Thread by @NslhnGozgoren

@cevheriguven ilk defa Cumhurbaşkanını devirmeye çalışmak yerine mantıklı yorumlar yapacak diyecektim ki vazgeçtim. Çok tehlikeli bir algı var açıklamasında. Tweet zincirinde izah edeceğim:
#SinanATESicinAdalet

Önce size bir mevzuyu izah etmem gerekiyor. Basındaki açmalıklar olayı tam yansıtmıyor.Aynı basın " kim bu kadın Bahçeli tweetleri ile meseleye dahil olup onun yanında yer aldı" cümlelerini de temizledi, yeri geldi basit hakaretten ifade vermeye giderken+

+kaset şantajından gözaltına alındığımı da yazdı. Bunlar yargıda lehime sonuçlanmış işlerdir. Kafanız onlarla karışmasın sadece Şefkat Çetin olayını bir yeri görmeniz için anlatmam gerekiyor. Ben siyasi bir isim değilim. Bahçeli'nin şahsını çok severdim

Onu bu ülkenin teminatı olarak görürdüm. Allah'ın kalan ömrümü ona vermesi için dua ederdim. Şimdilerde fetö olarak bilinen, kanımızı emen o karanlık derinin pençesinden Türk Milleti'nin kurtulması çocukluk hayalimdi.

Ülkücüydüm ama siyaseti hiç sevmezdim. Bu yüzden mazlum hayvan insan her şeye yardım etmeyi ülkücülük şubelerinden bellemiş 7/24 bu şekilde yaşamaya çalışan bir insan olarak arada sırada da Genel Merkeze giderdim. Ocaklı gençlerle aram iyiydi.

MHP'li arkadaşlarıma takılırdım. Ben sadece Ocak çayı içerim ,partinize gelemem siz dışarıya gelin Ben size çay ısmarlayayım derdim. Ama fetö diye özetlediğimiz karanlık yapıyla hayatının her alanında her şekilde mücadele ederdim.

Milletimi algılarla nasıl alt ettiklerini gördüğüm için ben de algılarla mücadele etmeye karar vermiştim. Tam 32 sene mi buna verdiğim için haliyle profesyonel olmuştum. Hepsini ezberden biliyordum artık.

Ama 1 Kasım seçimleri öncesi siyaset hayatımın kıyılarını fazla zorladığı için bunaldım ve 2015 yazı kendi tarzımla geçirdiğim son yaz olacak şekilde kopmaya başladım. Tepkiler geliyordu"Deniz, Mehtap, kedi, çiçek başka bir şey bilmez oldun. Sen de mi çiçek böceğe düştün?"tepkisi

Alıştıra alıştıra ve mizahla kararımı açıklıyordum ve 1 Kasım'a yakın " Kararlıyım. Kıyamet kopmadan kararım değişmez. Kim seçilirse seçilsin" dedim. Bu kararı seçimden önce açıklama sebebi seçimlerle ilintili yorumlanmaması içindi. Ama kıyamet koptu ve ben dönmek zorunda kaldım

O gece eşimle kızını bile kayınvalideme yollamıştım. Seçimleri bile izlemek istemiyordum. Telefonlar geldi. İnsanlar çaresizdi. Eski paylaşımlarımı bile kurcalayıp beğeniyorlardı. Biraz onlara teselli vermek istedim ve birden fetö'nün ayak izlerini gördüm.

Derhal harekete geçtim. 48 saatte bir uyuyacağım, bir iskelede sabahlayıp sabahlara kadar telefon konuşmaları yapacağım, işe hiç uyumadan gideceğim o cehennem böyle başladı. İlk açıklamam fetö MHP'yi ele geçirmek istiyor Devlet Bahçeli'nin etrafında toplanın oldu

Zaman ilerledikçe iç savaş seçeneğini başaramayan fetö'nün mümkünse MHP'yi ele geçireceğini bunu başaramazsa darbe yapacağını uzun uzun anlattım herkese. Çiçeklerime, kedilerime, hadis kitaplarıma, denize ve mehtaba veda ettim. Kendimi ölmüş saydım. Bu millete borcum vardı.

