Davanın üzerinden üç yıldan fazla zaman geçti ve olay çözüldü. Suçlular ceza aldığı için bu hikayeyi çözülmüş bir olay olarak anlatacağım. Palu Ailesi şu kişilerden oluşuyor: aslen Ordulu olan, ancak yaşamlarını Kocaeli'de sürdüren Harun hava Palu çiftinin beş tane çocuğu var:
Fatih, İsa, Emine, Meryem ve Ayşe Melek. Ahmet Tahnal ile evlendikten sonra İstanbul'a taşınan Meryem'in iki çocuğu oldu: Melike ve Recep Tayyip. Kocaeli'de yaşayan Emine ise Tuncer Ustael ile evlendi. Çiftin bir kızı ve oğlu Enes oldu. Aslında olaylar 14 sene önce yaşanmıştı.
Körfez ilçesinde yaşayan Meryem Tahnal 2008'de, kızı Melike Tahnal'da 2009'da kaybolmuş polis ekipleri kayıp çocuğun bulunması için çalışma başlattı ancak herhangi bir bulguya ulaşamamıştı. Bir televizyon kanalındaki programa katılan Meryem Tahnal, eniştesi Tuncer Ustael'in
kadının öldürülerek gömüldüğünü öne sürdüğü yeri tarif etmesi üzerine 3 Ocak'ta Derince ilçesinin 60 Evler Harikalar Sahili'nde bulunan ağaçlık ve çalılık alan, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin yapılan arama çalışmasında yer aldığı belirtilen kadavra,
dedektör köpeği tepkisi doğrultusunda güvenlik şeridine alınmıştı. Derince 60 Evler Mahallesi Harikalar Sahili'nde daha önce belirlenen iki yerde yapılan kazı çalışmalarında herhangi bir bulguya rastlanılmamıştı, bunun üzerine çalışmalar durdurulmuştu. Öte yandan,
Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatı doğrultusunda kayıp kadının ablası Emine ve eniştesi Tuncer Ustael ile babası Harun, annesi Havva, abisi İsa ve diğer kardeşler Fatih ile Ayşe Palu gözaltına alınmış şüphelilerden baba Harun Palu serbest bırakılırken
diğer zanlılar tutuklanmıştı. Şimdi bütün bu olayların başını doğru yolculuk yapıyoruz. 21 Aralık 2019'da Palu Ailesi, kayıp bir fert olan Meryem ve Meryem'in 6 yaşındaki kızı Melike için programa katıldılar. Olaylar böylece gün yüzüne çıkmaya başladı. Fakat dava aslında
programda çok önce başlamıştı. Palu ailesinin yakın tanıdıklarının iddialarına göre her şey aileye Tuncer Ustael'in katılmasıyla başlamıştı. Tuncer Ustael, Emine ile evlendikten sonra kafasında planlar kurmaya başlamıştı. Ailenin başına geçmeyi ve tüm mirasa konmayı istiyordu.
İlk önce aileye karşı kendisini cinci hoca gibi sıfatlarla tanıttı, aile bireylerinin inançlarını sömürerek, aile üzerindeki üstünlüğünü kurmak istiyordu. Nitekim başarılı da oldu, aile Tuncer'den korkuyor ve söylediklerine inanıyordu. Tuncer'in ilk amacı
Meryem'in eşi Ahmet'ten kurtulmaktı çünkü Meryem ve Ahmet Tahnal ona inanmıyordu, onun karşısında duruyorlardı. Tuncer, Ahmet'ten kurtulmak için çok şeytani bir yol seçti. Meryem'in kardeşlerine gidip Meryem'in kötü yola düştüğünü, Ahmet'in onu başkalarına sattığını ve
benzeri birçok yalana başvurarak İsa'yı doldurmayı başarmıştı. Böylece Tuncer, kendi ellerini kirletmeyecekti ve Ahmet'ten kurtulabilecekti. İsa, Tuncer'in söylediklerinin karşısında daha fazla dayanamadı, kardeşinin satıldığına inandı ve Ahmet'in karşısına çıkıp onu öldürdü.
