Thread by @UfukSezekkaplan

Bugüne kadar 3-4 bilgiseli yazdım ve çoğu Ali beyin eylemleri üzerine oldu. Bugün yine Türk Hukukunun izni ve AB regülasyonlarının kavli ile birini daha yazıyorum. İçinde Adalet Divanı ile rakı bardaklarının düz zeminde nasıl durabildiği gibi detaylar da var.

Başlıyoruz 😉:

1. Malumunuz FB camiası her 60 günde bir olduğu gibi dün yine ortalığı yangına çevirdi. Sosis-salam savaşları gazisi Uğur bey, minecrafta benzeyen garip çocuk, neşeli Vefa bey ve sayısız konuşmacı ile bir kongre daha yapıldı.

2. Tadil Kongresinde, stadyum isminin “Atatürk Fenerbahçe Stadyumu” olması kabul edildi. Gülünç tarafı basında (onaylanmadığı halde) stadyum isminin ‘Atatürk’ olduğu yazıldı. Oysa hiçbir şey olmadı. Burada da olmayan şeyin nasıl daha da olamayacağını izah etmeye çalışacağım 🙂.

3. Sonda yazacağımı başta ileteyim. Bu, aldatmaca. Aldatılan da FB camiası. Basın için bir şey diyemiyorum, resmi ret cevabı gelecek bir temenniye “stadyum adı değişti” diye manşet atan basına, otobanda tuvalet temizletmemek lazım. Şimdi FB’nin talebi neden reddedilecek bakalım:

4. Öncelikle Atatürk ismi kamusal. Bu yüzden reddedilecek. Bu ismin ticari sahada kullanılması yasak. Kullanım ancak kamusal sahada ve kamunun olabilir.

5. FB kulübü halka açık bir ticari şirket ve stadyumu da kar / zarar mantığında çalışan bir işletme. Elini sallayan halk evladının girebildiği bir park değil. Kombine almadan yani parayı bastırmadan giremediğin bir ticari yerin adı.

6. Peki Atatürk ismi stadyumlara veya bazı işletmelere verilebiliyor mu? Evet. Ama sadece devlet işletmelerine. Atatürk Hava Limanı gibi. İzmir’de Devlet lisesi olan Atatürk Lisesi gibi. Kendine özel yasası olan Atatürk Orman Çiftliği İşletmesi gibi.

7. Nitekim İzmir’deki Atatürk Stadyumu 1971 Akdeniz Olimpiyatları için özel yasal düzenleme ile yapıldı ve çok uzun süre ülkenin en büyük stadyumu olarak kaldı. Hiçbir ticari kişiliğin değildi. Devletindi.

8. Bu yüzden ilke basit. Atatürk ismini sadece kamu kullanabilir, AKM, Atatürk Havalimanı, Atatürk Lisesi gibi. Özel kurumlar kullanamaz. Aksi durumda, Atatürk Oteli, A-101 Atatürk Marketler Zinciri gibi saçmalıklarla muhatap oluruz. Atatürk adı, ticari iş ile yan yana gelemez.

9. Ali Koç da bu konuda uyarılmış olmalı ki “bu bir devlet stadyumudur” gibi bir şeyler saçmaladı. Oysa bilet bedelini SPK denetimine tabi bir anonim şirkete ödeyerek maç izlediğin bir stadyum işletmesi, elbette devletin değil. Özel.

10. Malum, Atatürk ismi özel yasayla korunuyor. Ancak farklı yasalarla da korunuyor. Bunlardan biri Sınai Mülkiyet Kanunu. Kanuna göre kamu düzenine aykırı işaretler marka olarak tescil edilemez. Atatürk, herkese ait bir değeri ifade ettiği için ticari meta olamaz.

11. Sınai Mülkiyet Kanunu önemli zira aşağıda anlatacağım gibi, bunun üzerinden biz Avrupa Birliği Adalet Divanı ile mücadele ettik. Evet, Türkiye Cumhuriyeti olarak, Atatürk ismini Almanya’da markalaştıran iki kişinin ticari kullanımını, AB Adalet Divanında, dava ile önledik.

12. Atatürk isminin Avrupa’da ticari meta olmasını önlediğimiz dava, büyük bir hukuk hikayesi. İlginç tarafı şu: AB’de davacı olan ve mücadeleyi veren tüzel kişilik, yarın Fenerbahçe’nin başvurusuna yanıt verecek olan kişiliğin ta kendisi: Türkiye Cumhuriyeti Devleti.

13. 2005 yılında Arap asıllı iki İngiliz, “ATATÜRK” ibaresini AB nezdinde marka olarak tescil için başvurur ve başvuruları kabul edilerek “ATATÜRK”, bir marka olarak Avrupa Birliği ülkelerinin tamamına 2006 yılında tescil edilir.

14. Bu aşağılık bir girişimdir. Zira başvuru esas olarak tuvalet temizleyicileri ve dezenfektanlar içindir. Yani Atatürk markası tescil edildiğinde, tuvalet ovalama ürünleri dahil birçok temizlik görünümlü tuvalet ürünlerde kullanılabilecekti.

15. Bu tescil üzerine Türkiye Cumhuriyet Devleti, AB organı OHIM nezdinde, markanın hükümsüzlüğü talebinde bulunur. Tarih Eylül 2009. Başvuruyu Türkiye Cumhuriyeti adına Stuttgart Başkonsolosluğu yürütür. Tekrarla: İtiraz eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir.

16. Başkonsolosluk birçok gerekçe yanında şu muhteşem gerekçeye de yer verir: “Atatürk ismi Türkiye’de korunmaktadır, hiçbir vatandaş bu ismi alamamaktadır. Yasalar Atatürk’ün şahsiyet haklarını korumaktadır, isminden faydalanmak dahil onun hatırasına müdahaleleri yasaklamıştır".

