1- DURUM VAHİMLEŞİYOR!
NATO Napoli'nin "Yardım Çadırı" bahanesi ile inşa etmeye başladığı 2 adet "NATO Köyü"nün askeri ve ekonomik hedefi olduğuna dair kanıtlar var!!!
Deştikçe akıl almaz bilgiler ortaya çıkıyor!
Bizden başka konuşan yok!
Tüm sistem biat edip, susuyor!
2- NATO'nun Hatay'daki yapılanması 28 Şubat Darbesiyle beraber başlamış...
Radar üssü adı altında 2 noktada garip oluşumlar meydana getirilmiş...
Kisecik ve Belen'de yerleştirilen bu askeri üsler kurulurken kimsenin haberi bile olmamış!
2 radarın bu kadar yakın kurulması İMKANSIZ
3- Bu askeri üslerin varlığı inkar bile edilmiş... Kimin yaptığı, neden yaptığı açıklanmamış. Hala bu konuda kesin bir bilgi yok. NATO mu, ABD'mi bilinmiyor!
Yapılan açıklamalar değersiz çünkü kanıtlı bir şey yok. haber7.com/guncel/haber/1…
4- 2006'da CHP Milletvekili Hatay Amanos'ta bir şeyler oluyor, bir şeyler yapılıyor, bu ne askeri üs müdür nedir? Kim yapıyor, neden yapıyor diye soru önergesi bile vermiş..
Düşünün Meclis'in Hatay'da gerçekleşen gizli askeri faaliyetlerden haberi bile yok hurriyet.com.tr/gundem/chpli-c…
5- Peki bilin bakalım bu Hatay'da gizlice kurulan üs ne amaçla kullanılmış?
PKK'nın komuta edilip, ona isthbarat sağlayan bir mekanizma olduğu ortaya çıkmış... internethaber.com/kisecik-ve-kur…
6- Peki şu anda "hayırsever" NATO'nun yardım bahanesiyle kurmakta olduğu dev kamp nerede? Belen/Ötençay bölgesinde... Bir başka yere daha kurulacak, o da yakınlardadır muhtemelen...
Yani Kisecik dışındaki diğer "radar üssü" nün, Belen Üssü'nün hemen yakınında..
7 - Radar üssü adı altında Suriye'den gerçekleşebilecek bir askeri saldırıya karşı Akdeniz'in giriş kapısı neresi?
Belen bölgesi... Amanos Dağları içindeki bir kapı gibi. Orasını kontrol edemezsen, Mersin'e kadar hiç bir doğal engel yok.
8 - Eğer bu kadar sanıyorsanız, NATO'yu, yani G8'i, yani Powers'ı, tanımıyor, 1909 Hakikati'ni bilmiyorsunuz demektir...
Bilin bakalım bu kurulan askeri üs ve noktalar aynı zamanda neye sahip?
Tabii ki Altın!!!
Hatay'ın Altın yatakları üzerinde konuşlanmışlar!
9- Kisecik Radar üssünün bulunduğu nokta yaklaşık 48 ton altın rezervi olduğu bilinen bir altın sahası...
Yine altın rezervleri olduğu bilinen yerlerden diğeri de Belen, yani "NATO köylerinin" inşa edildiği yerler! jmo.org.tr/resimler/ekler…
10- 1909 Hakikati'ni bilmesek,bağlantıları asla çözemezdik. Nereye bakacağımızı, Allah'ın izniyle 1909 Hakikati sayesinde biliyoruz ve tam da baktığımız yerlerde, olması gereken şeyler çıkıyor...
1909 yılında Osmanlı'yı işgal esnasında kullandıkları şablonu birebir kullanıyorlar
11- Şimdi anladınız mı neden şüpheci yaklaştığımızı?
Hadi şimdi troller çıkıp biz NATO ülkesiyiz ondan yardım ediyorlar desin bakalım...
Hala çadırlarda kim kalacak diye soruyorlar:)
Ulan depremzede yerleştirse ne olur, adam altyapısını yapıyor. Askeri üsse dönüşmesi 30 dakika...
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1 - DİKKAT!
İtalya Napoli'de konuşlu NATO Birleşik Güç Karargahı, Hatay ilimizde ikinci 4000 kişilik "NATO Köyü"nü kurma aşamasında...
Böylece bir kaç saat içerisinde 2 tugay (8 Bin) yabancı askerin yerleştirilebileceği bir altyapı hazır hale gelmiş olacak...