Tuncer'in ilk manipülasyon operasyonu başarıyla gerçekleşti. Palu ailesinin ilk cinayeti de böyle işlenmiş oldu. Aile birlik olup Meryem'i korkuttu ve ağır tahrik ifadeleri verdirtti. İsa'nın böyle bir cinayeti işlemesine dayanamayan baba Harun, cinayeti üstlenmeye karar verdi ve
hapse kendisi girdi oğlu yerine. Tuncer, hem Ahmet'ten hem de Harun'dan kurtulmuş oldu. Çünkü ailenin en büyüğü olan Harun da ondan şüphelenmeye başlıyordu. Ahmet ve Harun ortadan kalkınca Meryem çocuklarıyla ortada kalmış oldu ve ne yazık ki Tuncer'in yanında kalmaya başladılar.
Tuncer, hem Meryem'e hem de çocuklara çok kötü davranıyordu, düzenli olarak şiddet uyguluyor, cezalandırıyor, onları aç bırakıyordu. Bu sırada Tuncer'in eşi Emine, olayların içerisindeydi fakat her yapılana kayıtsız kalıyordu, kocasının saf kötü biri olduğunu görmezden geliyordu.
Ablasına yapılanlara karşı sesini çıkarmıyordu, sanki Tuncer tarafından yönetiliyordu. Tuncer'in yaptıklarına dayanamayan ve henüz bir çocuk olan Recep Tayyip evden iki kez kaçtı. Üçüncü defa kaçtığında açlıktan baygın halde bulunup karakola teslim edilen Recep'in
sağlık kontrolünde cinsel istismara uğradığı aç bırakıldığı tespit edildi. Kendisine yapılanları anlatan Recep, bir yurda yerleştirildi ama enişteye de dayıya da ceza verilmedi. Ailenin bir diğer çocuğu olan Enes, yani Tuncer'in oğlu da evden kaçtı. Ancak Tuncer'i savunan aile,
"çocuğu maskeli kişiler kaçırdı" diye ifade verdi. Tuncer, herkesi etkisi altına almayı artık başarmıştı. Bir aile, böyle bir adamı nasıl savunabilirdi bütün Türkiye'yi ekranlara kilitleyen ve anlamlandıramadığım kısımda zaten burası. Her şeyin sorumlusunun tek bir kişinin olduğu
açıkça ortadayken aile, Tuncer'i niye bu kadar savunuyordu. Tuncer, tüm ailenin psikolojisini bozmuştu, herkesi cinci hoca kimliğiyle kandırıyordu. Hem ailenin namus duygusunu sömürüyor, hem de ailenin erkeklerinin erkeklik damarına basıyordu. Tuncer çok akıllı birisi değildi.
Palu ailesi ne yazık ki cahil ve eğitimsizdi. Bütün şiddetin ve korkunç olayların temelinde bu yatıyordu. Bütün bunlar olurken öldürülen Ahmet Tahnal'ın ailesinin peşlerinde olduğunu iddia eden Tuncer Ustael, Meryem'e bir de araba aldırdı. Aile, bugünden sonra artık
arabada yaşamaya başladı. İddiaya göre Palu ailesinin otomobilde yaşadığı sırada Tuncer Ustael'in ağaca bağladığı, darp ettiği, aç bıraktığı Meryem orada hayatını kaybetti. Ahmet'ten sonra Meryem de ortadan kalkmıştı. Tuncer'de Emine de bu iddiaları hiçbir şekilde kabul etmedi.
Genç kadının cesedi ise Tütünçiftlik sahilinde gömülmüştü. Meryem'in ölümünden tam bir yıl sonra kızı Melike de ortadan kayboldu. Tuncer'in cinsel istismarda bulunduğu, Meryem'in kızı Melike'yi ispirto içirip öldürdüğü de ortaya çıktı. Tuncer elinden ne gelirse yapıyordu,
hiçbir şey onu durduramıyordu. Meryem'in tüm mal varlığını ele geçirdikten sonra bu defa Harun Palu'nun kız kardeşi Gülbahar Sadık'ın evine göz dikti. Tuncer, İsa, Ayşe, Melek ve kayınvalidesi Havva'yla biber gazı sıktıkları Gülbahar Sadık'a zorla boş senet imzalatmaya çalıştı.
Palu ailesi yalnızca bu sebepten ceza almıştı. Tuncer, Harun'un kardeşi Gülbahar Sadık'ın evini de kendi üzerine geçirmişti. 2011 yılında Harun Palu cezaevinden çıktı ve özgürlüğüne kavuştuktan sonra baba Palu konuşmaya karar verdi ve olay tekrardan gün yüzüne çıktı.
