İslam adına ardında bıraktığı dehşet herkesi ürkütmüştü... #Hizbullah İslam adına katliamlar yapan bir terör örgütüdür.
Bir zamanlar Fethullah'ı terör örgütü görmeyenler,
Şimdilerde yine İslam!!adına palazlananların büyümelerine göz yumanlar....
Ortadoğu'da İslam adına " Arap Baharı " nı hayata geçirip kana bulayanlar...
Proje Başbakan Erdoğan'ın 28 Ocak 2004 te Washington 'a yaptığı ziyaret ile başladı.
Cb. Erdoğan 24 Ocak 2004 te abd başkan yardımcısı
Dick Cheney İsviçre 'nin Davos kentinde Dünya Ekonomik Formu' nda bu projeden bahsetti. Erdoğan ülkeye döndüğünde: Sayın Bush ile görüşmede, ABD'nin global çerçevede büyük yeni kuvvet yapılandırması, Büyük Ortadoğu veya
genişletilmiş Ortadoğu vizyonu gibi konulardaki
yaklaşımlarını en etkili ağızdan dinleme imkanı bulduk, yaklaşımımızı ifade ettik. Diyordu.
Sn Erdoğan Bop projesi eşbaşkanlıgını soran gazetecilere şiddetle kızarak cevap verdi, inkar etti.
Kısa bir süre sonra: " Bizim bir görevimiz var biz
Büyük Bop projesinin eşbaşkanlarından biriyiz" diyerek, övünerek söylemişti.
Şimdi düşünelim.
Doğu sınırlarımız mayınlardan neden temizlendi. ( Tarım için dediler, oysaki son 20 yılda 3.5 milyon hektar Tarım arazisi ekilmiyor!)
Kaçaklar, sığınmacılar,
göçmenler neden güvenlik araştırmasından geçmeden yurdun her bir yanına dağıldı?
Üretim neden dışa bağımlı hale geldi?
Çiftçi neden %51 i yabancı ortaklı bankalara borçlandırıldı?
İletişim, ( telekomünikasyon) neden yabancılara satıldı?
Limanlarımız (en stratejik) neden satıldı
Ege adalarının işgaline neden göz yumuldu?
%25 olan yabancılara toprak satışı kanununda değişiklik yaptılar %60 a neden yükseltildi?
Tarikatların cemaatlerin PARA KAYNAKLARI için VAKIFLAR aracılığıyla palazlanmasına neden müsade edildi?
Ilımlı İslam,
Türk İslam sentezi, Bop bu projeler ile Milli Eğitimin yerini İmam hatipler, merdiven altı kuran kursları, Laik Cumhuriyete saldırılar başladı. Neden?
Üstelik Anayasa ihlali ile, 677 sayılı kanun ortadayken!
Siyasal İslam!!
AMASYA GENELGESİ nin(1919) 12 Haziran...
İSTANBUL'DA KURYELİK YAPAN BİR KİŞİNİN MÜLTECİLERLE İLGİLİ İZLENİMLERİ.
Mülteci sorununu sadece sosyal medyadan
ya da TV'den gördüğünüz kadar sanıyorsanız yanlıyorsunuz.
Gelin size ben gerçeği anlatayım:
Ben İstanbul'da kuryelik ve genelde
günde ortalama 200 km. yol yapıyorum.
Pendik'ten Silivriye her ilçeye
ve her mahalleye giriyorum.
Tahminime göre ESENYURT, BAŞAKŞEHİR, BEYLİKDÜZÜ, FATİH ve BAĞCILAR ilçelerine
bir süre sonra TC. VATANDAŞI giremiyecek.
Size kurye olarak gittiğim adreslerden bahsedeyim; Herşeyden önce hem Suriyeliler
hem de bizim partililerden bazıları diyor ya "Suriyeliler ekonomik olarak bize çok faydalı", diye; bu söz külliyen yalan,
çünkü örneğin Esenyurt'ta telefonu bozulan
bir Suriyeli telefonunu Sirkeci'de işyeri olan
bir tamirciye gönderiyor,
ya da altın takı alacak olan
METİN AKPINAR
“Annesinin zorlandığı her işe o koşuyordu. Camları silmekten tutun da yerleri süpürmeye kadar...
