kalkar ve yatagin kenarina oturur. Telefonu eline alir, birseye bakar, sonra fisiltiyla “harika” der ve ayaga kalkar. Telefonun yanindaki not defterine birsey yazip, yastiginin ustune birakir. Kiyafetlerini alip banyoda giyinir, alt kata iner ve disari cikar. O bir sure sonra +
Songul yine doner yatakta, elini uzatir, bosluga denk gelince gozlerini hafifce acar, Sadi yoktur, yavasca dogrulur ve oturur. Gozu yastigin ustundeki nota takilir, alir ve okur: “Kara mambam, cok guzel uyuyordun, uyandirmaya kiyamadim. Kucuck bir isim var, hemen gelirim, merak +
etme. ” Songul biraz bozulmustur, “Ne isi ya sabahin korunde?” diye soylenir ve banyoya gecer. Aynada bir not daha vardir: “Mambolinam, bana kizdin mi yoksa? Kizma, vallaha hemen gelecegim, belki de sen uyanmadan gelirim, operim bal dudaktan.” Songul gulmeye baslar, “Deli yaaa! +
Ama yine de kizdim, Sadi Bey! Ne isiymis bu, hem de bu sabah!” Songul, elini yuzunu yikar ve cikar. Sabahligini giyip alt kata iner. Kendi kendine soylenirken tezgahin ustunde bir not daha gozune ilisir: “Guzel karicim, seni ne kadar cok sevdigimi yazmayi unutmusum. Seni cok +
seviyorum, sana asigim, sen benim herseyimsin. Canin kocan.” Songul hemen yumus yumus sevgi pitircigi olmustur. “Ben de kahvalti hazirliyim o zaman, jest olsun canim kocama.” Songul kahvalti ici hazirlik yapmaya baslar.
Bir muddet sonra…uzunca bir muddet sonra…
Cifte kumrular kasik pozisyonunda yatmaktadilar.
-Saadii!
+Efendim, birtanem.
-Ben cok aciktim, taze pogaca kokusu da sardi her yeri, kalkalim mi artik?
Sadi,Songul’un boynuna kocaman bir opucuk kondurur.
+Ben doymus gibiyim ama +
kalkalim. Guzel karimin guzel elleriyle hazirladigi kahvaltimizi yiyelim. Belki arada recel niyetine bana baska jestlerde de bulunur.
Songul gulumseyerek Sadi’ye doner.
-Ne receli?
+Cilek receli.
-En bi sevdigim (hemen bir opucuk verir ve sarilir). Ben burayi cok sevdim, +
agaclar, cicekler, kuslar… Gol de cok yakin…
+Kahvaltidan sonra yuruyuse gidelim mi?
-Harika olur.
+Anlastik.
Bir sure sonra ikisi de giyinmis bir sekilde alt kata inmislerdir. Arkada yanan sobadan gelen citir citir sesler, disarda kus civiltilari, enfes bir kahvalti +
sofrasi…Bol cilvelesmeli, sakalasmali, gulusmeli, ve de opusmeli bir kahvaltidan sonra sarmas dolas gole dogru yuruyuse cikarlar.
-Geldin mi daha onceden buraya? Gormedigim, gezmedigim koy, kasaba, vilayet kalmadi diyordun Ankara’da.
+Cok gezdim, gordum ama buraya ilk kez +
geliyorum. Bu ilki guzel karimla birlikte yasamis olmaktan da cok memnunum, iyi ki de gelmemisim. Sen?
-Benim de ilk ve ben de buraya ilk kez canim kocamla birlikte gelmis olmaktan cok memnunum.
+Bazi ilklerimiz icin tarihe gecti.
-Saadiii!
+Efendim,kariciiiim.
Sadi kollari +
arasindaki Songul’u biraz daha kendine ceker ve gulusurler. Konusa konusa, guluse guluse gol kenarina gelirler. Az ilerde tahtadan bir iskele vardir, oraya giderler.
-Ne kadar guzel, yesil mavi hep ic ice girmis…
Songul heyecanla gozleri parlayarak konusurken, Sadi de +
gozlerini ondan alamamaktadir.
