Thread by @aliececom

Fikret Orman ve Ahmet Nur Çebi yönetimlerinde görev alan rahmetli Berkan Gocay mahalleden abimdir, çocukken beni çok Beşiktaş maçına götürmüştür.

Feda sezonunda ilk kez yönetici olunca “Bir konuda fikrine ihtiyacımız var” diyerek beni aradı ve Caddebostan Balıkadam Derneği’ne Beşiktaş’ın Avrupa kupası basket maçını beraber izlemeye davet etti.

Fikret Orman ile de ilk kez orada tanıştım, o gün çok da memnun oldum. O dönemde bazıları ona “Batık Fiko” vs gibi çirkin iftiralar atarken hedeflediği Beşiktaş vizyonundan çok etkilendim

o dönem kurduğu yönetim kurulu da hep düzgün kaliteli insanlardan oluşuyordu. O gün bana birkaç oyuncuyla ilgili fikrimi sordular, ben de o dönemki Beşiktaş’ımızın bütçesiyle Rayo Vallecano’da oynayan Michu’nun alınabilecek en iyi 10 numara olduğunu söyledim.

Çünkü o sezon çok Rayo maçı izlemiştim ve çok gol atmıştı, özellikle Sociedad ve Osasuna maçlarında çok iyiydi ve oyuncunun serbest kalma bedeli 2.5 m Euro civarıydı. Not aldılar ancak sonra oyuncu o bedele Swansea’ye transfer oldu ve

ilk 3 maçında 4 gol atınca Berkan abi beni tekrar aradı. Bu kez Tamer Kıran ile görüştüm, sol bek ve sol açık için oyuncu bakıyoruz deyince “St Pauli’de Oczipka ve Max Kruse alınabilir” dedikten sonra ona bunun kurumsal yönteminin gerçek bir scout ekibi kurmak olduğunu belirttim

Tamer Kıran ayrıca kulübün bir sportif direktör arayışında olduğunu Metin Tekin veya Önder Özen’i düşündüklerini belirttiler.

Metin abi o dönemde yılların Milli Takım yardımcı hocalığı stresinden sonra yorumculuk yaptığı için çok huzurlu olduğunu söylemişti o yüzden Önder Özen hocanın mantıklı tercih olduğunu düşündüm.

Kısa sürede Önder hocayı daha yakından takip etmeye başladım sonra bir gün tanışma şerefine eriştim. Bir kere kafadan etik abidesi bir insan olduğunu herkes söylüyordu öyle de!

Tabii Önder hocanın daha önce Daum ve Zico döneminde ezeli rakip Fenerbahçe’de çalışmış olması camianın bir kısmında haklı-haksız tepki yarattı.

Siz farklı düşünmekte özgürsünüz bence özellikle başta Gökhan Töre olmak üzere daha sonradan kulübe para da kazandıran, Kerim Frei gibi ilk şampiyonlukta yedek kulübesinden kritik gol katkısı yapan yerli oyuncuları takıma kazandırarak dönemin konjonktüründe değerli işler yaptı.

“Dönemin Konjonktürü” neydi, yabancı kısıtlaması yürürlüğe girecekti ve Önder Özen TFF’nin bağıra çağıra “Bu kural değişmeyecek mutlaka yürürlüğe girecek” demesine güvendi:

Bu yeni kural vaat edildiği gibi gelseydi ezeli rakipler ekstra yabancı sayısını azaltmak için bazı oyuncuların sözleşmelerinden çıkmak zorunda kalacaktı ve mali açıdan Beşiktaş avantajlı konuma geçecekti.

Hepinizin malumu dönemin TFF’si tabii ki sözünde durmadı. Buradan Önder hocaya yüklenmek benim vicdan anlayışıma sığmıyor. Vicdan demişken zamanında Samet Aybaba hocaya gereğinden fazla yüklendiğimi kabul ediyorum,

bunu 2024 Mayıs ayında bir araya geldiğimizde yüzüne karşı da dile getirdim, o da sağolsun büyüklük gösterdi ve “Bizim aramızı bozan kardeşimle senin amcan” ortak noktasında helalleştik.

Bu meşhur amcam kim: Berkan Gocay ve Mesut Urgancılar abinin yakın arkadaşı olmakla beraber çoğunuz İBB ile oynadığımız Türkiye Kupası finalinden sonra havalimanında Abdullah Avcı’nın yardımcılarıyla kavga eden kişilerden birisi olarak hatırlayabilir, Cem Ece.