Beni seven insanlara bile bir şeyler olmuştu. Artık dinlemiyorlardı herkes devlet Bey dediğim Devlet Bahçeli'den şiddet ve nefret ediyor ve bana bile saldırıyordu. Kocaeli'de sadece tek bir isim açıktan savunduğu için onunla buluştum

SÇ ile ilk tanışmam böyle oldu. Genel merkezde de görevi olan bu şahsa neler olup bittiğini sordum. Ayakta duramıyordum. Üzüntüden sürekli tansiyonum düşüyordu ve eşimin koluna girerek zor gelmiştim. Dipten bir dalga geliyor dedi. Eyvah Devlet Bey dedim. Acaba o ne hissediyordu

Babam gibi severdim onu. Sağlığına bir şey olacak diye ödüm hemen Ankara'ya gitmeye karar verdim. Yanımda bir MYK üyesi de vardı. Genel Merkezin ışıkları sönük ve kasvetli bir geceydi. Hatta baş danışmanlarından biriyle binaya uzaktan bakıp, bu nasıl bir dehşet demiştik.

Bilal Aydın bütün ülkücülere gıcık davranır herkes bilir. O bile o gece şeker gibi olmuştu. Beni görünce işgal altındaki bir esirin kendi ordusunun askerini karşıladığı gibi karşıladı. Buradan bilgisayardan hepsini tek başına püskürtmeni takip ediyoruz.. dedi.

Yıldıray Çiçek her zamanki gibi soğukkanlıydı. O başdanışman da öyle. Ama diğerleri kaçacak yer arıyor gibiydi. Devlet Bey'in ne yaptığını sordum. İçeride dediler. Gidince bak bakalım neye güveniyor bize de söyle.. dediler

Benim bunlar umurumda değildi. Ne hissediyordu acaba? Onu nasıl mutlu edebilirdim? Ben bu adamı gerçekten seviyordum. İçeri girdim. Bahçeli çok kendinden emin bir şekilde oturuyordu. Buradayım dedim. Ülkücüler burada, emin olun biz kazanacağız dedim

Yalan söylemiyordum ama abartmıştım. Kimsenin orada olduğu falan yoktu. Morali bozulmasın istiyordum. Daima yanınızdayım dedim. Fetö'den bahsettim. Aynı fikirdeydi. Müthiş bir algı var en sağlam insanlar bile değişiyor dedim. Onlar hep başka bir yere bağlıydılar dedi

İşte böyle başladı benim hikayem. Bu bir fitneydi sert bastırmalıydı. En önce en sevdiğim 50 kişinin boynunu vurdum. Hayatımdan çıkardım hepsini. Şaka yapmadığımı anlasınlar istiyordum.DB aleyhine yazmayı bırak savunmayanı bile çiziyordum

Koyu bir Ak Parti muhalifiydim. Ama hükümeti vuranın fetö olduğunu gördüğüm için o aşamada hükümete de ılımlı ve olumlu yaklaştığımdan dolayı tayyipci iftiralarını da maruz kalıyordum galiz küfürlere de

Benim de ağzım bozulmuştu. Ocaklı gençlerden bir kaçı eski ablamızı istiyoruz bile demişlerdi. Bir sürü düşman kazandım. Çiçeklerim kurudu ve mağara hayatı yaşamaya başladım. Bu arada tabii teşkilatlarla da yüz göz olduk.

Teşkilatlarla benim gibi muhatap olmuş birisi teşkilatların ayak oyunlarını raconlarını nereden bilsin. Ülkücü teşkilat başka türlü olur zannediyordum. Orada bir de Şefkat Çetin vardı ki bu adam da benim şahsi hukukum hiç olmadı.Muhaliflere karşı onu da savundum.

Sonra kazandığımız kazanmaya başladığımız aşama geldi. Biliyordum benim ismimi silip karalayıp çamur atıp herkes benden daha Bahçelici olacaktı. Bu umrumda değildi. Ama bu zafer'in üzerine fetö'cülerin ve Devlet Bahçeli düşmanlarının teşkilatlara dolduğu haberleri geliyordu

Önce itibar etmedim. Belgelerle ispatladılar. Sinirlendim tepem attı. O teşkilatlarda görevli olan sizsiniz ve bu sizin vazifeniz. bunları hemen Devlet Bey'e iletin dedim ama durmadılar. Resmen mızırdanıyorlardı.

O arada da Atatürk üzerinden bir fetö algısını anlatabilmeye çalışıyordum, zaten yorgundum ve diretmelerine asabım bozuktu. Aynı kanıtlarla bana Şefkat Çetin konusu ile geldiklerinde tepem attı.

Olay gerçekti. Fetö'cüler ve muhalifler MHP'ye dolduruluyordu.Benim gibi birisi ne bilsindi bunları. Zaten benim tüylerim diken diken olur ve düz mantık yorum yaptım. Teşkilat Başkanı Şefkat Çetin olduğuna göre doğru söylüyorlardı demek ki, bunları o alıyordu.