+Cennette miyim? Kim bu melek?
-Gercekten de cennet gibi (der ve Sadi’ye doner. Sadi’nin manzarayi degil de kendisini izleyen okyanus gozleriyle karsilasir.)
+Senin oldugun her yer benim cennetim.
-Ben de senin melegin miyim?
+Soruyor musun? +
-Yeniden duymak istiyorumdur belki. Uzun zamandir demiyorsun.
+Melegimsin, herseyimsin. (Songul Sadi’ye sarilir.)
-Hatirliyor musun? Vuruldugunda, depoda da boyle soylemistin bana.
+Hatirliyorum.Seninle alakali her hangi birseyi unutmam mumkun degil. Soruma cevap vermedigini de +
hatirliyorum?
-Hangi soru?
+Telefonda bana ne soyleyecektin?
-Sence?
+Senden duymak istiyorum.
-Sey diyecektim, yani ordan sag cikacagimi dusunmedigim icin, sey diyecektim.
+Ney?
-Seni seviyorum diyecektim.
Sadi, eliyle Songul’un cenesinden tutar ve yuzunu kendine cevirir, +
gozlerine bakar ve bir opucuk kondurur dudaklarina.
+Soruma cevap vermis olsaydin, belki ben de sana seni sevdigimi soylerdim.
Bu sefer de Songul, Sadi’nin dudaklarina bir opucuk kondurur ve sarilir.
-Seni cok seviyorum.
+Ben de seni cok seviyorum.
♥️🌹
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
katim katim katiliyorum, etkilenme en bastan beri vardi. bugun post ettigim hikayeyi de ayni fikirle yazdim. hatta polis evindeki yemekteki mazlum mudur muhabbeti tamamen sadi’nin songul’un hayatinda/gonlunee biri var mi yok mu diye agiz yoklama cabasi, yoksa oyle bir konusma +
gecmis olamaz. sonradan beni ilgilendirmez zaten falan diye kivirmaya calissa da keyfi cok yerine geldi cakalin. muhabbeti degistirmek icin anne-babaya cevirdi lafi gule gule, ama dedigi gibi tug dikti. Songul’un kendine hakim olamayip ictenlikle ailesinden bahsetmesi, +
sadi’nin onu pur dikkat dinlemesi cok guzel orda. Songul, etrafina ordugu kalkanlari indirip kirilgan, yarali tarafini gostermis oldu. Sadi de onun Istanbul yolunda neden aglamis olabilecegi ile alakali fikir edinmis oldu bir nebze. Dusunuyorum da Payasli icin cok verimli bir +
Songul,Sadi’nin gogsunde yatmakta, Sadi de onun saclarini oksamaktadir.
-Sadi?
+Efendim,karicim.
-Boyle olacagimiz hic aklina gelir miydi?
+Nasil olacagimiz?
-Yaaa, Sadiii! Anladin iste.
Songul, basini kaldirir ve yastiga gecer, Sadi de ona doner. +
Gozleriyle Songul’u suzer ve capkin yarim bir tebessumle:
+Boyle mi olacagimiz?
-Saadiii yaaa!
Songul’un yanaklari al al olmustur.
+En baslarda gelmezdi, nasil gelsin ki?
-Neden?
+Guzel karicim, o zamanlar beni bir kasik suda bogmak istedigine yemin edebilirim. +
Songul, kikirdamaya baslar.
-Oyleydi valla, ama sen de cok giciktin. Daha emniyetteki ilk karsilasmamizda bana laf sokmustun, sekreter demistin.
+Orda bir dur bakalim, onu sen baslattin.
Ikisi ayni anda “sacin da sakalin da yaptigin…” derler ve gulmeye baslarlar. +
Sadi,Songul’un elinden tutar ve beraber koltuga gecerler. Songul, basini Sadi’nin gogsune yaslar, Sadi’nin eli Songul’un saclarini oksamaktadir yavas yavas. Bir sure boyle sessizce oturup karsilarinda duran tabloyu seyrederler.