Paraklētos Profile picture
Mar 7 37 tweets 10 min read
Tevrat ve İncil bozuldu mu? Bu sorunun cevabını beraber arayalım.

#StajÇıraklıkTorbaya
Saadet
Bu soruya misyoner siteleri inanmadıkları Kuran-ı Kerim'den delil getirmeye çalışıyor ve bozulmadı diyorlar.
Kendi kitaplarına yaptıkları gibi kitabımızın ayetlerinin de manasını işlerine geldiği gibi eğip bükmeye çalışıyorlar.
Ancak Kuran-ı Kerim'den onlara asla onlara delil çıkmaz!
Kur'an-ı Kerîm’de bu bağlamda kullanılan tebdîl, leyy (dili eğip bükmek), kitmân (gizlemek) ve nisyan kelimelerinin yanı sıra Allah’ın âyetlerini satmak, elleriyle kitap yazmak gibi bazı ifadeler direkt suçlarını ortaya döker. (Bakara, 59, 146; 3Al-i İmrân, 78; Mâide, 13)
Misyonerlerin sıkça manasını tahrif etmeye çalıştıkları birkaç ayet vardır. Bu ayetlerden yola çıkarak bakın Rabbin sözünü kimse değiştiremez diye manipülasyon yaparlar.

Örneğin Kehf, 27 ayeti.
“Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku! Onun kelimelerini değiştirecek hiç kimse yoktur. Ondan başka bir sığınak da bulamazsın.” (Kehf, 27)

Kehf 27 tefsirine bakın. Önceki kitapları ilgilendiren bir durum yok ki!

Ayet gelen vahye müdahalenin mümkün olmadığını ortaya koyuyor.
Manipüle etmeye çalıştıkları Yunus suresi 63 ve 64. ayetlere bakın

“Onlar ki, iman etmişler ve takvâya ermişlerdir, işte onlara hem bu dünya hayatında hem de âhirette müjdeler olsun! Allah’ın sözlerinde değişme olmaz; (öyleyse) en büyük kazanç budur.” (Yunus, 63-64)
Ayetler bir kere Cenab-ı Allah'ın ahiret yurdu için verdiği vaadleri yerine getirmesinden bahsediyor.
Buradan Tevrat ve İncil korunacak anlamı çıkmaz.

Dolayısıyla, bu ayetler vahyedildiği şekliyle Kutsal Kitap için geçerli değildir. Elbette, sıkça kullanılan " Allah'ın sözü"
terimi Allah'ın hükmüne ve vaadine atıfta bulunur:

Örnekler arasında Mümin, 6; İsrâ, 16 ve Yasin, 7 sayılabilir.
"Böylece (kavminden) inkâra sapanlar hakkında rabbinin verdiği, “Onlar artık cehennemliktir” şeklindeki hüküm gerçekleşmiş olacak."
Misyoner Hristiyanların tüm propagandalarında bu tarz ayet manası tahrifatını yaptıklarına canlı şahid oldunuz.

Bunlar kendi kitaplarından alışık çünkü aynısını kendi kitaplarına yaptılar.

Şimdi aklımıza şöyle bir soru gelebilir:

Allah neden önceki kitapların tahrifine mâni
olmamıştır?
Aslında cevabı çok basit; irade özgürlüğü ve seçim mesuliyeti.
Yani; Allah, kullarının günah işlemesine razı olmadığı halde kulları günah işlemeyi iradeleri ile tercih ederse, Allah da kullarının günah olan amellerini yaratır. Eğer O dileseydi kullarının günahlarına
mâni olurdu. Ancak kullarına irade vermesi onları amelleri dolayısıyla yargılamayacağı anlamına gelmez. Ayetlere göre zaten tahrif gibi büyük günahları işleyenleri büyük cezalar karşılayacaktır.
Bütün bunların yanında bir Nebi şehid etmek bir kutsal kitap bozmaktan daha az günah
değildir. Ancak azgınlıkta aşırıya gidenler iradelerini sadece kötülüğe kullanacaktı..
Bilmemiz gereken ve Ehli Kitab'ın yine gizlediği bir durum daha var:

Tevrat, Zebur ve İncil'in Allah tarafından korunması garanti edilmemiş ve bu koruma vazifesi o zamanın alimlerine verilmişti:
Yani bu görevliler vazifelerine ihanet etmişlerdi. Ayrıca korunması vaad edilmemiş olan önceki kitapların davetleri Kur'an-ı Kerîm'e nazaran sınırlı bir zamana ve sınırlı bir toplumaydı. Bu nedenle kıyamete dek muhafaza edilmelerini gerekli kılan bir durum yoktu.
Kur'an-ı Kerîm’in bu kitaplardaki doğruları tasdik, yanlışları tashih etmesi de böyle bir gerekliliği ortadan kaldırmıştır.
Deniz kurusa da yatağında su eksik olmaz derler ya hani. İşte aynen öyle bu kitaplar tahrif edilmiş olsa da içlerindeki sahih bilgilere Kur’an-ı Kerîm’den
atıflar yapılarak delil getirilmesi bu yüzdendir.
Bir çoğumuz dehşete kapılacak ancak şimdi Tevrat ve İncil'de Tanrı inancı nasıldır? Sorumuza geldik.

