Hep beraber yemeğe gidince, masada sürekli bir şeyler anlatıp, ablasının hayran bakışlarına maruz kalıyor, sonra aniden masanın altından çaktırmadan SİKİMİ kapıp;
"Sence de öyle değil mi enişte?"
diyor ve şeytanca bakıyordu.
Artık resmen bir taciz ve tecavüz mağduruydum.
Bir gece,yatakta SİKİMLE bir el hissettim.
Karımın SİKİMİ okşama huyu hiç yoktu.Ama başta anlamadım.Ben de karımın MEMELERİNE elimi uzattım ve okşamaya başladım.
Ancak daha sonra,sırtımda da bir çift ÇIPLAK MEME hissettim.Bir anda ter içindeydim.
"Git lan!"
dedim sessizce.
SİKİMİ, Tofaş Şahin vitesi gibi kavrayarak kulağıma kadar uzandı ve;
"Boşalana kadar buradayım eniştecik... Çabuk boşalsan iyi edersin, yoksa ablam öğrenecek... Hihihihi..."
dedi.
O anda teslim olmuştum.
Hem SİKİMİ okşuyor, hem MEMELERİNİ sırtıma sürtüyordu.
O sırada karım bana döndü ve göğsüme yattı. Bir eli de boynumdaydı.
Bir yandan da BALDIZIMIN eli SİKİMDE, MEMELERİ de sırtımdaydı. Bir an önce boşalmak için dua ediyordum. Bu kız normal değildi...
Sonunda geldim ve karımın üstüne fışkırttım!
BALDIZIM yavaşça yataktan çıktı...
Ben de kendimden geçmişim...
Sabah beni karım uyandırdı;
"Aşkım bana bakarak 31 çekerken uyuya mı kaldın sen? Donun aşağıda? Geceliğim de beyazlamış... Sana kaç kere dedim bana bakarak 31 çekme diye! Hadi çektin, üstüme niye attırdın?"
dedi.
Hiç bir şey diyemedim.
Hanım kahvaltıyı hazırlarken bana surat yapıyor, BALDIZIM ise masada bana bakarak dudaklarını yalıyor ve gözlerini benden ayırmıyordu.
Bu kabus ne zaman bitecekti?
"Abişko,beni okula bıraksana..."
dedi BALDIZIM.
"Olmaz!"
dedim.
Hanım;
"Yahu bıraksana kızı!"
diye çıkıştı.
"Yahu bırakmak istiyorum! Ama bırakamıyorum! Ben bıraksam, o bırakmıyor!"
deyivermişim.
Hanım suratıma dik dik baktı.
"Ne saçmalıyorsun sen?!! Kız okula yürüsün mü? Benim işim var. Sen bırakacaksın!"
dedi ve tekrar mutfak tezgahına döndü.
Soğuk terler döküyordum...
BALDIZIM henüz üniversiteye yeni başlamıştı.Okul kapısına geldiğimizde bana döndü ve;
"Eeee...Harçlık?!!"
dedi.
Halbuki,harçlığı banka hesabına yatıyordu düzenli.
"Alıyorsun sen harçlığını,hadi git!"
dedim öfkeyle.
"Öyle mi?"
dedi ve gömleğinin düğmelerini çözmeye başladı.
Panikle;
"Ne yapıyorsun sen!!!!!"
diyerek elini yakaladım. Aşırı öfkelenmiştim. Yavaşça kafasını bana çevirdi ve;
"Demek üniversite kapısında MEMEMİ elliyorsun. Birisi görse ne der?"
dedi ve elimi itip, diğer elini uzattı ve "PARA" işareti yaptı.
Bu kız bir ŞEYTANDI.
BALDIZIMDAN artık nefret ediyordum, ancak ben kaçtıkça, o üstüme geliyordu.
Bazen, ceketimin cebinden dantelli donu çıkıyor; bazen de çantamda sütyenini buluyordum.
Bunlarla iş yerindeyken karşılaşmak, beni iyice şok ediyordu.
