#YılmazBüyükerşen
#Eskişehir
60 yıl önce.
1958…
Gencecik gazeteciydi.
Haber yapmak üzere, yeni kurulan Eskişehir Akşam Yüksek Ticaret Okulu’na gitti. Kapıda bekçi vardı. Kartını uzattı, müdürle görüşmek istediğini söyledi. Bekçi kartvizite baktı, dikkatle baktı,
sonra kim olduğunu, adını ve işini sordu. Genç gazeteci vaziyeti anlamıştı, bekçi okuma yazma bilmiyordu. Haberine dahil etmek için bekçinin adını not defterine kaydetti, Ahmet Yuşan’dı.
--Genç gazeteci hem haberini yaptı, hem de okula kaydoldu.
Eskişehir Akşam Yüksek Ticaret Okulu’nun ilk kayıtlı öğrencisi oldu.
--Bu mütevazı okul, önce iktisadi ve ticari ilimler akademisine dönüştü, sonra Anadolu Üniversitesi’ne dönüştü. Yıllar yılları kovaladı… O genç gazeteci, Anadolu Üniversitesi’nin rektörü oldu.
--Ömrü üniversitede geçen Ahmet Yuşan’ın yaş haddinden emekliliği geldi. Rektör, bu emektarın emeğine büyük saygı duyuyordu. “İstersen kal” dedi. Ahmet Yuşan’ın gözleri parladı. Kendisi okuyamamıştı ama, onbinlerce öğrencinin diploma almasına,
meslek sahibi olmasına şahitlik etmişti, bu üniversite onun hayatının anlamıydı. Rektör “istersen kal, rektörlük senatosunda çalışmaya devam et” dedi. Senato odasının anahtarını Ahmet Yuşan’a teslim etti.
--81 yaşına kadar çalıştı, 81… Akademisyenlerin babası,
öğrencilerin dedesiydi, üniversitenin adeta sembolüydü, olmazsa olmazıydı.
Son nefesini verene kadar üniversitede mesai yaptı.
--Rektör kendi elleriyle Ahmet Yuşan’ın yüzünün kalıbını almıştı, kendi elleriyle büstünü yaptı,
tören düzenledi, üniversitenin tüm akademik kadrosu hazır bulundu, okuma yazma bilmeyen bekçi-odacı Ahmet Yuşan’ın büstünü üniversite senatosunun girişine dikti.
--Dünyada örneği yok.
--O rektör…
Mustafa Kemal aydınlanmasının vücut bulmuş hali, daima ilham aldığımız, yurtsever,
insansever, Profesör Yılmaz Büyükerşen’di.
--Ve, eğitimde
şehircilikte mucizeler yaratan Profesör Yılmaz Büyükerşen’e dün düzenlenen törenle, Türkiye’nin en saygın ödülü, Vehbi Koç Vakfı’nın Vehbi Koç Ödülü verildi.
--Bugüne kadar, Profesör Türkan Saylan,
Profesör Aziz Sancar, Profesör Nermin Abadan Unat, Profesör Gökhan Hotamışlıgil, Profesör Zeynep Çelik, Profesör Mehmet Özdoğan, Profesör Zeynep Ahunbay gibi, varlığıyla onur duyduğumuz bilim insanlarına verilmişti, bu yıl Profesör Yılmaz Büyükerşen’e verildi.
--Profesör İpek Gürkaynak başkanlığındaki seçici kurul… “Milyonlarca gencimize eğitimde fırsat eşitliği yaratan açıköğretim modelini hayata geçirmesi nedeniyle” ve “halkın eğitimine katkı sağlayan şehircilik mucizesi nedeniyle” bu ödüle layık görüldüğünü açıkladı.
--İş Sanat Kültür Merkezi’nde saygın davetli topluluğunun katılımıyla gerçekleştirilen tören, Mustafa Kemal Atatürk’e saygı duruşuyla başladı.
--Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, Atatürk’e atıfta bulunarak “özgür nesiller” vurgulu çarpıcı bir konuşma yaptı…
“Mustafa Kemal Atatürk ‘eğitimdir ki, bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır, ya da esaret ve sefalete terk eder’ diyordu, ‘en büyük savaş cahilliğe karşı yapılan savaştır’ diyordu. Cumhuriyetin kurucuları eğitime fevkalade önem atfettiler.
Batı ve doğu arasındaki karanlık uçurumun en önemli sebebinin ‘cehalet’ olduğunu bizzat müşahade eden ve o uçuruma düşmemizi engelleyen Atatürk ve arkadaşları, yokluk içinde dahi eğitim yatırımlarına öncelik verdi. Eğitimciler bu ülkede hiçbir zaman cumhuriyetin
ilk yıllarındaki kadar el üstünde tutulmadı, öğrenmek ve öğretmek hiç o zamanki kadar kıymetli olmadı. Büyük önder Atatürk, cumhuriyetin yetiştirmek istediği nesilleri ‘ben inkılap ruhunu ondan aldım’ dediği Tevfik Fikret’in ‘fikri hür irfanı hür vicdanı hür’
sözleriyle tarif etmişti. Aradan neredeyse yüz yıl geçti, gençlerimizin fikri, vicdanı, irfanı hür mü? Sizlerin karşısında şunu samimiyetle ifade edebilirim ki, Vehbi Koç Vakfı olarak ‘hür nesiller’ yetiştirmek için elimizden gelen gayreti göstermeye çalışıyoruz.
Bugün Vehbi Koç Ödülü’nü alan değerli bilim insanı ProfesörYılmaz Büyükerşen’in ülkemiz için yaptıklarına yeterince teşekkür edebilmek hakikaten imkansız.”
--Ödülünü ÖmerKoç’un elinden alan Profesör Yılmaz Büyükerşen ise, hepimizin kulağına küpe olması gereken şu sözleri söyledi:
“Her uyandığım günü, yeni bir maceranın başlangıcı olarak görüyorum. Kendimi Atatürk’e, ilkelerine, cumhuriyete ve bu topluma borçlu hissediyorum. Hem de öyle bir borç ki, ömür boyu bitmiyor.”
--Moralinizin bozuk olduğu anlarda hatırlayın.
Tevfik Fikretlerimiz, Vehbi Koçlarımız, Aziz Sancarlarımız, Türkan Saylanlarımız, ömrünü eğitim yuvasına adayan yüreği ordinaryüs Ahmet Yuşanlarımız var bizim.
--Her uyandığımız gün, yeni bir maceranın başlangıcıdır. Yılmaz Büyükerşen sadece dün veya bugün değildir…
Asıl yarın’dır.
👏 🥀(Alıntı) zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim @PalaBiyikRak73 takip etmeyi unutmayın lütfen ‼️‼️‼️

