1- YIKIM SİYASETİ... ‘Şimdi siyaset zamanı değil’ diyenlerin siyaseti enkaza gömdü bu ülkeyi. Unuttuğumuz için de ölüyoruz. Bize bu acıları yaşatanları unutursak yeniden öleceğiz. Bu siyaseti, son 5 günde bize yaşattıklarını unutmamak için bu video bilgisel burada dursun.
2- 17 Ağustos 1999’daki depremde resmi verilere göre; 17 bin 480 insanımızı kaybettik. Bilim insanları, Türkiye’deki deprem riskleri konusunda yıllarca uyardı. 6 Şubat Depremi’nden sadece günler önce Prof. Dr. Naci Görür göz göre göre gelen felaketi anlatıyordu.
3-Bilim insanları uyardı, halk depremden korunmak için 23 yıl boyunca toplam 38.4 milyar dolar deprem vergisi ödedi. Peki AKP iktidar ne yaptı? Bu soruya yıllarca iktidar yanıt vermedi. 2011 Van depreminden sonra dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek açıklamıştı: Duble yol…
4-Bilim insanlarının, meslek odalarının uyarılarına rağmen fay hattı üzerine yapılan o yollar, havalimanları çöktü. Hatay Havalimanı kurutulan Amik Gölü’nün ortasına tüm uyarılara karşın yapılmıştı. Uyaranlar ‘terörist’ ilan edilmişti. Bu yüzden enkaz altında insanlar öldü.
5- AKP, deprem vergilerini kısa vadeli siyasi çıkarları için kullandı. Müteahhitlerini zengin etti. İmar afları çıkardı. Güvenli konutlar için çok para giderdi. Deprem sonrası hazırlık daha ucuz ve göz boyamak için yeterliydi. 3 ay önceki tatbikat durumu özetliyordu:
6-İktidar deprem sonrası müdahaleye yoğunlaştı ama orayı da mahvettiğini 6 Şubat Depremi’nde gördük. Felaketten 20 saat sonra AFAD yetkilisi “Her yere ulaşılmış durumda” dedi.
7- Oysa deprem bölgesi ıssız enkazla doluydu ve görüntüleri sosyal medyadaydı. Hatta binlerce enkaza günlerce ulaşılamayacaktı.
8- Tek adam rejimindeki liyakatsizlik ve merkeziyetçi zihniyet devlet reflekslerini yok etmişti. Yangında, depremde bile talimat bekleyen hantal yapıyı üç kelime özetliyordu: “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla.”
9- Bu yönetim biçimine uygun şekilde afet sonrası müdahale de merkezileştirilmiş ve 17 Ağustos döneminden bile kötü hale getirilmişti. 17 Ağustos’ta AKUT başta olmak üzere pek çok ekip yüzlerce hayat kurtarmıştı. Artık sadece AFAD’ın koordine edeceğini Çevre Bakanı Kurum anlattı:
10-AFAD’ın koordinasyonu beklenirken saatler, günler geçti. Aşırı soğuklarda, enkazda binlerce insan vardı. Kurtarılabilirlerdi. Hatay’a, Adıyaman’a, Elbistan’a günler boyunca bir tane bile arama kurtarma ekibi gönderilemedi.
11- 17 Ağustos ve geçmiş afetlerde lojistik ve insan gücüne sahip Türk Silahlı Kuvvetleri görevlendirilmişti. Bu sayede yüzlerce enkaza aynı anda müdahale edilmişti. Akıl almaz bir şekilde, çok hayati bir görev üstlenecek askere talimat verilmedi. 17 Ağustos ile 6 Şubat'ın farkı:
12-Afetzedeler iş makineleri için yalvarırken vinçler, kepçeler kentlerin girişinde bekletildi. AFAD izni olmadan hayat kurtaramayacakları söylendi. Eski futbolcu Gökhan Zan’ın tepkisi kalacak akıllarımızda.
13-Bunların hepsi siyasi kararlardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatları dillerden düşmezken açıklamaları hep AFAD ya da Cumhurbaşkanı yardımcısı yapıyordu. ‘Siyasetin zamanı değil” diyenler sert siyaset yapıyordu.
