Kıbrıs Barış Harekatı sonrası ABD'nin Türkiye'ye karşı ilan ettiği ambargo sonrasında kurulan Askeri Elektronik Sanayi (ASELSAN), geçmişte 8 mühendisini şüpheli ölümlerle kaybetti.
1975'te kurulan ASELSAN, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) ihtiyaç duyduğu sistemlerini üretmeye devam ederken tarihindeki bu şüpheli ölümler hala gündemdeki yerini koruyor.
Türkiye'nin gözbebeği ASELSAN'da hizmet veren mühendislerin ölümleri 2006'da başladı.
HÜSEYİN BAŞBİLEN'İN ÖLÜMÜ
5 Ağustos 2006'da, şirketin Milli Tank Projesi'nde görevli Mühendis Hüseyin Başbilen, şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti.
İşe gitmek üzere evden çıktıktan sonra, aracı evinden 50 metre uzakta bulunan
Başbilen, boğazı ve bilekleri kesik halde bulundu. Aracın kapıları kilitli el freni çekikti. Ölümü intihar olarak dosyalara geçen Başbilen'in ne ailesi ne de tanıdıkları intihara inanmadı.
Polisin olay yeri raporlarında ise Başbilen'in kanına aracın tavan koltuk ve kapılarında rastlanmaması, cinayet ihtimalini güçlendiren bir bulgu olarak değerlendirildi fakat kanıtlanamadı.
EVRİM YANÇEKEN VE MÜLSEM ÜNAL'IN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ
17 Ocak 2007'de ise, ODTÜ mezunu ASELSAN mühendisi Mülsem Ünal, aracında ölü olarak bulundu. Otopsi sonucunda, 30 yaşındaki mühendisin kafasından aldığı tek kurşunla öldüğü belirlendi. Raporda intihar ettiği yazıldı.
Ünal'ın şüpheli ölümünden 9 gün sonra, 26 Ocak 2007'de Ankara Batıkent'te oturan ve 6'ncı kattan atladığı iddia edilen Evrim Yançeken, olay yerinde hayatını kaybetti.
ASELSAN mühendisi Yançeken'in ölümünün ardından psikolojik sorunları olduğu iddia edildi.
AİLELER İNTİHAR İDDİALARINA İNANMADI
Peş peşe gelen bu üç şüpheli ölüm her ne kadar raporlara intihar olarak geçse de ailelerin bunu kabul etmesi mümkün olmadı.
7 Ekim 2007'de bir başka mühendis Burhanettin Volkan, görev yeri olan Bando Okullar Komutanlığı'nda silahla intihar etti.
"FETÖ'DEN KOPMAYA ÇALIŞIYORDU"
Volkan'ın ailesinin şikayeti ile askeri savcılık soruşturma başlattı.
Soruşturma kapsamında ifadesi alınan Volkan'ın babası, oğlunun uzun süre boyunca FÖTÖ'den kopmaya çalıştığını iddia etti. Bu iddia, ölümün intihar değil cinayet olabileceği ihtimalini güçlendirdi fakat kanıt bulunamadı.
TERHİSİNE 74 GÜN KALA ELEKTRİĞE KAPILDI
ODTÜ'den derece ile mezun olan elektrik eloktronik mühendisi Zafer Oluk, 10 Mayıs 2008'de vatani görevi sırasında İstanbul Hadımköy'deki birliğinde terhisine 74 gün kala elektrik çarpması sonucu şehit düştü.
Oluk'un trafo tamiri yaparken şehit olduğu iddia edildi. Ailesi bu iddiaya inanmadı fakat bu can kaybı da kayıtlara kaza olarak geçirildi.
KAZA GEÇİRDİ, TELEFONU VE CÜZDANI BULUNAMADI
Hakan Öksüz de ASELSAN bünyesindeki çok önemli projelerde çalışıyordu. 25 Ocak 2012'de geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. Öksüz'ün telefonu ve cüzdanı kazadan sonra bulunamadı.
İHA PROJESİNDE ÇALIŞAN MÜHENDİS
Manyetik alan konusunda uzman olan Erdem Uğur ise ASELSAN bünyesinde İHA, F-16 gibi birçok önemli projede görev yapıyordu.
Uğur 16 Ocak 2015'te Ankara'daki evinde ölü bulundu. Uğur'un, gazdan zehirlenerek intihar ettiği iddia edildi.
İntihar iddialarına ailesi ve arkadaşları inanmadı. Bu olay da şüpheli olarak tarihteki yerini aldı.
14'ÜNCÜ KATTAN ATLADI
32 Yaşındaki elektronik yüksek mühendisi Kerem Parıldar
ASELSAN'da, ‘'Yerli Savunma Sistemleri'' üzerinde çalışıyordu oturduğu Koru Mahallesi ile, hayatına son verdiği 15 kilometre uzaklıktaki, 100. yıl semtindeki bina arasında bir bağlantı bulunamadı.
Önceki gün meydana gelen olayda Parıldar, 100 Yıl Mahallesi İşçi Blokları 1427'inci caddede bulunan bir binaya çıkarak kendisini 14. kattan aşağı attı.
FETÖ SORUŞTURMAYA ENGEL OLDU
Bütün bu şüpheli ölümler, 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından yeniden gündeme geldi.
Mühendislerin ölümü ile ilgili o dönemde soruşturmayı yürüten ve FETÖ üyeliği iddiasıyla tutuklanan eski savcı Murat Demir ifadesinde soruşturmaları FETÖ'cülerin engellediğini savundu.
