Bugün birçok yerde kutlanan ve İslamiyetle ilişkilendiren Hıdırellez ya da Hızırellez, aslında kadim Atalarımız Göktürkler ve Hunlar zamanından gelen bir gelenek, bir ritüeldir.
Bilindiği üzere eski Türkler de, Doğa da bulunan herşeyin,
Ağaçların, Suların, Dağların ve Toprağın hatta taşların bile bir ruhu olduğuna inanır ve onları Kozmik ve Ruhsal varlıklar olarak görürlerdi.
Özellikle Ağaçların, Tanrısal boyutla da iletişim içinde olduklarına düşünürlerdi.
Dişil ve eril özellikler yükledikleri ağaçların,
kovuklarını anne rahmi yani “Hayat Ağacı” kavramı ile ilişkilendirir ve de ölmüş atalarının ruhlarına ev sahipliği yaptıklarına inanırlardı.
Bu yüzden Ağaçları sonsuz yaşam kaynağı olarak kabul ederlerdi.
İnanışlarına göre, her yıl Mayıs Ayının 6. günü, Gök Sakallı Koca yada
Ak Sakallı Koca adıyla bilinen Yaşlı Bilgeler gökyüzünden çok hızlı kanatlı Atlara biner ve elinde bir asa olduğu halde kozmik merkezler sayılan ağaçlara inerek baharı müjdelerlerdi.
Genel de bunun için, “Kayın ağacını" kullandıklarına inanılırdı. Mesala günümüze kadar gelen
Kayınbaba, kayınbirader gibi sözcükler de kültürümüze buradan geçmiştir.
Kayın ağacına inen bu Gök sakallı kocaların giyimleri ağaç yaprakları gibi yeşildir. Çocukları olmayan kadınlara çocuk, yeni doğan çocuklara “Ad”, yoksullara ise rızık verir,
dilenen dilekleri yerine getirirlerdi.
Göktürkler ve Hunlar bu günde ,bir araya toplanıp, büyükçe bir Ateş yakarlardı. Dilekler dileyerek üzerinden atlar ve şarkılar söylerlerdi.
Tüm gün süren bu kutlamalar da kurbanlar kesilir ve at yarışları düzenlenirdi.
Hızlı kanatlı Atlarla ile yeryüzüne Gök Sakallı kutsal kişinin “Işık Hızıyla” ve çok hızlı hareket ettiği için, "Hız" daha sonra farklı kültür ve inanışlarda Hız-ır olarak evrilmiştir.
Adı her ne olursa olsun, bizim öz kültürümüzden gelen "Hız-ır ellez" kut'lu olsun.
Tüm güzel dileklerimiz kabul olsun.
Algış/Alaş🙏🙏🙏
💬 Ayşıl Kutalmış
@ocasakkoyu #hıdırellez#tengri#köktengri#köktengrininçocukları Eski bir Hıdırellez duasıdır. Şöyle bırakayım
"Nesi varsa , bölüşecek biri olsun, nesi yoksa , bulup , getirecek biri olsun."
Hıdırellez Niyeti... Evime, mutfağıma, gelirime, tıkanmış, yavaşlamış, durmuş işlerime Hızır'ın eli değsin, bedenime, sağlığıma buluşmalarının gücü aksın. . .
Hayatıma neşe, keyif, huzur ve bereketin hayırlısı gelsin. . . Tüm niyetlerinizin ve dualarınızın kabul olması dileğiyle...(AMİN)🌹🌹🌹🌹 5/6 Mayıs #HıdırellezBayramı .
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
🇹🇷 Amerika’da “Harika çocuk” seçilen Türk‼️
Bu yazı, Türk insanının imkân verilirse neler başarabileceğinin kısa öyküsüdür.
Adı: MUTLAY SAYAN♥️… Yoksul bir çiftçi ailenin oğlu…
Iğdır'ın küçük bir köyünde doğdu. Yıl 1988 idi…
Okula gidemedi. Çünkü ailesine yardım etmek için
tarlada çalışıyor, hayvanlara bakıyordu.
Köydeki geçim sıkıntısı nedeniyle aile İstanbul'a göç ettiğinde Mutlay Sayan 11 yaşındaydı. Akranları ilkokulu bitirmişti ama o henüz okula adımını bile atmamıştı.
İstanbul'da bir tekstil atölyesinde iki buçuk yıl çalıştı.
Ailesinin geçimine yardım ediyordu.
İlkokula ancak 13 yaşında başlayabildi. Başlayış o başlayış…
O kadar arzulu ve o kadar çalışkandı ki, tüm sınıfları, ortaokulu ve liseyi birincilikle bitirdi.
★★★
Mutlay, lisede bir matematik projesi geliştirdi ve bu proje ile birinciliği
ÇEKİRDEKLERİ ÇÖP TORBASINA KOYMAYIN !!!