Hemen yazdım duvarıma. Fetö'cü müsün sen? Niye kronik Devlet Bahçeli düşmanlarını ve fetö'cüleri teşkilata dolduruyorsun?.. diye. Ardından da o mızırlananlara yazdım alt satırlarda. Bir de bana o uğraştığım algı ile ilgili bir iş yaptığını göstermişlerdi.

Alın bunları da işte götürün Devlet Bey 'e dedim. Bıkmıştım artık benim siyasi bir isim olmadığını unutmalarından, kendi işlerini bana yaptırmaya çalışmalarından, benim milli önceliğimi ve tarzımı anlamamalarından. Siyaseti gerçekten sevmem.

Sonra üniversite öğrencisi bir genç aradı. Onlar da sokak hayvanları ile ilgili benden destek istiyorlardı ve beni köpeğiyle tanıştırmak istediğini söyledi. Çocukların da gönlü hoş olsun diye dışarı çıktım. Nihayet o leş siyaset alanından çıkmıştım.

Eve geldiğimde hesabıma bir baktım bütün teşkilatlar benim sayfamda. Resimler falan uçuşuyor yorumlarda.SÇ kaypak bir tiptir. Yaralı parmağa işemez. O niye gelmiş burada beni savunuyordu ki? Meğer kendini savunuyormuş. Onun adını da karıştırmışlar.

Şefkat Çetin hakkında bir tweet atmış. Bahçeli'yi savunacağım diye kuyruğunu büktüm ne kadar adam varsa , ne kadar hafif meşrep kadın varsa , ne kadar cinsi s**** olduğu için perişan ettiğim herif varsa hepsi toplanmış, fırsatı ganimet bilmişler linç ediliyorum.

Kalkmış Şefkat Çetin'e gitmiş birileri benim İzzet Ulvi Yönter Hizibinden olduğumu söylemiş. Hizip ne? MHP'de hizip mi vardı? Ben saf yeni öğreniyorum. Ellerim de enfeksiyon var ellerimi sarılı yazamıyorum. Linç ediliyorum

Bir takım gazeteci kılıklı tipler geldi. Beni gaza getirmeye çalıştı. Bütün Ankara Şefkat çetin'i deviren kadın diye seni konuşuyor vs. Hemen kaybolmalarını ve ben Şefkat Çetin'le kavga ederken bile onların o ismi ağzına almalarının hadleri olmadığını söyledim

Ama size detayları yazarak uzatmak istemediğim bir biçimde de bunların İzzet Ulvi cephesinden geldiğini çözdüm. Süreci anlatmadığım için arada boşluk olabilir ama o süreç içindeki bazı nüanslar, suçlu gibi bir köşeye kaçan telefonlarını açmayan söz de dostlarıma şaşırdım

İzzet Ulvi beni satmalarını söylemiş. Çok garip. Niye suçlu gibi davranıyorlar, bana bunu onlar yazdırmadı ki diye düşündüm. O çapulcu linç takımı arasından Ş.Ç'nin ekibini ayırt edebildim. Birden kendi arkadaşlarıma mücadeleyi kesin dedim

Şöyle açıkladım: karşımızdakiler ülkücü bize benziyorlar, kelle koltukta mertçe mücadele ediyorlar. Bu benim sözde arkadaşlarım çok kalpak ve suçlu gibi davranıyor. Bilmediğimiz bir şeyler var bu konuda. Şefkat Çetin'in suçu olsa bile bu konuda bu adamı onlara yedirmem..dedim

Ve ekledim: Benim itibarım önemli değil. O siyasi bir isim. Suçun tamamını üstlenip bu adamdan özür dileyeceğim... Maksadını aşan cümlem için özür diledim ve incelemeye başladım.

İlk ilginç tespitim Bahçeli tweetleri ile benim lehimde davranıp, bana hakaret eden danışmanı kovunca eni satma talimatı veren izzet'in ve saz arkadaşlarının birden bana yaklaşması olmuştu.

Pek öyle iltifatla ve hakaretle yön değiştirecek bir tip değilimdir . Sökmedi. Bu defa kah sahte hesaplarla aklımı karıştırmaya çalıştılar kah gecenin 3'nde telefon edip, Sen şefkati bize tercih mi ettin, onu mu seçtin gibi saçmalıklara başvurdular.

Hayırdır dedim. Şefkat Çetin ile aranızda bir sorun olmadığını zannediyordum. Siz biz diye bir şey mi vardı? Bu defa beni manipüle ederek onu kötülemeye kattılar. Yemedim. İncelemeye devam ettim.

