2- * Mikail Portakalyan Efendi (1891-1897),
* Ohanes Sakız Efendi (1897-1908)
Maliye Nazırı:
• Agop Ohanes Kazasyan Paşa (28-30 Ağustos 1885), (Aralık 1886 - Mart 1887) (1888-1891)
3- Nafia Nazırları: * Ohanes Çamiç Efendi (1877-1878),
* Aleksandr Karateodori Paşa (1878)
* Sava Paşa (1878-1879)
Orman ve Maadin Nazırları;
* Mavrokordato Efendi (1908-1909),
* Aristidi Paşa ( 1909)
4- Ticaret ve Ziraat Nazırları: * Bedros Kuyumcuyan Efendi (1880)
* Gabriel Noradonkyan Efendi (1908-1909)
Ayan Üyeleri (1876);
* Antopolos Efendi Aristarki Bey,
* Daviçon Karmona Efendi,
* Musurus Paşa,
* Serviçen Efendi,
* Stoyanoviç Efendi,
* Dr. De Kastro Bey,
5- * Mavroyeni Paşa,
* Karatodri Paşa,
* Abraham Karakahya Paşa
Babıali Hukuk Müşaviri
Gabriel Efendi;
Abdülhamit zamanında sürekli el üstünde tutulan bu Gabriel Efendi 2. Dünya savaşı sonrası düzenlenen Paris Konferansında Ermeniler için toprak talep etmiş, Lozan Konferansına da Ermeniler...
7- ...adına katılmıştır…
Elçilere göz attığımızda;
* Y. Fotiades Bey ve Gobdan Efendi’nin Atina,
* Azaryan Efendi’nin Belgrad,
* E. Karatodri Efendi’nin Brüksel,
* Blak Bey’in Bükreş,
* Yanko Karaca, Misak Efendi ve Aritraki Efendi’nin Lahey,
8- * K. Musurus Paşa, Alfred Rüstem Paşa ve Antopulo Paşa’nın Londra,
* Naum Paşa’nın Paris, * S. Musurus Bey ve Y. Fotiades Bey’in Roma,
* Nikola Gobdan Efendi’nin Sofya,
* A. Vogorides Paşa’nın Viyana,
9- * L. Aristarki Bey ve A. Mavroyeni Bey’in Washington’da Büyükelçi-Elçi olarak görev yaptıklarını görüyoruz.
Konsolos ve kâtipliklerde de Türk unsurundan ziyade Ermeni ve bilhassa Rum memurlar kullanılmakta idi.
Valilik koltuklarının çoğunda da gayrimüslimler oturuyordu.
10- Mesela;
Şarkî Rumeli Valileri;
* Sava Paşa,
* Aleko Vogorides Paşa,
* Gavril Paşa Hristoiç,
* Alexandre de Battenberg,
* Ferdinand de Saxe-Cobourg et Gotha,
11- Sisam Beyleri;
* Mişel Gregoriyadis Bey,
* Aleksander Mavroyeni Bey,
* Yanko Vitinos Bey,
* Kostaki Karateodori Paşa,
* Yorgi Yorgiadis Efendi,
* Andrea Kopasis Efendi,
Cebelilübnan Sancağı Mutasarrıfları;
* Vasa Paşa,
* Naum Paşa,
* Yusuf Franko Paşa
12- Maliyesini, Hariciyesini, Tarımını, Madenlerini ve de Mülkiyesini gayrimüslimlere bırakmış devletin başında bir İslam Halifesi (!) vardır…
ŞİMDİ ANLADINIMIZ MI ATATÜRK’ÜN KİMİN TEKERİNE ÇOMAK SOKTUĞUNU?
13- Türk Dil Kurumuna bir Ermeni dilbilgisi uzmanını, o da sadece Genel Sekreter olarak atadı diye-ki adam Osmanlı memuru zaten, 100 senedir Atatürk'e demediğini bırakmayanlara soralım, insafınız var mı?
14- Kaynak Kitap: Sinan Kuneralp, Son Dönem Osmanlı Erkan ve Ricali (1839-1922)
Prosopografik Rehber, İstanbul: ISIS PRESS, 1999."
