Thread by @sevgistanbul

Kızılcık Şerbeti'nde 40 bin Euro'luk Hermes çanta konusunu görünce kendi Hermes ziyaretimden izlenimleri paylaşmak istedim. Öncelikle belirteyim elbette kendime bir şey alma niyetiyle gitmedim. Bir arkadaşıma eşlik, biraz da merak. Mağazaya girenleri çalışanlar potansiyel müşteri mi değil mi bir çırpıda süzüyor. Zaten paranız olsa bile öyle parasını bastırıp hemen çanta alayım durumu yok.

Önce üyeliğiniz olup olmadığını soruyorlarmış. Üyelik için önden bir kaç bin dolarlık alışveriş yapıp rüştünüzü ispat etmeniz gerekiyormuş. Aksesuarlar, takılar, parfüm, makyaj malzemeleri...Türk kahvesi fincanı dahil her şey var. Mesela bir ruj 75 dolar ki göreceli olarak çok gelmiyor. Çok az ürünün üstünde fiyat bilgisi var. Hatta çoğunun yok.

Ufak tefek (!) alışverişler sonrası satış elemanından randevu ile çanta konusunda yardım almaya layık (!) hale geliyorsunuz. Öyle 5-10 çanta getir bakıp seçeyim de yok. Çantalar numune olarak dükkanda var, ama hevesliler ne istediklerini bilip onu soruyor. Görevli arkadan gidip bakıyor. Sanırım çok pahalı modeller için ayrıca sipariş var. Emine Erdoğan gibi bir çantaya 50 bin dolar verebilecekler için falan sorun olmasa gerek. Ondan üyelik istemişler midir merak ettim, ama bir iki bin dolar ön alışveriş sakız almak gibi olsa gerek onlar için.

İstediğiniz çanta varsa ve gelse bile hemen herkesin içinde göstermiyorlar. Özel bir odada alacak müşteriye eldivenle açarak adeta sunum yapıyorlar. Hermes'in bu pazarlama yöntemine şapka çıkardım. İnsanlarda bu çantayı alabildiğiniz için şanslısınız izlenimi uyandırıyorlar. Neden özel bir odada açtıklarını sordum. Satıcı kız herhalde arkadaşım alıcı olduğu için onu kast ederek 'size göre olağan bir çanta diğer insanları heyecanlandırabiliyor ve herkes bakmak istiyor' dedi. Bir çanta için heyecan duyan insan çeşidi olması tuhaf ama gerçek...

İşin ilginci Hermes çantaların ikinci el fiyatları daha yüksekmiş. Zira kendisi mağazadan alma şerefine (!) nail olamayanlar alabilenlerden satın alıyormuş. Yani bir anlamda yatırım! Hermes'in önce eyer yaparak başladığını da bugün öğrendim.

Eşarplarda bile at figürü vardı. Bununla namaz kılan var mı merak ettim doğrusu (bazı hassas insanlar için üstünde hayvan figürü olunca namaz kılınamaz ya). Ayrıca çalışan kıza herhalde burada işe girmek de kolay değildir dedim. Güvenlik soruşturmasından geçtiklerini söyledi. Çok zengin (o önemli dedi ama önem eşittir para) ismin özel bilgilerine hakim oldukları için güvenilir olmaları önemliymiş. Emine Erdoğan gibiler acaba alışverişleri kendi adlarına mı yapıyorlardır? Mağazada gördüğüm para sayma makineleri tam böyle müşteriler için hazır tutuluyor olsa gerek!

Son olarak, çıkışta elinde Hermes alışveriş poşeti olan biriyle yürüdüğümde diğer mağazadaki satış görevlilerinin farklı baktığını fark ettim. Ye kürküm ye dünyası tam olarak böyle bir şey olsa gerek.