İnce ya da Oğan'a oy vermeyi düşünen arkadaşlar, yakın zamanda Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırıları gördünüz, trollerin asker sokağa insin, OHAL çağrılarını duydunuz. İkinci tur 29 Mayıs'ta yapılacak, iki hafta çok tehlikeli. Kimse almamalı bu sorumluluğu #ilkturdabitirelim.
Siyasetçilere kızgınlık, vatandaşı, hepimizi cezalandırmaya dönüşmemeli. Özellikle İnce taraftarlarında bu eğilim çok güçlü. Erdoğan giderse hukuk devletinin, demokrasinin yeniden tesis edilmesi, 5'li çetelerden kurtulmamız, ekonominin, eğitim sisteminin toparlanması kesin
Bu bir geçiş süreci, İnce çizgisinde siyaset yapmak isteyenler için yol açık. Cumhuriyet'in 100. yılına, adil rekabeti imkanlı kılan bir sistemle girmek zorundayız. İçimize sinmese de ilk adımı atmak zorundayız. Gövde gösterisinin faturası Hizbullah İttifakı'nın kazanması olamaz.
24 Haziran seçimleri öncesinde yayınladıkları anket bu arkadaşlar.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Muhalefeti bütün çabalarına rağmen parçalayamadılar. Her kesimden vatandaş kampanyayı yaygınlaştırmak için büyük çaba sarfediyor. İmamoğlu, Yavaş Kılıçdaroğlu'na destek olmak için her şeyi yapıyorlar. Muhalefetin dijitaldeki bütün içerikleri rekor kırıyor. #ilkturdabitirelim
Geriye kararsız seçmeni ikna etmek kaldı. Oğan ve İnce seçmeni dahil herkesin değişimi başlatmak için ilk adımı atacağından şüphem yok. Türkiye önce yeniden hukuk devleti olacak. Sonra yıllarca adil şartlarda yarışacağız. Hataları ortaya koyacağız. #ilkturdabitirelim
Ailesi Ak Parti'ye oy veren genç arkadaşlarım en büyük umudumuz sizlerde. Toplumsal barışı birlikte inşa edeceğiz. Bu nefret kültüründen kurtulacağız. Ortak doğrularımız konuşulacak. Bize güvenin, hiçbir grup bir daha ayrıcalıklı olmayacak. #ilkturdabitirelim
Öyle bir dönemden çıkıyoruz ki yakın zamanda muhalefet kazanırsa uygulanacak politikaları dahi hayal ettirmeyen travmatik bilinç hepimize hakim. Muhalefetin onlarca şahane politika önerisi var. Neyin kısa zamanda değişeceğini somut olarak anlatmalıyız kalan 20 günde. +
Örneğin muhalefet kazanırsa hepimiz biliyor ki bütün üniversitelerin yöneticileri somut olarak çok daha liyakatlı insanlardan seçilecek. Parayı bastıran merdivenaltı üniversite açamayacak, kamusal eğitim çok daha donanımlı insanlar tarafından ayağa kaldırılacak. +
Millet İttifakı gayet olgun bir sosyal politikalar setiyle geliyor, yetersiz olduğu taraflar mutlaka var fakat bugünden yarına olumlu çok şey değişecek. Bütün dostlarımı 15 Mayıs'ta ne değişeceğini anlatmaya davet ediyorum. Somut önerilerle hayali örgütleyebilmeliyiz.
Erdoğan seçimleri kaybederse, Ziraat Bankası'ndan aldığı 895 milyon dolarlık kredi ile ulusal medyayı tekelleştiren Demirören medyadan çekilecek. Nitekim borcunun yalnızca %3.5'ini ödedi. Birkaç ay içinde hızla sansür bitecek. Medyanın değişimini istiyorsanız #ilkturdabitirelim
Özgür, bağımsız habercilik yapan gazetecileri ulusal medyada akşam haberlerini sunarken göreceğiz. RTÜK baskısı bitecek,TRT'nin yapısı yeniden düzenlenecek. TRT gazetecilik derneklerinin de içinde bulunduğu bir organizasyon tarafından yönetilecek. Değişim için #ilkturdabitirelim
Herkesi #15MayısSabahı etiketiyle muhalefet kazandığında, nelerin değişeceğini, somut politika önerileri ve gerekçelerle anlatmaya davet ediyorum. Hayal edebilmek her şey demek. Neyin geldiğini insanlara somut olarak anlatabilmek gerek.
AKP geldiğinde, 14 yaşında Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi'nde liseye yeni başlamıştım. İlk icraatları din hocalarını müdür, müdür yardımcısı yapmak olmuştu. Bütün iyi hocaları yavaş yavaş bezdirip sepetlediler. Kamusal eğitimin nasıl yavaş yavaş yok edildiğini canlı izledik.
Okulda her sınıftan insan vardı. Gecekonduda yaşayanla, yalıda yaşayan birlikte okuyordu. Sınıf sembollerini kimse gözümüze sokmuyordu. Öğrenci arkadaşlarım size yemin ediyorum kolejde okumak küçümseniyordu. (cahilliğimizdi ayrı)
Sabah okula gazete ve karikatür dergileri alıp giderdik. Gün içinde takas edilirdi. Takip ettiğimiz köşe yazarları vardı. Saatlerce tartışırdık yazdıkları üzerine. Herkes mezun olurken hemen hemen istediği okula girdi. Sonrasını biliyorsunuz Anadolu Lisesi hikayesini bitirdiler.
Entelektüel, kaldırımda oturan adamın içselleştirdiği, yaşamım dediği zaten haiz olduğu dünya görüşünü anlamaya çalışarak seneler geçirir. Öğrenci olan kendisidir. Bir tarihin, bir çelişkinin, kocaman bir dünyanın hangi cümlelerde kristalize olduğunu öğrenmek ister.
O yüzden gördüğünde kendisi için yabancı olanı sırt çevirmez karşısındaki insana. Dil tutmadığında pes etmez. Merakı daha da artar. Cahilliğini fark eder. Ortak dil aramak zorunda olan karşısındaki değil kendisidir. Talep eden, ihtiyaç sahibi kendisidir.
Mesafeyi sorun eder. Sahip olduğu gücü sorun eser. Karşısındakinin sahip olmadığı kelimeleri sorun eder. Konuşmaya diyalog diyebilmesi için dahi seneler geçmesi gerektiğini bilir. Böyle kibirden kırılmaz kısaca.
Kahvedeki, banktaki, duraktaki vatandaşla oturup konuşacağı tek kalem lafı olmayan, üstüne bir de siyasete talip akademisyenin, entelektüelin hiçbir değeri yok. Hakikaten nefret ediyorum bu kibirden. Uzay boşluğunda mı yapılacak bu siyaset? Sanki saray soyundan geliyorlar.
Yan yana gelmekten kaçınırsın, ortak bir dil aramaktan kaçınırsın, gördüğünde yüzünü buruşturursun sonra o adamın hayatıyla ilgili analizler falan yaparsın. Ne abicim bu? Ne yapalım biz senin hiç konuşmayacağın insanlarla ilgili öngörülerini?
Paşalarımız sırça köşklerinde oturacaklar. Dil tutmadığı anda burun kıvıracaklar. Herkesin bir hayat deneyimi var. Zanaatine saygı bekle, politika yapacaksan, istesen de istemesen de o diyaloğu kuracaksın. Kuramıyorsun senin eksiğin, zayıflığın, zavallılığın. Talip olma o zaman.