"Benim saltanatım sizin vatanınızdan, bayrağınızdan, donanmanızdan daha değerlidir." - 2. Abdülhamid
16- Abdülhamid devri.
Neymiş Trabzon şu an milliyetçilik falan yapabiliyorsa bunu siyasal islamcıların beğenmediği kahraman kadrolara borçluymuş.
17- Alman 200 senelik çalışmanın meyvesini alırken bizim durumumuz...
18- Kars ve Ardahan 40 yıl rusyanın bir vilayeti idi...
19- 1932-1954 arası bütçenin borca giden oranı!
Neredeyse her yıl 4/1 borca gitmiş...
20- Utanç anıtı
Rusya tepesinde çifte haç olan bu anıtı İstanbul'un göbeğine diktirdi. Hemde Osmanlı hazinesinden karşılansı parası... Onu yok eden ise Enver Paşa oldu!
21- Abdülhamid devri.
33 senede 8 ülke, 7 vilayet, Kıbrıs ve Girit gitmişti...
1300 yıl önce Arap Komutan Kuteybe Türk illerine saldırıp yağma, talan ve toplukıyımlara uğrattığı Türkleri Müslüman yapma bahanesiyle Arap askerlerini Türk obalarına Türk ailelerin içine yerleştirmişti. Son on yılda yurdumuza yerleştirilen milyonlar, Kuteybe'yi çağrıştırmakta.
Mustafa Kemal Paşa'nın 1 Aralık 1921 günkü TBMM konuşmasından Panislamizm ve Pantürkizm bölümü:
"Efendiler, bu noktadaki mütalaamı ikmal için derim ki; büyük hayaller peşinden koşan, yapamıyacağımız şeyleri yapar gibi görünen sahtekar insanlardan değiliz."
Alıntıdır okuduğunuz ve paylaştığınız için teşekkür ederim huzurlu geceler @Pala_Biyik_Rak takip etmeyi unutmayın lütfen ‼️‼️‼️
Siz hiç kaçtığı ülkeye bayram tatiline giden sığınmacı gördünüz mü?
Yavşaklar, o ayağınızın altında ki uğrana binlerce can verilen TÜRK BAYRAĞI.
Sizi gidi lanet olası gavur dölleri..
@UnrollHelper pls
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Atatürk 95 sene önce uçak fabrikası kurdu.
1920'lerde Kurtuluş Savaşı yapıp, 1926'larda Uçak fabrikası kurup, 1935'lerde uçak ihraç eden bir ülke kurmuştu Ulu Önder Atatürk..
Boş vaatte bulunmadı ,icraat yaptı.
İlk yerli uçaklarımızı izleyin, izlettirin!
Bu fotoğraf 1937'ye ait..
İstanbul Yeşilköy..
Atatürk; Nuri Demirdağ tarafından kurulan yolcu uçağı fabrikasını ziyaret etti..
1937'de Türkiye Cumhuriyeti dünyada kendi uçağını yapan 5. ülke..
Nereden nereye..?
ARKADAŞLAR, BU RESİM HERKESE ULAŞMALI.. 👍🏻🇹🇷
Atatürkün yerli yolcu uçağına binişi.
Ciddi ciddi uçak yapmışız, bu fotoğrafı ilk kez görüyorum. Nuri Demirağ'ın yaptığı uçaklar hem savaş hem 14 yolculuk uçaklar olarak kullanılabiliyor.
Dünyada sevilmek istemeyen kişi yok gibidir” diye başlıyor, Masumi Toyotome . “Ama sevgi nedir, nerede bulunur, biliyor muyuz?” diye soruyor.. Sonra anlatmaya başlıyor :
“Sevgi üç türlüdür !..”
1-Birincisinin adı “Eğer” türü sevgi!..
Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgiye bu adı takmış yazar. Örnekler veriyor:
Eğer iyi olursan baban, annen seni sever. Eğer başarılı ve önemli bir kişi olursan, seni severim.
Eğer eş olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim.
