Tayfun Kahraman: "Kemer Country ya da Kemerköy olarak anılan kapalı sitenin sakinleri, golf sahası olarak kullanılan yaşam alanlarının ortasındaki rekreasyon alanının, konut alanına dönüşmesine itiraz ettiler. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı (ÇŞB)..."
Tayfun Kahraman: "...tarafından yapılan imar planı değişikliği ile konut ve ticaret alanına dönüştürülen rekreasyon alanlarına ilişkin söz sahibi olmak, kent hakkını talep etmek üzere bu kez onlar sokağa çıktılar."
Tayfun Kahraman: "Kemerköy Sitesi’nde olanlar, kentte ne yazık ki artık görmeye alıştığımız iktidarın rant odaklı müdahalelerinden sadece biri. Bu kez farklı olan söz konusu plan değişikliğinden etkilenen bölgenin İstanbul’un en değerli alanlarından biri ve..."
Tayfun Kahraman: "...mağdurlarının üst sınıflardan olması. Fakat iktidarın yöntemi aynı: Kentteki bir yeşil alan Bakanlık eliyle yapılaşmaya ayrılırken; ortaya çıkacak rant değeri yandaş firmalara aktarılıyor."
Tayfun Kahraman: "Aslında iktidar Boğaz’ın birbirinden toplumsal olarak çok farklı iki yakasını, Kemerköylüleri ve Tokatköylüleri ranta el koymak üzere aynı potada eriterek karşısında kent hakkı talebini büyütmektedir."
Tayfun Kahraman: "Kemerköy örneği kentte kimsenin güvende olmadığını gösterirken, tüm farklı kesimlerin kent hakkı mücadelesinde yakınlaşması ve birbiri ile empati kurması için de fırsat yaratmaktadır."
📣 Yazının tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
Çiğdem Toker: "İhtimal ki güç kullananların istediklerinden biridir bizlerin sus pus kalması... Ses yükseltenleri içeride tutarken dışarıdakilere gözdağı verip sindirmek. Onların sesini kısmak, hedefe koyduklarını cezaevinde, dışarıdakileri de atalet içinde hapsetmek."
Çiğdem Toker: "Bu topraklarda güç kullananlar ve onların gayrı resmi ortakları açısından, kafaya konulmuş bir cezaya suç arayıp bulmanın çocuk oyuncağı olduğunu kim bilir kaç kez görüp tanıklık etmiş olmamıza karşın hissettik üstelik bu şaşkınlığı."
Çiğdem Toker: "Belki de onca badireye, şahit olduğumuz onca hukuksuzluğa rağmen güç toplayabilmeyi buna borçluyuz. Kanıksamamaya yani."
Can Atalay: "İnsanın mesleğini yapıyor diye; sırf iyi gazetecilik örneği bir haberin altında imzası var diye arkadaşıyla ilgili endişe hissetmesi ne kadar acı ve memleketin içine düştüğü bu karanlığı nasıl anlatıyor, öyle değil mi?"
Can Atalay: "haberinle, AKP’nin yıllardır beslendiği ve gelişmesi için her türlü kamusal kaynağı aktardığı, yasalara karşı koruyarak denetimsiz bıraktığı bir toplumsal/hukuksal/siyasal işleyişi gün yüzüne çıkarttın. Olayın içinde herkes ve her kurum var."
Can Atalay: "Üçümüzün beraber kalması, kolektif bir hayat sürme çabamız pek çok şeyi kolaylaştırıyor. Bir de bu kadar haksız bir biçimde buna muhatap olmak insanı öfkelendiriyor. Ama o sözü aklımdan çıkarmıyorum, ‘Üzgün olmaktansa öfkeli olmayı yeğlerim’”
Can Atalay: "Kapalıyız ve bu koşullarda da hayatlarımız ile ilgili karar veriyor, yaşıyoruz.” Bolca öykü ve roman sığdırdıklarını da anlatıyor Atalay, ayrıca ceza ve anayasa hukuku çalışmalarının yanında yıllardır aklında olan üç işe girişmiş: “Matematik, satranç, Almanca.”
Cansu Yapıcı: "65 gündür ailelerimiz, arkadaşlarımız bizden uzakta… Onlar “içeride”, bizler ise “dışarıda”yız. Bu süreçte daha önce yeterince bilmediğimiz, ilgilenmediğimiz bazı konuların farkına varmak benim için en hafif terimle utanç verici oldu."
Cansu Yapıcı: "Twitter dilinde diyorlar ya “Anca sizin mahalleye uğrayınca..” Bu iki ay bizim mahallede nasıl geçti onu anlatmak istedim."
Salon oldukça kalabalık, heyet yerini almış vaziyette. #OsmanKavala Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katılıyor. #GeziyiSavunuyoruz
Yargılananlardan Hakan Altınay esas hakkındaki savunmasını yapmak için kürsüde: İddia makamının esas hakkında mütalaasını okudum, dehşet içinde kaldım. İddia makamının görüşü, verilen birçok yargı kararını ve en temel gerçekleri tekrar tekrar görmezden geliyor. #GeziyiSavunuyoruz
Hakan Altınay: İddia makamı bana ve eylemlerine dair suçlamalarımı mütalaanın 55-56 sayfasında 600 kelimede ifade etmiş. İddia makamı benim Açık Toplum'da danışma kurulu ve yönetim kurulu başkanlığı, Anadolu Kültür'de yönetim kurulunda olduğumu söylüyor. Her ikisinde de değilim.
Mahkeme başkanı: "Önceki duruşmada çizim yapmanın yasak olduğunu söyledik ama kimseyi dışarı çıkarmadık. Dışarı çıkartıldık demişler ama doğru değil."
Tanık Ercan Orhan Aydın'ın dinlenmesiyle başlıyoruz: "Gezi parkı olayları olduğunda güvenlik şubede ekipler amiriydim. Çeşitli noktalarda görevlendirildik. Toplumsal olaylar bağlamında genellikle Taksim'e çıkan sokaklarda, Talimhane'de, Alman Hastanesi'nin orada, ++
++ SDP binasındaydım. Eylemciler mancınık sistemiyle bize ateşli şeyler atıyorlardı."
Mahkeme Başkanı (artık MB olarak anılacak): "Dosya sanıklara yönelik bilgi ve görgünüz nedir?"
EOA: "Bana fotoğraflarını gösterdiler, ordan tanıdıklarımı söyledim. Söz sahibi değildim, ++