Bu arada babamla olduğu gibi amcamla da Süleyman Seba’dan Gordon Milne’e Kadir-Ulvi’den Marcelo’ya Beşiktaş konusunda hiç anlaşamayız kendisiyle.

Lakin Cem amcam tribün müdavimlerinin yakından tanıdığı büyük bir Beşiktaş delisidir, Napoli’den Antep’e böyle çok deplasman kavgası vs vardır. Bunlardan birisi de 1986 şampiyonluğunda dönemin kaptanı Samet Aybaba ile yaşadığı fiziksel kapışmaya dönmeyen münakaşadır:

İşte bizim taraftarlar deplasmana gidiyor uzak bir Anadolu şehrine, orada oyuncuları görmek istiyorlar; Samet kaptan da “Olmaz istirahatteler” deyince yıllarca devam eden bir negatiflik maalesef.

Bir de tabii benim yorumcu olarak ünlendiğim ilk dönemde Adnan Aybaba sürekli bana laf soktu, sataştı vs eh ben de bilendim. Yine de Samet hocaya biraz yanlış yaptığımı kabul ediyor ve huzurunuzda da Samet Aybaba’ya Feda Dönemi için teşekkür ediyorum.

Keşke Sinan Kurumuş, Gökhan Süzen yerine o dönem Michu sonrası Berkan Gocay-Tamer Kıran aracılığıyla önerdiğim o dönem St. Pauli’den ucuz bonservisiyle alınabilecek sol bek Oczipka ve Max Kruse alınsaydı.

Samet hocaya yıllar sonra sorduğum zaman “Bu isimler bana net olarak gelmedi çünkü henüz scouting departmanı istediğimiz verimlilikte değildi” dedi. Öyle diyorsa öyledir çünkü bence de uzun vadeli istikrarlı bir kurumsal scouting en önemli eksiğimiz oldu, o yüzden gönüllü oldum,

Zaten benden gönüllü yardım istemeseler gidip Beşiktaş semtinde arkadaşlara anlatmaya devam ederdim. Bir de onlarla bilgi paylaşmıyorum diye küsen tribün arkadaşım oldu gereksiz yere!

Konuya dönelim: Hamburg’daki Beşiktaşlılar ile de tanışmam o iki oyuncuyu izlerken oldu sonrasında Tolgay Arslan transferinde büyük fayda sağladılar, anlatacağım ayrıca.

Önder Özen hoca sezonuna devam edelim: Slaven Biliç ismi şöyle ortaya çıktı, Önder Özen bir sürü isimle görüştü, yönetim kurulunda tartışıldı,

neyse ki bir önceki dönem İbrahim Altınsay’ın istifasına sebep olan Sven Goran Eriksson gibi oldu da bitti tarzı imza attıktan sonra aniden sözleşme feshedilip üstüne para ödenme durumu tekrarlanmadı.

Önder hoca bir teknik direktör ile prensipte anlaşmıştı ki sözleşmesi devam eden kulüp izin vermedi, bunun üzerine Slaven Biliç konusunda fikrimi sormak için beni aradı.

En az 1 saat konuştuk, taktiksel açıdan en üst düzey olmasa da özellikle insan yönetimi ve takım dinamiği geliştirme boyutundaki başarısı ile fena olmayacağı sonucuna varıp Önder Özen’e naçizane fikrimi ilettim.

Sonra gelince bir röportaj için beni Slaven ile tanıştırdı: Slaven Biliç ile gitar, bant, Hırvatistan, anneanne tarafının göç ettiği Bosna vs derken arkadaş olduk.

O dönem alınan Eneramo ve Franco transferleri malum tutmadı ama Beşiktaş o sezon sonradan efsaneleşecek bir oyuncuyu bonservisi elinde kadrosuna kattı: Atiba Hutchinson.

Beşiktaş scout ekibinden birisinin Atiba ile ilgili olumsuz rapor verdiğini duyunca kıyameti kopardım:

Atiba’yı ilk bir Celtic – Kopenhag maçında izlemiş bayılmıştım, her sporda başarılı olmasını sağlayacak olağanüstü bir atletizm, hiç bitmeyen bir enerji ve son kulübü PSV’de oynadığı bek dışında daha önce orta sahada da Kopenhag’da izlediğim kadarıyla çok iyi oynaması.

Atiba transferi resmi hesaptan açıklandığında altta oyuncuyu hiç izlemeden gömen yorumların bir kısmı duruyor, bir kısmıyla da ben yıllarca ayıla bayıla alay edince sildiler.

