Pilot camı açıp Zeki Müren gibi atlayacak sanıyor herhalde beyinsiz.
Kapağın kendine ait bir ateşleyicisi var ve koltuğun öncesinde o fırlıyor sevgili dalyarak. Şöyle bir tweet’e beğeni veren 10 bin nefret dolu karınsız cahil var resmen ya, vay arkadaş aptallığa bak, muazzam.
Bu sistemler hala tam özelleşmiş bile değil çok kuvvetle muhtemel bu uçakta. Fırlatma koltuğu da yanlış görmüyorsam Martin Baker. F35’lerde de bu kullanılıyor. Hatta kokpit düzeni tamamen ondan uyarlama olabilir. Böyle yapılır çünkü bu işler, milyar dolarlık ARGE bunlar, zor iş.
Böyle bir acil fırlatma koltuğunun nasıl bir zaman ve ARGE gerektirdiğini geçtim, nasıl çalıştıklarına dair bile fikri yok hiçbirisinin. Ejection seat denen bu meret uçaktaki en sakat ve en pahalı mekanizma. Birkaç milyon dolara satılıyorlar ve üreten firma sayısı da bir avuç.
Çünkü acil bir fırlatma anında sadece saniyelerle değil, doğrudan ölüm kalımla savaş veriliyor ve en yüksek hayatta kalma şansı veren ACES gibi en üst segment ürünlerde bile bu oran baya bildiğiniz %70’lerde seyrediyor. O kadar karmaşık bir şey yani bu acil durum fırlatma işi.
Gerçek insanlı testleri de o yüzden az. Baya bildiğiniz bir bilgisayar yani o koltuk. Hatta otururken dizlerinden falan pilotu bağlayıp oturtman gerekiyor, her küçük adımın prosedürü var. O kadar ince bir hesapla o kadar çok parametre anlık hesaplanıyor ki çünkü aklınız almaz.
Koltuk fırlarken oluşan G kuvvetinin çok ince bir ayarda kalması gerekiyor misal. Belli bir hızdan düşük olursa pilotu jetin kuyruğu parçalıyor. Fazla gelirse de pilot vurgunla ölüyor. Haricen fırlatma anında omurga kırılmasını engellemek için boyun desteği anlık ve önemli.
Ki bunlara rağmen fırlatma anında G’den ötürü bayılma çok yaygın bir problem. Ama bu umursanmıyor, çünkü öncelik pilotun tüm omurgaları kırılsa bile hayatta tutmak üzerine. Hatta otomatik paraşüt sistemleri çalışılmış bunun için de. Ki o da acı tecrübelerle geliştirildi elbet.
Mesela suya girdiğinde bir sensör aracılığıyla pilot boğulmasın diye açılan şişme bölgeleri var. Ama sensör su uyarılı olduğu için koltuk fırlatılınca bayılan bir pilot altına işiyor, bu can kurtaranları şişiriyor, diğer sistemler bloke olduğundan pilot ölüyor. Baya kayıtlı vaka.
Yani bu ejection seat denen alet başlı başına bir uçak kadar önemli ve zor bir konu. Size de hep “hayatta kalma” istatistiği verir firmalar. Ne şekilde hayatta kaldıklarını söylemezler. 6 ay yatalak kalacak şekilde kurtulan o kadar çok ki çünkü. Ha yine de müthiş aletler tabi.
Bunu da nereden biliyorum? Çünkü şu an yerli olarak bunun ilk prototip çalışmalarına başlandı ve görselleştirme işi bana geldi. İşim bir şeyleri birilerine anlatmak olduğu için öğrendim çalışırken. Ama dediğim gibi, çok zor bir iş ve rahat 20 senesi var üretime geçmesinin bunun.
Çünkü şu an daha tersine mühendislikle parçaların ilk prototiplerinin bile konuşulmaya başladığı evrede iş. Ve de zor bir iş. Yani yarım da kalabilir, şartlar elverişli giderse 20 sene. Sizin gibi kansız ve cahil sik kırıkları varken 200 senede bile çıkartamayız biz tabi o ayrı.
Ama tabi dilerim ki kimse üretilmiş uçağın kokpit camının açılma yönüyle bir şey keşfettiğini sanıp oradan siyaset devşirecek kadar düşmez bir daha. Yani kokpit camının açılma yönü bir uçağın acil durum fırlatmasında en son dert sevgili mal. İğreniyorum senin gibi tiplerden inan.
Not: Yine biri “Döndün müüü” yazmadan söyleyeyim, dönmedim. Haber alırken gözüme çarptı, özleyen de vardır belki diye yazdım. Böyle 40 yılda bir attığım tweetler azalmazsa artmaz artık, her seferinde döndün mü diye sormayın. :D
Hatta bir vakit bu konuyla ilgili de yazarım belki.
Not 2: “Kokpit camı” deyişine de laf sokacaktım son tweet’i yazarken, unuttum. Kokpit camı ne amk? Onun adı kanopi. Hoş gerçi kanopinin açılma yönüne bakıp Toros arabanın ön kaputu muamelesi yapan adam için fazla bir laf sokma olurdu, ama olsun, ben yine de aptallığını şapayım.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Belgin sana ve fark etmemiş olanlara bunu şöyle açıklayayım ; bu olayın sebebi hükümet eleştirisi değil, serbest piyasa ve rekabet kurumu getirileri. Bir kişi özel bir şirketin malları üzerinden siyasi propaganda yaparak satışlarını tehdit ederse göz altına alınır, bu çok normal.
