Paraklētos Profile picture
Mar 8 60 tweets 10 min read
Kur'an-ı Kerîm'den Hz.Musa'nın (as) dilinin çözülmesi için yaptığı duayı biliyoruz.

Peki sonra ne oldu hiç dikkat ettik mi? ve Mısır edebiyatına bu olanlar nasıl yankı buldu?

İnceleyelemeye ne dersiniz?
Daha fazla RT ve Fav istiyorum yalnız :)
Musa: "Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz ki sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Harun'u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki Seni daha çok tesbih edelim ve çokça analım. Şüphesiz Sen bizi görmektesin" dedi.
Hz.Musa'nın (as) bu samimi duası kabül ediliyor. Bunu nasıl mı anlıyoruz?

Sonraki ayetlerden.. Firavun ile Hz.Musa'nın (as) diyaloğu o kadar dikkat çekici ki.
Bunu Eski Mısır'ın belagate verdiği önem bağlamında okumak ayrı bir zevk veriyor. Bunu biraz sonra ele alacağız ama önce diyaloğa bir bakalım.
Bu diyalogda Firavun, Hz.Musa (as)'yla oynamaya ve onu köşeye sıkıştırmaya çalışırken zekice konuşma tarzıyla öne çıkar.

Hz.Musa (as), Firavun'un oyunlarını ustalıkla idare ederken, konuşmayı mesajdan uzaklaştırmasına izin vermemelidir.
Sonunda Hz.Musa (as)'nın tutarlılığı ve zekâsı ona üstünlük sağlar. Diyalog, Hz.Musa (as)'nın Sina Dağı'nda Tanrı'yla yaptığı ve Kuran'ın başka bir yerinde (20:9-48) tam olarak anlatılan tarihi konuşmanın sonunun kısaca gözden geçirilmesiyle başlar.
Allahuteala Hz.Musa (as)'a şöyle buyurur:

"Zulmeden ulusa git, Firavun'un ulusuna" (26:10-11).
Bir an durup Hz.Musa (as)'yı o anda yakalamış olması gereken korku ve tereddüdü hayal edebiliriz.

Hz.Musa (as) bir İsrailoğulları ferdi olmasına rağmen, Firavun'un sarayında yetişmişti. Ancak yanlışlıkla Mısırlı bir köle çalıştırıcısını öldürdüğü haberi yayıldıktan sonra
Firavun'un cezalandırmasından korkarak Mısır'dan kaçmıştı. Şimdi, yıllar sonra, geri dönmesi ve gazabından kaçtığı Firavun'la yüzleşmesi emredilmektedir.
Hz.Musa (as) güçlü Firavun ve sarayıyla yüzleşmek konusundaki endişesini dile getirir:

"Rabbim, bana yalancı demelerinden, [kaygıdan] göğsümün daralmasından ve dilimin dönmemesinden korkuyorum."
Hz.Musa (as) kendinden şüphe duymasının yanı sıra, cinayetle suçlanma tehdidiyle de karşı karşıyadır:

"Bana karşı utanç verici bir suç işlediler, bu yüzden beni öldüreceklerinden korkuyorum."
Buna karşılık Allahuteala Hz.Musa (as)'yı bu korkularına karşı rahatlatır ve kardeşi Hz.Harun'u (as) ona eşlik etmesi için bir sözcü ve elçi olarak atar.
Firavun'a iletmeleri gereken mesaj iki kısa cümlede özetlenir:

"Haydi şimdi ikiniz de Firavun'a gidin ve O'na deyin ki: Biz alemlerin Rabbinden bir mesaj getiriyoruz, O'nun elçileriyiz. İsrailoğullarını bizimle gönder." ( 16-17).
Kur'an-ı Kerîm Hz.Musa (as)'nın Mısır'a dönüş yolculuğunu, Hz.Harun'la (as) yeniden buluşmasını, kraliyet sarayına girişlerini ya da Firavun'dan taleplerini anlatmaz.
Bunun yerine doğrudan Firavun'un cevabına geçer. Bu "hızlı ileri sarma" tekniği Kur'an-ı Kerîm anlatımında sıkça
kullanılan bir araçtır: Anlatımın okuyucu tarafından kolayca doldurulabilecek kısımlarının üzerinden geçerek -gereksiz ayrıntılardan kaçınır ve hikayeye hızlı bir tempo kazandırır- anlatının kilit kısımlarına yakınlaştırma yapar.
Şimdi bakın Firavun nasıl tuzak kuruyor:

