Adam namussuzdur;
Elindeki her olanağı kullanarak devleti soyar, kendisini ve yakınlarını zengin eder. Sonra da gözünüzün içine baka baka konuşur:
- Manevi değerlere bağlıyız ...
Adam ahlaksızdır.
Her gün ayak üstünde bin yalan söyler.
Dün övdüklerine bugün söver, dün ana avrat sövgüler yağdırdığı insanlara, salya sümük övgüler dizer...
Sonra başlar aynı sözü gevelemeye:
- Manevi değerlere bağlıyız ...
"Neyine bağlısın ki?..." diye soramazsınız.
Çünkü bu işlerin ölçüsü tartısı kalmamıştır.
"Ar damarı" denen namus ve ahlak sigortası var ya, o çatlamıştır. Ne söylesen boş..!
Farkında mısınız bu gidiş, toplumun bütün değer yargılarını çürütmüştür. Hırsız olduğunu, namussuz olduğunu, su katılmamış rezil olduğunu bildiğimiz nice cambaz,
ip üzerinde yeni hünerlerini gösteriyor, bizler de hep birlikte, ara sıra da "yaşa. varol" diye bağırarak çağırarak izliyoruz olup bitenleri.
Toplum bütün kurumlarıyla çökmüş, çökertilmiştir. Günlük yaşamımızdan politika sahnelerine kadar elimizin değdiği,
gözümüzün iliştiği her yerde yeni çürümüşlükler, yeni yozlaşmalar art arda birbirini izlemektedir.
Enflasyonlu-devalüasyonlu bu düzen, bankalarla bankerlerin boğuştuğu, bir kilo soğanın yüz liraya çıktığı. ekmeğin pasta fiyatına satıldığı bu düzen,
insanı insan yapan bütün erdemleri, bütün Değerleri, iyi, güzel, doğru gibi bütün kavramları da beraberinde çekip Götürüyor.
Burnunuzun ucuna gelen bu koku, bu yıkıntının.
Bu çürümüşlüğün kokusudur. #UğurMumcu alıntıdır okuduğunuz için teşekkür ederim huzurlu geceler
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Geleneksel tıpta çok uzun yıllardır kullanılan ısırgan otu, içerdiği enzimler, mineraller ve vitaminlerden dolayı pek çok ilaçta da kullanılan mucizevi ve şifalı bitkilerden biridir. Mayıs ve ağustos ayları arasında toplanan bitki,
her tür toprakta yetişir. Bilimsel adı 'Urtica' olan bitki sürtünme ve dokunma durumunda kaşındırmasından ve batma hissi uyandırmasından dolayı halk arasında ısırgan otu olarak adlandırılmıştır.
Alternatif tedavi alanlarında ve bilim dünyasında adından sıkça söz ettiren
bitkinin pek çok faydası bulunur. Ilıman iklime sahip tüm topraklarda yetişir ve içeriğinde yüksek oranda C vitamini vardır. Antioksidan ve antimikrobiyal özelliğe sahip olan bitki, demir, histamin, C vitamini, klorofil ve aseltilkon içerdiği gibi ağrı kesici etkisi de bulunur.
3- Nüfusu 9 milyon. Ülkede 35 üniversite, 80 kolej var. Her branşta eğitim veriyorlar. İlkokul birinci sınıftan, master veya doktoraya kadar tüm eğitim ücretsiz.
4- Aile planlaması yasası, 1956 yılında hazırlanmış. Bu yasa gereğince her aile 3'ten fazla çocuk yapamıyor.
5- Resmi nikah, tek geçerli aile sistemi. İmam nikahlı ikinci eş yasalarla yasaklanmış.
6- Ülke, çevre değerlerini kabul ettiğinden her yer tertemiz. Çünkü çevreyi kirletenler hapis cezası ile cezalandırılıyor.
7- 800 gr ekmeğin fiyatı 30 kuruş, Bir kg dana bifteği 13 TL.
