GÜNDEM POLEMİĞİ: YILMAZ GÜNEY ve KERKÜK TÜRKÜ FARAH ZEYNEP ABDULLAH ( @fzaofficial )
1-Mesele, etnik köken değil ideoloji meselesi. Peki ideolojinin etnik kökeni olur mu? Maalesef bizim ‘Aydın ve Entelektüel’ lerimizde oluyor. Nasıl mı? Bir soyağacı üzerinden anlatayım.
2-Son iki gündür gündemi meşgul eden tartışma, oyuncu Farah Zeynep Abdullah’ın Yılmaz Güney hakkında, ’Sinemamızın kadın döven erkeği’ sözleriyle başlamış, bazı yayın organları Abdullah’ın soyağacını gündeme getirmesiyle devam etmişti.
3-Farah Zeynep Abdullah’ın soyağacı belli, babası, Kerkük Türk’ü annesi, Bosnalı. Peki bizim Sol kesimin yere göğe sığdıramadığı Yılmaz Güney’in açık kaynaklarda yer alan biyografisi dışında akrabalık ilişkileri ne? Ve kimlere uzanıyor?
4-Yılmaz Güney’in illegal hayatı 23 Mayıs 1971’de İstanbul Nişantaşı Hamarat Apartmanında dönemim İsrail İstanbul Başkonsolosu Efraim Elrom’un ölü olarak bulunmasıyla başladı.
5-Suikasttan sonra 27 Mart 1972’de yakalanan Yılmaz Güney, başta Mahir Çayan olmak üzere eylemi gerçekleştiren yasadışı bölücü silahlı Sol örgüt THKP-C militanlarını evinde saklamaktan dolayı yargılandı ve 2 yıl Hapis Cezasıyla birlikte sürgün hükmü aldı.
6-Nihat Erim Başbakanlığında yakalanan, Naim Tapu Başbakanlığında mahkum olan Yılmaz Güney, Bülent Ecevit liderliğinde 26 Ocak 1974’te MSP ile kurulan hükümetin, 15 Mayıs 1974’te çıkardığı genel af ile birlikte 20 Mayıs 1974’te cezaevinden çıktı.
7-Kamuoyunda ad ve soyadı Fatoş Güney olarak bilinen, gerçek ad ve soyadı Jale Fatma Süleymangil Pütün, burjuva bir ailenin tek kızı, çocukluğu ve gençliği yalılarda geçen Paşa torunuydu.
8-Kışları İstanbul Moda’da yaşayan, yazlarıysa Vaniköy’deki Recaizade Ekrembey yalısında geçiren Fatoş Güney ve ailesi, aynı zamanda Türkiye’nin ilk ve köklü nişasta, glikoz, mısır özü yağını üreten ve uzun yıllar ÜLKER Firmasıyla ortaklık yapan şirketinde ortaklarıydı.
9-Fatoş Güney’in paşa dedelerin soyu, Fatih Sultan Mehmed’in sancaktarlığına kadar uzanıyor. Mesele İstanbul Bebek semti, bir dönem Fatoş Güney’in dedesi Arifı Paşa’nındı. Bir diğer dedesiyse Vahdettin’in doktoru ve Hilal-i Ahmer’in (Kızılay) kurucusu.
10-Celal Şengör, Dinçkök ve Bezmen Aileleri, Tarık Akan, Kemal Derviş ve Bükey Ailesi, Koç ve İpekçi aileleri, Fatoş Güney ile ya akraba ya da kız alıp verme yönüyle hısım durumunda. Yani sözün özü, yolun sonu Bülbülderesi Mezarlığı ve Sabetayların Karakaş Mezhebine çıkıyor.
11-Fatoş Güney ve Yılmaz Güney, 1969 yılında tanıştı ve 1970 yılında evlendi. 1974’te genel af ile cezaevinden çıkan Yılmaz Güney’ın adı alkollü araç kullanıp 11 yaşındaki bir kız çocuğunu ağır yaralamadan tut bir çok suça karıştı.
12-Genel af ile 20 Mayıs 1974’te çıktığı cezaevine 13 Eylül 1974 akşamı dönemin Yumurtalık Yargıcı Sefa Mutlu’nun katili olarak yeniden girdi ve 13 Temmuz 1976’da Ankara 1. ACM Tarafından 19 yıl hapse mahkum edildi.
13-Isparta Yarı Açık Cezaevinde infazının 5. Yılında izinli olarak 1 günlüğüne dışarı çıkan Yılmaz Güney, aynı gün Tarık Akan’ın başrolünü oynadığı YOL Filminin prodüktörü Edi Hubschmid tarafından önce Yunanistan sonra da İsveç’e kaçırıldı.
14-Hubschmid, Türkçe ve Kürtçe yayınlanan kitabında önce Yılmaz Güney’i ardından eşi Fatoş Güney’in düzmece bir ödül töreniyle yurt dışına nasıl çıkardıklarını uzun uzadıya anlattı. Yılmaz Güney hikayesinin en önemli kısmı işte tam burada başlıyor.