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with PαʅαႦιყιƙRαƙi

PαʅαႦιყιƙRαƙi Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @PalaBiyikRak73

Jan 29
BOZKIRDAKİ KERPİÇ EVDEN BOĞAZDAKİ YALIYA...

Dün vefat eden dünyaca ünlü cerrah Prof. Dr. Mustafa Öz’le röportaj yaparken ASLINDA BU HAYATIN SINIRLARI BELLİ röportaj satırlarına sığmayacağı endişesi taşıdık.
Bozkır’da kerpiç bir evde başlayan bu yaşamı anlatırken son derece açık, samimi ve kendinden emin bir tavır sergileyen Prof. Dr. Öz, tüm sorularımıza içtenlikle yanıt verdi. Bu yaşamda bizi Mustafa Öz’ün ilk ameliyatını ortaokulda yaptığı,
annesinin 15 yaşında evlenip bir daha köyünü ve ailesini hiç göremediği, cerrahken aynı zamanda hasta bakıcılık yaptığı, o kerpiç evden üç profesör bir de doçentin çıktığı ve daha pek çok şey etkiledi. İkram ettiği kuru meyve ve yemişler ise harikaydı.
Read 30 tweets
Jan 28
ABD’nin 2. Dünya Savaşı’nda Japonya’ya atom bombası atması, tarihin en korkunç olaylarından biri olarak kayda geçerken, ülkede nice nesle yayılan bir travma yarattı. Radyasyon ilk aşamada binlerce insanın ölmesine, yaralanmasına ve sakat kalmasına neden oldu ama korkunç etkisi,
yıllara yayılarak sürdü.

Hayat dolu bir kız çocuğu olan Sadako Sasaki, bombanın patlamasından on yıl sonra lösemiye yakalandı. İyileşeceğine dair umudunu hiç kaybetmedi Sadako. Tedavi gördüğü hastanede kâğıttan turna kuşları katlamaya başladı. Çünkü efsaneye göre,
kâğıttan bin turna kuşu katlayan bir insanın dileği, mutlaka kabul olurdu. Böylece hevesle işe başladı.

Ancak 644. turna kuşunun devamını getiremedi.

