"Kubilay Han, Cengiz Han'dan sonra gelen 6. kağandır. Cengiz'in torunudur. Hakimiyet alanını Cengiz Han'dan daha büyük sınırlara ulaştırmıştır. Japon denizinden, Hazar denizine kadar alanı hakimiyet altına almış, her bölgeye adamlarını yerleştirerek...
1- ...Çin'in başkenti Pekin'den tüm Asya'yı yönetmiştir.. Bu yere gelebilmek ve uzun yıllar koruyabilmek tesadüflerle açıklanamaz. Gaddarlıkla, acımasızlıkla, diktatörlükle de açıklanamaz. Bir kısmı aile yakınları ile olmak üzere pek çok savaş yapmış, liderlik, askerlik ve...
2- ...ileri görüşlülüğü sayesinde tüm savaşları kazanmıştır. 30 yaşında iken amcası Nayan Han ile savaşmış, Nayan Han'ın 400 bin kişilik ordusunu yenerek liderliğini pekiştirmişti. Nayan Han din olarak Hristiyanlığı seçmiş ve savaşında taşıdığı bayrakta haç işareti görülmüştü.
3- Bu savaşta Nayan Han öldürülüp askerleri başsız kalınca, taşıdıkları Hristiyan bayrakları yerlere düşmüştü. Bunu gören Kubilay Han'ın ordusundaki Müslüman ve Musevi askerler bu durumla alay etmeye başlamışlardı.
4- Nayan Han'ın yenik askerleri bu durumdan rahatsız olunca, Kubilay Han'a şikayete gelmişlerdi. Kubilay Han, yenilen tarafın dini bayrağıyla alay edenleri bulup cezalandırdı. "İsa'nın haçı Nayan Han'ın işine yaramadıysa da bu onun bana başkaldıran bir bozguncu olmasındandır.
5- Kimse Hristiyanların Tanrısıyla, Diniyle Peygamberiyle alay etmeye kalkmasın" dedi. Zaten Kubilay Han'ın yönettiği tüm bölgelerde, tüm dinlerin ibadethaneleri, temsilcileri büyük saygıyla karşılanıp geniş imkanlar sunulmuştu. Tarihteki tüm Türk yönetimlerinde de bu böyle oldu.
6- Yeter ki kimse ülke aleyhine, yönetim aleyhine en küçük bir faaliyette bulunmasın. Türk soylu yöneticilerin binlerce yıl yönettiği Asya kıtasında gerçekleştirilen en mucizevi gelişmelerden biri de posta sistemiydi.
7- Kubilay han döneminde Asya kıtasında ticaret, ulaşım ve haberleşme için Posta hizmetlerinin emrine 100 bin (Yüz bin) at tahsis edilmişti.
Bu amaçla yollarda belli aralıklarla kurulmuş, her türlü araç gereçlerle donatılmış 10 bin postane(ON BİN) inşa edilmişti.
8- Postaneler arasındaki yolda üç mil aralıklarla, ortalama 40- 50 evden oluşan küçük köyler oluşturulmuştu. Bu köylerde, Han'ın emrini bekleyen, tüm ulak (posta, haber) hizmetlerinin aksamadan devam etmesi için, atlara bakım, insanlara hizmet ve yorulan atların yerine...
9- ...geçecek belli sayıda at beslenirdi. Bu köylerde, yaklaşmakta olan atlı habercilerin uzaktan görüp, yerine tam techizatlı yeni at gruplarını bekletilirdi. Bu sayede Kıtanın bir ucundan diğer ucuna olağanüstü bir hızla haber ulaştırmak mümkündü.
10- Bu köylerde yaşayan insanlar aynı zamanda, bulundukları bölgede Han aleyhine, ülke bütünlüğü aleyhine oluşacak hareketlilikleri anında Han'a ulaştırmakla da görevliydi.
11- Halkın geçim durumunu, hasılatın bereketini ve doğal afetlerde, kıtlıklarda, hastalıklarda halkın içinde bulunduğu durumu büyük Kağan'a bildirince, Han derhal her bölgede bu amaçla yaptırdığı ambarlarından yardımlar yapılırdı.
12- Kıtlık dönemlerinde halktan vergi almak ta durdurulurdu. Geniş çaplı hayvan hastalıkları olduğu zaman da yine bu amaçla biriktirilen hayvan sürülerinden derhal halka yardımlar yapılırdı. Bu ulakların acil durumlarda bir günde iki yüz mil yol alabildikleri söylenir.