O yüzden tabii ki benden nefret edenler var, olsunlar da: Her zaman söyledim herkesin sevdiği birisi olmak için bence güçlü karakter olmamak gerekir. Benle alay edersen ben de senle ederim, rahatsız edilmek istemeyen rahatsız etmeyecek!

Gelelim Cenk Tosun transferine: Ben Cenk Tosun’un doğal gol yeteneğine saçlarının ön kısmına Ramos model sarı gölge yaptırdığı günlerden yani Almanya U19 döneminden itibaren hayrandım.

Gaziantepli bir arkadaşım vardı maalesef artık yok, depremde kaybettik. Rahmetli Mustafa kardeşim, Cenk Tosun Gaziantep’e geldiğinde bana mesaj atmıştı: “Ali Ece senin adamı aldık size gol atınca ne yapacaksın?”

Cenk, Gaziantep’te de çok iyiydi, o dönem çalıştığım kanalda görüntüler vardı: Defalarca Cenk’in gol vuruşu görüntülerini, vuruş öncesi nasıl doğru karar almasının püf noktası olduğunu, Almanya altyapısında temel vuruş tekniği eğitimini nasıl aldığını vs saatlerce anlattım.

Tabii ki o dönem Cenk Tosun’un Beşiktaş’a gelmesini istiyordum. Ailesinin Beşiktaşlı olduğunu da yine Almanya’daki Beşiktaş tayfadan öğrenmiştim.

2013-14 devre arası THY turnuvası için Antalya’ya gittim, Gaziantepspor da kaldığım otelde kamp yapıyordu. Fırsat bu fırsat deyip Cenk’in babası annesi ve kendisine açık açık “Biliyorum çok takım istiyor ama lütfen Beşiktaş’a gelsin” dedim.

Beşiktaş kulübü falan bana görev vermemişti, tamamen kendi gönlümden geçendi. Beşiktaş’a futbolcu olarak ve Everton’a giderken maddi açıdan kattıklarına bakınca iyi ki gönlümden geçeni yapmışım.

Ha ben dedim diye mi oldu, bilmiyorum ama Cenk Tosun bizim çocuk Beşiktaşlı olsun diye Monaco maçından sonra bile özel videolar bile çekti sağolsun!

Antalya’daki otelde Cenk Tosun’u transfer etmek isteyen diğer kulüplerin yöneticileri Gaziantepspor yöneticileriyle sürekli görüştüler çünkü haklı olarak formda yetenekli golcülerini minimum 4 miyon Euro’ya satmak istiyorlardı, alıcısı da vardı.

Yani Önder Özen’in o dönemde Cenk Tosun transferini bonservissiz gerçekleştirmesi başarı değil de nedir?

Ayrıca o aralar Fikret Orman başkanla ne zaman görüşsek sohbet etsek bana sürekli Önder Özen’i övüyordu. Sonra ne oldu bilmiyorum.

Ahmet Nur Çebi istemiyor diye haberler çıktı, ben de zaten bir ara Ronaldinho transferi konusunda Ahmet Nur Çebi’yi haklı-haksız eleştirmiştim, kendini anlatmak için o zaman beni davet etmiş, tanışmıştık.

Aynı şekilde Önder Özen konusunda da anlattı dinledim, en son beraber Londra’ya gitmişler ve Demba Ba’yı alıp gelmişlerdi yani Beşiktaşlı olarak yine de mutluydum, yıllar sonra çok iyi bir santrfor Beşiktaş’a gelmişti.

O dönemde de bana fikrim sorulduğunda “Ya Demba Ba ya da Gomis Türkiye’de olur tabii” demiştim. Hatta o dönemden hatırlayanlar hatırlar, “Beşiktaş çok iyi bir siyahi santrfor alacak” yazmıştım,

Soma Faciası dönemiydi o yüzden çok fazla anlatmak yazmak istememiştim. Sonuçta yanlış bir şey mi söylemişim?

Ha bu arada “Niye sana soruyorlar?”a toplu cevap hiçbir zaman tek bir gram maddi çıkar göz etmediğim ve Michu ile başlayıp Oczipka ve Max Kruse’nin kariyerlerindeki yükseliş sonrası kulüp yöneticilerinin bana çok güvenmeye başlamalarından dolayı.