15-Yılmaz Güney’i İsveç’e kadar kaçıran Hubschmid, İnterpol tarafından aranan Güney’in Fransa’ya geçiş sürecini sağlayan ismin ise, Cumhurbaşkanı François Mitterrand dönemin İçişleri Bakanı olan Gaston Defferre.
16-Güney’in Fransa’ya geçişini sağlayan Defferre talimatı veren ise Cumhurbaşkanı Mitterrand’ın Türk düşmanı karısı Danielle Mitterrand ve Fransız ve İsrail Gizli Servisleri için çalışan, Danielle Mitterrand’ın manevi oğlu Kendal Nezan.
17-Nezan’ın asıl ad ve soyadı Salim Gemici. 1980 yılında Türk Vatandaşlığından atıldı ve Danielle Mitterrand’ın himayesinde Fransa vatandaşlığına geçirildi. Anne tarafından akrabası olan Yekta Uzunoğlu ise MOSSAD adına sözde ‘Ayrılıkçı Kürt’ hareketine yön veren isimler arasında.
18-MOSSAD adına faaliyet yürüten Yekta Uzunoğlu ile İBRANİ dönmesi olup Osmanlı’da ilk bölücü sözde Kürt Hareketini başlatan Bedirhanzadeler’den Kamuran Ali Bedirhan’ı tanıştıran ve Fransa’da faaliyet yürüttüren isim ise yine Kendal Nezan.
19-Kendal Nezan ile ilişkili olan bir diğer önemli isim ise Dr.Nejmaldin Karim. Ezan ve Karim, Paris ve Washington Kürt Enstitülerinin kurucuları. Daha doğrusu Nezan, Mitterrand’ın emriyle Paris, Karim ise ünlü Siyonist Mike Amitay’ın emriyle Washington enstitülerini kurdular.
20-Mike Amitay ismi sadece Washington Kürt Enstitüsü ile önem kazanmıyor. Onu asıl önemli kılan, ABD'de faaliyet yürüten en önemli Siyonist kuruluşlarından AIPAC'ın eski başkanı ve JINSA'nın uzun yıllar Başkan Yardımcılığını yapmış olan babası Morris J. Amitay.
21-Oğul Amitay, aynı zamanda ırkçı söylemleri ve Suriyelilere karşı nefret suçu işleyen Ümit Özdağ'ın Graham Fuller, Alan Makovsky, Kendal Nezan, Nejmaldin Karim gibi isimlerin katıldığı o meşhur sözde 'Kürdistan' programını organize ve finanse eden isim.
22-Oğul Amitay, Graham Fuller, Kendal Ezan, Nejmaldin Karim gibi isimlere sözde ‘Kürdistan’ konferansları yaptırırken baba Amitay ise Ümit Özdağ’ın kurucusu olduğu ASAM’ı dünyanın en ünlü Siyonist lobisi JINSA yöneticisi olarak finanse ediyordu.
23-Peki bunca karmaşık ve yabancı gizli servislerin gölgesindeki ilişki ağında Yılmaz Güney nerede? Yukarıda belirttiğim gibi Kendal Nezan’ın yanında ve onunla birlikte 24 Şubat 1983’te Paris Kürt Enstitüsü’nü kurarak MOSSAD ve Fransız Gizli Servisine hizmet etmekte.
24-Kendal Nezan’ın beyanlarına göre Yılmaz Güney, hem Paris Kürt Enstitüsü’nün kurucularından hem de filmlerinden gelen gelirin %50’sini enstitü kapanmasın diye bağışlayacak kadar sadakatliydi. Neyseki imdada İsveç ve Fransa yetişti!!!
25-Ne kadar ilginç değil mi? İsrail İstanbul Başkonsolosu’nun katillerine yardım ve yatakçılık yapan Yılmaz Güney’in illegal hayat hikayesi yine İsrail Gizli Servisi MOSSAD devşirmelerinin kucağında sözde ‘Kürdistan’ hayalleri kurarak son buldu…!
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
LGBT LOBİSİ ve ‘CİNSİYET YÖNELİMİ’NİN SİYASALLAŞMASI:
1-Eşcinselliğin binlerce yıllık bir geçmişi var fakat özellikle son 30 yılda hiç bu kadar görülür, göze sokulur hale gelmemiş, getirilmemişti.
2-Elbette bu spontane gelişen bir durum değil. Bu algının ve bu PR çalışmasının arkasında LGBT Lobileri büyük bir rol oynuyor. Başlangıç noktasında temel haklar olarak karşımıza çıkan durum, zamanla politik ve siyasal bir zemine evriltilerek ülkeleri dizayn etme aracına dönüştü.
3-Hiç kimsenin Anayasal düzlemde eşcinsellerin hak ve özgürlük taleplerine bir itirazı yok. İtiraz edilen mesele, tıpkı ‘Kürt Sorunu’nun çözümü noktasında muhatabın BTÖ PKK gösterilmesi gibi bu meselede de muhatabın LGBT lobileri olarak gösterilmesinde başlıyor.