Şimdi inceleyeceğimiz bu pasajlardakiyle, Kuran-ı Kerim'deki uluhiyet telakkisi karşılaştırıldığında önceki kutsal kitapların ne kadar bozuldukları ortaya çıkmaktadır.
Allahuteala adına yapılan bu çeşit (haşa!) yanlış yakıştırmalar Kur’an-ı Kerim’de yer almadığı gibi İslam’da böyle inançlar Allahuteala'nın (c.c.) Zat-ı Akdes’ine saygısızlık ve küfür olarak kabul edilmektedir.
Kur’an-ı Kerîm’de Allahuteala hakkında şunlar bildirilir;
Şimdi de Eski Kutsal Kitaplardaki peygamberlik anlayışına bir bakalım.
Kutsal Kitabın peygamberlik anlayışı da tahmin edilenin aksine Kur’an-ı Kerîm’dekinden çok farklıdır hatta öğrendiğinizde bu kadar da olmaz diyeceğiniz iftiralar atılmıştır Nebilere! Kur’an-ı Kerîm’de
peygamberler dinine sarılma ve ahlaki doğruluk bakımından en iyi model ve insanlara birer örnek olarak sunulurken (Enbiya, 26-27; Hac, 52) Kutsal Kitaptaki anlatımlarda peygamberlere (haşa!) okurken bile utanılacak birçok büyük günahı ve hatalı fiili yakıştırılmıştır.
Bunlardan bazıları şöyledir:
Kur'an-ı Kerîm’in önceki kutsal kitapların bozulmuş olduğunu öğrettiğini şuradan teyit edebiliriz:

Kur'an-ı Kerîm çeşitli kıssaları tekrar anlatarak kendisini önceki geleneği 'düzelten' bir metin olarak kurar.
Kutsal Kitap geleneğinden ayrılma bariz, bilinçli ve kasıtlıdır
Örnek ister misiniz? Derhal! Şimdilik sadece bu örneklerle yetineceğiz. Zira Kur’an-ı Kerîm önceki kitapların bu listede bahsedilen birçok pasajını bâriz bir şekilde düzelttiği için mevcut Tevrat ve İncillerin metinleri muharreftir.
Kur'an-ı Kerîm'in Kutsal Kitap geleneklerine karşı tutarlı tavrına dair sadece birkaç örnek verdik ve verilenler tamamı da değildi.

Bu genel eğilim en iyi Holger Zellentin'in Kur'an'ın Yahudi ve Hristiyan geleneğine çokça müdahale ettiği
"düzeltici yeniden anlatım" terminolojisi ile özetlenebilir. (academia.edu/34810624/_Tria…)
Bu ayetlerde Ehli Kitab'ın elindekileri açıkça kaybettiği bildirilmektedir.

Ayetler, onların kutsal kitaplarının eksik olduğunu, çünkü onları sadakatle hatırlamayı başaramadıklarını söylemek ister. İnsan kendisinde zaten mevcut olan bir şeyi 'unutmaz':
Bu nedenle kutsal yazıların kasıtlı olarak çarpıtılması suçlaması, Mâide 13'teki unutkanlık suçlamasına ektir. Bu unutkanlığın bir sonraki ayette Hristiyanlar için de geçerli olduğunu görmekteyiz.
Şimdi bırakalım biraz da onların kendi kitapları konuşsun.

İşte Kutsal Kitap'larında bahsedilen Ama Bulunmayan Kitaplar
"Yazıklar olsun şu kimselere ki, KİTABI kendi elleriyle yazarlar, sonra da küçük bir dünya menfaati için: “Bu Allah tarafından gönderilmiştir!” derler. Yazıklar olsun elleriyle yazdıkları yüzünden onlara, yazıklar olsun kazandıkları yüzünden onlara!" (Bakara, 79)
mealindeki ayet
bu konuyu kapatacak hükmü vermektedir. Yazdıkları dünya menfaati için değiştirilmiş ve için batıl karıştığı için Rabb'in katından olma vasfını yitirmiştir.
Hem Tevrat hem de İnciller tahrifata uğramış kitaplardır.
Ehl-i Kitab’ı tasdik etmeyi de yalanlamayı da yasaklayan hadis (Buhârî, “Şehâdât”, 29), tahrifatın bu kitaplarda kısmen gerçekleştiğinin Kitap ve Sünnet ile kanıtlar niteliktedir.

Ehl-i Kitabın Kur’an-ı Kerîm’de
değinilmeyen metinlerinin tahrifat derecesini ölçecek yüzde yüz objektif araçlar, (yani aslî metinler, Kur’an-ı Kerîm’de her Tevrat ve İncil ayetinin tasdik edilmesi veya düzeltilmesi gibi bir durum) elimizde bulunmamaktadır.

Kur’an-ı Kerîm ve Sünnet’te verilenlere uygun olduğu
sürece bazı Tevrat/İncil pasajlarının mana olarak sahih olması muhtemel yerler mevcuttur. Kur'an-ı Kerîm Ehli Kitaba Hz.Resulullah'ın (sav) müjdelenmesi bakımından referanslar ve hatırlatmalar yapmaktadır.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Paraklētos

Paraklētos Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @Kisas_i_Enbiyaa

Mar 8
Kur'an-ı Kerîm'den Hz.Musa'nın (as) dilinin çözülmesi için yaptığı duayı biliyoruz.

Peki sonra ne oldu hiç dikkat ettik mi? ve Mısır edebiyatına bu olanlar nasıl yankı buldu?

İnceleyelemeye ne dersiniz? Image
Daha fazla RT ve Fav istiyorum yalnız :)
Musa: "Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz ki sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Harun'u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki Seni daha çok tesbih edelim ve çokça analım. Şüphesiz Sen bizi görmektesin" dedi. Image
Read 60 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(