Zira herhangi bir siyasi çekişmesinin faturası durup dururken üretici ve satıcıya ödettirilemez, onlar sadece ekmeğinin peşindeler. O fiyatlarda devlet politikalarının etkisi varsa ve vatandaş rahatsızsa dahi, firmalar da hobi pahalıya satmıyorlar sonuçta. Belirleyici değiller.
O yüzden birisi buna kalkışırsa hem malın üreticisi, hem de malı satan gayet adamı şikayet de edebilir, götünden kan da alabilir. Muhtemelen şikayet almıştır yani, bak istersen. Neticede vatandaşın vatandaş üzerinde algı oluşturması üçüncü bir kişinin geliri üzerinden yapılamaz.
30 yaş altı birçoğunuzun o özlemle andığı muhteşem 90'lar bunlardı işte. İşin daha kötü yanı ne biliyor musunuz? 30 sene geçti, hala bu kafa aynı kafa. Ders almayı geç, daha bile beter hatta. "Amma ekmeğini yediler bunun da bee" diyecek kadar da yüzsüzler.
Net söylüyorum, zerre kadar düzelmediler. İyi okuyun bunu bakın, AYNILAR. O günler geride kaldı sanıyorsunuz ama yüklendiğiniz haklı/haksız hükümet nefretiyle siz de buna ortaksınız şu an farkında bile olmadan. Sosyal medyada söylenen her nefret söylemi buna işaret ediyor hala.
Hatta ipleri koparan olaylardan biri olan şu tepkiye ve de altına yapılan yorumlara bakın inanmıyorsanız. "Biz böyle yaptığımızdan mı oldu acaba?" diye sorma kabiliyeti bile yok insanların, "Karacoğlan, başkomutan, geleceği görmüş" diyor insanlar mal mal.
Tayyip yine hep dediğim şeyi yaptı farkındasınız değil mi? Sessizce karşının hata yapmasını bekledi ve boşluğunu yakalayınca en bel altından siyasetini yapıştırdı. Ne kadar çirkin olursa olsun bu satar siyasette oğlum işte. Siyaset denen bok tam da budur.
Altılı Masa'nın "Hop dağıldık, tekrar birleştik" hamlesinin muhtemelen Mayıs'a doğru sergilenmesinin planladığını, ama Erdoğan'ın depreme rağmen ipleri eline alır gibi olması üzerine erkene alındığını ve seçime daha iki ay olduğu için Erdoğan'ın şansının yüksek olduğunu söyledim.
Söyledim, söylemedim mi amk? "Depremden ötürü emprovize bir siyaset yürüyor ve Tayyip siyaset yapmayı gerçekten daha iyi biliyor, gaza gelmeyin" dedim. Tam da beklediğimi yaptı ve kurt gibi sessizce karşının hata yapmasını bekleyip ilk büyük hatayı affetmeksizin saldırıya geçti.
Troll'ün bile hayırlısı. Böyle şeyler yaparken kelimeleri en azından biraz değiştirin lan, çok zor değil. Chat GPT'ye verseniz bin tane varyasyon çıkartır size. Bu arada AKP'liler sanırım kendilerinden Ak Partili diye bahsediyorlar, onlara da dikkat edin.
Yapmayın demiyorum, sosyal medya varken, katılımcı demokrasi gibi bir saçmalık varken elbet böyle şeyler yapılır seçim zamanında ama kötü yaparsanız elinizde patlar, dikkatli yapın amk.
Mesela bakın, 2 dakikada Chat GPT neler başarıyor geri zekalı sürüleri.
Size bir ürün tavsiyesi vereyim gençler. Ahan da şu aşağıdaki. "Air fryer almam ya, işime yarayacak bir durumu yok benim" diyordum, ki hala öyle düşünüyorum, ama buna bir heves edip aldım ve hiç pişman değilim. Hayatımda yediğim en iyi piliç çevirmelerden birini yaptı resmen.
Ürünün adı "Robx Robwell AS29 12LT Air Fryer" diye geçiyor. Ben amazon'dan aldım, taksit yapmadılar niyeyse ama linki de ekledim aşağı isteyen olursa. Fiyat olarak çok ucuz değil ama markalı ürünlerin 4-5 LT versiyonlarına kıyasla 12 LT için gayet iyi.
Yaptığım yemek de şu oldu bu arada. Malum bu Air Fryer'lar özellikle patates ve tavuk işinde iyiler. Bunun da direkt çevirme yapma aparatı filan var. Haricen kafesi var, o da kanat manat yaparken veya özellikle tavuk şiş yaparken çok işe yarayacaktır. Deneyeceğim bakalım zamanla.
Salgında aşı konusunda neden saçmaladıklarını anlatamadım, şimdi de muhalefetin neden iktidardan bile kötü olduğunu anlatamıyorum. Yok arkadaş, bu ülkenin "seküleri" kadar bir şey anlamamakta bu kadar ısrarcı kimseyi tanımadım ben hayatımda. Kibirden kafaları hiçbir şeyi almıyor.
Sürekli bir "Benim yapmam yetmez, sen de yapacaksın!" diretmesi, sürekli bir savunduklarından mutlak eminlik, sürekli bir karşıyı suçlayarak ajitasyonlar. En temel sorulara bile cevap veremiyorlar işin komiği. Hatta o soruyu "basit" diye aşağılayarak cevapladıklarını sanıyorlar.
Haklılığından bu kadar emin olan birine alternatif bir şeyden nasıl bahsedebilirsin ki? Lan benim mesleğim narrative, yani hayatım birilerinin anlatmak istediklerini başkalarına anlatmaktır. 15 senedir bunu yapıyorum ve bu kadar anlamamakta direnen bir kitle daha tanımadım ben.