Firavun, Hz.Musa (as)'nın İsraillilerin özgürlüğü için yaptığı talebi, sanki onların varlığını bile kabul etmiyormuş gibi, görmezden gelir.
Bunun yerine bir dizi retorik tuzak kurarak Hz.Musa (as)'yı ters köşeye yatırmaya çalışır:

"Biz seni çocukken aramızda büyütmedik mi ve hayatının uzun yılları boyunca bizimle kalmadın mı? Sonra da nankörlük ederek bu eylemi gerçekleştirdin." (18-19)
Çünkü o biliyordu ki Hz.Musa (as), Firavun'un kendisini evlat edindiğini, barındırdığını ve yetişmesini sağladığını inkâr edemezdi. Dahası, Firavun Hz.Musa (as)'nın suçuna bir imada bulunarak onu kolayca aşağılatabileceğini ve ortadan kaldırabileceğini ima etmişti, ancak bunu
yapmaktan kaçınmıştı. Ve eğer Hz.Musa (as) bu iyiliklerden herhangi birini reddederse, Firavun hemen onu “nankör bir adam” olarak kınayacaktı.
Yine de Hz.Musa (as) köşeye sıkıştırılmadan bu saldırıdan kurtulacaktır. Önce en ciddi sorunla, adam öldürme suçuyla yüzleşir. Cinayetin bir kaza olduğunu, iyi niyetli olduğunu ve sadece Firavun'un yargı sistemi tarafından haksızlığa uğramaktan korktuğu için kaçtığını söyleyerek
geçerli mazeretler öne sürebilecek olsa da, Hz.Musa (as) zaten idam edilmeyeceğine dair Allah’tan güvenceye sahiptir ve bu yüzden hatasını itiraf eder.
Ancak bunu dikkatli bir şekilde, kendini gözlemcilere göstermeden yapar:

"Kaybolmuşlar arasındayken yaptım bunu. Sonra senden kaçtım ve senden korkmuştum" (21. ayet).
"Korkmuştum" ifadesinin geçmiş zaman kipiyle kullanıldığına dikkat edin, bu da artık Firavun'dan korkmadığını gösterir.
Hz.Musa (as)'nın bağışlanmak için talepte bulunmayacaktır ve bu yüzden itirafını, konuşmayı görevine geri getirmek için bir fırsat olarak kullanır:
"Sonra Rabbim bana hikmet ve peygamberlik verdi ve beni elçi yaptı."
Firavun'un kendisine yaptığı iyiliği de kabul eder, ama sonra bunun Firavun'a İsrailoğullarına baskı yapma hakkı vermediğine işaret ederek kendi taarruzuna başlar:

"Ve bu bana hatırlattığın bir iyilik mi: İsrailoğullarını köleleştirmiş olman?" (v. 22).
Firavun bir kez daha Hz.Musa (as)'nın sorusundan kaçar ve bu kez Hz.Musa (as)'nın ilahi bir otorite tarafından gönderildiği iddiasıyla alay eder:

"Peki 'bütün âlemlerin Rabbi' nedir?" (v. 23).

Firavun sorusunda KİM'dir? yerine NE'dir diye üstten bakan bir üslup kullanıyor.
Hz.Musa (as) Firavun'un küçümseyici ve alaycı üslubuna aldırış etmez, ama mesajı açıklama fırsatından yararlanır:

"Emin olmak istiyorsanız, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir." (v. 24).
Firavun, gücüne ve tanrısallığına karşı bir başka meydan okumayla karşı karşıyadır. Saray mensuplarının sessizliğinden rahatsız olarak onlara döner ve:
"Duymuyor musunuz??" (v. 25) diye haykırır. .
Hz.Musa (as) sakince devam ederken, Firavun tüm taktiklerinin Hz.Musa (as)'nın
cesaretini kırmakta başarısız olduğunu görerek giderek telaşlanır:

Hz.Musa (as): "Senin Rabbin ve atalarının Rabbi." (v. 26)

Firavun: "'Size gönderilen elçiniz' gerçekten de deliymiş!" (v. 27)
Hz.Musa (as):
" Mûsâ devamla şunu söyledi: “Şayet aklınızı kullanırsanız anlarsınız ki O, doğunun, batının ve bu ikisi arasında bulunanların rabbidir.” " (v. 28)

