Twitter’ın uyguladığı dijital diktatörlük ve sansür yöntemleri ortaya çıkmaya devam ediyor.
Gazeteci Bari Weiss tarafından yapılan ve 9 Aralık 2022’de duyurulan yeni bir Twitter araştırması ile konu tekrar gündemde.
“Twitter Dosyaları'nın İkinci Bölümü” başlığıyla yayımlanan bu araştırmada Twitter’ın gizli filtreleme yaptığı tekrar ortaya çıktı.
Twitter, temel misyonunun “fikirlerin anlık ve özgürce paylaşımı” olduğunu iddia ediyor ve “siyasi görüş veya ideolojiye dayalı gölge yasaklama yapmadığına dair güvence” veriyordu.
Ancak yapılan araştırmalar, “Görünürlük Filtreleme”, “Trendler Kara Listesi", "Kara Listede Ara" ve "Yükseltmeyin" gibi kategorilerle Twitter’ın hesap ve tweetlerin etkileşimini sınırladığını ortaya koymaya devam ediyor.
Araştırmaya göre Twitter moderatörü olarak görevlendirilen kişiler, tweetlerin kapsamı ve etkileşimini sınırlandırıyor.
Beğenilmeyen tweetlerin trend topic (TT) olması engelleniyor veya trend olan tweetlerin görünürlüğü düşürülüyor.
Ayrıca TT listesinde oynamalar yapılıyor.
Bu kısıtlamalar, bazı hesaplara özel olarak uygulanıyor.
Tüm bunlar gizli bir şekilde yapılıyor.
Ne tweet atan hesapların ne de etkileşime girecek olan diğer hesapların bu durumdan haberi olmuyor.
Örneğin Twitter, Covid-19’la ilgili bilgilendirici içerikler paylaşan ABD’li bir doktorun trendlere girmesinin engellendi ve hesabını “Trendler Kara Listesi”ne aldı.
Birçok siyasetçi, aktivist ve konuşmacı, “Arama Kara Listesi” ve “Yükseltmeyin Listesi”ne alındı.
Kullanıcılara sınırlandırma getirmek için VF adı verilen bir yöntem de kullanılıyor.
Bu yöntemle bazı kullanıcıların ve hashtag’lerin trendlere girmesi engelleniyor.
Tüm bu sınırlandırmaları yapan birim Twitter içerisinde SRT-GET olarak adlandırılıyor.
Bir de önemli politik konularda hesap, tweet ve TT’lere müdahale edilmesi gibi işlerin karar alındığı SIP-PES birimi bulunuyor.
Trendlerin gölgelendiği, sınırlandırıldığı ve müdahale edildiği birçok kez ortaya çıkmıştı.
Örneğin Aralık 2017’de Twitter, TT dünya listesinin ilk sırasındaki #KudüseSahipÇık etiketine ambargo koyarak listeden çıkardı.
Kasım 2018’de Fransa’da Sarı Yeleklilerin trendlere giren #GiletsJaunes tag’ina 70 bine yakın tweet atılmasına rağmen sansür uygulanmış ve trendlerden düşürülmüştü.
2020 yılındaki ABD seçimleri sırasında Twitter’ın, Cumhuriyetçi adaylara yönelik sansürler uyguladığı, lakin Demokratlara yönelik böyle bir sansür politikasına gitmemesi oldukça eleştirilmişti.
Başkanlık seçimini kaybeden Donald Trump’ın hesapları kapatılmıştı.
Twitter, Ocak 2021’de Washington DC’de gerçekleştirilen gösterilerle ilgili tweetlere sansür uygulamıştı.
Bu sansürde, olaylar sırasında atılan tweetlere büyük bir etkileşim sınırlaması getirilmişti.
Twitter, bu müdahaleleri Türkiye’de de birçok kez gerçekleştirdi.
Twitter, Türkiye’de trendleri değiştirme, kullanıcıları kısıtlama, etkileşimi sınırlandırma, sansür uygulama gibi birçok yöntemi kullandı.
Örneğin Mayıs 2018’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destek amacıyla başlatılan “DEVAM” etiketine 2 milyon 105 bin 288 tweet atıldı.
Ancak Twitter, DEVAM etiketini hem Türkiye hem de dünya TT listesinden düşürdü.
