Tezahür Profile picture
Aug 13 100 tweets 14 min read Twitter logo Read on Twitter
Özel Dosya | Münevver Karabulut Cinayeti - 1

Tarihler 3 Mart 2009 salı gününü gösteriyordu. İstanbul/Etiler, Nispetiye Caddesi, Dilek Yıldızı Sokaktaki bir kağıt toplayıcısı saat 20:00 sularında bir çöp konteynırı üzerinde gördüğü kadın çantasından dolayı konteynıra yöneldi.
Eve gelen genç kıza Münevver’in okuldan kiminle çıktığını soran polis ekipleri genç kızdan “Münevver’i okuldan saat 14:00 saatlerinde Cem aldı” cevabını aldı. Böylece ekipler olayla ilgili ilk ipucuna ulaştı. Image
Genç kıza Cem adlı kişinin kim olduğunu soran polis ekipleri “Ünlü bir iş adamının oğlu” yanıtını aldı. Bu sırada eve kardeş Karabulut geldi. Ekipler aynı şekilde kardeş Karabulut’a ablasının bir kavgaya karıştığını söyleyerek Cem adlı şahısın kim olduğunu sordular.
Kardeş Karabulut Cem’in kim olduğunu biliyor ve ablasının bugün onunla doğum günü partisi için mekan bakmaya gittiğini bildiğini söyledi. Bu kişi ünlü iş adamlarından Hayyam Garipoğlu’nun yeğeni Cem Garipoğluydu.
Image
Image
Polis ekipleri kardeş Karabulut’a ablasının ve Cem’in bir fotoğrafının olup olmadığını sordu. Kardeş ise ablasının bilgisayarını açarak masaüstü arka planı olarak ayarlanmış olan Cem, Enver ve Münevver’in fotoğrafını gösterdi. Image
Daha sonra polis ekiplerine Cem’in Bahçeşehir’de ikamet ettiği adresini bildiğini söyleyen kardeş Karabulut adresi polis ekiplerine verdi. Alınan bilgiler cinayet büro amirliğine bildirildi ve Garipoğlu’nun tüm kimlik bilgileri tespit edildi.
Muhtarlık sistemi üzerinden alınan nufus kaydındaki fotoğrafı o sırada robot çizimi için şubede bulunan güvenlik görevlilerine gösterildi ve bu kişinin gördükleri kişi olup olmadığı soruldu.
Güvenlik görevlisi 2 şahıs ise görselde bulunan resmi doğrulayarak “bavul ve gitar kutusunu taşıyan zanlının bu kişi olduğunu ve ona eşlik eden kişinin yüzünü de net olarak hatırladıklarını” söyledi.
Cem Garipoğlu 29 Ekim 1991 yılında İstanbul’da doğmuştur. Nufüsa kayıtlı olduğu il ise Adana/Ceyhan’dır. Ayrıca kendisi Fransız vatandaşıdır. Image
O dönem Sümerbank ortaklarından olan Mehmet Nida Garipoğlu ve Tülay Makbule Garipoğlu çiftinin 4 çocuğundan ikincisi olan Cem, Garipoğlu ailesinin yabancı dil takıntısından dolayı ilkokul 3. Sınıfta 8 yaşlarında Fransa’ya yabancı bir ailenin yanına yollanmıştır.
Daha sonra sırasıyla İngiltere, Almanya, Portekiz, İspanya, Rusya, ve Çin’e giderek, bu ülkelerin dillerini öğrenir. Eylül 2007’de yurda dönen Cem, Garipoğlu ailesinin yaşadığı villanın tam karşısında bulunan Bahçeşehir Yıldızlar Koleji’ne yazdırılır.
Cem’in arkadaşları, okul dışında kötü bir çevre edindiğini, çalıntı araba kullanan gençlerle dostluk kurduğunu anlatırlar.
Aradan geçen 1 sene sonra lise 3. sınıfa giderken okulunda pek uyum gösteremeyen Cem, disiplinin ağır geldiğini söyleyerek Şubat 2008 yılında Bebek semtinde bulunan Yeni Yıldız Koleji’ne geçer. Özel şoförüyle okula gidip gelmektedir.
Bu süre zarfında seyahatlerinde babasına tercüman sıfatıyla eşlik eder.