Güney ablası da evlenip evden gidince Metin artık evin hem oğlu hem kızı olmuştu. Her iş geliyordu elinden.
Karşı komşu Sudi Saka, sporcu.. Bahçesinde barfiks vardı.
Arada sırada çağırırdı genç Metin'i, birlikte antrenman yaparlardı. Bir gün öğrendiler ki Sudi Abi'nin evi satılıyor.Gelen, giden, bakanlar oluyor..
Ve bir gün, eve bakmaya gelenler arasında Ali MacGraw'a benzeyen bir genç kız.. Yanında bir askeri öğrenci,
arkalarında bastonlu bir adamla bir kadın..
Beşiktaş'taki evlerini satan Özdoğu ailesi, yeni komşuları oluyor Akpınarların.
Taşındıkları gün o genç kız, adı Göksel, çok çalışıyor eşyaları yerleştirmek için. Çok hamarat, becerikli..
Canım Kardeşim filmi, 1973 yılında Ertem Eğilmez yönetmenliğinden çekilmiş ve başrollerinde Tarık Akan, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Metin Akpınar gibi isimler yer almıştır. Hatta filmde küçük bir rolü olan Kemal Sunal’ın, kariyerindeki ilk filmlerinden birisidir.
Ertem Eğilmez’i ve bu kadroyu Hababam Sınıfı başta olmak üzere eğlenceli filmlerinden hatırlıyoruz. Peki ne oldu da Ertem Eğilmez sinema tarihimizin en dramatik filmlerinden birisini çekmeye karar verdi?
1972 yılında Ertem Eğilmez, Filiz Akın,
Tarık Akan’ın başrollerini paylaştığı Tatlı Dillim isimli filmi çekmektedir
Bir çekim arasında Tarık Akan, Eğilmez’e “Ağabey, hep çok iyi sinemacı, çok iyi yönetmen olduğunu söylüyorsun ama hiç ödül almadın” der
canim-kardesim-1973-set
YIL 1920
İNGİLİZE DOST OLMANIN POPÜLER OLDUĞU işgal yılları
İşte demeçler:
Haziran 1920: İstanbul'daki ingiliz Yüksek Komiserliği Çanakkale ve İstanbul çevresindeki Kemalist milliyetçi güçlerin ilerlemesi hakkında kaygılarını dile getirdiler.
Sait Molla bu konuda verdiği demeçte ülkede İngiliz düşmanlığının olmadığını aksine İngilizleri çok sevdiklerini ingiliz karşıtı olan Kemalistlerin azinlikta olduğunu belirtiyordu.
Mustafa Kemal Ankaradan yanit veriyor:
Ülkede işbirbirlikçi ingiliz Hiyanet Sebekesi var ve
biz bunlarin kim oldugunu biliyoruz. (Hakimiyeti milliye gazetesi. 1920)
......
O zor zamanlarda ingiliz dostu olan sahtekarlar , savaş bitip ortalik durulunca bu Kemal ingilizlerin adami diyeceklerdi.
BOP çok yol aldı. Ülkemiz BOP’ne göre bölünecek 22 ülkeden biriydi. Türkiye’ye Irak, Suriye, Libya gibi açıktan saldıramadılar. Önce işbirlikçi bir iktidar buldular. İşbirlikçi ortakları için baston görevi yapan muhalefeti de oluşturdular.
Cemaat görünümlü ajanlarını ülkemizin sinir ucu görevi yapan kurumlarına, yargıya, emniyete yerleştirdiler.
Ergenekon, Balyoz ve türevi davalar Türkiye Cumhuriyeti Devletini dönüştürmek için KURGULANDI. ABD’nin hedef ülkelerde gerçekleştirdiği TURUNCU DARBE, bizde kurgulanmış davalar üzerinden gerçekleştirildi. Bu gerçeği hala dillendiren yok.