En son dolandırıcılık ve rüşvetten yargılanan bir Aydın Ünlü'müz var. Bu adam Devlet Bey hastaneye yatana kadar ikili oynadı ve aslında sonrasında da. 2012'de de DB'yi satacakken ben aklını karıştırıp durdurmuştum. Bunu biliyorlardı. Bu konuyu gündem ettiğimde kapatiyorlardi

Bunu Devlet Bahçeli'ye iletmelerini istedim. İletmiyorlardı. Şefkat koruyor diyorlardı.En sonunda bir gün ben şu Şefkat çetin'in yanına yanına gidip konuşacağım deyince paniğe kapıldılar, sakın ha dediler.

Aradaki tafsilat sizleri ilgilendirmez hikaye uzadı zaten. Sonuçta ortaya Aydın Ünlü'yü koruyanın Şefkat Çetin olmadığı , Aydın Ünlü ve Erkan azeri'nin görevden alınması için şeceriyi yaktığı ortaya çıktı.

Biraz uzatarak sizlere kendimi tanıttım. Çünkü bunu neden göremeyeceğimi görmenizi istedim. Meğer teşkilat dediğin meret öyle işlemiyormuş. Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan yardımcısı canının istediğini alıp canının istediğini atamıyormuş.

Güç Semih Efendideymiş ve ülkücülerin şikayet ettiği O tiplerin hepsini o yerleştirip o koruyormuş. Bir taşla da iki kuş. Tükürükler Şefkat Çetin'e , işini gören Semih Yalçın. İşte tam burası benim için milat oldu.

O tarihte başladım sizin bugünlerde gördüğünüz bu hukuksuzluğun altyapısını. Neler yapabileceklerini de 2018'de fark ettim. Mücadele ettim başıma gelmeyen kalmadı. Peki bunların Cevheri ile ne ilgisi var? İlgisi şu:

Cevheri orada KHKlilardan Sinan Ateş'in sorumlu olduğunu ve bunu kusursuz bir başarıyla yerine getirdiğini ve ülkücüleri kurtardığını söylüyor. Yeme bizi Cevheri. Ben ülkücüyüm bana fetö iftirasını bir gözaltına alacak kadar tutturamadılar.

O Cevheri'nin ülkücü dedikleri işte bizim bu fetö'cüleri niye akladınız diye peşine düştüklerimiz. Peki bunları Sinan Ateş mi yaptı? Siz hiç inanıyor musunuz İsmet Büyükataman'a Semih Yalçın'a havale edilen böyle bir işi asistanlarına yaptıracaklarına?

Allah'ın her işinde bir hayır var. Ben uzun zamandır herkese tepem atık olduğu için kimseyle telefon görüşmesi de yapmıyorum. Bu olayda bir iki prensibimi bozdum, iyi de olmuş.

Söylentilerden biri de Sinan Ateş'in bu khk'lardan sorumlu kişi olduğu imiş ve Sinan kesinlikle hiçbir fonksiyonum yoktu diye ısrarla yakın çevresine söylemiş. Sadece ismim vardı orada demiş. Tıpkı Şefkat Çetin'e bazı adamlar üzerinde tasarruf hakkı vermedikleri gibi.

Bunlar neden önemli? Cevheri cemaat dediği fetö'yü böylelikle biraz yumuşatmış oluyor ve arada ne güzel kaptırıyor KHK ile mağdur edilen Ülkücüler aklanmış. Hiçbir ülkücü khk aşamasına gelmez buna emin olun. Bana fetö'cü iftirası atıldığında bakın neler oldu

Gölcük Cumhuriyet Başsavcısı Kocaeli başsavcı vekilini arıyor ve fetö ile mücadele eden ülkücü kadını fetö'cü diye karşıma getirmişler hemen bunu çözün diyor. Savcı vekilinin kendisi söylüyor. O da idari kısım hallolmadan hareket edemeyiz diyor.

Savcı dediysem tam savcıydı. O savcı Kocaeli Başsavcısı olsaydı, Kocaeli'nde başlayan bu rezillikler Türkiye'ye yayılmazdı. Arkamdan bunu yapıyor ama yüzüme karşı beni fırçalamıştı. Çünkü ben PDY'yi PYD anladım bir küfürü patlattım. PKK'lı da mı demiş bu namussuzlar bana? .

Savcı ses tonuyla ilgili sertçe ikaz etti. Memnun oldum. Biraz sonra kusura bakmayın Bizim de sinirlerimiz bozuk bu kadar yılın pisliğini iki günde temizlememizi bekliyorlar dedi. O tarihte onu buna yaranmaya çalışmayan gördüğüm ilk insandı. Gülümsedim

Umurumda değil. Çünkü ben bir gün gerçek savcıların orada oturmasını hayal ederek yaşadım ve haklıydınız dedim. Hemen iftira davası açmamı da söyledi. Eve döndüm. Eşimi sakın kimseye söyleme infial olur demiştim.