Polis ekipleri 1 numaralı şüpheli Cem Garipoğlu’nun adresine gitmek için gerekli izinleri almaya çalışır. O dönem Bahçeşehir semti jandarma ekiplerinin kontrolünde olduğu için polis ve jandarmadan oluşan 2 ekip müşterek şekilde adrese gitmek için yola çıkarlar.
Adrese hızlı ulaşmak için ters yönden ilerleyen ekipler karşıdan gelen lüks bir marka araca yol verir ancak ters yönde bulundukları için yol verdikleri aracın içerisine dikkat etmezler. Aslında araçta bulunan iki şahıs Cem ve babası Nida Garipoğlu’dur.
Garipoğlu ailesinin adresine ulaşan ekipleri anne Garipoğlu karşılar. Anne Garipoğlu’na oğlu Cem’in evde olup olmadığı sorulur. Anne ise Cem ve babasının biraz önce birlikte çıktıklarını söyler. Durumu o anda fark eden ekipler Cem’in babası tarafından kaçırıldığını anlarlar.
Bu da yetmezmiş gibi kapı eşiğinde kan lekesi gören ekip şefi cinayettin burada işlenmiş olabileceğine iyice emin olmaktadır ancak arama izinleri olmadığı için eve giriş yapamazlar.
Hemen durumu üst mercilere ileten ekip şefi hızlı bir şekilde arama izni alır. Evin içerisinde birçok noktada kan izleri gören ekipler zanlının annesinden baba Nida Garipoğlu’nu aramasını ister ancak baba Garipoğlu telefonu açmaz.

Image
Image
Image
Evde arama yapan ekipler Cem Garipoğlu’na ait olan giysi dolabında cinayet silahı olan kanlı testereyi bulur ve acil bir şekilde olay yeri inceleme ekipleri çağrılır.
Polis aramaları sırasında siyah bir çanta içerisinde bir miktar dolar ve euro, 5 adet pasaport, iki gün sonra Rusya’ya gitmek için baba Nida Garipoğlu adına alınmış biletler bulur.
Olay mahaline gelen olay yeri inceleme ekipleri delillerin karartılmaya çalışıldığını da tespit etmiştir. Artık katil ve ona yardım yataklık edenler gün gibi ortaya çıkmıştır.
Cinayetten ve olayın faillerinden bahsettikten sonra gelelim Garipoğlu ve Karabulut’un ilişkisine. Image
İstanbul/Beşiktaş Bingül Erdem Lisesi son sınıf öğrencisi olan Münevver Karabulut, üniversiteye hazırlık yapmak içinde dershaneye gidiyordu.
Dershane döneminde ünlü iş insanı ve o dönem Sümerbank’ın sahibi Cezayir asıllı Hayyam Garipoğlu’nun yeğeni Cem Garipoğlu ile tanışmıştı ardından ikili MSN üzerinden mesajlaşmaya da başlamıştı. Image
MSN konuşmaları detaylı olarak incelendiğinde ikilinin tanıştıktan 3-4 ay sonra Cem’in Münevver’e çıkma teklifi ettiği görülüyordu. Münevver ise Cem’i reddederek bir ilişki için yaşlarının küçük olduğundan bahsediyordu.
Cem ise bu reddedilmeyi kendine yediremeyip çok sinirleniyor ve yaklaşık 3 hafta boyunca ikili birbiriyle konuşmuyordu. 3 haftanın sonunda ise Münever tekrar konuşmak için Cem’e mesaj atıyordu.
Cem’e attığı mesajda onu rüyasında gördüğünü söyleyen Münevver ilk başta Cem’den ters cevap alsada ikili yaklaşık 2 gün sonra çıkmaya başladı.
Münevver’in MSN konuşmalarında sürekli olarak salı gününü vurguladığı görülüyordu. O gün ilk kez Cem ile yemeğe çıktığından, kavga ettiklerinden ve daha birçok olaydan bahsediyordu.
Cem Garipoğlu’nun bilgisayarında arama yapan polis ekipleri, Cem Garipoğlu’nun Münevver Karabulut ile Aralık 2008’den, Mart 2009’a kadar yaptığı tüm MSN ve SMS konuşmalarını “Zeytinburnu Sürtüğü” adlı bir klasörde arşivlediğini tespit etmişti.