Eve gelişi ise tam bir kabustu.
Evde fırfırlı diz üstü etek giymeye başlamıştı.
Ben salondayken tam karşıma oturuyor,bacaklarını aralıyor ve altına hiç bir şey giymediğini gösteriyordu.
Bu ikisi abla kardeş, AMCIKLARINDA nasıl bu kadar fark olabiliyor, bir türlü çözememiştim.
Üstelik, karımın AMI otoban gibiyken, BALDIZIMIN AMI daracıktı.
Bunlar da kafamı karıştırıyordu.
Yaz ayları gelip çatmıştı. Üniversite kapanacak, BALDIZ gidecek ve ben de rahat bir nefes alacaktım.
Fakat bir gün, karım bana;
"Aşkım, kardeşim yazın da bizimle yazlığa gelsin mi? Bak seni de çok seviyor?"
dedi. Yaşadığım şoktan dolayı, tek kelime edememiştim.
"Karıcığım, biraz başbaşa kalsak yazın?"
deyiverdim.
"Nasıl yaa? Sen benim kardeşimi mi kovuyorsun?!!"
diye birden hiddetlendi.
"Hayır! SİKİYORUM aslında!"
diyemedim.
Sesimi çıkaramadım.
Gözlerim ıslandı.
Bu duruma daha ne kadar dayanabilirim bilemiyordum.
Derken yaz geldi çattı.
Rahmetli babamdan kalma, denize sıfır, dibinde plaj başlayan Samsun'daki yazlığımıza geçtik.
BALDIZ hemen BİKİNİSİNİ giymiş, karşıma geçti, poposu hafif bana dönük;
"Eniştoş, tokatlamak ister misin?"
diye fısıldadı.
"Siktir git!"
deyiverdim.
"Orası kolay eniştoş... Kapını kitleme!"
dedi ve bana uzaktan öpücük atıp, plaja gidiverdi.
BALDIZDAN nasıl kurtulacaktım?
Bir çare olmalıydı.
Sonra birden kafamın üstünde AMPÜL yandı.
BALDIZIM azgın bir OROSPU idi.
Başka birisini arzulamasını sağlarsam, kurtulabilirdim.
Karşı köşedeki komşunun, Miami'deki sarışın ve kaslı erkeklere benzeyen oğlu geldi aklıma. Abaza abaza geziyordu tuhaf şekilde.
Aslında tam BALDIZI SİKECEK kıvamdaydı.
Kasıtlı olarak arabamın lastiğini indirdim ve komşu bahçeye seslendim.
"ALPER! Bir el atsana, sen anlarsın!"
Bilerek elektrikli pompayı değil de, ayak pompasını verdim.
ALPER şimdi yarım saat lastik pompalayacak, o sırada üstü terleyecek, teri kaslı ve güneşte yanmış vücudundan akarken de bizim OROSPU BALDIZ muhakkak seyredecekti.
Gerçekten de öyle oldu. BALDIZ içeriden izliyordu.
ALPER zar zor lastiği şişirdikten sonra;
"Eh artık yengenin yemeğini hakettin! Kaybolma! Akşama bizdesin!"
dedim.
Planım tıkır tıkır işliyordu.
BALDIZI ALPER'E SİKTİRECEKTİM!
Başarırsam, yaz ayında ve belki de tüm kış BALDIZDAN kurtulacaktım.
Hanıma misafirimiz var dedim.
"Ne misafiri ayol ilk gün?"
dedi.
"Yahu ALPER yok mu? Bak millet koca bulamıyor... Bizimkine ayarlıyorum!"
deyiverdim.
"Ay o olmaz kız ahahahaytttt..."
diye kahkaha attı hanım.
Niye olmasındı ki?
Bence olurdu.
Mis gibi de olurdu.
Hemen Taflan'a gidip,ilk Tekel'e daldım.
"Elinde içimi yumuşak, SİKİMİ sert ne var?"
dedim Tekelciye.
"Ne diyon lan sen gavat!!!!!"
dedi.