Mizahla alıştıra alıştıra söyleyeyim dedim bütün İzmit bana saldırdı iyi mi? Sana bile fetö'cü demişler, bir de bize devlete güven diyorsun bunlar bir film çeviriyor...neler neler . Onlar beni teselli edeceklerine Ben onları teselli ettim.

Savcılığa bana atılan iftiranın çok önemli olduğu ile ilgili bir müracaatta bulundum. Bu kadar belirli isme iftira atmanın darbe tiyatroydu algısına hizmet için olabileceğini belirttim. Nitekim genç personelden bir tanesi bana şunları söyledi:

Abla o insanlara mücadele etmiyorlar diye kızıyorsun ama toplantı yaptılar. Onlara' bu memlekette Neslihan'a fetö'cü denirse kime denmez. Her şey bir oyun ve hiçbirimiz garantide değiliz. Sakın güvenip kimseyi ihbar edip şahitlik edip öyle bir şeye karışmayın"demişler.

Bunu bana iftira atanlar söylüyor dikkat edin. Genel müdürüm beni telefonla arayıp" devlet adına senden özür diliyorum. İçeriden yazdıkları için protokol öyle olduğundan işlem yapmak zorunda kaldık. Senin ülkücü olduğunu genel müdürlüğünü de biliyor" demişti

Hemen görevime iade edildim. Oradan biliyordum ki bu toplantıyı yapan adamlar benim hakkımdaki bu ihbarı yapan adamlardı. Şimdi bir ülkücüyü iftira atıldı mı yaşayacağı süreç budur. Tutuklamak için kanıt lazım khk için kanıt lazım. Bir ülkücünün bir fetö'cü ile teması bile olmaz

Doğru tahmin etmiştim bunu devlete güven sarsmak için yapıyorlardı. Ama eksik tahmin etmiştim.Deniz Depboylu hemen bir açıklama yapar bunun ardından. Mağdur olan ülkücüler bize gelsin.

Hani Neslihan gibi örnekler var ya işleri artık çok kolay. Biz Depboylu ilk olarak khk ile kapatılan kendisinin de kurucu üyesi olduğu bir derneği açar. Hatta bu dernek 2 defa kapatılır. Aynı dernek 2013 yılında hizmet hareketini rahat bırakın diye slogan atan bir dernektir.

Ardından Haluk Alurcuk ( hep karıştırıyorum) denen ve Meral Akşener'i havaalanında karşılayan, fetö'den yargılanmakta olan adamın duruşmasında adliye yönünde 30 kişiyle gövde gösterisi yapar.

Hakim kolaysa versin kararı. Savcı itirazına rağmen damı adliyeden alırlar ayağının tozuyla Aydın'a il Başkanı yaparlar. Anladınız mı bizim gibi çok sivri ülkücülere fetö iftirası atmanın ne işe yaradığını? Devlet bunu yapan bürokratlardan iki tanesini bacağını ayırsaydı biterdi.

Gördünüz mü altyapıyı ne kadar ince ince işlemişler. Bunun size onlarca örneğini belgeli gösterebilirim. Oldu bütün fetö'cüler khk'dan mağdur olmuş ülkücü ve yarın öbür gün ortaya çıkarsa da" ben ne yapalım canım Sinan Ateş yaptı"Bir taşla iki kuş.

Fetö mücadelesini kasıtlı sulandırdılar. Sakın gevşemeyin. Bu kirli işlerin arkasından da #sinanateş suikastının arkasından da emin olun onlar çıkacak

Cevheri çok iyi bir gazetecidir. Elindeki bilgiler ne kadar doğruysa yorumları da o kadar yalandır.99 doğru arasına şeytanca öyle bir yanlış katar ki, tüm doğruları mahveden bir yanlış. Algılara gelmeyin.

Fetö'ye Cemaat diyecek bir adamdan bu milletin öğrenecek hiçbir şeyi yoktur. Ben onu bilgilere vakıf olmak için dinlerim. Bu semadan bilgi çalan kulak hırsızı şeytanlar gibidir. O bilgilerden bir şeyler görmeye çalışırım. Ama bu özelliğini bilerek.

Sanırım Cevheri'nin algı yönlendirmesindeki tehlike ve amacı gördünüz. Kusura bakmayın uzun oldu Ama başbuğ diyor ya "biz kendimizi anlatmaktan davamızı anlatamadık" ülkücüye o kadar çok çamur atılır ki; önce bir kendimizi tanıtmamız lazım olur.