Harun Palu'nun baskısı üzerine oğlu Fatih, kızı Ayşe Melek ve karısı Havva'yla birlikte savcılara ciddi bir iddia ortaya koydular: Meryem ve Melike'nin Tütünçiftlik'te gömülü olduğunu söylediler. Kazılar yapıldı fakat cesetler bulunamadı. Ceset yoksa cinayet de yoktu.
Tuncer'in soruşturması sürerken, yeniden cinlerle korkuttuğu aile ifadesini bu sefer değiştirdi. Tuncer'e karşı olan tek kişi baba Harun, şizofreni teşhisiyle akıl hastanesine kaldırıldı. Tuncer resmen ailenin üzerinde kurduğu üstünlükle insanlara istediği şeyi yaptırabiliyordu.
Harun Palu'ya şizofreni teşhisi koyup hastaneye bile yatırttırmıştı kötülük kazanıyor gibiydi fakat gerçekler er ya da geç ortaya çıkacaktı tüm suçlamaların ve iddiaların karşısında Palu ailesinin sonu yaklaşıyordu. Dava çözülmeye çalışılırken program sırasında Palu ailesinin
gözaltına alındığı söylendi herkes asıl kötünün ve kötülük karşısında susanın da tutuklanmasını bekliyordu ve öyle de oldu program sırasında Tuncer ve Emine içinde tutuklanma kararı çıkartıldığı söylendi. Polisler ikiliyi tutuklayarak cezaevine götürdü. Palu ailesinden
beş kişinin ceza aldığı davada, kararın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi tarafından usul hatası nedeniyle bozulmasının ardından yeniden yapılan yargılamada sonuçlandı. Mahkeme, Tuncer Ustael'e ağırlaştırılmış müebbet ve 7 yıl hapis, diğer 5 kişiye ise 8 yıl 4 ay hapis cezasına
çarptırdığını bildirdi. Yakın zamanda yeni gelişme daha yaşandı Palu ailesinden üç kişi tahliye edildi. Mahkemede savunma yapan tutuklu sanık İsa Palu, cinayetin Tuncer Ustael'in gerçekleştirildiğini belirtti ve Tuncer'in etkisi altında olduklarını içlerinde cinlerin olduğunu
söyleyerek Melike'ye ispirto içirdiklerini belirtti. İspirto içtikten sonra sabah kalktığında Tuncer'in Melike'nin öldüğünü ama kimsenin bir şey dememesini de tembihlediğini belirtti. Yani Melike'e içinde cin olduğu için bir ispirto aracılığıyla hayatını kaybettiğini söyledi.
Ne kadar acı bir durumdu... Daha sonra evin yaklaşık beş kilometre ötesinde Melike'yi gömdüklerini söyledi. Sabah olunca Tuncer, "Size bir dilekçe yazacağım ve bu dilekçede Melike'yi amcasının aldığını yazacağım" demişti. Annesi Melike'yi yıkamış ve bir kefene sarıp gömdüğünü
söyledi İsa. Bütün bunları anlatan İsa, tahliyesini ve beraatini talep etti. Savunmaların alınmasının ardından mahkeme heyeti, Tuncer Ustael'in tutukluluk halinin devamına, Emine Ustael, Ayşe Palu ve İsa Palu'nun tutuklu kaldıkları süre ve üzerlerine atılı suçların
göz önünde bulundurularak tahliyesine karar verdi. Duruşmalar da, 13 Ocak 2022'ye ertelendi. Emine Ustael, Ayşe Palu, Fatih Palu, Meryem Tahnal'ın öldürülmesiyle ilgili haklarında Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen cezalar da göz önünde bulundurularak tahliye edilmediler.
Birbirinden gizemli olaylar ve dedektif vakalarını okumak için bizi takip edin! 🕵️♂️ @dedektifvakalar
(Kaynak: YouTube - Onur Can Yenilmez)
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Yunan mitolojik tanrılarından, Hitit ve Sümerler'den hatta meşhur Mısır tanrılarından bile önce şu an anadolu dediğimiz yerde yaşayan insanlar, dini inançlar geliştirmişlerdi. Bu dinin merkezi Şanlıurfa’nın doğusundaki Göbeklitepe denen yerdi.
