Thread by @PalaBiyikRak73

1919, Darülfünun'da bir gün kızlarla erkekler aynı sınıfta ders gördü diye okula müfettiş gönderilmişti. Prof. Dr. Refik Fenmen ve Ord. Prof. Dr Ali Yar ilk kez bu karma eğitimi denedi ve tahkikat sonunda hiçbir ceza almadı.

Çünkü Osmanlı artık görmüştü, halk eğitim almalıydı, koskoca Osmanlı'da sadece 4894 ilkokul, 72 ortaokul, 23 tane de lise vardı. Çöküşün bir nedeni de eğitimsizlikti. 1830'larda yurt dışına ilk öğrenciler gönderilmeye, 1860'ta ilk kadın okulları açılmaya başlandı.

Kızlar için İnas yani kız mektepleri açıldı, öğretmen yetiştirmek için yine kız okulu Darülmuallimat faaliyete geçti. Osmanlı, kızları okutmak istedi, inas (kız) okuluyla başlayıp karma sisteme geçmeye izin verdi. Cumhuriyetle birlikte ise Atatürk eğitim devrimine girişti,

Filozof John Dewey'i, Prof. Albert Malche'yi ve yarım düzine profesörü Türkiye'ye çağırdı, masraflarını karşıladı ve rapor hazırlattı. Fakir ve eğitimsiz bir coğrafyada "Eğitim nasıl olmalı?"dır diye bilimsel çözümler üretmeye çalıştı.

Bununla birlikte Talim Terbiye'nin başında astronomi konusunda uzman bir bilim insanı Prof. Dr. Abdülfeyyaz Tevfik Yergök de benzer bir rapor hazırladı. Tüm raporlar şunu gösteriyordu "Eğitim karma olmalıdır, çağdaş olmalıdır ve laik olmalıdır.”

Hepimizin bildiği İsmail Hakkı Tonguç’un, Hasan Ali Yücel’in canla başla var etmeye çalıştığı Köy Enstitüleri'nin fikir babası aslında Dewey'dir. Hem pratik hem teorik, bölgesel eğitim modeli ile bunun temelini atmıştır.

Japonya konusuna gelirsek ilkokul altı yıldır ve çocuklara öncelikle toplumsal kurallar, işbirliği, muhakeme yeteneği kazandırma, bilim, sanat, matematik, edebiyata olan ilgilerini geliştirme amacı güdülür.

Dewey de Yergök de hazırladıkları raporda çocuklara evvela bunun öğretilmesi gerektiğini anlatır. Önce terbiye, sonra eğitim. İkinci dünya harbinden sonra Japonya bizim gibi yurt dışına öğrenci gönderdi. Atom bombasıyla yerle bir olmuş bir ülke şahlandı.

Atatürk'ün sayesinde biz bunu yaptık, 1924’ten başlayarak her yıl ortalama 120 öğrenci yurt dışına gönderdik. Dünyaca ünlü bilim insanları yetişti. Atatürk'ün ölümüyle bu sekteye uğradı, Japonlar büyürken biz köy enstitülerini kapattık, Japonlar her alanda teknoloji geliştirdi,

biz her alanda teknoloji satın aldık. Misal Atatürk’ün açtığı uçak fabrikalarını kapattık. Eğitimde geriye gitmek değil ileri gitmek gerekir. Japonya'daki gibi kadın üniversitesi açmak değil mesele, sorun Dünya Ekonomik Forumu'nun 2018 raporuna göre

134 ülke içinde Türkiye'nin 99. sırada olmasıdır. MEB'in bugün açıkladığı rakamlara göre 8. sınıfların %16'sı 4 işlemi yapamamaktadır. 2018 yılı üniversite sınavında 41 bin öğrencinin sıfır puan almasıdır.

TÜİK'in 2017 yılı verilerine göre toplam 2 milyon 336 bin 847 kişinin okuma yazma bilmemesidir. Eğer sorun açılacak olan kadın üniversiteleriyle çözülecekse pek tabi açılmasında hiçbir mahzur yoktur.

Ancak Osmanlı’nın bile son döneminde vazgeçtiği bu uygulamanın 21. Yüzyılda devam ettirmeye çalışılması anlamlı değildir. Son yıllarda sürekli değişen eğitim sistemi, uzman olmayan kişilerin eğitim ile ilgili pozisyonlara getirilmesi sanırım

günümüz eğitim sistemindeki yetersizliği gözler önüne sermektedir. Eğitim, siyasilerin tercihleriyle değil konunun uzmanı olan bilim insanlarının yönlendirilmesiyle düzenlenmelidir.
#TolgaAydoğan alıntıdır okuduğunuz için teşekkür ederim