Buyurun kronolojik sırayla Hasan Arat, Ahmet Nur Çebi, Fikret Orman başkanlara sorun tek tek, iki başkan döneminde de yöneticilik yapan Mesut Urgancılar, Adnan Dalgakıran, Tamer Kıran, Erdal Torunoğulları’na da sorabilirsiniz

Personel olarak görev alan Önder Özen, Ali Naibi, Ceyhun Kazancı, İAltınsay kime isterseniz sorun: Maddi hiçbir beklentim olmadığı gibi bazen cebimden para verip Gebze’ye Vedat Bora’yı, Hamburg’a Tolgay Arslan’ı, Gökhan Töre’yi, Gladbach’a Tolga Ciğerci’yi vs izlemeye gittim

hiç pişman değilim ama artık kesinlikle yapmayacağım, kimseye de küs falan değilim sadece bu dönemde kimse gönüllü bedava bir şey yapmadığı için üstüme atılan iğrenç iftiralardan sonra kendimi enayi gibi hissediyorum.

Neyse biraz daha devam edeceğim: Ahmet Nur Çebi ile tanıştıktan sonra istemeden de olsa kulüp nakite sıkışınca nasıl kişisel kefil olduğuna kazara şahit oldum.

Altyapıda Emrah Bayraktar hoca ile sporcu velileri arasında bir sorun olmuştu, onu araştırmaya gittim, sonradan program arkadaşı olacağım Emrah hoca da geldi Ahmet Nur Çebi ile konuyu tartıştılar, ikisinin de haklı olduğu taraflar vardı vs.

O esnada görüşmeyi yaptığımız Kaptan Demir Çelik şirketinin bir yöneticisi aceleyle içeri girip bizi görmeyip haberi verince o Ahmet Nur Çebi’nin kulüp nakide sıkışınca verdiği kişisel kefalet desteğinden dolayı tabii ki etkilendim.

O parayla sözleşmeler uzatıldı vs. Bir süre sonra Slaven Biliç yeni orta saha oyuncusu istedi ve ben bir süredir izlediğim Tolgay Arslan’ı önerdim.

Gerçekten de Avustralya’daki Fikret Orman’ından Almanya-İstanbul arası mekik dokuyan Ahmet Nur Çebi ve diğer yöneticilerden, Tolgay’ın eşini ikna etmek için uğraşan Hamburg’daki Beşiktaşlılara herkes çok uğraştı.

Zaten Tolgay ve Tolga Ciğerci scout ekibinin listesinde de varmış, Slaven de olur dedi ama bütçe belliydi.

Şimdiki TFF başkanı o dönemin Trabzonspor başkanı hatırlarsanız medyada Tolgay transferiyle ilgili dönemin Beşiktaş başkanı Fikret Orman ile polemiğe girdiler,

ben de NTVspor’da Lemi Çelik abiyle terbiye sınırları içinde tartıştım, Beşiktaş’ın uzun zamandır istediğini son anda araya girmediğini anlatmaya çalıştım, Lemi abi “Nereden biliyorsun?” diye sorunca “Biliyorum işte” demek zorunda kaldım, yorumculuk ve gönüllülüğün çakıştığı an

Tolgay, Liverpool’a o meşhur golü atınca Ahmet Nur Çebi bana sms attı, tıpkı Hasan Arat başkanın o hepinizin izlediği ve bazılarının bana bel altı vuracak kadar kinlendiği “Çok önemli birisi” videosundakine benzer bir sözdü.

Fikret Orman da beraber yaptığımız yayında benzer beni çok öven bir şey söylemişti yine mahcup olmuş ve tabii ki ardından orantısız haset saldırısı başlayacağı için mutlu olmamıştım, aynen de öyle olmuştu.

Kardeşim ben kendimi değil çok önemli, önemli bile bulmuyorum; hepimiz öleceğiz o yüzden hepsini yaşamı özgürce dibine kadar yaşamak için yaptım, içimden geldiği için yaptım.

Mümkün olduğu kadar da haddimi bilerek yapmaya çalıştım: Mesela ben Biliç’in ikinci sezonunda Ben Arfa transferini çok istiyordum, Marsilya’da yaşayıp sürekli maçlara gittiğim dönemden beri o zamanlar Lyon’da genç yetenek olan oyuncunun yeteneklerine hayrandım ama

Ahmet Nur Çebi arayıp “Biliç Sosa’yı istiyor, scout ekibi de onayladı, sen de beğeniyormuşsun” dedi ben de “Hem scout ekibi hem hoca istiyorsa benim fikrim önemsiz zaten çok iyi oyuncu olduğu kesin” cevabını verdim.

Sosa’ya ise Napoli’den beri bayılıyordum ve gerçekten Beşiktaş’ta mükemmel oynayıp maalesef Milan’a gitti, benim neden aklımda bir numara değildi çünkü o kadar ucuz bonservise ve taksitle Sosa’yı almak hayal gibiydi.