Kadim Anadolu toprakları sadece günümüzde değil, binlerce yıl öncesinde de birçok topluluğa ve kültüre ev sahipliği yapmıştı. 1995 yılında Alman arkeolog Klaus Schmidt, Şanlıurfa yakınlarında antik bir tapınak keşfetti. Yapılan testler sonucunda yapının yaklaşık 12 bin yıl önce
Kökeni Orta Asya'ya dayanan Türk ırkının yüzyıllar geçse de başından geçen her türlü dini, fiziki, coğrafi değişikliğe rağmen farkında bile olmadan gündelik hayatında hâlâ gerçekleştirdiği Şamanizm'e dayanan adetleri vardır.
Birazdan okuyacağınız belki de her gün yaptığınız davranışlar aslında Şamanizm'e dayanmakta. Nedir bunlar?
Göçmen Firavunların Başa Geçmesiyle Gizemli Antik Mısır İmparatorluğu'nun Yok Olması
İhtişamlı Mısır, uzun tarihi ve görkemli eserleri ile görenleri hâlâ büyülüyor. Bugünkü Mısır'da ise eski ihtişamdan eser yok. Peki, koskoca Antik Mısır imparatorluğu nasıl sona ermişti?
Eski Mısır, büyük bir tarih sahip kültürel zenginlikle dolu bir uygarlıktı. Bu uygarlık, büyüklüğü ve etkileyiciliği ile dikkat çeken piramitleri, mitolojik tanrıları ve tanrıçaları ve belki de en önemlisi firavunları ile bilinir.
TÜRKİYE'NİN OTOBAN KATİLLERİ - YİĞİT BEKÇE VE MEHMET KARAHASAN
Yiğit Bekçe 1977'de Gemlik'te, Mehmet Karahasan'sa 1982 yılında Akyazı'da doğmuştu. Yiğit Bekçe ortaokul terkti, ilk suçunu 17 yaşında işlemiş cinayetleri işlediği 2006 yılına kadar adam yaralama, gasp, hırsızlık gibi suçlar nedeniyle 18 sabıkası olan biriydi.
Mehmet Karahasan ise ortaokul mezunuydu, 14 yaşındayken ablasına sarkıntılık yaptığı gerekçesiyle bir kişiyi öldürmüş ve hapse girmişti. Yalnızca 4 yıl sonra henüz 18 yaşındayken hapisten çıkıp çeşitli işlerde çalışmaya başladı, bu ikilinin yollarını kesiştiren ise
ŞÜPHELİ BİR ŞEKİLDE DÜŞEN ATLASJET'İN 4203 SEFER SAYILI UÇUŞU
2007 yılında Isparta'da bir uçak kazası gerçekleşmişti. Her şey ile baştan başa soru işaretleriyle dolu olan bir uçak ve uçağın içerisinde Türkiye'nin geleceği için oldukça önemli 6 bilim adamı vardı.
Türkiye'nin nükleer enerji konusunda önemli çalışmaları olan Boğaziçi Üniversitesi Nükleer Fizik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Engin Arık, Boğaziçi Üniversitesi Araştırma görevlisi Berkol Doğan, Lisansüstü öğrencisi Engin Abat, Doğuş Üniversitesi Fen Bilimleri Bölümü Başkanı
HAYATTA KALMAK İÇİN BİRBİRLERİNİ YEDİLER: 1972 AND DAĞLARI KAZASI
12 Ekim 1972 Perşembe günü, Uruguay Hava Kuvvetlerine ait bir uçak Carrasco Havaalanından kalktı. Uçağın içerisinde Old Christians isimli rugby takımının oyuncuları vardı. Onlara ek olarak arkadaşları, aileleri ve uçuşun maliyetine katkıda bulunması adına birkaç isim daha uçağın
içerisindeydi. 5 mürettebat ve 40 yolcudan oluşan uçak kötü hava koşulları yüzünden Arjantin'in Mendoza şehrine indi. Yüksek dağlar 7600 ve 7900 metre arasındaydı, bu değerler uçağın maksimum irtifa değerlerine çok yakındı. Pilotun yakıt tüketimini çok dikkatli bir şekilde