Eşref Bitlis, 1 Nisan 1933'te Malatya'da dünyaya geldi. Tam adı Eşref Turgut Bitlis'tir. Soyası Bitlis olduğundan dolayı Bitlisli olarak bilinmektedir ancak aslen Malatyalı olduğu bilinmektedir. Annesinin adı Seher, babasının adı Mehmet Kemal'dir.
Bitlis, ilk, orta ve lise öğreniminin ardından Kara Harp Okulu'nu başarı ile tamamladı. Ardından başladığı Polatlı Topçu Okulu'ndan 'Teğmen' rütbesi ile mezun oldu. Daha sonra, Kara Harp Akademisi'ni bitirdi.
Eşref Bitlis, Bir dönem Almanya'da dil eğitimi aldı.1969'da Türk Silahlı Kuvvetler Akademisi'nden mezun olarak, Kara Harp Akademisi'nde başöğretmen olarak göreve başladı. Kısa bir dönem başöğretmen olarak devam etti.
1982'de ASALA Tarafından Düzenlenen Kanlı Terör Eylemi: Esenboğa Katliamı
Esenboğa katliamı; ermeni terör örgütü asala'nın Türkiye'nin yurt dışındaki temsilciliklerine ve personeline yönelik saldırıları sürerken, Türkiye içinde gerçekleşmiş ve zamanında büyük gürültüye sebep olmuş bir eylemdir.
7 Ağustos 1982 günü Ankara Esenboğa Havaalanı'nda 2 asala militanı, bekleme odasındaki yolcuları rehin aldı. Saldırıda, biri Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Hamdi Yahyaoğlu olmak üzere 2 güvenlik görevlisi, 2'si yabancı 6 yolcu olmak üzere 8 kişi öldü, 72 kişi de yaralandı.
Aslen Rizeli olan Recep Tayyip Erdoğan, 26 Şubat 1954'te İstanbul'da doğdu. 1965 yılında Kasımpaşa Piyale İlkokulu'ndan, 1973 yılında ise İstanbul İmam Hatip Lisesi'nden mezun oldu. Fark dersleri sınavını vererek Eyüp Lisesi'nden de diploma aldı.
Üniversiteyi Marmara Üniversitesi İktisadî ve Ticarî Bilimler Fakültesi'nde okuyan Erdoğan, bu okuldan 1981 yılında mezun oldu.
Gençlik yıllarından itibaren sosyal hayat ve siyasetle iç içe bir yaşamı tercih eden Erdoğan, disiplinli ekip çalışmasının ve takım ruhunun önemini
kendisine çok genç yaşlarda öğreten futbolla 1969-1982 yılları arasında amatör olarak ilgilendi. Aynı zamanda bu yıllar, genç bir idealist olarak memleket meseleleri ve toplumsal sorunlarla ilgilenen Recep Tayyip Erdoğan'ın aktif politikaya adım attığı döneme rastlamaktadır.
Uğur Mumcu, 1942 doğumlu gazeteci ve yazar. 1993’de uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybeden Mumcu’nun, “Gazeteci Kimdir?” sorusuna verdiği yanıt şöyledir: Gazeteci, haber ve bilgi kaynağına en çabuk ulaşan ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberleri
okurlara sunan insan demektir. Gazetecinin bu görevini yapabilmesi için habere, olaya, olguya, belgeye ve bilgiye dayalı yazılar yazması gerekir. Bunun için de gazetecinin güvenilir kişi olması zorunludur.
Sır saklayan, haber ve bilgi kaynağını gizlemesini bilen, gerektiğinde hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan insan, gazetecidir.
ŞÜPHELİ, BİR ŞEKİLDE DÜŞEN ATLASJET'İN 4203 SEFER SAYILI UÇUŞU ?
2007 yılında Isparta'da bir uçak kazası gerçekleşmişti. Her şey ile baştan başa soru işaretleriyle dolu olan bir uçak ve uçağın içerisinde Türkiye'nin geleceği için oldukça önemli 6 bilim adamı vardı.
Türkiye'nin nükleer enerji konusunda önemli çalışmaları olan Boğaziçi Üniversitesi Nükleer Fizik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Engin Arık, Boğaziçi Üniversitesi Araştırma görevlisi Berkol Doğan, Lisansüstü öğrencisi Engin Abat, Doğuş Üniversitesi Fen Bilimleri Bölümü Başkanı
Prof. Dr. Şenel Boyda, Doç. Dr. İskender Hikmet ve Araştırma görevlisi Mustafa Fidan da bulunuyordu.
Uçağın kaza sonucunda mı yoksa sabotajla mı düştüğü konusunda tartışmalar ise hala gündemden düşmedi.
Altı bilim insanımız, bir sonraki gün Isparta’da düzenlenecek olan
Sarallar; Trabzon Of ilçesi kökenli, aile bağı ile mensup ve taraftarları olan, İstanbul'da etkin olan bir organize suç örgütüdür. Emniyetin 2021 verilerine göre Burhanettin Saral ve Ümit Saral liderliğinde, 347 silahlı mensubu olup, Türkiye'de Alaettin Çakıcı
dan sonra en büyük ikinci organize suç örgütüdür İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca hazırlanan iddianameye göre 35-40 bin arası taraftarı olan geniş bir yapı olduğu belirlendi. Siyasi olarak ülkücü çizgide bir yapıdır. Grup 90'lardan 2005'e kadar Hüseyin Saral tarafından yönetildi.
Hüseyin Saral'ın 2005'te öldürülmesi üzerine, günümüzde grup liderinin Burhanettin Saral'ın olduğu; Ümit Saral, İlyas Saral, Yakup Kerem Saral, Alaattin Saral, Barış Saral ve Zafer Saral'ın ise yönetici kadrosunda olduğu belirlendi. Sarallar mafya örgütü, 2004'ten günümüze kadar