meşhur ağacını ve yedi seyyareyi temsil eder.
Tek tanrılı dinlerdeki cehennemin 7 kapısı, Sümer’in yer altı dünyasının 7 kapısı olmasından gelir.
Sümer’de sayı sistemi onluk değil altmışlıktı.
En büyük tanrı Enlil’in sayısı 60’tı.
Ay tanrısı Nanna’nın sayısı 30’du (ayın 30 gün çekmesi).
Sümerliler, gökyüzünü 3’e ayırmışlardı ;
Kuzey Gökyüzü, Orta Gökyüzü ve Güney Gökyüzü.
Bunlardan biri görünürken, diğeri ufukta belirir ve bir diğeri batardı.
“İlah” kelimesi Ebced Hesabına vurulursa, karşılığı 36 çıkar.
Çünkü güneş ve ay kendi yörüngelerini izlerken, her ikisinin menzilleri, bu 12 burca çok yakın olur.
Bu burçlar, 36 ana yıldızdan oluşur.
Çünkü 3 gökyüzü ve 12 burç 3×12=36.
İlmukah, yani İlah, İslamiyet’e Ay Tanrısı olarak geçmiştir (Kabedeki Ay Tanrısı Al-İlah, Allah olarak değişmiş ve Muhammed tarafından tek tanrı ilan edilmiştir).
Zamanın birinde bir padişah ve daima fikir alışverişi yaptığı bir vezir varmış.
Padişah her olayda çok sevdiği bu vezirinin görüşünü alır, o görüşe göre yapacaklarını bir daha düşünürmüş.
Padişahın veziri her olaydan sonra “vardır bir hayır padişahım sen tasalanma” dermiş.
Bir gün padişah ava çıkmış ve avladığı hayvanı keseyim derken serçe parmağını da kesmiş.
Kopan parmağının acısıyla bağırırken padişahın en yakını ve yardımcısı olan vezir “üzülmeyin padişahım her şeyde bir hayır vardır, bunda da vardır bir hayır” demiş.
Parmağının acısı geçmeden vezirin böyle konuşması padişahın canını çok sıkmış ve öfkelenerek vezirini zindana attırıp yeni bir vezir bulmuş kendine.
İngiltere’nin büyükelçisi olan
Sir Percy Loraine, Kahire’de büyükelçiyken Paris’e tayin olmuş ama Atatürk hayranlığı nedeniyle Ankara’yı tercih etmişti.
#Atatürk
Atatürk'e olan bu hayranlığı nedeniyle Ankara'ya gelen Sir Percy Loraine, artık İngiltere’nin
1933-1939 yılları arasındaki Ankara büyükelçisiydi.
#MustafaKemal
1936’da ise ; Kral 5. George ölüyor ve yerine 8. Edward tahta geçiyor.
Yine 1936 yılı Aralık ayında 8.Edward istifa ediyor ve yerine kardeşi 6. George ( Kraliçe 2. Elizabeth’in babası ) tahta geçiyor.
Anadolu’dan ve Anayasa’dan silinmeye çalışılan Türk kimliği ve Türk kavramının tartışıldığı Ceviz Kabuğu’nda Haluk Tarcan ve İzmir Barosu Başkanı Nevzat Erdemir önemli açıklamalar yaptılar.
Araştırmacı yazar halkbilimci Haluk Tarcan’ın Kazım Mirşan’ın belgelerine dayanarak yaptığı açıklamalara göre;
* Türkler 15 bin yıldır Anadolu’da.
* Pontus’lulardan bin 300 yıl önce Karadeniz’de Türkler vardı.