Arşivlenen mesajlaşmalarda Münevver’in bahsettiği olayların ve kavgaların detayları da bulunuyordu. Ayrıca Cem’in bilgisayarında yaptığı yurt dışı tatillerine ait 24 adet kamera görüntüsü ve Münevver’e ait fotoğraflarında bulunduğu toplam 277 adet görsel materyal ele geçirilmişti Image
İkili arasında “Canım” lafıyla ilgili başlayan tartışmada, Münevver’in kız erkek fark etmeksizin tüm arkadaşlarına canım diye hitap etmesinden dolayı Cem rahatsızlığını dile getiriyordu.
Hatırlarsanız cinayet sürecini anlatırken Münevver’in annesinin, Münevver’den “çok sosyal biriydi, kız erkek bir sürü arkadaşı var” dediğinden bahsetmiştik.
Bu durumdan da rahatsız olan Cem, Münevverle yaptığı konuşmalarında bu konuyu da dile getirerek Münnever’e “ben seninle tanışmaya çalışırken bile telefonu arkadaşın açıyordu” diye sitem ediyordu.
Münevver ise kızlardan çok erkek arkadaşlarıyla iyi anlaştığını söyleyerek kendini savunuyordu.
Garipoğlu MSN’de Münevver ile konuşurken, Münevver’in doğum tarihi olan 7 mart’ı 3 mart tarihi ile karıştırdığı ve Münevver’in “ne 3 martı 7 mart” diyerek Cem’i düzelttiği görülüyodu. 3 mart 2009 tarihi ise bildiğiniz üzere vahşetin yaşandığı salı günüydü.
Bu süre zarfında ikilinin hayatı Bebek ve Beşiktaş semtlerinde akıp gidiyordu. Münevver, Cem’e öylesine aşık olmuştu ki sürekli olarak ailesiyle Cem’i tanıştırmak istiyordu. Cem ise bu isteğe pek karşılık vermiyordu.
Cinayet tarihinden önce elim hadisenin yaşandığı villaya giden Münevver, katili Cem’le vakit geçiriyor ve kendi evine dönünce de Cem’den villada bulunan kamera kayıtlarını silmesini istiyordu.
O dönem basına yansıyan kamera kayıtlarını silme konusu ise MSN konuşmalarından teyit ediliyordu. Bu villada bulunan kamera kayıtlarını silme olayından sonra ikili arasında bir tartışma daha çıkıyordu.
Cem, Münevver ile villada geçirdikleri vakitlerini, Münevver’in arkadaşlarına anlatmasından rahatsızlık duyuyor ve sinirleniyordu. Image
Cinayet tarihinden 40 gün önce 23 Ocak 2009’da Cem, Münevver’e villadaki kameraların söküldüğünü söylüyor ve Münevver’in bunun nedenini sorması üzerine Cem “gerek yoktu söktük” cevabını veriyor.
MSN konuşmaları arasında en dikkat çekici olanlardan biri ise 27 şubat tarihinde yapılan konuşmaydı. Mesajlaşmada Münevver’in Cem’lerin villasına gitmesinden bahsediliyor ve Cem konuşmada şu ifadeleri kullanıyordu:
“Yarın senin için müthiş planlarım var. Tarihin en büyüklerinden . Duyunca ağzın açık kalacak.” Sohbet ayrıntılı olarak şöyleydi:
Cem: Sana ne yaparım biliyor musun ben?
Münevver: Ne?
Cem: Önce sana sarılırım sonra başlarım seni sıkmaya sonra çok daha çok ve çok boğana kadar.
Münevver: Abartma.
Cem: Tabii ki boğmadan önce bırakırım.
Münevver: Yarın okula gitmek istemiyorum.
Cem: İki gün beraberiz o zaman.
Münevver: Olabilir buluşuruz.
Cem: Okey o zaman müthiş planlar içerisindeyim.
Münevver: Ne planı?
Cem: Tarihin en büyüklerinden.
Münevver: Abartma.
Cem: Öyle duyunca ağzın açık kalacaksın.
Münevver: Söyle bakalım. Merak ettim.