Bu sözlerle Firavunun mülkü elinden alınıp kapı önüne konuşmuş gibi hissetmiştir.
Firavun: "Eğer benden başka bir tanrı edinirsen, seni kesinlikle hapsederim!" (v. 29)

26. ayette Hz.Musa (as) Firavun'a yaklaşarak, Tanrı'nın onun ve atalarının üzerinde tam bir yetkiye sahip olduğunu belirtir:

"Senin de Rabbin, atalarının da Rabbi". Son olarak 28. ayette
Allah’ın "doğunun, batının ve ikisi arasındakilerin ve aralarında ne varsa her şeyin Rabbi olduğunu söyler." Şimdi söz Hz.Musa (as)'nındır ve Firavun'a meydan okuma sırası ondadır.
Firavun'un kendisini hapsetme tehdidini,
"Sana meseleyi açıklığa kavuşturacak bir şey getirmiş olsam bile mi?" (30) diye sorarak bertaraf eder.
Sizce burada Firavun ne yapacaktır? Elinde tek bir hamle kalmıştır. Kapana doğru yol almak. Çünkü;

Firavun'un şüpheciliğini hayal etmek kolaydır: Kraliyet sarayındaki yerini kaybetmiş ve zenginlik ya da kaynak açısından Firavunun bakış açısıyla zahirde çok az şeye sahip olan
Hz.Musa (as), tarihin en güçlü ve varlıklı yöneticilerinden birine ne gösterebilir?

Yine de Hz.Musa (as)'nın iddiasındaki belirsizlik ve cüretkârlık ancak merak uyandırabilirdi.

"Firavun, "Eğer doğru söylüyorsan getir" (31. ayet). diye atlar
Hz.Musa (as) iki mucize getirir: Asasını canlı bir yılana dönüştürür ve elini bembeyaz nurla parlatır.
Açık mucizelere tanık olmasına rağmen, Firavun bu mucizeleri büyü olarak nitelendirir ve Hz.Musa (as)'yı tehlikeli siyasi amaçları olmakla suçlar:

"Sihriyle sizi ülkenizden çıkarmak istiyor!" (v. 35).
Firavun'a karşı çıkması nedeniyle Hz.Musa (as) artık ulusun güvenliğine yönelik bir tehdit olarak damgalanmıştır.

Ancak sihir gücü mucize karşısında aciz kaldığı için ona sadece yaygaracılık düşmüştür.

Çünkü diğer yılanları yutan APEP, Firavun düzeninin sonunu haber vermiştir.
Bütün bu olanlar Mısır'da kaydedilmiş bir yazılı belgeyi çağrıştırır. "Belagatli Çiftçinin Hikayesi"ni

britishmuseum.org/collection/obj…
Bu anlatımız da SİNUHE'nin hikayesi gibi yine XII. Hanedandandır ve Sinuhe ile aynı yerde bulunmuştur. Yani onunla bir ilgisi olsa gerektir.

Bahsettiğimiz üzere XII. Hanedan bir kıssanın birçok parçaya bölünmüş ve yeniden kurgulanmış hikayeleri ile tabiri caizse kaynamaktadır.
Hz.Musa'yı (as) çok daha geç dönemlerde (Thuthmosis III veya Ramses II gibi) arayıp bulamayanlar o hiç yaşamadı diyorlar.

Yani yanlış tarihlendirme yapıyor ve bununla gerçekleri çürütüyor bu odunlar.

Bu dönemden birkaç olay ve metne baksak halbuki gerçek öyle ortada!
Şu noktalara bir bakın mesela:

-XII. Hanedan Mısır en büyük çöküşü yaşıyor.

-Ma'at sistemi çöküyor. Köleler kaçıyor.

-Ordusuz Mısır, 100 seneden ziyade süren AMU/Asyalı/Hyksos istilasına uğruyor.
-İstila ve düzen çöküşünü anlatan IPUWER gibi yazmalar en erken bu döneme dayanıyor.
-Hz.Musa'nın (as) kıssasına paralel olan anlattığımız bütün hikayeler bu dönemde Big Bang'ini yaşıyor.

NEDEN ACABA?

Bu nokta batılıların dikkatini çekti çekmesine ama kronolojileri değişeceği için bunu istemiyorlar.

Bu konuda resimdeki esere bakılabilir.
Hikayemize geri dönelim..

Belagatli Çiftçinin Hiyeroglif çözümleri ile okumak için:

mjn.host.cs.st-andrews.ac.uk/egyptian/texts…
Bu hikayede, fakir bir köylü olan Khun-Anup, iyi çevresi olan Nemtinakht tarafından soyulmuş, dövülmüş ve hor görülmüştür.