Resim ilk kamptan
2- Kampın yada kampların deniz bağlantısı var... İncirlik sayesinde hava koruması... Türkiye'nin en stratejik limanı İskenderun'a 2 adım. Petrol hatlarının denize ulaşma noktasının hemen kenarında. Eğer resmi incelerseniz kolaylıkla kapasitenin 2'ye katlanabilir olduğu görülüyor.
3- Haber bizzat Savunma Bakanı tarafından verildi. Tabii ki iktidarın "onayı ve talebiyle" ve sadece "hayır işleme" amaçlı oluyor herşey. Tam da olması gerektiği gibi:) turkiyegazetesi.com.tr/gundem/bakan-a…
1- Çok önemli bir analiz yapalım.Kafa karışıklıklarını ortadan kaldırmalıyız. Deprem doğal mı? Haarp mı? Petrol kuyusunda patlama mı?
Farkındaysanız salgın sürecindekine benzer kafa karıştıran durumu oluşturuyorlar. Virüs lab'damı yapıldı yoksa doğal mı diye. Buna izin veremeyiz.
2- Tam resmi tam olarak ortaya koymak mümkün değil ancak ABD'de gerçekleşen bir yarı-gizli diyebileceğimiz proje bize çok önemli sorular sormayı sağlar. Ve bu da gerçeğe götürür. Yarı-Gizli çünkü resmi açıklanan deney hedefi tam bir aldatma. Proje adı: Source Physics Experiments
3- Korkunç bir proje. Yerin yüzlerce/binlerce metre altında dev patlamalar gerçekleştiriyorlar. Belirtilen amaç, nükleer patlama deneyleri ile depremlerin oluşturduğu sismik dalgaları ayırt edecek teknoloji geliştirmek.Oysa bu yolla yer altı patlaması teknolojisi geliştiriliyor.
1- Arkadaşlar, algı bombardımanı altındasınız. Hedefe ulaşamadılar ama savaşmaya devam ediyorlar. Hemen sivil elemanları devreye giriyor. Algı süreci başlıyor. Henüz çalışmalarımı okumayanlar bu algı saldırısından hemen etkileniyor. Bazı önemli konular var...
2- Öncelikle devreye hemen "subversion" elemanlarını soktular. Yaşanan korkunç başarısızlıklarının ardından kitlenin kontrolünün kaçmaması için hemen korku elemanları devreye girdi. Şimdi insanları sıra İstanbul'da diye korkutuyorlar.
3- Kesinlikle bu tür söylemlere prim vermeyin. Sıra İstanbul'da olup olmadığını bilemezler. Deprem tahmin teknolojisine sahip güçler ise bunu açıklayamazlar. Dolayısıyla ne idüğü belirsiz kokuşmuş tiplerin sizleri korkutarak kontrol altına almasına izin vermeyin
1- Altılı masa denen sahte muhalefet yapılanmasının aday açıklamaması, tüm o top çevirmeler, birilerinin tutamayacağı sözleri verip, sanki yapacakmış gibi davranması ve milyonları oyalaması ve daha pek çokları.Bir şey bekledikleri ve "o ana" kadar insanları oyaladıkları belliydi
2- Defalarca ve farklı şekillerde uyarılarımızı yaptık. Uyarılarımızda yine her zaman olduğu gibi Yüzde 100 haklı çıktık. Bu aslında hepimiz için birer nimet.
3- Burda ortaya şu soru çıkıyor; deprem olacağını, sonuçlarını ve sonrasında gerçekleşecekleri biliyor olabilirler mi?
Ne yazık ki bu mümkün. Sizlere sürekli Haarp reklamı yapılmasının sebebi Batı'Nın elindeki gerçek deprem silahını gizlemek. O silah depremi erken tespit silahı.
1- Madem yazar/çevirmen birine dilden bahsettin, o zaman dinleyeceksin:)
Arkadaşımız farkında olmadan önemli bir noktaya temas etmiş. Bugün Türkçe düşünce üretilememesinin temeli bu nokta.
Dil, yaşayan bir olgudur. İnsan bedeninin gözle görülmeyen kısmıdır bile diyebiliriz.
2- Köklü dillerin özelliği ara renklere sahip olmasıdır. Bu sayede ortaya renkli anlatım ve detaylı düşünceler çıkar. Bu olmadığında kuru anlatımlar, kötü çeviriler ortaya çıkar.
3- Mesela felsefe yapmayı bırakın felsefe kitabı bile çevirmezsiniz.Bugün Türkçe yapılan felsefe çevirileri okunamaz durumda.Okuyanların da zaten anlaması imkansız zira kendi köklü anadillerinde üretilmiş felsefi metinlerin anlamının aktarılması imkansız.Kimse de okumuyor zaten:)