Cem: Çok büyük bunlar bebek. Şaşırtmayayım seni. Alıştırarak söylerim sana.
Münevver: Söyle be.
Cem: Bizdesin o zaman yarın . Sana mum ışığında yemek hazırlarım. Panjuraları kapatır loş bir ortamda romatik bir yemek yeriz.
Münevver: Tabii tabii. Sen mi? hazırlıyorsun ben mi?
Cem: Ben ben.
Münevver: Olmaz. Ben öğrendim annemden öğreniceğimi
Münevver: Kaçta buluşacağız.
Cem: 09:00’da Maslakta olmam lazım.
Münevver: Niye?
Cem: Kuzenimin ofisine gidicem. 10:00’da da seninle buluşuruz.
Münevver: Bekletirsin yine.
Cem: En geç 11:00’de Bahçeşehir’de oluruz zaten. Cevahirin orda buluşuruz.
Münevver: Okey bebeğim. 09:00’da Cevahirdeyim 1 saat alışveriş yaparım sonra 10:00’da buluşuruz direkt.
27 Şubat’ta yapılan MSN konuşması burada bitirip, cinayetten 3 gün sonra 6 Mart 2009 günü yaşanan hadiseye bir göz atalım.
6 Mart günü cinayet büro amirlğine gelen Mehmet adlı korsan taksici, cinayet günü kati zanlısı Cem Garipoğlu’nu Bahçeşehir’den alarak Etilere götürdüğünü ekiplere anlatıyordu.
Korsan taksiciyi gözaltına alan ekipler taksicinin arabasını da delil toplamak için arama çalışmalarına başladı. Aracın bagajında ve arka koltuğunda kan izleri bulunuyordu. Alınan örnekler adli tip kurumuna gönderildi.
Tüm bunlar yaşanırken basın ekiplerine “cinayet günü münevver’i ve cem’i Bahçeşehirdeki villaya götürdüğünü” iddia eden Coşkun D. adında bir ticari taksi şöförü ortaya çıkmıştı. Basına demeçler veren Coşkun D. olay gününü şöyle anlatıyordu:
“Bahçeşehir’de ticaret merkezi sabah saat 08:00’da Cem Garipoğlu’nu aldım. Garipoğlu onu Mecidiyeköy’e götürmemi istedi. 2 adet cepteleonu olan Cem’in 2 telefonu da hiç susmuyordu. Bana Mecidiyeköy’den elbise alıcam sonra Bahçeşehir’e geri döneceğim dedi.
Cevahir avm’ye geldiğimizde 1 saat geçmişti. Cem abi elbisilerimi almaktan vazgeçtim beni Nişantaşı’na kız arkadaşımı almaya götürür müsün? Dedi. Nişantaşı’na gittik ve kız arkadaşını beklemeye başladık.
Bu sürede annesiyle bir telefon görüşmesi yapan Cem annesine “anne evi boşalt kız arkadaşımı getireceğim. Şu an mecidiyeköydeyim Bahçeşehire yaklaşınca seni 3 kez çaldıracağım” dedi.
Yarım saat sonra Cem’in kız arkadaşı geldi. Kız çok üzgündü, başını Cem’in omzuna dayadı ve Bahçeşehir’e kadar sarmaş dolaş geldiler.”
Bahçeşehir’e vardıkları zaman saatin gece 11’i gösterdiğini söyleyen taksici ikilinin arabadan inip kahve aldıktan sonra tekrar binip onları villaya bıraktığını söyledi. Image
Polisin ticari takşi şöföründen haberi yoktu. Basına verilen demeçlerden sonra Coşkun D. den haberi olan polis ekipleri açıklamalara şaşırmıştı. Çünkü olay günü Münevver 14:00’da dershaneden Cem’le beraber ayrılmıştı.
Taksici ise Münevver’i Cevahir avm’nin öünden saat 09:00’da Münevver’i aldığını söylüyordu. Televizyonlarda bangır bangır demeçler veren Coşkun D. polis ekipleri tarafından yalan beyan vermekten dolayı gözaltına alındı ve daha sonra serbest bırakıldı.