Khun-Anup mağduriyetinin giderilmesi için yetkililere 9 kez başvurmak zorunda kalmıştır.
Bunda ne var ki bu kadar benzetecek diyebilirsiniz. Eğer diyorsanız Mısır hikaye anlatım tekniklerine yüzeysel bakıyorsunuz.

Çünkü onlar gerçekle kurgu arasında matrislerini kurup size gerçekleri maskeleyerek anlatabiliyorlar.

Düşmanların ismini doğrudan anmak YASAK.
ANUP isminden başlayalım. Bazı klasik metinlerde Kraliyet çocuğu anlamına geliyor ANUP.

Bu ise MOSE'nin karşılığı! Arapçası ile MUSA.
Anup/Musa "otorite tarafından soyulmuş, dövülmüş ve toprakları elinden alınmış bir milleti" (İsrailoğullarının kölelik dönemi) sembolize ediyor.

Nasıl ama harika değil mi?

Anup/Musa, Firavunun yanına şikayet için 9 kez çıkıyor dedik.
Belagatli çiftçinin hikayesinde 9 kez sesleniş.
Bu kelime ASA için de kullanılıyor.
Şimdi iyi bakın:

"Andolsun ki biz, Musa'ya DOKUZ tane apaçık delil vermiştik; sor İsrailoğullarına; Musa, onlara gelince Firavun ya Musa demişti, şüphe yok ki ben seni büyülenmiş sanıyorum." (İsra, 101)
- Kur'an-ı Kerîm'de Mısır'a gönderilen 9 ayet var.

- Tevrat'ta Hz.Harun as firavunun karşısına 9 defa çıkıyor.

- Eski Mısır'ın ise ayakları altına alınan 9 düşman yayı var. (Sfenksin altındalar)
Mısırlılar güzel konuşmayı severlerdi. Belagatli Köylü 9 konuşma yaptı.

Mısır Kralı, yanındaki Rensi'ye şöyle dedi:

"Onun konuşmasını engellemek için sessiz ol. Sonra bize yazılı olarak getirilecek ki dinleyebilelim." Ve Rensi itaat etti."
Hz.Musa'ya belagat bu olaylardan öncesi veriliyor ve Mısır'a onun belagat mührü vuruluyor:

“Dilimin bağını çöz (konuşma kabiliyetimi ve ifade yeteneğimi arttır).” (Taha, 27)

'Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp-düşünür veya içi titrer-korkar.' (Taha, 44)
Bu hikâyenin yapısı, en başından itibaren, bir dizi konuşma üzerine kurulmuştur. Bu yapı Kur'an-ı Kerîm'deki diyaloğa uymaktadır.
Hz.Musa'yı (as) anlatıp da asasından - Sultanin Mubin'den bahsetmemek olur mu?

Şimdi bakın:

Anlatıda geçen *mdt ntr "İlahi yasal savunmanın eş anlamlısı, Tanrı'nın Asası"dır!

Eski Mısır dilinde mdw "asa, değnek" (Gardiner İşaret Listesi S 43) aynı zamanda "yasal yalvarış,
yakarış" (mdw, mdt) anlamında da kullanılır.
Ayrıca, Mısırca mdw "asa, değnek; söz " anlamlarına gelir.

İbraniceye bu kelime matte "asa, değnek; kabile" (Yaratılış 38:18, 25) olarak geçmiştir.
Çıkış kıssasının sonunda İsrailoğulları vad edilmiş toprakları alıyor.

Belagatli Köylü'de ne mi oluyor?

Tabi ki etkilenen Firavun gaspı durduruyor ve toprakları iade ediyor. :)

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Paraklētos

Paraklētos Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @Kisas_i_Enbiyaa

Mar 7
Tevrat ve İncil bozuldu mu? Bu sorunun cevabını beraber arayalım.

#StajÇıraklıkTorbaya
Saadet
Bu soruya misyoner siteleri inanmadıkları Kuran-ı Kerim'den delil getirmeye çalışıyor ve bozulmadı diyorlar.
Kendi kitaplarına yaptıkları gibi kitabımızın ayetlerinin de manasını işlerine geldiği gibi eğip bükmeye çalışıyorlar.
Ancak Kuran-ı Kerim'den onlara asla onlara delil çıkmaz!
Read 37 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(