Toyotome “En çok rastlanan sevgi türü budur” diyor. Bir şarta bağlı sevgi. Karşılık bekleyen sevgi.. “Sevenin, istediği birşeyin sağlanması karşılığı olarak vaad edilen bir sevgi türüdür bu” diyor yazar.
Efsaneye göre Simurg ya da bilinen adıyla Zümrüdü Anka kuşu,
bilgi ağacının dallarında yaşar ve akıllara gelebilecek her şeyi bilir
Öyle ki, bütün kuşlar ona inanır, başları sıkıştıkça Simurg’un kendilerine yardım edeceğini, onları hep zor durumlardan kurtaracağını düşünürler.
Zümrüdüanka Kuşu'nun rengi hakkında bazı kaynaklar bakır renginde olduğu, bazı kaynaklar ise tüm kuşların renklerini bir arada barındırdığından söz etmektedir.
Zümrüdü Anka kuşu öleceğini hissettiği zaman kendisine ağacın kuru dallarından bir yuva yapar ve hiçbir zaman ne olduğu anlaşılmayan bir yapışkanla yuvayı sıvar, yuvanın içinde ölümü bekler. Ta ki güneş bütün görkemiyle ortaya çıkıp, kuru dalları yakıncaya kadar…
Japonya'da 4. yüzyılın sonlarına doğru tahta oturan İmparator Nintoku, yüksek bir kuleye çıkar ve ülkesine bakar. Gökyüzüne doğru yükselen tek duman dahi göremeyince, halkının yoksul düştüğüne ve bu yüzden hiç kimsenin evinde pirinç dahi pişiremediğini anlar.
Hemen bir ferman çıkaran Nintoku, halkının üç yıl boyunca sadece kendileri için çalışmasını emreder. Sarayda çalışanları bile evlerine gönderir...
Sadece kendileri için çalışan halk, üç yılın sonunda bolluğa kavuşur.
Nintoku kuleye çıkar, ülkenin her yerinde ocakların tütmekte olduğunu yükselen dumanlardan anlar. Yanındaki eşine sevinç içinde "artık zenginiz" der...
İmparatoriçe ise üç yıl boyunca bakımsızlıktan dolayı her yeri eskiyen, çatısı akan, çiçekleri solmuş sarayı göstererek,
Denizli'nin bir köyünde öğretmenlik yapıyorduk.Eşim okul müdürüydü. Biz yeni evliydik. Düğün takılarımızı bozdurup bir araba almıştık. Annem iki bileziğin altın zincirin bari dursun kızım ayıp olur deyince eşim babasından biraz borç almıştı.
Arabayı peşin almıştık.
Biz okula giderken iki öğretmeni belirli duraklardan alıyorduk. Onlar bize benzin alırken katkıda bulunuyordu.
Biz köyde üç öğretmendik
Bir de eşim vardı.
Köyün yarısı çoban yarısı dokumacıydı. Okul köyün ortasında caminin yanındaydı.
Karşıda köy kahvesi vardı.
Necibe okulun hademesiydi. Necibe genç ve güzel bir kadındı. Okulun her yeri onun sayesinde pırıl pırıldı.
Eşi koyun çobanıydı. Sabah aynı saatte evden çıkınca biri dağa öbürü okula geliyordu. Necibenin büyük kızı ikinci sınıfta.Küçüğü beş yaşındaydı. Necibe beni çok sevmişti .
🛑🛑ARAPLAŞMAYANLARA🛑🛑
“Türk kadınlarının en büyük süsüTürk oluşlarıdır.Onlar süslenmek için elmas veya zümrüt takınmıyorlar,belki üzerlerinde taşıdıkları o taşları süslemiş ve kıymetlendirmiş oluyorlar.Çünkü herTürk kadınıCanlı bir inci ve paha biçilmez birPırlantadır”
Montagu
🛑🛑“Rusya’da bir söz vardır: Hangi Rus’u kazısanız altından mutlaka Tatar çıkar”
Rus Devrimci Vladimir Lenin – 1920
🛑🛑“Araplarda bir söz vardır: Mısırlılar Allah’tan başka kimseden korkmaz, Türkler ondan da korkmaz”
Arap Düşünür
Semame İbn-i Eşreş