13- Kubilay han, tüm yolların her iki yanına ağaçlar diktirirdi. İki adım arayla dikilen bu ağaçlar yazın gölge verir, kışın ise kar altında kalan yolu göstererek yolcuya kolaylık sağlardı. Yani gördüklerimi ve yaşadıklarımı yazdım. instagram.com/reel/Co7zX9sgg…
14- Binlerce yıl Asya kıtasının kaderini elinde bulunduran bu millet'in evlatları, Asya kıtasından sonra Avrupa'nın da yarıdan fazlasını boşuna yönetmemişler"
MARCO POLO - (1254-1324)
Ünlü İtalyan gezgin ve kaşif.
15- Kübilah Han'ın yanında 17 yıl kalarak, devlet idaresini ve Asya siyasetini gözleyip anılarını kitaplaştıran Marco Polo'nun anılarından.
İşte yıllardır Ortadoğu ve Asya siyasetini belirlemeye çalışan ABD ve ortakları Türk'ün her zaman böyle bir liderlik ve yönetim...
16- ...oluşturmaya milli kabiliyeti bulunduğunu bildikleri için, tüm siyasetlerini Türk kavramının ve egemenliğininin zayıflatılması yönünde siyaset üretmişler, aracı kurumlar, örgütler oluşturmuşlardır.
KENAN ÖZEK
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
TÜRKİYE'NİN 60 YILLIK HAYALİ: BAŞKANLIK SİSTEMİ / MEĞERSE İSTEMEYEN YOKMUŞ!
İşte gazete kupürleriyle Türkiye'nin 60 yıllık başkanlık sistemi hayali...
Eğleniyor muyuz ağalar?
1- Menderes'den bu yana Türk siyasi hayatının en büyük hayallerinden biri olan Başkanlık sistemi yeniden Türkiye gündeminde. 7 Haziran seçimlerinde hem Türkiye'yi yönetecek vekilleri hem de Başkanlık sistemine zemin hazırlayacak meclis aritmetiği için sandık başına gideceğiz.
2- Ahmet Özal: "Parlamentoya seçtiğiniz insanları kendi bölgenizden, ırkınızdan seçmeye çalışırsınız" diyen Ahmet Özal, Başkanlıkta ise tek bir kişiye oy veriyorsunuz. O ayrım yapamaz" dedi.
MHP Ankara eski il yönetim kurulu üyesi Mehmet Sakarya’nın kaleminden..!!!
BİZ UYUDUK…!?
ABD 2002 yılında ülkemizi işgal ettirdi. Kime mi..!?
T.C. kimliği taşıyan, fakat aslında fanatik Türk düşmanı olan mollalara..!?
Hafızanızla zaman tüneline girin, Yaşadıklarımızı bir film gibi seyredin! Hafızın şiir okuması ve göstermelik kodese aldırılması…
1- Mağdura bu millet bayılır… ABD yani CIA bizi bizden iyi tanır…
Ben o sırada MHP Ankara İl yönetimindeydim. Bahçeli ani kararla istifa ettirildi, Hükümet yıktırıldı. İstifa haberi geldiğinde, İl yönetimi toplantıdayız, Dedim ki;
“Herkes intihar edebilir, Genel başkanımız da siyaseten intihar etmiştir, yalnız partiyi de peşinden sürüklemiş, onu da öldürmüştür”
2- Başkan Yaşar Yıldırım kireç gibi oldu.
“Abi ipimizi çekiyorsun” dedi…
“Başkan” dedim “benim ipim yok, 1966 yılından beri bu hareketin içindeyim.Her düşündüğümü söylerim… Rahmetli Başbuğumun döneminde de böyleydim”
Dediğim çıktı, Bahçeli’nin İsifasıyla hükümet yıkıldı, seçime gidildi… MHP barajın altında kaldı… Arapçı, daha doğrusu ABD’nin adamları kazandı… ABD, FETÖ, CIA, Yerli işbirlikçileri elele verdi, önce askeriyeyi çökerttiler…
TÜRKİYE’DE İLK OTOBÜSÜ YAPAN GÖRELE’DEN, SANAYİ SİTESİNİ YAPAMAYAN GÖRELE’YE NASIL GELİNDİ?