DEVAM etiketi ile atılan tweet sayısı saat 15:18’de 218 bin iken, 2 dakika sonra saat 15:20’de tweet sayısı birden 19 bine düşürüldü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyareti sırasında Türkçesi “Erdoğan'ı seviyoruz” anlamına gelen #WeLoveErdogan etiketi, dakikalar içerisinde Türkiye ve dünya gündeminde 1. sıraya yükseldi. (Mart 2016)
Ancak Twitter, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gösterilen ilgiyi hazmedemedi.
210 bin 881 tweet atılan ve 149 bin 305 retweet alan #WeLoveErdogan etiketini TT listelerinden kaldırarak erişime kapattı.
Skandal sansüre gösterilen yoğun tepkiler sonrasında Twitter geri adım atmak zorunda kaldı ve tag’i tekrar TT’ye çıkarttı.
Twitter; Türkiye, Çin ve Rusya’da “hükümet bağlantılı enformasyon operasyonları yürüttüğü” iddiasıyla toplam 32 bin 242 hesabı kapattığını duyurdu. (12 Haziran 2020)
Bu hesapların, Twitter ve Stanford’ın iddiasına göre “kurallara aykırı” davranışları arasında “AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan lehine siyasi söylemi kuvvetlendirmeleri”, “HDP’yi eleştirip terörle ilişkilendirmeye çalışmaları” ve “CHP’yi eleştirmeleri” yer alıyordu.
Ancak daha sonra Twitter’ın “hükümet, Erdoğan ve AK Parti yanlısı” diye kapattığı hesapların en çok destek verdiği konuların EYT, CHP ve HDP’nin istediği eşit af konuları olduğu ortaya çıktı.
Twitter, AK Parti’ye destek veren yüksek etkileşimli 200’e yakın hesabı bir anda kapattı. (Eylül 2021)
Haziran 2018’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destek amacıyla yapılan #BüyükLiderİstanbulda etiketine atılan tweet sayısı 52 bini geçmişti.
Ancak Twitter, atılan tweet sayısını 1.467 olarak gösterdi.
Aynı şekilde #Ustalıkİster tagine atılan tweet sayısı 30 bini geçmesine rağmen Twitter 6 bin olarak gösterdi.
Yine #EnerjininİpekYolu etiketine 40 binden fazla tweet atılmışken, 2 bin olarak gösterildi.
Twitter, Türkiye’nin terörle mücadelesinden de rahatsız oldu.
Türkiye başlattığı ve terör örgütleri PKK/PYD-YPG ve DEAŞ’ı hedef alan Barış Pınarı Harekatı’na destek için #TurkeyFightsISISandYPG etiketi yapıldı.
Dünya gündem listesinde 1. sıraya yükselen bu etiket, Twitter tarafından sansürlenerek TT listesinden düşürüldü. (13 Kasım 2019)
Aynı zamanda bu etikete dakikada 70-80 arası paylaşım yapılırken Twitter bu sayıyı 15-20 olarak gösterdi.
Terör örgütü PKK/PYD’li hesaplara mavi tik veren Twitter, Türkiye’nin milli politikalarına ve terörle mücadelesine destek veren aNews (Turkuvaz Medya), Fikriyat ve Yeni Asır gazetesinin hesaplarını kapatarak büyük bir medya sansürü ve dijital diktatörlüğe imza attı. (Nisan 2021)
Boğaziçi provokasyonu sırasında eylemcilerin polise saldırdığı görüntüleri içeren videolar kısıtlandı, bu paylaşımlara retweet ve fav yapılması engellendi. (Şubat 2021)
Polise saldıranları koruyan Twitter, durum tam tersi olsaydı yani polis tarafından sert bir müdahale görüntüleri yayınlansaydı bunu konuyla ilgisi olmayanların da ana sayfasında önerirdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun tweetlerine yönelik de birçok kez sansür uyguladı.
Bir yandan bu sansürleri uygulayan Twitter, diğer taraftan da kullanıcılarının takip edip etmediğine bakmaksızın bazı hesapları herkesin önüne düşüren bir algoritma çalıştırıyor.
Örneğin, Şahan Gökbakar ve Cem Yılmaz gibi isimler, bunları takip etmeyen ve ilgilenmeyen kullanıcılarla sık sık etkileşime sokuluyor.
Bir anlamda Twitter, yer yer siyasi konulara girerek muhalefet yapan bu isimleri diğer kullanıcılara dayatıyor.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
H.G.K’nın “6 yaşında evlendirildim” konusu şuan yargıda, bakanlık da davaya müdahil oldu.
Suçlu varsa en ağır şekilde cezalandırılır.