14-Cumhurbaşkanlığının Twitter hesabından skandal paylaşıldı. Erdoğan afet bölgesindeki belediyelerden sadece AKP’li olanları aramıştı. Muhalefet belediyelerini aramadı. Tepkiler yükselince saatler sonra Adana, Hatay gibi CHP’li belediyeleri aradı
15-“Siyasetin zamanı değil” sloganı yandaşların dilinden düşmezken AKP Sözcüsü Ömer Çelik, deprem bölgesinde siyasetin zirvesindeydi. AKP’li ve MHP’li vekillerin, Cumhur İttifakı’nın sahada olduğunu vurguluyordu.
16- AKP Menemen İlçe Teşkilatı, İzmir Valiliği’nin yardım TIR’ın üzerine kendi pankartlarını asarak poz verdi.
17- Bodrum Belediyesi’nin yardım TIR’ındaki pankartı üzerine Muğla Valiliği’nin pankartının asıldığı görüntüler ortaya çıktı.
18- Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank depremzedelere gönderilen battaniyeler üzerinden Türkiye’nin üreten bir ülke olduğunu anlatıyordu:
19-Siyasi kariyer peşindeki eski AKP Kahramanmaraş milletvekili Nursel Kocabaş Reyhanlıoğlu da kendini gösterdi. İmamoğlu’na hakaretleriyle Erdoğan’ın dikkatini çekip yeniden milletvekili listelerine girmeyi başaracak mı? Göreceğiz.
20-Erdoğan ise felaketin boyutları büyürken bir süre açıklama yapmadı. Kamera karşısına geçtiğinde yalan haberler yapıldığını iddia etti ve ‘deftere yazdıklarını ve zamanı gelince o defteri açacaklarını söyledi.
21-“Siyasetin zamanı değil” sloganı dillerden düşmezken Erdoğan, “Haysiyetsiz”, “Namussuz kişiler”, “Şerefsizler” diyerek ağır hakaretler etti. Depremin acısı yaşanırken siyasi istismar vurgusunu sık sık yapıyordu. Asker ve polis de siyasete alet ediliyordu.
22- Binlerce enkazda arama kurtarma ekibi, vinç yoktu. İnsanlar geceleri eksi 20 derece soğukta çadırsız, battaniyesizdi. Su, seyyar tuvalet, gıda desteği yoktu. Erdoğan deprem bölgesine gittiğinde yine ‘kader’ vurgusu yapıyordu
23-Kentlere halen arama kurtarma ekipleri, yardım malzemeleri ulaştırılamazken savcılar iktidarı eleştirenlere soruşturma açmak için vakit kaybetmedi. Akademisyen gözaltına alındı, gazetecilere soruşturma açıldı.
24-Yetmedi. Yıkılmış kentlere yardım götürülemezken afetzedelerin sesini duyurduğu, yardım istediği Twitter’a engel getirildi. Oysa Twitter üzerinden gelen yardım çığlıkları sayesinde çok sayıda insana ulaşılmıştı, insanlar enkaz altından kurtarılmıştı.
25-Yaratılan korku iklimi enkaz başlarında bile dudaklardan dökülüyordu. Yakınlarını kaybedenler ‘Tutuklanmak’tan bahsedip buna rağmen konuştuklarını söylüyordu. Bu bile toplumun üzerinde kurulan iktidar baskısını anlatmaya yeter.
26-Depremzedelere battaniye, su, seyyar tuvalet, çadır, hijyen maddeleri ulaştırılamazken RTÜK konteyner için yardım toplanacak yayını engelledi.
27- Üzerinde bira reklamı var diye depremzedeleri sıcak tutacak polar, eldiven ve berelerin dağıtımına izin verilmedi.
28-Haluk Levent’in kurduğu AHBAP’ın gönüllüleri binlerce insana büyük yardımlar sağladı. Ancak onlar da yandaşların hedefi oldu. Akit, Misvak saldırdı. Gece gündüz durmadan çalışanlara “Leş kargaları” diye hakaret ettiler. AHBAP’ın sitesi siber saldırıya uğradı.
29-Yandaş medya kentlerde ıssız, ölüme terk edilmiş binlerce enkaz varken arama kurtarma faaliyeti süren yerlerden yayınlar yaptılar. Depremzedelerin feryatlarından kaçtılar. Bölgeden yayın yapan gerçek gazetecilere yönelik provokasyonlar yapıldı.