1949 yılında Görele’de ilk otobüsü imal eden ve hayatta kalan tek usta olan Hüseyin Avni Tavacı hatıralarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı
“Kahrımdan ağlıyorum!”
Görele, 1948-1949’lu yıllarda Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi ve adını tarihe altın harflerle yazdırmayı başardı.
Bir elin parmakları kadar çılgın marangoz ustasının bir araya gelerek hayat verdiği mucize o yılların Türkiye’sinde kısa zamanda duyuldu.
Balıkçı tekneleri yapan eller keser ile otobüs iskeletini oluşturacak kestane ve kayın ağaçlarını yontmaya başladı.
Ulusoy, Görele’de yaptırdığı ilk otobüsü ile İstanbul’a yolcu taşıdı. Görele, İstanbul’dan Hopa’ya, Sivas’tan Iğdır’a kadar otobüs imal edip sattı. Otobüs imalatı, elektriği bile olmayan Görele’de yeni iş imkânlarına kapı açtı. Bugünkü 5 yıldızlı otellere şapka çıkartan otel sayısı Görele’de 6’yı buldu. Görele’de lokanta, bakkal ve kahvehane gibi küçük iş yerlerinin geçmişi otobüs imalatı yıllarına dayanıyor...
1948–1949 yıllarında Görele’de birkaç marangoz ustasının çılgın fikri bir anda Görele’nin üzerine güneş gibi doğdu. 1945 yılında sadece 1940 kişilik nüfusa sahip olan Görele henüz elektrik ile tanışmamış. Evlerde ve iş yerlerinde gaz lambaları var.
Görele Çavuşlu arasında kurulan küçük tersanede balıkçı tekneleri imal eden Halil ve Remzi Firiğin usta (Halil Firidin’in yoğun bakımda olduğunu öğrendik) Halil, Hüseyin ve Galip usta Görele’ye tekne tamir etmeye gelir.
1- Alman harbinin sona erdiği yıllardır.
Görele’de otobüs imal ediliyor!
Savaş sonrası Görele’ye kamyonlar gelmeye başlar. Osman Aklaya, Samsun’dan “UĞUR” adında otobüs getirir. Osman Yanık, bu otobüs ile Trabzon’a Görele’den yolcu taşımaya başlar. O yıllarda Trabzon’a yolculuk deniz yolu ile yapılmaktadır. Osman Yanık bir sefer sonrasında Görele’ye Trabzon’dan doç kamyon alarak döner. Marangoz Niyazi ve yeğeni İsmail Tavacı ile birlikte, ağaçtan otobüsün ağaç iskeletini oluşturmaya başlarlar.
Bu Görele’de oluşturulan ilk otobüs iskeletidir.
Ağaçtan oluşturulan iskelet tamamlandıktan sonra otobüsün dış aksanı saç ile kaplanır.
Görele’de küçük çapta başlatılan otobüs imalatı kısa zamanda Türkiye’de özellikle İstanbul’da duyulur ve merak uyandırır.
Gurbetçiliğin emekleme dönemi olan o yıllarda İstanbul’da yaşayan Göreleliler memleketlerine dönmeye başlarlar.
2- Bunlardan biri de Hüseyin Avni Tavacıdır.
1951 yılında İstanbul’dan Görele’ye dönen Hüseyin Avni Tavacı, Görele’de tarih yazan ustalardan hayatta kalan tek ustadır.
Hüseyin Avni usta, Osman Yanık ustanın atölyesinde çalışmaya başlar.
O yıllarda elektriği bile olmayan Görele’de gerçekleştirilen mucize, Görele’nin adını Türkiye ve dünyaya altın harflerle yazılmasına vesile olur.
Hüseyin Avni usta, “Otobüslerin iç konforu bana aitti. İç konforlarını ben yapardım” derken sanki o yılları yeniden yaşıyordu. Hüseyin Avni usta, “hasarlı kaza yapmış kamyonları alıp Görele’ye getiriyorduk.
Biz burada kamyonu sadece torpido aksamı kalacak şekilde soyuyor ve şasesi üzerine otobüsün iskeletini oluşturuyorduk” diyor.
Görele’de otobüs imal edildiği haberinin kısa zamanda Hopa’ya kadar ulaştığını anlatan Hüseyin Avni usta, Ulusoy’un ilk otobüsünü kendisinin yaptığını söyledi.