TEMA VAKFI SESLENİYOR
Yeryüzünün aldığı yağmur oranı 10 yıllık aralıklarda artar. Bu sene dünyanın periyodik olarak en çok yağmur alan yıllarından biri olacak, bu nedenle yediğiniz kayısı, şeftali, kiraz, vişne, karpuz, kavun, erik vb.
meyvelerin çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın, hele çöp poşetlerine asla hapsetmeyin.
Mümkünse herhangi bir yerde toprağın 10 cm altına gömün. Üzerine de bir bardak su dökün. Gömme imkanınız yoksa bi poşette bu çekirdekleri biriktirip yanınıza alın ( yada arabanıza koyun) arsa,
tarla, toprak yol kenarı, yamaç gibi toprağı gördüğünüz alanlara bu çekirdeklerinizi savurun, korkmayın bu çevre kirliliği değildir aksine çevre için yeni hayattır.
Doğa hemen o yeni çekirdekleri kucaklar ve besler…
ADI AYBERK AKSU.
Kendisi %98 otistik bir çocuktu. Annesi ve babası o küçükken ayrıldı. Bir tek babasıyla iletişim kuruyordu. Annesi hastalığını kabullenmişti. Ona bakıcı tutulmuş, krize girmesin diye ne istiyorsa yapılıyordu.
Ayberk’in aldığı eğitim onu kendi dünyasından çıkaramamıştı. Hastalığından dolayı saçına bile dokundurtmuyordu. 90 kilo civarındaydı. Ağız kaslarını kontrol edemediğinden salyası akıyordu. Yani görüntüsü hiç de iyi değildi. Babası Naciye adlı biriyle evlenmiş.
Daha sonra Naciye Aksu, eşine Ayberk’i yanına almayı istediğini söyledi. Bir gün Naciye Aksu, Ayberk havuzdayken, havuza havlu attı. Ayberk gidip onu aldı ve belli bir seviyede ona geri verdi. Bunu daha uzak olarak 3 kere yaptı ve üçünde de geri getirdi.
Bir gün Sokrates yine talebeleriyle sohbet ederken bir talebesi Sokrates' e sorar:
- "Eğer demokrasi çoğunluğun kararını kabul etmekse, adil olan da bu değil midir?
Mesela yüz kişinin oy kullandığı bir yerde, elli bir kişinin kararına mı uymak daha adil ve doğru olur,
yoksa kırk dokuz kişinin kararına uymak mı?
Hem çok mümkündür ki, daha çok insanın daha az insandan yanılma ihtimali daha azdır. Şu halde sizin demokrasiye karşı çıkmanız doğru olmadığı gibi haklı da sayılmaz."
Bunun üzerine Sokrates her zaman olduğu gibi soru cevap yöntemini
kullanarak o talebeye önce sorar:
- "Bize söyler misin bilge olmak mı daha zordur yoksa cahil olmak mı daha zordur? "
Talebe:
- "Elbette ve hiç şüphesiz bilge olmak daha zordur.
Bilge olmak için çok okumak araştırmak ve yorulmak gerekirken
Niyazi, 1977 yılına gelindiğinde yüksek öğreniminin üçüncü yılına girmişti. Dersleri çok iyiydi.
Hem okuyor, hem çalışıyordu.
6 Mayıs 1977 günü, bir diğer ağabeyi Tevfik Mısırlıoğlu'nun düğünü vardı. Nisan ayı başında ağabeyi Ali Darı, Niyazi'den bir mektup daha aldı.
Mektupta,
"Ağabey, Tevfik abimin düğününe geleceğim.
O'na iyi bir hediye almak istiyorum. Param yetmedi.
Biraz para çıkarırsan çok sevinirim" yazıyordu. Ali Darı parayı çıkardı. Artık Niyazi'yi düğüne bekliyorlardı. Annesi,
Niyazi'nin en sevdiği yemekleri yapmak için haftalar öncesinden hazırlanmıştı. 28 Nisan günü Niyazi, Ankara'daki bir kuyumcuya gidip, birikmiş parası ve ağabeyinden gelen parayı birleştirerek Tevfik Darı'ya bir Adana burması (bilezik) aldı.
KAPİTALİST DÜZENİ SADECE ESRAR KENEVİR BİTKİSİYLE YIKMAK, ÇOK BASİT "Bunu Aklınızın Bir Köşesinde Tutunuz"...
Kenevir sadece Endüstriyel bir tarım bitkisi değildir.
Petrolün, Doların, ve Doğanın Tabiatın Panzehridir.
KENEVİR NASIL YASAKLANDI ? 1. Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir. 2. Yine bir dönümlük kenevirden, 4 dönüm ağaca eş kağıt üretilebilir. 3. Bilimsel Olarak, Kenevir tam 8 kez kağıda dönüştürülebilirken, ağaç 3 kez kağıda dönüştürebilir.
4. Kenevir En Az 4 ayda yetişir, bir ağaç ise ortalama 20-50 yılda ancak yetişir. 5. Kenevir, hayatımızda tek gerçek bir radyasyon temizleyicidir. 6. Kenevir dünyanın her yerinde yetiştirilebilir ve çok az suya ihtiyaç duyar.