17. Önemi nedeniyle şu gerekçe cümlesini tekrar yazalım: “Atatürk isminden ekonomik olarak faydalanmak dahil onun hatırasına müdahaleleri yasalarımız yasaklamıştır.”

18. Ancak OHIM bu talebi reddeder (AB tarihi isimlerin markalaşmasında liberal görüşe sahiptir. Çoğumuz Sir Winston Tea’yi, Mozart Cafe’yi marka olarak, Napoleon konyağı jenerik isim olarak biliriz. Ben Finlandiya’da Jesus Christ Striptiz Kulübü görmüştüm, Allah günah yazmasın).

19. Bu yüzden özü itibariyle bu vaka teknik olarak olağanüstü zorluk düzeyine sahipti. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de ilk ret üzerine, temyize başvurdu ve vaka AB Adalet Divanı’na gitti. Tüm bu ön süreç 2006 – 2012’yi kapsayan bir 6-7 yıllık bir prestij mücadelesiydi.

20. Ve AB Adalet Divanı, OHİM 2. Temyiz Kurulu, “Atatürk” adının tescilinin Türk asıllı AB vatandaşlarını rencide edici etkisi olduğu sonucuna vararak markanın hükümsüzlüğüne karar verdir. Tarih 17 Eylül 2012. AB Adalet Divanı Kararı gerekçesindeki bazı cümleler derstir:

21. “Huzurdaki olayda, işaret modern Türkiye’nin kurucunun ismi olarak bilinmekte olup bu kişi Türk asıllı Avrupa halkı için önemli bir politik figürden öte anlamlar taşımaktadır.”

22. “Güçlü ideolojik anlamlar barındıran Atatürk’ün Türk halkının politik, dini, sosyal ve kültürel gelişimindeki tarihi rolü, milli sembol olarak kabul edilmesini haklı göstermektedir”.

Yani AB Adalet Divanı, Atatürk’ün bir milli sembol olduğu görüşüne ulaşmıştır.

23. Başvuruyu yapan aşağılıklar, kararı temyiz etmemiş ve böylece “Atatürk” isminin Avrupa Birliğine bağlı ülkelerde ticari marka (meta) olamayacağı bu kararla kesinleşmiştir.

24. Burada Stadyum adının marka olmadığı iddia edilebilir. Ancak öyle değil. Gerek yasalar gerek Adalet Divanı Kararı, marka tescilini önlediği gibi kullanımı da önlüyor. Atatürk adı meta olamaz. Sadece kamu kullanabilir. Özel işletmelerin Atatürk adını kullanması yasal değildir.

25. Peki şimdi ne olacak? FB taraftarına ve ülkeye ilan edilen “Stadyumun adı değişti, Atatürk Stadyumu oldu” doğru bir önerme mi? Elbette değil. Stadyumun adı değişmedi. Değişmeyecek de. Bu, 5 yıldızdan daha fake, daha ucuz bir deneme.

26. Başvuru reddedilecek. Düzenlemeler, Atatürk ismini sizin, benim, güzel kafamıza göre kullanmamızı yasakladığı gibi Devlet haricinde bir kurumun kullanmasına izin vermiyor. Keza söylemeden edemeyeceğim. Tarihinde şike olan bir yere de büyük kurtarıcının ismi zaten verilmemeli!

27. Bunun Avrupa Birliğinde kullanılmaması için 8 yıl mücadele eden Devletten bahsediyoruz. Kararı işte bu Devlet verecek. On milyonda bir olasılık bir sürçme olur da onay kararı verilirse, Türkiye, AB Adalet Divanı savunmasını siler atar. İğrenç sonuçları olur.

28. Ben İş İnsanı Ali Bey’in bu kararın aylarca çıkmaması için dualar ettiğine eminim. Kitlesini oyalamak için en senaryosu bu olur çünkü. 1 yıllık morfin, bu yönetim standartları için iyidir. 2023 yılı 5 yıldız morfini ile geçti, 2024 için yeni ürün lazım.

29. Bitirirken son bir toparlama ve öneri de yapalım. FB Stadyumuna Atatürk ismi eklenmeyecek. Bu, takımı Akhisar’da otobüse doldurup sonra bir eylem yapamayan veya çatıdan atlayıp sonra poposuna bakarak geri dönen adamın, yarım işlerinden biri daha olarak kayda geçecek.

30. Tıpkı aylar önce haksız rekabet iddiası ile Savcılık, FIFA ve Ticaret Mahkemelerine Galatasaray ve Erden Timur hakkında yaptığı şikayetler, davalar gibi.

Sahi ne oldu onlara, Pentagon’a yazılan müzekkereye hala cevap gelmedi mi 🙂?

(bakınız: ).

https://twitter.com/UfukSezekkaplan/status/1649357146407026688

31. Önerim de şu: FB, istiyorsa, stadyumuna yaşayan değerlerinden birinin ismini vermeli. Uğur bey olmaz, onun ismini "Sosis, Et Mamulleri Kombineleri" gibi bir yere vermek daha uygun olur. Ama Vefa bey ideal. Yaşayan en büyük değerleri.

32. “Küçük Fenerbahçe Stadyumu”. Girişine de horizantal düzlemde (kafada) durabilen bir rakı bardağı heykeli. Gerçi sanatsal olarak bunu günümüzde yapmak zor, yaşasaydı Michelangelo'ya ihtiyaç duyulabilirdi oran ve denge için. O bardak fiziksel olarak orada durmaz çünkü.

33. Sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim. Sevgiler! 🙂