O hayali Fikret Orman-Ahmet Nur Çebi uyumu liderliğindeki her birimiyle çok başarılı yönetim sağladı: Önce Feda sonra sefa dönemi başlamıştı keşke cefa hiç geri gelmeseydi!

O sezon FA Cup’a katılsak finale kadar giderdik herhalde: Sosa’nın olağanüstü oynadığı maçta Tottenham’ı yen, Liverpool’u ele, sezon başında Demba Ba’nın santradan şutunun direkten döndüğü maçlarda Arsenal’e kıl payı elen; işte belki FA Cup finalinde karşılaşsak o top gol olurdu.

Şaka bir yana Demba Ba’yı satıp Mario Gomez’i kiralamak işte o Feda’dan Cefa’ya döneminin nihai ateşiydi. Tabii arada Slaven Biliç’e küstüm çünkü West Ham’la anlaşmıştı, Londra’dan hep beraber öğrenmiştik ama halen sorunca bir şey demiyordu.

Bir gece barıştırmak için yemeğe beni de davet ettiler, gittim sarıldım sonra da meşhur “Cenk varken why always Pektemek?” tiradımı yaptım.

O gece tekrar sordum West Ham’ı, yine net cevap vermedi ben de ilk oynadığımız maçtan sonra bu yazıyı yazdım: aksam.com.tr/yazarlar/ali-e…

Yazıda Mesut Urgancılar’ın istifa etmesine sebep olan önceki dönemlerle ilgili tarafsız kuruluş Ernst&Young’ın yaptığı mali denetim araştırmasını Fikret Orman’a neden işleme koymadığı için eleştiride de bulunuyorum.

Bu arada Mesut Urgancılar bir dahaki Ahmet Nur Çebi yönetiminden de benzer sebeple ayrıldı artık yurt dışında yaşıyor. En son Berkan Gocay abi rahmetli olduğunda konuştuk

O dönemde yazdığımdan farklı olarak Lucescu’dan ise yeni hoca adaylarından birisi daha çok Abdullah Avcı’ymış. Biliç gittikten sonraki yapılan ilk yönetimi kurulu oylamasında Avcı ve Şenol Güneş arasında eşit oy çıkmış dediler.

Ben yazıyı daha önce yazmıştım, Şenol hoca ile de hiç konuşmadan. Hoca ile ilk 2002 yazında mutluluktan delirmiş Türkiye Milli Takımı taraftarı olarak Erenköy’de oturduğu yerde önünü keserek tanışmıştım, sonra da mesleki açıdan tanışmamız Milli Takım belgeseli için oldu

O belgesel kaydında “Hocam bir gün Beşiktaş’ı çalıştırırsınız inşallah” demiştim. Tabii ki Şenol Güneş biraz içedönük, dışarıdan bakınca soğuk birisidir, röportaj vermeyi de çok sevmezdi ama nedense Gezi Parkı dönemi beni aradı hiç durmadan 4-5 saat felsefe ve siyaset konuştuk.

Uzun lafın kısası Şenol Güneş hoca yazıyı okuyunca çok şaşırmış, iyi de kimse hiç aramadı ki demiş. Kulüp tarihinde Beşiktaş üzerindeki en büyük etkim bu yazı ve sonrasında Şenol Güneş gelsin diye programlarda yaptığım konuşmalar olmuştur hepsi bu!

Yoksa gerçekten arkadaş olduğum kişi Beşiktaş’taki başarısızlık nedeniyle aramız soğuyana kadar Abdullah Avcı’ydı, evet amcamla tekme tokat kavga etmelerine rağmen arkadaştık!

Ancak Beşiktaş’a arkadaşım değil, o sezon Bursaspor’a muhteşem oynatan ve Fernandao, Ozan Tufan, Bakambu başta olmak üzere çok oyuncunun yıldızını parlatarak fiyatını 5 ile çarpan teknik direktörlük kariyerinin zirvesindeki Şenol Güneş lazım diye düşünüyordum ve bunu yazdım.

Bu yazıyı yazıp Beşiktaş’a kötülük mü etmişim yani: “Hani “Bu terlik tam benlik” denir ya, sanki bu gelişme potansiyeline sahip göreceli genç kadro da tam Şenol Güneş’lik gibi. Siz ne dersiniz?”

İki sezon üst üste şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi’nde namağlup liderlik herkesin ortak başarısı: Teknik heyetin, oyuncuların, yönetimin, Mario Gomez-Sosa’ları tespit eden scout ekibinin, statsız takımı her hafta başka bir deplasmanda şampiyonluğa taşıyan taraftar desteğinin.