Muhafazakârlar ve Osmanlıcıların Mutlaka öğrenmesi Gereken Faideli Bilgiler:
Osmanlı'da köle ticareti ve Itri dedikleri zat-ı muhterem Osmanlı'da "Esirciler Kethüdası", yani köle ticareti yapanların başıdır..
1- “Muhallebi çocuğu ne demek?
Sultanla sevişmeden önceki 3 gün boyunca sadece muhallebi yiyerek, bağırsaklarını temizleyen oğlanlara takılan lakap.
2- Kulağı kesik deyişi nerden gelmektedir?
Osmanlının ilk yıllarında yarı çıplak koyun postu sarıp gezen Kalenderi dervişleri kulaklarına demir küpe takar başlarını kazıtır, bazıları da erkeklik organlarına halka takar gezerdi. Bunlar kadınlarla olan ilişkiyi yasaklarlar...
Türkiye'nin 4. sondaj gemisine, donanmayı haliç'e zincirleyip çürüten ve bu yüzden pek çok savaş ve toprak kaybetmemize sebep olan Abdülhamid Han ismi verilmiş ve şaşırmıştık.
Bizler şaşırdık ama Abdülhamid pek şaşırmamış ve; "Benim saltanatım sizin vatanınızdan, bayrağınızdan, donanmanızdan daha değerlidir." demişti zamanında.
Değil vatanı ve milleti için kendini feda etmeyi, siz ölün yeter ki bana bir şey olmasın demişti.
Ziraat bankası şubelerinde hiç dikkat ettiniz mi bilmiyorum Mithad Paşa'nın resmi vardır. Peki neden var?
1- Ziraat Bankası, kurucusunu boğazlatan Abdülhamid'in oyununa sponsor oldu
Mithat Paşa'nın kurduğu Ziraat Bankası, 2. Abdülhamid'i öven oyuna sponsor oldu. Abdülhamid oyunu 81 ili dolaşacak.
Osmanlı Devleti’nden günümüze ulaşan ilk banka olarak bilinen Ziraat Bankası, 1863 yılında Mithat Paşa tarafından kuruldu. Ziraat Bankası'nın internet sitesinde bankanın kuruluşuyla ilgili şu bilgiler yer almakta:
Ezilen çiftçilerin dertlerine çare bulunabilmesi için devletin zirai kredi işine el atması düşüncesi, dönemin gazetelerinde ve resmi ağızlarda yer bulmaya başlamıştı.
2- O dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı Yugoslavya'nın Niş kenti valisi olan Mithat Paşa, çeşitli alanlarda başarılı çalışmalarda bulunmasının yanı sıra; çiftçilerin içinde bulundukları zor koşullara da yakından tanık olmuştur. Yaptığı araştırmalarla, bu alanda teşkilatlanmanın zorunlu olduğu ve çiftçilerin, tefecilerin elinden kurtarılması için devlet yardımının gerektiği ancak bu yardımın halk hareketiyle desteklenmesinin önem taşıdığı sonucuna varmıştır. Böylece 1863 yılında çiftçilerin oluşturduğu kaynakla, Mithat Paşa öncülüğünde devlet eliyle ve devlet himayesinde kurulan ve adına "Memleket Sandıkları" denilen organizasyon; milli bankacılığın ilk örneği olarak tarihe geçmiş ve bu girişim bugünkü Ziraat Bankası’nın temelini oluşturmuştur."
AMERİKA NASIL YANLIŞLIKLA KENDİSİNE İKİ ATOM BOMBASI ATTI?
Kazanın kelime anlamı; "Can ve mal kaybına neden olan kötü olay" diye geçmektedir.
Ancak Dünya tarihinde bir kaza var ki, meydana gelse değil can veya mal kaybı, bir ülkeyi yerle bir edebilirdi...
Dünya tarihini değiştirebilecek olay 1961 yılında Amerika'da yaşandı.
Amerika Birleşik Devletleri kaza ile kendi ülkesine iki atom bombası attı.
İşte Amerika'nın şans eseri felaketin eşiğinden döndüğü olay: GOLDSBORO KAZASI
1- Robert Oppenheimer'ın yarattığı bu canavar 1945 yılında, Hiroshima ve Nagasaki'de test edildi. Deneme binlerce insanın canına mal olsa da, yok ediciliği karşısında tam not aldı ve tüm güçlü ülkeler bu silaha sahip olmak için nükleer yarış içine girdi.