30- Makamlara kurulmuş ünlü yandaşlar, iktidarın beceriksizliğini gizlemek için türlü yollara başvurdu. Hilal Kaplan yeniden TRT Yönetim Kurulu’ndaki maaşını hak ediyordu.
31- Deprem bölgesindeki en büyük sorunlardan biri iletişimdi. Fatura tahsilatında çok hızlı olan GSM şirketleri halka hizmet veremedi. Yine siyaset akla geldi. Türk Telekom'un nasıl peşkeş çekildiği ve Türkiye'nin internet alt yapısının nasıl yatırımsız bırakıldığı akıllardaydı.
32- Bu çok büyük felaketten ve kötü yönetimden kaynaklanan yaralarımız hiçbir zaman kapanmayacak. İnsanlar yakınlarının cenazelerini arabalarla, motosikletlerle taşıdı. Cenazeler günlerce sokakta bekledi.
33- Bu ülkenin güzel insanları, enkaz altındayken borçlarının ödenmesini vasiyet eden temiz insanları bunları hak etmedi. (Videodaki aile kurtarıldı)
34-Her şeye rağmen depremzedenin yaralarını sarmak için halkın muhteşem dayanışması vardı. Gönüllüler havalimanlarını doldurdu. Doktorlar, hemşireler, iş makinesi operatörleri gönüllü olarak deprem bölgesine gitti. Tüm Türkiye yardım topladı.
35-Tüm bu kötülüklerden, bu felaketten birbirimize sarılarak, dayanışmayla çıkacağız. Bu bilgiselin altına unuttuklarımızı ve yeni gelişmeleri ekleyeceğiz. Unutulmasın diye...
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1- H.K.G.'nin cinsel istismara uğramasıyla ilgili davada heyet iddianameyi okumadan duruşmaya başladı. SEGBİS de açılmadı. Türkiye'nin dört bir yanından gelen baro başkanları ve avukatların müdahil olma talepleri alınıyor. Avukatlar bunun yasalara aykırı olduğunu ifade ediyor.+
2- Avukatlar, heyetin müdahillik taleplerini reddedip iddianameyi okumadan ret kararı vermesinden endişeli. Gizlilik kararı verilip iddianame okunmadan duruşmanın kapatılması kaygısı var. +
3- Mahkemenin kadın mahkeme başkanı, avukatların toplu tepkisi ve müdahil olma talebini iddianame okunduktan sonra yapacaklarını ifade etmesi üzerine konuştu: "Tabii ki iddianameyi okuyacağız." Şimdi SEGBİS açılıyor. +
1- ATEŞ CİNAYETİNDE 4 GÜNLÜK ÖLÜMCÜL KEŞİF
Sinan Ateş cinayetini organize eden Doğukan Çep’in ifadesine ulaştım. Çep suçlamaları reddediyor ama sorulardan cinayet organizasyonuna ulaşıyoruz. Buna göre; Çep’in adamı Suat Kurt, Sinan Ateş’in ofisi önünde 4 gün keşif yaptı.
2- Sinan Ateş’in geldiği, gittiği saatleri, aracını park ettiği yeri sürekli bildirdi. Cinayetten hemen önce yürüdüğü yönü bile söyledi. Bu sırada tetikçiler pusudaydı. Bu organizasyon sanıkların ‘Dövecektik’, ‘Bacağından vuracaktık’ savunmalarını da çürütüyor. Başlıyoruz:
3- Gebze’de yaşayan Suat Kurt ifadesinde, Doğukan'ın kendisini 22 veya 23 Aralık 2022 günü Facetime’dan aradığını anlatıyor. Yani cinayetten en az bir hafta önce organizasyon başlıyor. Çep, Suat Kurt’a Ankara’ya gideceğini, Sinan Ateş’in ofisi çevresinde keşif yapacağını söylüyor
1- GAFFAR OKKAN'IN KATİLLERİ SERBEST. Bugün Gaffar Okkan’ın katledilmesinin yıldönümü. Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’a yönelik saldırı Türkiye tarihinin en organize ve kalabalık suikast eylemi. Buna karşın karanlıkta bırakıldı. Emniyet müdürü de adaletten mahrum kaldı.