Taksici aslında yalan beyanda bulunmamıştı. Sadece Cem ve Münevver’i aldığı tarihi cinayet tarihi ile karıştırmıştı veya bilinçli yapılan bir hataydı. O tarih ise yukarıda bashettiğmiz 27 şubat tarihli MSN konusmalarının olduğu tarihti.
Tüm bu yaşananlardan sonra yaklaşık 6.5 ay boyunca firar etmiş Cem Garipoğlu’nu arama çalışmaları genişletilecekti. İnterpolden kırmızı bülten çıkarılmıştı. Önce amcası Hayyam Garipoğlu’nun evine baskın düzenlendi.
Cem’e dair hiçbir iz bulunamadı. Bu baskından 2 gün sonra Hayyam Garipoğlu ifadeye getirildi. Hayyam Garipoğlu’nun ifadeye götürülmesi dosyanın selameti için basından gizleniyor ve büyük bir titizlikle çalışılıyordu.
Hayyam Garipoğlu ifadesinde medyanın ailenin üzerine çok geldiğinden bahsediyordu. Görevliler ise “Hayyam Bey yeğeniniz canavarca hisle 17 yaşında bir kızı öldürmekten aranıyor ve ailesinin desteği olmadan bu kadar süre firari kalamaz, vicdadınız el veriyor mu?” yanıtını verdi.
Amcasının evinden sonrada Cem’i bulmak için ekipler tarafından baskınlar düzenleniyor ama katil zanlısı Cem’den hiçbir iz bulunamıyordu. Cinayetten 90 gün sonra İnterpol tarafından Cem Garipoğlu adına kırmızı bülten çıkarıldı ve 6 farklı dilde açıklama içeren bir video yayınlandı
Çalışmalar sürerken Bahçeşehir Jandarma karakolundan sevindirici bir haber gelmişti. Cinayet Büro Amirliğini arayan jandarma yetkilisi bir aracın içinde sevgilisiyle beraber Cem Garipoğlu’na benzeyen bir şüphelinin durdurulduğunu söyleyerek,
“4541” kodlu Münevver Karabulut’un cinayetini araştıran ekibin Bahçeşehir’e gelmesini istedi. Cinayet Büro ekiplerinin olay yerine intikal etmesiyle gerçekler ortaya çıktı.
Cem Garipoğlu’na benzetilen kişi aslında Rusya’da da interpol ekiplerini şaşırtan Cem’in ağabeyi Levent Garipoğluydu. Aylar süren çalışmalarda Cem’den hiçbir iz bulunamıyordu. Image
MSN konuşmalarını detaylı bir şekilde incelemeye devam eden cinayet büro ekipleri 1 mart ve cinayet günü olan 3 mart tarihinde ikilinin yeniden sohbet ettiğini tespit etti.
1 martta 23:00 tarihinde kaydedilen konuşmada Cem’in Münevver’e yemek yapmak için yemek kursuna gittiği öğreniliyordu. Bu kurs muahabbetinden evvelde ikili arasında bir tartışma yaşanıyordu. Tartışma ise şu şekildeydi:
Münevver: Bebeğim natpın?
Cem: Napayım mesajını şimdi gördüm. Yeni iletildi. Geç geliyor biliyorsun. Neden bana yükleniyorsun.
Münevver: Yok be.
Cem: O zaman niye geç cevap atıyorsun falan deme bana.
Münevver: Tamam Cem.
Cem: Ee bebeğim konuş.
Münevver: Ne söylememi istersin ki?
Cem: Bilmem içinden ne geliyorsa.
Münevver: Aşktan bahsedelim o zaman hadi.
Cem: Peki. Başla bakalım.
Münevver: Ne diyeyim ki?
Cem: Tamam sus sus ben konusurum. Yarın yemek dersi almaya başlıyorum.
Münevver: Ne güzel.
Cem: Toplam 7-8 saat olacak.
Münevver: 2 saat mi?
Cem: 1 saat.
Münevver: Hmm. Haftada mı?
Cem: Haftada 3 kez alıcam işte.
Münevver: Ya bir gelişte 2 versin haftada 3 gün. Ne öyle azar azar. 3 kerece geleceğine maksimum 2 kere gelsin. Sana da engel olur öyle.
Cem: Zaten önce bir ders alayımda ben. Beğenmezsem hiç almayacağım. Sana yemek yapmak istiyorum.
Münevver: Nasıl?
Cem: Biraz öğreneyim sana yemek yapıcam yani.
Münevver: Hmm.
Cem: Olmaz mı?
Münevver: Olabilir.
Cem: Olur seve seve. Güzel daha sıkı çalışmam lazım o zaman.
Cem’in Münevver ile en son 2 martı 3 marta bağlayan gece konuştuğunu tespit eden ekipler Cem’in bu konuşmayı yukarda da bahsettiğimiz “Zeytinburnu Sürtüğü” adlı klasöre 3 mart gecesi 01:00’da dosyaya arşivlediğini de tespit etti.
Konuşmalarda dikkat çeken kısım işe ikilinin 3 mart için herhangi bir plan yapmamasıydı. İkili 3 mart günü telefon üzerinden randevulaşmıştı. Bu kısmla ilgili detayları ise katil zanlısının ifadelerinden öğrenecekti ekipler ancak daha dikkat çekici bir husus yakalamışlardı.
3 mart gününün ilk saatlerinde ikilinin konuşmalarından, Münevver’in okuldan en sevdiği hocası olan Deniz Hoca adlı biriyle Cem bir proje ile alakalı konuşmuştu. Bunu Münevver’in ve Cem’in konuşmalarından öğreniyoruz.
Münevver çok sevdiği ve sırlarını paylaştığı Deniz Hocasıyla Cem’i daha önceden tanıştırmıştı. Bu konu ikili arasında bir tartışmaya dönüşmüştü. Tartışmanın detayları ise şöyle:
“Münevver: Tam çıkıyordum sen geldin.
Cem: Sen n iye çıkıyordun benmim geleceğimi bildiğin halde?
Münevver: Enver’in (kardeşi) biraz işi var hayatım. Telefonda konusuruz girerim sonra.
Cem: Deniz Hocanla konusuyorum çok önemli bir proje için sen çık ben daha sonra çıkarım.
Münevver: Ne konuşuyorsunuz?
Cem: Proje.
Münevver: Ne projesi?
Cem: Onu dinliyorum şu anda işte.
Münevver: Hmm. Sonra bana da söyle.
Cem: Okey merak etme. Hadi sen çık şimdi Enver girsin.
Münevver: Başında mı atıyorsun çıkmıyorum.
Cem: Çıkma benim işime gelir sevgilimle daha çok konuşurum ne güzel.
Münevver: Ay utandım.
Cem: Enveri’de anla hadi kalkta o da girsin. Bırak kullansın biraz pc’yi.
Münevver: Ya dur dizi izliyor çık diyince çıkarım.
Cem: Çıkmaya niyetin yok.
Münevver: Gıcık Cem, uyuz Cem.
Cem: Deli Münevver, ormancı Münevver, asansörcü, sinemacı, merdivenci seni.
Münevver: Köpek kiminle konuşuyorsun sen öyle.
Cem: Abimle o kadar. Deniz Hocayla konuşuyordum bitti. Münevver: Ne projesi?
Cem: Proje işte. Bir de Çarşamba buluşuruz dedi okey dedim ben de.
Münevver: İyi git o zaman.

Cem: Beraber dedi tabii ki.
Münevver: otobüsle mi döndün eve?
Cem: Evet bebeğim. Sonra konuşsak olur mu? Azcık sonra.
Münevver: Neden?
Cem: Moralim bozuldu da biraz. Münevver: Neden ki hayatım?
Cem: Seninle ilgili ufak bir şey yok anlatıcam sonra sana okey?
Münevver: Ne zaman anlatacaksın bebeğim.
Cem: Lütfen bir dakika.
Münevver: Okey rahat bırakıyorum o zaman. (aradan biraz zaman geçer)
Münevver: Hayatım iyi misin?
Cem: Bebeğim kusura bakma biraz moralim bozuk sana yazamadım pardon.
Münevver: Neden ama? Cem: Abimle ilgili bir konuda bekle de ben onu bir arayım. Münevver: Peki hayatım. Cem: Okey konuştum. Münevver: Bebeğim sorun neymiş özel değilse dinlemek isterim.
Cem: Boşver bebeğim daha fazla moralim bozulmasın diye anlatmak istemiyorum.”
Konuşmaların devamında bir süre sonra Cem, Münevver’den Ahmet adlı bir kişinin MSN adresini istiyor. Münevver adresi vermeyerek telefonla ara diyerek yanıt veriyor ve MSN konuşmalarına devam ediyorlar.
Münevver: Kiminle konuşuyorsun.
Cem: Ahmet.
Münevver: Ne diye?
(Cem bir süre cevap vermeyince) Bak ona yazmak için bana yazmıyorsun Cem beni sinir etme.
Cem: Biraz öncede sen aynısını yapmıyor muydun? Münevver: Ya ne alakası var çocuk musun sen? İlla kızdıracaksın beni. İyi yazmayacaksan keyfin bilir.”
Sohbet burada biter ve tarihler 3 martı gösterdiğinde bu vahşi cinayet işlenir. Cinayetten sonra Münevverin cansız bedenini çağırdığı korsan taksi ile Etiler’de çöp konteynırına atan Cem eve döner ve Deniz Hoca adlı kişiye 21:40 civarlarında MSN üzerinden mesaj atar:
“Cem: Orada mısın Hocam?” Deniz Hocadan gelecek cevabı bir süre bekleyen Cem cevabı alamaz ve bilgisayarını kapatır. Cem bilgisayarı kapattıktan sonra Deniz Hoca adlı kişi Cem’e cevap verir: “Deniz: Geldim.” Şimdi sıra Deniz Hoca adlı kişinin kim olduğuna bir bakalım.
Polis bu konuşmaları gördükten sonra Deniz Hoca adlı kişiyi araştırmaya başladı. Deniz Hoca denilen şahıs Münevver’in okulu olan Birgül Erdem Lisesinde bir İngilizce öğretmeniydi.
Ayrıca yukarıda da belirttiğim gibi Münevver’in en sevdiği ve yakın ilişkiler kurduğu hocasıydı. Ekipler hocanında ifadesini almak için Deniz Hocayı büroya çağırdı. Deniz Hocayı Cemle yukarıda da bahsettiğimiz gibi Münevver tanıştırmıştı.
Deniz Hoca ifadesinde Münevver’i çok sevdiğini söyleyerek cinayet haberini aldığında şoka girdiğini söyledi. Cem ve Münevver’in ayrı ayrı olarak MSN konuşmalarını kendisine göndererek ikilinin kendisinden fikir aldığını belirtti. Image
Aynı Deniz Hoca gibi ikilinin konuşmalarında adı geçen Ahmet adlı bir diğer kişiyide polis araştırmaya başladı. Garipoğlu’nun saat 15:00 sularında HTS kayıtlarından Ahmet adlı biriyle görüştüğü tespit edildi. Image
Buraya kadar Münevver Karabulut cinayetinin başlangıcını, sürecin nasıl işlediğini ve olayın faillerini siz değerli okuyucularımıza anlattıktan sonra yine bu dosyanın devamı niteliğinde olacak 2. ve son yazımızı en kısa sürede sizlerle buluşturacağız.
Bu 2. yazımızda ise işleyeceğimiz konular; cinayetle ilgili yaşanan çelişkili olaylar, Dönemin yetkilileriyle ilgili muallakta olan durumlar, Garipoğlu ailesinin yaptığı infial yaratan paylaşımlar, o dönemin siyasilerinin açıklamları ve ortaya atılan iddiaları inceleyeceğiz.
Yazının sonunda ise katil zanlısı Cem Garipoğlu’nun yakalanış süreci, ona yardım edenler ve adli tıp raporuyla ilgili detayları kalemimizin döndüğünce anlatacağız.
Kaynakça:
•Salı’nın Sırrı Vahşetin Şifreleri, Mustafa Şekeroğlı, Renpa Kitapevi.
•Vatan Gazetesi- İşte Garipoğlu Ailesi, 15.03.2009 Arşiv
•Milliyet- Cem Garipoğlu, Adana'ya kayıtlı İstanbul doğumlu, 18.09.2009 Arşiv
Sonuna kadar okuyan herkese teşekkürler.
Tezahür’ü takipte kalın.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Tezahür

Tezahür Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(