Üniversite sınavlarında Türkiye 56.sı olmuş, Boğaziçi’ni birincilikle, Harvard’ı 4.00 ortalamayla bitirmiş, üstüne de Cambridge’de Doktora yapmış Özgür Bolat tüm bu başarıların ardından şaşırtıcı şekilde bunların önemsiz olduğuna kanaat getirmiş ve şunları söylüyor:
“Ben Türkiye’deki insan yetiştirme modelini hem ailelerde hem de okullarda değiştirmek isteyen biriyim.
Var gücümle bunun için uğraşıyorum.
Dünyanın en saygın araştırma şirketi Gallup’a göre dünyada mutluluk sıralamasında 74.üncü sırada bir ülkeyiz.
Ailem, akrabalar, komşular, herkes, “Özgür, yine birinci olmuş!” deyince, babamı mutlu görünce, benim bilinçaltıma şöyle bir şey yerleşti:
İnsanlar, beni birinci olduğum için, başarılı olduğum için kabul ediyor ve seviyor.
Babam da…
Ben de başarımla kabul göreceğimi düşündüm.
Ve o andan itibaren de sürekli başarılı olmak için uğraşıp durdum.Sanki sadece başarılı olursam onların gözünde değerli olacaktım.
İşe yarayan nedir biliyor musunuz?
Tek başınıza kaldığınızda, huzur ve hissedebilmek.
Var olan durumu olduğu gibi kabul etmek.
Şimdiki aklım olsa o okullara gireceğim diye kendimi parçalamazdım.
Çok bir şey ifade etmiyor aslında.
Dünyanın en depresif öğrencileri Harvard’da.
Neden?
Çünkü hepsi başarı odaklı.
Oraya giriyor ama aynı anda depresyona da giriyor.
Sizin için hangisi önemli?
Çocuğunuzun okuldaki başarısı mı, yaşamdaki başarısı mı?
Robin Williams niye intihar etti?
Hollywood’un en ünlü, en başarılı insanlarından biri niye intihar ediyor?
Çünkü içindeki boşluğu, dışarıdan gelenler; başarı, para, şöhret dolduramıyor.
Yetmiyor. Kimseye yetmez.
Benim çocuğum ne olsun biliyor musunuz?
Bir kafede çalışsın, yeter ki iç huzuru olsun.”
Okuduğunuz için teşekkürler,
Bu konuyu beğendiyseniz, lütfen ilk tweeti retweetleyin ve beni takip edin @egitimvegeIisim
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Güzelden tuhafa, (muhtemelen) hiç duymadığınız en iyi 10 sanatçı:
1. Muhtemelen adını duymuş olduğunuz biriyle başlıyoruz: Sefiller ve Notre Dame'ın Kamburu'nu yazmasıyla ünlü Fransız romancı ve şair Victor Hugo (1802-1885).
Daha az bilinen ise 4.000'den fazla garip ve fantastik sanat eseri yapmış olmasıdır...
Hugo, rüyaları ve bilinçaltıyla ilgileniyordu ve hatta seanslara giderken resim yapıyordu.
Üslubu - neredeyse bulutlar gibi, genellikle sarı kağıt üzerinde akan siyah mürekkep - çok sıra dışıydı, ancak uhrevi, çoğu zaman ürkütücü vizyonlarına mükemmel bir şekilde uyuyordu.
Amerikan fizikçi Richard Feynman tarafından bulunmuş bir konuyu daha etkili ve verimli öğrenmenin en etkili şeklidir.
Bir bilgiyi bilmek ve öğrenmek arasındaki bariz farkı ortaya koyar.
Örneğin hiç bisiklete binmemiş bir insana bisikletin yapımını, pedalın nasıl çevrileceğini, direksiyonun nasıl döndürüleceğini bisikletin temel prensiplerini ve hatta bisikleti atomuna kadar bilse dahi,