2- Gaffar Okkan, 24 Ocak 2001 günü saat 17.40’da emniyet müdürlüğüne 500 metre uzakta kurulan pusuda çapraz ateşe alındı. Hizbullahçı tetikçi sayısı 20’den fazlaydı. 16 tane Kalaşnikof silah kullanıldı. Saniyeler içinde 469 mermi sıkıldı.
3- Saldırıdan hemen önce bölgenin elektrikleri kesilmişti. Gaffar Okan’ın makam aracı ve bir koruma aracı ilk pusudan kurtuldu ama ikinci pusuda çok daha ağır bir ateş altına alındılar. Gaffar Okkan ve 5 koruma polisi hayatını kaybetti.
1- 250 MİLYON DOLARLIK ÖRTBAS: İstinye Park’ta 8 Ekim 2022’de mafya çatıştı. Basit bir alacak verecek meselesi olarak yansıtıldı. İddiaya göre; olayın ardında Sedat Peker’i ifşa ettiği, yılda 250 milyon dolar vurgun yapan Ahmet Nazari’nin şebekesi var ama örtbas edildi.
2- Murat Ağırel @muratagirel ile araştırdığımız bu haberi baştan anlatalım: Sedat Peker, 24 Haziran 2022’de Avrupa’da aranan İranlı Ahmet Nazari’nin Mehmet Ağar’ın korumasında İstanbul’da yaşadığını yazdı. Ahmet Nazari’yi Mehmet Ağar’ın Türk vatandaşı yaptırdığını anlattı.
3- Dünyada aranan Ahmet Nazari’ye Eskişehir Valiliği silah taşıma ruhsatı bile vermişti. Sedat Peker bunun için 100 bin dolar rüşvet dağıtıldığını anlattı. Ayrıca Ahmet Nazari’nin çakarlı araçla gezdiğini yazdı. Ferarisi'ne çakarlı aracın yol açtığı videosu da ortaya çıktı:
1- İsmailağa tarikatı liderlerinden Yusuf Ziya Gümüşel’in çocukları video yayınlayarak kardeşleri H.K.G.’nin cinsel istismar iddialarını yalanlamış. Öncelikle bu kişiler de bu acıyı yaşadıkları için üzgünüm. Hiçbir çocuk bunları yaşamamalı. Ama iddialarına yanıt vermem gerekiyor.
2- Ekteki videoda kardeşleri H.K.G.’nin 6 yaşında imam nikahıyla 29 yaşındaki Kadir İstekli’ye teslim edilmesi gibi bir durumun olmadığını iddia ediyor. H.K.G. ise iddianamedeki ifadesinde bunu çok açık bir şekilde anlatıyor.
3- H.K.G., 6 yaşında imam nikahı kıyılmasıyla birlikte cinsel istismarın başladığını anlatıyor. Bunun kendisine bir oyun olarak anlatıldığını söylüyor. (Not: İddianamedeki ifadeyi rahatsız edici kısımları ve H.K.G.'nin adının açık yazıldığı kısımları çıkararak yayınlıyorum.)
1- Süleyman Soylu'nun "Cumhuriyet tarihinin en büyüğü" dediğı Bataklık Operasyonu'nda tutuklanan Çetin Gören ve Nejat Daş tahliye oldu. Çetin Gören, Hollanda'nın talebiyle Kırmızı Bülten ile de aranıyor. Brezilya da arıyor. Türkiye'de silah ruhsatı aldı. Padişah' lakabıyla gezdi.
2- Çetin Gören'in kara parayı Gaziantep'teki bir ağ ile akladığı iddia edildi. Hani Yılmaz Öztürkmen olayının patlak verdiği Gaziantep. Nejat Daş'ın parasının TIR şoförü kuryelerle nasıl Türkiye'ye sokulduğu da iddianamede anlatılıyor. Bu paraları Daş ve adamları topluyordu.
3- Hatta Nejat Daş pandemi döneminde Sultanbeyli Ilçe Emniyet Müdürü Necmettin Yüksek'in makam aracıyla TIR şoförü kuryelerden paraları topluyordu. Aracı da Necmettin Yüksek'in makam şoförü polis kullanıyordu.