Mario Gomez şampiyonluğundan iki sezon önce bu gönüllü scout ağı genişletildi, çıta yükselmeye başladı hatta o dönem sevgili Ali Cansun arkadaşım ile o gönüllü scoutlar polemiğe girdiler, ben ortamı yumuşatmaya çalıştım.

O gönüllülerden bazıları sonra da kulüpte profesyonel görev aldılar, sonuçta sevgili Ali Cansun’la da son tahlilde Beşiktaş’ın iyiliği için fikir tartışması yaptık.

Maalesef o ilk şampiyonluktan sonra başarının “kartal payı kimde” tartışması yönetimi içeriden fitillemeye başladı ve maalesef bir süre sonra sefamızı cefaya çeviren Fikret Orman-Ahmet Nur Çebi kapışması alev aldı.

Fikret Orman-Ahmet Nur Çebi kapışmasının alev alması feciydi. Konuyla ilgili son kez duygusal bir şey söyleyeceğim: Biz o dönem çok mutlu olan Beşiktaşlılar maalesef boşanan bir anne babanın çocukları gibi ortada kaldık.

Hiç sanmıyorum ama inşallah bu dünyadan birbirlerine kanlı bıçaklı düşman olarak gitmezler. Ben o dönem bu yüzden şampiyonluk kutlamasına gitmedim, bir sürü daveti geri çevirdim diye kızdılar ama iyi ki gitmemişim.

Zaten Hasan Arat “Çok önemli” toplantısına da gitmemeliydim, üyelikten atıldıktan sonra Hasan Arat tekrar üye olmamı rica ettiğinde yaptığımı yapmalıydım, bundan sonra öyle yapacağım.

Sonuçta ilk atılmamdan yıllar sonra Fikret Orman-Ahmet Nur Çebi imzası ve rahmetli Süleyman Seba abi “Tekrar üye olacaksın bitti” dediği için mecburen kabul etmiştim, beni tekrar üyelikten atanlara da artık kızgın değilim, sağolun varolun hatta

çünkü o son kongredeki kavga dövüş ortamı ile benim hayalimdeki Beşiktaş ideali siyah ile beyaz gibi…

Gönüllü scouting kısmına dönersek: Şenol hoca ilk göreve gelip işe başladığında herkes önce bir şok oldu: Tesislerde sert kurallar, klasik başarı gelmeden yüzü gülmeyen Şenol hoca’nın sürekli gülümseyen Slaven Biliç’ten sonraki şoku.

Sezon başında lider stoper Rhodolfo tamamen Gökhan Keskin hoca ve ekibinin scouting başarısıdır. Şenol hoca ile konuşmamızda “Rhodolfo yanında Atınç’ı oynatırım olmadı Tosiç de var” demişti. Uzun vadede stoper Tosiç konusunda Şampiyonlar Ligi’nde gördüğümüz gibi hoca haklı çıktı,

Atınç beklenenden çok daha yüksek teklif gelince Leipzig’e satıldı. Ben de Şenol hocaya “Hocam haddimi aşmak istemem ama Marcelo var Hannover’da çok iyi değil mi?” diye konuya girdim. Şenol hoca önce bir sert baktı sonra “PSV’deyken Trabzonspor’a çok istemiştim” dedi.

Ve Beşiktaş tarihinin en muhteşem takasında süreci Ali Naibi yönetti (başka emeği geçip de bilmediğim varsa onlara da çok teşekkür ederim), yönetimi ikna ettiği gibi Şenol hoca da dünden hazırdı: Hannover’a Alexander Milosevic’i ver üstüne az paraya Marcelo’yu al!

Şimdi Şenol hocanın aklına Marcelo’yu getirerek kötü bir şey mi yapmışım? Takıma stoper olarak neler kattı, hele Rhodolfo’nun uzun şanssız sakatlığı döneminde nasıl da kurtarıcı lider stoper oldu, Lyon’a kaça sattık vs vs

Maalesef Fikret Orman-Ahmet Nur Çebi ve diğer yöneticiler arasındaki tatsız kopuş kaçınılmaz hale geldi, “Talisca’yı sen kiraladın ben kiraladım” kavgalarında aralarında kalmamak için kendimi biraz geriye çektim

zaten Önder Özen çok önce Talisca daha ikinci ligde Bahia’da bonservisi 400bin Euro iken önermişti dün gibi hatırlıyorum

yrıca yeni kanala geçmiştim ve sevgili arkadaşım @bbulentulgen rica ettiği için Beşiktaş resmi kanalına da arada konuk oluyordum:

@bbulentulgen Buyurun @bbulentulgen e sorun para tekliflerine karşı ne demişim: “Abicim ben Beşiktaş’tan para alamam ayrıca o parayı biriktirip oyuncu alırız belki dedim. Yönetimin talimatı ama deyip ısrar edince

@bbulentulgen “İlla program karşılığı bir şey verecekseniz Kartal Yuvası’ndan her ay gidip ürünlerden indirimli alayım”.  Akaretler e yakın Kartal Yuvası’na gittiğim zaman “İndirimli değil krediniz var bu kadarı bizden dediler” ben de kredinin iki katı kadar şey alıp para ödedim.

@bbulentulgen Kredi dolsun diye bir sürü çocuk forması aldım ve hepsini de depremden sonra Fenerbahçe Stadı’ndaki yardım noktasından gönderdim buyurun şahidim @cuneytkaseler. Kendime de cebimden ödeyerek retro formalar ve Beşiktaş tavlası aldım halen oynuyorum evde.

@bbulentulgen @cuneytkaseler O sezon neredeyse tüm maçlara gittim, hepsi yeniden üye olduğum TSYD kontenjanından basın tribününe. Hiçbir loca davetini kabul etmedim, uğradım çıktım sadece. Zaten o takım en iyi basın tribününden izlendirdi:

@bbulentulgen @cuneytkaseler Yıllardır sol bek sıkıntısı olan takıma Adriano-Caner ikilisi geldi mesela. Hangi Beşiktaşlı itiraz eder ki, ikisi birden benim için rüya gibiydi: Sezonun ilk maçında basın tribününde öndekilerden rica edip en öne geçip hayran hayran sol kanadımızı izledim.

@bbulentulgen @cuneytkaseler Sadece arada Şenol hoca o sezon Olcay dahil 6 ayrı oyuncudan istediği verimi alamayınca devre arasında Babel öneri yazısı yazdım. O yazıdan sonra Sinan Vardar @vardar_sinan abi beni itham etti “menejerlerle bağlantı vs” sonra en son meşhur “Çok önemli kişi” yemeğinde

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan defalarca gönlümü almak için yanıma geldi tabii ki hiç sorun etmedim, o dönem çok alınmıştım o ayrı. Daha öncesinde de @MeteVardar1903 abi arayıp gönlümü almıştı. Meğerse mesele Atiba ve Babel’de aracı menejerin Erdil Arpacı olmasıymış.

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Ben bilmiyordum sonradan öğrendim. Erdil Arpacı ile akçeli iş çevirsem 2021’deki teklifini kabul etmez miydim: Yahu açın sorun Erdil Arpacı menejerlik işlerini bırakıp Scoutium u kurduğu zaman Karaköy’deki ofisinde bana yorumculuktan kazandığımın 5 katını teklif etti.

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Ben ne cevap verdim: “Abi benden profesyonel olmaz şu anda, ben mesela Atiba’yı 2010’da Türkiye’de iki ayrı kulüp istese bana daha fazla para ödenecek diye Beşiktaş’ın rakibine gönderemem” dedim. Güldü “Sen ezelden beri delisin” dedi.

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Kendisi ile ilk olarak 100. yıl öncesi Lucescu tercümanlık görüşmesinde tanışmıştım. Biraz deliyim evet de Deportivo’dan o kadar uygun fiyata Babel almak çok iyi değil miydi?

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Bu Babel yazısı kötü mü oldu, bir süre evet @vardar_sinan abiye çok gönül koydum ama uzatmadım çünkü fikirlerimiz farklı olsa da ikimizin de ortak davası Beşiktaş’ın mutluluğuydu hele Beşiktaş Özkaynak aşkımız çok daha ötesi aslında.

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Sonradan olay netleşti: Zaten yine ismini yazamayan tırsık iftiracıların etkisiymiş, neyse… Babel, Beşiktaş’ta çok iyiydi beni çok mutlu etti. Hiçbir parayla satın alınamayacak bir mutluluk.

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Ayrıca bunca yıldır 2008’den 2024’e bu kadar ünlü yorumcu olarak gönüllü scoutingden maddi çıkar elde etmiş olsam 46 yaşında bu kadar yoğun mesaide çalışır mıyım? Benim gibi sadece evde gitar çalmak karşılığı 30 bine razı adam niye halen çalışır, salak mıyım?