8- Bu ziraat ülkesinin ihracat malları zeytinyağı, tahıllar, portakal, limon, ton balığı.
Kaya şekeri …
Eski tedavi şekillerine baktığınızda tedavi amaçla verilen şifa kaynaklı besinlerin yanında hep bir tatlı önerilmiş .
Bunun sebebi kana karışımının daha çabuk olması ve şifanın etkisini çoğaltmak ,
Onun içinde bir çok şifa amaçlı kullandığımız bu besinlerin şifası için önerilen uygulama şekli günümüzde de olduğu gibi bala
karıştırılıp tüketilmesi …
Ben Kuzguncuk da doğdum.
Büyükada , Kuzguncuk ,Suadiye üçgeninde büyüdüm.
Babamin iş yeri Teşvikiye deydi.
Arka balkonu Latife hanima komsuydu.
Bir çok akrabamız karşı yakada otururdu.
Eskiden İstanbul'da oturuyorlar diyorlardi karsiya.
Orasi İstanbul sa,
biz neredeyiz??.
Bolbol şehir dışına seyahat ettiğimizden olsa gerek ,
nerede yaşıyorsun ??.diye soranlara cevap verirken ,
hep şüpheye düşerdim küçükken.
Gercekten İstanbul'da mi yaşıyoruz diye !
İstanbulu doyasiya yaşadım ailem sayesinde,köşe bucak tanıtarak gezdirdiler sagolsunlar.
Marmara bambaşkadır.
Erguvanlar bezer baharda kıyılarını...
Ailem "eski "Istanbullu benim.
Eskiden kelimesinin içerisindeki anlam benim için son derece değerliydi ,çünkü herkes fevkalade ve sihirliydi geçmişimde.
Istanbulda bu sihirli insanları çok güzel
Bize sıradan bir bitki gibi gelebilir fakat Üzerlik Otu arkeologlar tarafından kıymetlidir ki herhangi bir açık arazide üzerlik otu mevcut ise yerin altında mutlaka arkeolojik buluntu vardır varsayımı ile kazıya başlarlar.
Bunun birinci nedeni eski yerleşim yerlerinin bolca fosforik toprak yapısına sahip olmasından dolayı bitkinin de fosforlu toprakları sevmesinden kaynaklanır.
Bitkinin mezarlıklarda bolca bulunması da toprağın fosforik yapısından kaynaklanmaktadır.
Bunun nedeni insan vücudunda kalsiyumdan sonra en fazla bulunan elementin fosfor olmasındandır.
Fosfor, en fazla kemik ve dişlerde kalsiyum ile birlikte bulunur.
Fosforun vücutta bulunduğu diğer yerler ise vücut sıvıları, kas, beyin gibi kısımlardır.
Ünlü Türk düşünürü ve alimi Hoca Ahmet Yesevi'nin din anlayışı hakkındaki düşüncelerini paylaşayım.
Ahmet YESEVİ hoca diyor ki;
"Şeyh, eğer halktan bir şey alırsa, bu sadece ihtiyacı olanlara vermek için olmalıdır.
Eğer alıp kendileri yerlerse, murdar et yemiş gibi olurlar.
Eğer giyecek alırlarsa, o giyecek eskiyinceye kadar, Allah namaz ve oruçlarını yok sayar.
Eğer alıp yerlerse türlü azaba uğrarlar. Böyle şeyhlere inananlar kafir olurlar. Böyle şeyhler, hocalar lanetlidir.
Onların fitnesi deccaldan daha kötüdür.
Şeriata, tarikata, hakikata ve marifete göre bunlar dinsizdirler."
Bunlar AHMET YESEVİ'nin sözleri.
Türk'ün din ve ahlak anlayışı buydu.
Elmalı'mızda yetişen, Abdal Musa,Kaygusuz Abdal, Baltası Gedik Mahmut hoca,