Peki ya yargılama sonucunda iddialar gerçek çıkmazsa ne olacak?
Öyle bir medya ve sosyal medya kampanyası yürütüldü ki “yargı karar vermeden” basın ve sosyal medya kullanıcıları şarkıcılar komedyenler kararı da hükmü de vermiş oldu.
Peki yargı derseki “iddialar doğru değil.” ne olacak? Sayalım mı?
“Yargı çocuk istismarına kalkan oldu.
Yere batsın sizin yargınız çocuk be çocuk.
Sarayın yargısı yine çocuk istismarına sahip çıktı.
Bu kararı verenler sizin de başınıza aynı şey gelsin.
CHP’li belediyelerin milletin vergileriyle fonladığı Halk TV #HalkınSesiyiz demiş.
Siz halkın sesi değil FETÖ’nün sesisiniz.
Yurtdışında FETÖ ile mücadele eden Türkiye Maarif Vakfı’na saldırıp “FETÖ okullarına ÇÖKTÜLER” demek FETÖ işbirlikçiliğidir.
Sera Kadıgil m.vekili ve avukattan çok bir militandır
Karısını tekme tokat dövmesi ile bilinen İsmail Küçükkaya ile bugün Halk TV’de yaptığı programdaki konuşması da ya cahilliğindendir yada bile isteye yalan söylemesindendir
Tek tek yalanlarını veya cahilliklerini anlatalım.
⛔️ Yurtdışındaki FETÖ okulları MEB’e bağlanmadı Türkiye Maarif Vakfı’na bağlandı çünkü Sayıştay denetiminden kaçtıklar.
✅ Doğrusu uzun, buyrun:
- MEB’in bir ülkede okul açması için o ülkeyle eğitim anlaşması olması gerekir eğitim anlaşması lazım oralarda da okullar var.
CHP TV #HalkınSesiyiz diye tag açtı botlar tt’ye çıkardı sonra da düştü.
Halk TV halkın sesi değil yalanın ve manipülasyonun sesidir.
İfade şu AK Parti 4+4 ile getirdiği taşımalı eğitim ile 20 bin köy okulunu kapattı.
İnsanların aklıyla alay ediyorlar.
28 Şubat 1997’de 28 Şubat Post-Modern Darbesi başladı.
Dönemin MGK’sı dini inançlara karşı çok sert kararlar aldı o dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener’di.
Meral Akşener şöyle demişti
“28 Şubat kararlarına imza attım.
Bu kararlar uygulanacak.”
28 Şubat kararlarından biri de İmam Hatiplerin orta kısımlarını kapatmaktı.
Bunun için (4+4) 8 yıllık zorunlu eğitim getirildi, 1997-1998 eğitim yılında 8 yıllık zorunlu eğitim başladı böylelikle ilkokul ve ortaokul kavramı bitti yerine “ilköğretim okulu” kavramı geldi.
“1 yıl biraz dişini sıkarak, biraz eşinden dostundan borç alarak, biraz ek mesai yaparak karşılayabilir.”
İlk yıl için cümleyi kuruyor.
240 ay taksit yapılmış, Taksit miktarları 2+1 2.280 3+1 3.187 TL’den başlatılmış, evlerin 1,5 ila 2 yıl arasında teslim edileceği söylenmiş, Bakan da 1 yıl dişlerini sıkacaklar demiş, emin olun kurada kendisine ev çıkacak herkes dişini sıkacak muhalif medyanınki hazımsızlık.
Muhalefet böyle büyük bir konut projesi beklemiyordu, bu kadar ucuz bir konut projesi beklemiyordu, telefon taksiti öder gibi bir taksitlendirme beklemiyordu, 1.5-2 yılda ev teslimi beklemiyordu, şaşkına döndüler ne yapacaklarını nereden saldıracaklarını şaşırdılar.
Başkan Erdoğan bugün hem CHP’li elitleri hem de özellikle HDP’lileri kastederek "Kendi evlatlarını Paris’e Londra’ya gönderip en iyi eğitim kurumlarında okutup lüks ve şatafat içinde yaşattılar, Anadolu ve Trakya’nın pırlanta gibi çocuklarını göz göre göre ölüme ittiler." dedi.
Başkan Erdoğan’ın hedefi netti Anadolu’nun çocuklarını ölüme yollayan PKK ve DHKP-C gibi terör örgütleri ve bunları destekleyen CHP’liler ve HDP’lilerdi peki Erdoğan’a cevap nerden geldi?