"Pardon kardeşim, ağzımdan kaçtı. Acil durum var. Anlarsın ya..."
diye pis pis sırıtarak tüm dişlerimi gösterdim. Kendimi BURHAN ALTINTOP gibi hissediyordum o anda.
Neyse ki, konuyu anladı;
"Abi hanım duymasın!"
dedi.
"Yahu bana değil! BALDIZIMI SİKTİRECEĞİM!"
deyiverdim.
"Ne diyon lan gavat! Siktir git lan burdan! Taflan ibnesi! Amına goydunuz lan sahilin!"
deyip, üstüme sopayla yürüdü. Neyse ki, kaçabildim.
Eve yola koyuldum.
Planım, masada herkesi sarhoş etmekti.
Hanım çabuk sarhoş oluyordu. Onu bahane ederek ben de kalkacaktım.
Masa toplama falan derken, kafalar da iyi, BALDIZ kesin bu oğlana VERİRDİ!
Planımı eksiksiz uyguladım. Hanım sarhoş oldu. Biz kalkıp yukarı çıktık.
Ertesi gün kahvaltıda HIRAPALANMIŞ bir BALDIZ beklerken, gayet neşesiz bir şekilde sofraya oturdu.
Bana öfkeyle bakıyordu.
Masanın altından, terliğini bile çıkarmadan, ayağıyla SİKİME dokundu.
"Ne yapıyorsun sen?!!"
diyerek, fısıldayarak bağırdım. Ama gırtlağım dahi acıdı.
Planlar yolunda gitmemiş miydi?
Neden düşğndüğüm gibi olmuyordu?
Neyse, öğlen vakti hanımla baldız plaja gittiler. Ben de üst katta salıncağa uzandım, televizyonu açtım, bazen denize bakıyorum, bazen tv'ye.
O sırada, BALDIZIN eve doğru yürümeye başladığını gördüm.
BALDIZIN planını anlamıştım. Hemen balkon kapısını kilitledim.
Tahmin ettiğim gibi, balkon kapısı zorlandı.
Salıncağın arkasındaki camın perdesini araladı ve camı tıklattı. Kapıyı açmamı istedi.
Ona SİKTİR GİT işareti yaptım.
Bana çok sinirlendi. Gözleri çakmak çakmaktı.
Bir anda üstünü çıkardı ve ÇIPLAK MEMELERİNİ cama dayadı.
Ardından MEMELERİ ile cama sürtünmeye başladı. Camdan cıyk cıyk diye sesler geliyordu. O derece MEMELERİNİ bastırıyordu.
Bu sahneye SİKİMİN kalkmaması imkansızdı. BALDIZ tam bir OROSPUYDU.
Ne yapacaktım?
Plajdan birisi bizim eve dönse, kabak gibi MEMELERİ görmemesi imkansızdı.
Mecbur kilidi açtım ve içeriye girdim.
BALDIZ, bir parmağını dudağına sokmuş, dudağını hafifçe aşağı çekiyordu.
Bacaklarını hafifçe birbirine sürtüyor ve gözlerini benden ayırmıyordu.
SİKİM öyle sertleşmişti ki, artık acıyordu. Ama bu tuzağa düşmemeliydim.
"ALPER SİKMEDİ mi seni dün gece OROSPU!"
diye bağırdım. Ama o sırada boşaldım bir de. Tuhaf bir duyguydu. Öfkeyle boşalmak...
"İyi de eniştoş, o çocuk İBNE?"
dedi.
Başımdan kaynar sular döküldü.
"Eniştoş, bu yaz benimsin!"
diyerek beni tekrar SİKİMDEN yakaladı, ama boşaldığımı anladı ve elini şortumdan içeri soktu.
Öyle boşalmışım ki, tekrar elini dışarı çıkardığında, tamamen vıcık vıcık sperme bulanmıştı.
Ardından parmaklarını ağzına götürdü...
Hikaye devam edecek.
CPU ısındı.
Soğusun.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh