Thread by @ekonomibursa

ALDIĞIM DUYUMA GÖRE YEREL SEÇİMDEN SONRAKİ 2 YIL İÇİNDE DAHA BÜYÜK BİR PANDEMİ PLANLANIYOR.

YİNEDE "BEBEKLİK-ÇOCUKLUK A$ILARI" YANINDA BU; HAFİF BİR TEHLİKEDİR.

Çünkü çocuklarımızı ele geçirirler ise GELECEK ZATEN ONLARIN.
👇👇👇

https://twitter.com/hakikatbilgisi/status/1692153158615650561

Pandemi ile ekonomiyi bozacaklar, nüfusu biraz daha kırpacaklar vs.

Ancak "ZORUNLU ÇOCUKLUK AŞISI" demek;
-(Aşıların hiç zarar vermediği kabul edilse bile...) Çocuklarımızın bize değil, devleti yöneten kişilere ve onları yöneten globalcilere ait olduğu anlamına gelir! 👇👇👇

Bir insanın zorla aşılanması; hukuken onu kedi-köpek seviyesine indirir. Bütün insan haklarını yerle bir eder.

Mevcut hukuktan; "ZORUNLU ÇOCUKLUK AŞISI, ZORLA TOPUK KANI ALINMASI..." gibi bir şey çıkartılamaz, bu yönde yapılan uygulama ZORBALIKTIR.

Benim anladığım bu👇👇👇

Zorbalığı uygulaya uygulaya yol yapmak, daha sonra da bunu kanun kılıfına sokmak niyetindeler.

Ve yeterince tepki gösterilmez ise bunu da yapabilirler!

Ancak bana göre bu zulüm bize müstahaktır.

Bu konuda bana başvuranların hepsine; "Sizin durumunuzda, düşüncenizde 👇👇👇

olanlar ile bir araya gelin, birlikte hareket edin, konuyu basına yansıtalım, kamu oyunun tepkisini yanımıza alalım, siyasiler üzerinde baskı oluşturmaya çalışalım..." vs. tavsiyelerde bulunmuşumdur.

Ancak büyük çoğunluğuk; "Aman durup dururken başımızı derde sokmayalım, 👇👇👇

hedef haline gelmeyelim, bir dilekçe yazsanızda işimi halletsek.." modundadır.

Halbuki sorun hakimlerin yetkilillerin hukuk bilmemesinden kaynaklanmamaktadır. (Hukuk da bilmiyorlar ama, bilselerde fark etmez.)

Kapınıza güya zorunlu a$ı için dayananlar; "Sen haklısın 👇👇👇

Ya Musa, ama karnımızı firavun doyuruyor..." diyen beni israilden farksızdır.

Maaşlarının azalmasından veya işten atılmaktan daha büyük bir tehlike ile karşı karşıya değiller ise, vicdanları rahat bir şekilde kendilerine verilen emri uygularlar.

Bu yüzden 👇👇👇

Bu a$ı baskısına uğrayanlara tavsiyelerim şöyledir.

1-) İlk önce kendilerine topuk kanı-aşı zorlaması yapan kuruma; (Sağlık ocağı, aile hekimi, il-ilçe sağlık müd.)
"Aşının tam detalı içeriğini açıklanması, yararına ve zarar vermiyeceğine kefil olmalarını..." isteyen bir 👇👇👇

dilekçeyi "Noter ihtarı veya iadeli taahütlü mektup" ile gönderip süreli cevap istesinler.

Buna cevap veya olumlu cevap gelmiyecektir.

Ama bu mahkemeye çıktığınızda size ; "Hadi a$ının zarar vereceğini ispat et" diyebilecek AHMAK bir hakime yanıt imkanı verecektir. 👇👇👇

diyeceksiniz ki;
"Ben içeri ticari sır olan, zarar vermiyeceğine devletin ve üretici şirketin kefil olmadığı bir sıvının zararını ispat etmek zorunda değilim, ama ben onlara şu dilekçeyi verdim, bana yanıt vermediler, asıl onlar bu hususları ispat etmek zorunda..."👇👇👇

2-) Her zaman karara itiraz edin, itiraz temyiz yolları bitti ise ANAYASA MAHKEMESİNE (Duruşma istemli) başvurun, kapınıza gelenlere de deyinki; "Karar hala yargı süreci içinde, bu esnada icra edilemez, bozulması ihtimali var.

Bu size yıllar kazandırabilir, bu arada👇👇👇

Primci, globalci ilaç karteli uşağı sağlıkçılar, idareciler vs.tayin olabilir.

3-) Eğer kapınıza dayanırlarsa DİRENİN, ÇOCUĞU VERMEYİN (İlgili mevzuatta aşı yaptırmayan-topuk kanı vermeyen ailenin çocuğun zorla elinden alınır, a$ılanır...) vs. şeklinde bir prosedür yok, 👇👇👇

Bu hukuksuzdur, bunu yapmaya kalkanların sıfatının devlet memuru olmasıda sadece hukuka aykırılığı ağırlaştıran bir etmendir.

Yani çocuğu bu gerekçe ile elinden alınmak istenen ailenin MEŞRU MÜDAFAA HAKKI VARDIR.

Meşru müdafaa orantılı olmalıdır, sizi iteni siz de itin, 👇👇👇

ama çıkartıp silah ile vurmayın mesela.

Tabi bu son safhada konu komşunun ve sizin düşüncenizde olanların desteği önemlidir...

Kimse bu zulüm ile "Bir dilekçe verelim kurtulalım" şeklinde hap gibi formüllerle baş edemez, şu anda bazı yerlerin zorlama yapmaması👇👇👇

memurların-sağlıkçıların insiyatifinden kaynaklıdır, ama bu insiyatifi de ellerinden almak istiyorlar, bu işte kararlılar, ancak milletimiz uykudadır.

Millet pandemide yaşananları bir KÂBUS, çocukluk aşılarına zorlanan aileleri ise HUKUKİ HATA olarak görme eğilimindedir,👇👇👇

Ancak bu yaşananlar ne yazıkki bir RÜYA DEĞİLDİR.

Ayrıca kapınıza gönderdikleri görevlilerin tecrübeli, ikna kabiliyeti olan ve (Prim ile motive edilmiş) kişiler olduğunu söylemem gerek, Bende benzer bir iş (İCRA avukatlığı) yapıyorum. çocuk teslimi gibi şeyler işimizin 👇👇👇

kısımlarıdır. ama işimizi ikna ile hallederiz, ben hukuka uygun olmasına rağmen ör; çocuğu ile kişisel ilişki kurma hakkını kullanmak isten bir eski eşin polis zoru ile çocuğunun alındığına şahit olmadım. Hep ikna ile...

Yani KORKAR, İKNA OLUR ÇOCUĞU TESLİM EDERSENİZ 👇👇👇

yaptıkları yasal bile sayılabilir, en azından ortada bir mahkeme kararı var ve çocuğu KENDİ RIZANIZ İLE TESLİM ETMİŞSİNİZDİR.

Ama rızanız yok ise bu zorbalık yapmaya kalkan memurları yasal olarak zor duruma düşürür, yargılanmalarının yolunu açar.

Bir kere a$ı-topuk kanı👇👇

İlgili bir yasal açıklık ve bunun zorla uygulanması ile ilgili yasaya dayanan bir yönetmelik vs. yoktur.

Güç kullanmak sadece polisin-jandarmanın yetkisindedir, ama çoğu polis-jandarma güç kullanmanın sınırını aştığı için (ör; Uyuşturucu satıcılatına-hırsızlara)👇👇👇

Yaptıkları müdahalelerden bile yargılanır. Bu güç kullanma işlerinde ise "gerçekten direnen olursa" bu sınır daima aşılır. Kanunlar, hakim-savcılar polis jandarmanın büyük çoğunlukla aleyhinde karar verir.

Yani gerçekten direnirseniz ÇOCUĞUNUZU SİZDEN ALMAK YEMEZ. 👇👇👇

Onların güçleri sizin korkunuzdur!

Ben hemşirenin sadece; "Çocukluk aşılarını yaptırmaz iseniz, çocuğun ilerdeki hastalığından siz sorumlu olursunuz.." lafından korkup aşı yaptıran aileler biliyorum.

Halbuki bu deli saçması bir laftır,
Aşı olan çocukların daha sonra 👇👇👇

(a$ının koruduğu iddia edilen) hastalığa yakalanmasından devletin-aşıyı üreten firmanın-aşıyı zorlayan sağlıkçıların bile sorumluluğu yoktur.

(Bu konuda A.Y mahkemesi kararı var)

Vatandaş nasıl koruduğu şüpheli, yan etkisi kesin a$ıyı yaptırmadığı için sorumlu olsun?
👇👇👇

Topuk kanı almanın zarar verdiği, faydası olmadığına dair Pr.Dr. Alişam Yıldıran hocanın makaleleri var, bunlar kullanılabilir.

Ancak hukuki bakımdan izinsiz topuk kanı almak KVKK ve TCK anlamında suçtur, bir insanın en önemli kişisel verisi DNA'sıdır.

Bir insandan 👇👇👇

Kan ve doku örneği yasal zorunluluk olmadan isteği (Veya velisinin izni) olmadan alınamaz,

Yasal zorunluluk 2 tanedir;
1-) Bir suçun mağduru veya faili olmanız, suçlunun kamu adına cezalandırılması veya masumluğunu ispat etmesinin buna bağlı olması.

2-) Ör; Bilinç kaybı 👇👇👇

içinde olan bir kaza mağduruna tıbbi müdahale, yarasını dikip, kan örneğini almak vs. için izin gerekmez.

Bunun haricinde bir insanın mutlak bir tedaviyi red edip ölümü tercih etmek hukuken hakkıdır.

Topuk kanı-A$ı vs.ise sapasağlam insanlara (güya) önleyici hekimlik👇👇👇

adı altında uygulanmak istenmektedir.

Ne o hastalığın ortaya çıkacağı kesindir,

Ortaya çıksa bile ne çocuğun, o hastalığa yakalanacağı kesindir,

Mikrobu kapsa bile hastalanacağı kesin değildir. ((DNA-Bağışıklığı kuvvetli olabilir)

Hastalansa bile ağır atlatacağı veya👇👇👇

öleceği kesin değildir, çok hafif atlatabilir.

Daha da önemlisi a$ı olmak hastalığa yakalanmama, hatta ağır geçirmeme, hatta ölmeme garantisi vermektedir.

Ama AŞI KARTELİ VE UŞAK SAĞLIKÇILARI; Ölümleri azaltıyor vs. yuvarlak laflar ve tek taraflı güdümlü istatistikler-👇👇👇

Algı ve zorbalık ile bu işi yürütmektedir.

Fakir halkın tek gücü-çaresi birleşmektir.

Global çete bu birleşmeyi engellemek için aramıza sahte kahramanlar sokmaktadır.

Kime güveneceğiz diye sorarsanız size; o da sizin ferasetinize kalmış derim.

Gerçeğin peşinde 👇👇👇

koşanlar koşanlar elbette onu bulur.

Bir kahraman çıksın da bizi kurtarsın diye bekleyenler, riske girmek istemeyenler, kolaya kaçanlar, süslü afilli sözlere kananların sahte liderler arkasından takmaları kaçınılmazdır.

İHAK sitesinin başına şu sözü yazmıştım; "Kurtuluş için👇

bir kahraman, bir önder beklemeyin, o kahraman sizsiniz..." ✊

"Ölmeme garantisi vermemektedir" 👆 şeklinde düzeltiyorum. Gözlüksüz yazdım yazıyı 🙂