Halsiz düşen ve bir daha toparlanamayan Sadako, 25 Ekim 1955’te öldü.
Read 5 tweets
Jan 28
ÇİZME HİKAYESİ
Bir okulda, bir öğretmen öğrencilerine, kendileri seçtikleri bir konuda hikaye yazmalarını ister.
En güzel hikaye yazan öğrenciye bir çift çizme hediye edecektir. Bütün öğrenciler hikayeleri yazar ve kağıtları öğretmenlerine verirler.
Öğretmen tek tek hikayeleri okur, hepsi birbirinden güzeldir. Bir türlü en iyi olanı seçemez. Bu olayı kura ile çözmeye karar verir.
Her öğrenci bir kâğıda kendi adını yazıp çizmenin içine atar. Atılan isimler karıştırıldıktan sonra bir tanesi çekilir. Öğretmen yüksek sesle,
AYŞE diye okur okumaz, sınıfta büyük alkış kopar.
Kurayı Ayşe adında bir öğrenci kazanır.
Ayşe çizmelerine sarılarak mutluluk gözyaşı döker.
Eve gittiğinde öğretmen bu olayı ağlayarak eşine anlatmaya başlar.
Eşi de:"Tamam der, bak ne güzel çözüm bulmuşsun, niye ağlıyorsun ki?"
Read 5 tweets
Jan 28
MÜJDAT GEZEN 👏🏻👏🏻👏🏻🇹🇷
Siz bana çok kötülük yaptınız. Mahkeme mahkeme 20 yıl dolaştırdınız beni. Açmadığınız dava kalmadı. Okulumu kundaklattınız. Yurtdışına çıkıp hasta kızımı görmemi engellediniz. Hiçbir televizyon kanalına çıkarmadınız. Yıllarca emek verdiğim
TRT bana yasak koydu.
Adımı ve resmimi bulmacalardan çıkardınız. İzmir’de, Bursa’da okullarımı kapattırdınız. Beyoğlu’ndaki okulumu mühürlettiniz. Bakırköy’deki okuluma ruhsat vermediniz. Kala kala bir tek eski okuluma kaldım.
Çünkü Kadıköy Belediyesi’ne bağlı olduğu için dokunamadınız.
Evime polis yolladınız, o adliye senin, bu adliye benim onlarla birlikte dolaştık durduk. Maliye Bakanı Nebati’ye şaka yazısı yazdım diye müfettiş gönderdiniz. Daha çok derdim var ama kısacası hayatımdan
Read 8 tweets
Jan 28
YÜZ KARASI
Yıl 1924, yer Kadıköy’deki Papaz’ın Çayırı...
Neyzen Tevfik’i o dönem İstanbul’da tanımayan neredeyse yok. Neyinin sesi, şiirleri, deliliği, sarhoşluğu herkesin dilinde...
Ahmet Rasim ise Türkiye’de gazeteciliğin en büyük üstatlarından, az değil kırk yıllık gazeteci!
Rasim, neredeyse köşe yazıları, besteleri, gazetecilikteki başarıları kadar, akşamcılığıyla da tanınıyor. Ve elbette bu ikilinin yolu, Ahmet Rasim’in müdavimi olduğu Papaz’ın Çayırı’nda bir akşamcı sofrasında buluşuyor...
Gerisini Ahmet Rasim’in 1924’te yayınladığı
“Gülüp Ağladıklarım” kitabında yer alan “Çıkan Bir Yüz Karası” yazısından okuyun:
"Geçen bir gün köyün yegâne sayfiyesinde (Kadıköy-Papazın bağı) oturuyordum. İçeriye kıvırcık saçları şaha kalkmış,baş açık,yalınayak,pir piri kıyafet bir zenci girdi. Yaklaştıkça tanır gibi oldum.
Read 9 tweets
Jan 28
Bana soruyorlar sen nesin Sağcı mı? Solcu mu?
Ben öncelikle Katıksız Atatürkçüyüm, Cumhuriyetçi bir Türk kadınıyım, laik görüşteyim, vatanımın bölünmez bütünlüğüne inanıyorum, tam bağımsızlıkçıyım, Atatürk’ün yolundayım.. Nutuk ve Gençliğe Hitabe dayanağım, pusulam Atatürk..
Karma ekonomiden yanayım.. Bütün bunları savunan herkesle anlaşırım.. Derdimiz Vatan, şekilcilikten çok uzaktayız.. Bunu anlamak gerek.. Görüş farklılıkları değerdir, tartışmayacağımız konular:
Mustafa Kemal ATATÜRK
Anayasamızın ilk 4 maddesi
Cumhuriyet
Laiklik
Tam bağımsızlık
Vatanımızın bölünmez bütünlüğü

Bunun dışındaki her farklı düşünceye saygılıyım..

Yaşasın Mustafa Kemal ATATÜRK, Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti 🇹🇷🇹🇷🇹🇷 #Günaydın #Keyiflihaftasonları @PalaBiyikRak79 takip etmeyi unutmayın lütfen ‼️‼️‼️
Read 5 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(