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Zamanında ezeli rakibin üst düzey yöneticisi profesyonel teklifte bulunduğunda nazikçe teşekkür mü ederdim, yoksa hemen kabul mu ederdim?

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Hayır sadece bu devirde çocuk okutmak için çalışıyorum hepsi bu ve iyi ki sevdiğim takımın maçını yorumlamak karşılığı maaş alıyorum, bu dönemde bankada vs çalışsam kesin katil olurdum!

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Mevcut yönetime gelelim: Yıllar önce Hüseyin Yücel daha Beşiktaş yöneticisi olmadan önce maddi açıdan biraz zorlandığımı duymuş ve çocuğu onun okuluna çok uygun bedelle vermem için arattırmıştı sağolsun,

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 “İleride Beşiktaş yöneticisi olursanız eleştiremem o zaman” diye nazikçe teşekkür ettim. Ama işte gönüllü ol ki başına gelmeyen bela kalmasın, benim durumum Nasuh Mahruki’nin başına gelen yanında sorun bile değil aslında!

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Zaten aranızdan bazılarına yaranmak imkânsız: Deprem döneminde Vole olarak bir araya gelip yaptığımız yardıma bile “Bu kadar mı yani ayıp değil mi size yuh cimriler” yazan xx ler var.

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Sanki inşaat kralıyız tövbe estağfurullah! Yani zaten hayatta kimseye yaranma derdim yok da yani bu kadarına yuh bile azdır!

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Neyse Beşiktaş gönül işlerime devam edersek: Sergen hoca o dönem o kadroyla büyük iş başarmıştı, Rosier’i öneren scout neden hemen kulüpten ayrıldı onu ve Erdal Torunoğulları ile Mesut Urgancılar’ın tekrar ayrılmasını sorguladım sadece.

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 tekrar ayrılmasını sorguladım sadece. Gerisi yorumculuk meseleleri. Geçen yıl Mart-Nisan yayınlarında Vole’de kayıtlı var “Bonservisi elinde alınabilecek en iyi oyuncu Rafa Silva” var dedim, bir de salakça uyuşturucu işlerinde hayatını mahvettiğini bilmeden Promes’i dedimo kadar.

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Bir de yıllardır gönüllü ağında tanıştığım Furkan Karakan var, o 2.5 yıldır Gabriel Paulista diyordu haklıydı.

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Geçen sezon çoğunuzun büyük destek verdiği Elvedi önerim olmayınca devre arasında Gabriel Paulista yı yayında dillendirdim.

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Zaten Vole’de çalışmaya başladıktan sonra o kadar çok program yapıyoruz ki yeni yönetimden de insanlar yakından takip edince sadece bir kez Galatasaray Süper Kupa maçından sonra Hüseyin Yücel rica ettiği için sağ bek sol bek listesi hazırladım,

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 o listede işte Ismael Jacobs da vardı. Zaten gayet iyi oyuncu herkes biliyor ama maalesef kariyeri boyunca sakatlıklardan çok çekti, kefil olamam o yüzden dedim. Programda da bunu anlattım o linç kıyameti kopmadan önce.

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Dediğimin nesi yanlış: Jacobs Galatasaray’ın uzun zamandır aldığı en iyi sol bek performansını sergiledi ancak maalesef iki kez sakatlandı, aynısı Beşiktaş’ta da olabilirdi.

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Bu kadar yeter. Şimdi sonuca gelelim: Gönüllü işi bitmiştir, kimseye küs falan değilim sadece gerçek adını soyadını yazıp da artık yapmamı istemeyenler için bu kararı aldım belki de onlar haklıdır çünkü onlar da benim kadar Beşiktaşlı.

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Yayınlarda da sorulduğunda oyuncuları ortaya önereceğim asla Beşiktaş’a özel değil madem zararlı olduğumu düşünen Beşiktaşlılar var. Yöneticiler rica etse de nazikçe ortaya idare-i maslahat yapacağım.

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Zaten bence de Beşiktaş mümkünse Frankfurt kadar iyi scouting ekibi kursun ve yeni Marmoush’ları alalım ben de ayıla bayıla performanslarını yorumlayayım.

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Son sözüm ise şu: değil Hasan Arat, Serdal Adalı veya Fikret Orman gibiler Netanyahu denen xx bile Beşiktaş başkanı olsa ben seviyorum Beşiktaş’ı kardeşim ömrüm yettiğince de takip edeceğim,

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 isterse Gareth Southgate teknik direktör olsun ben yine onun da başarılı olmasını isteyeceğim çünkü Beşiktaş’ın iyi oynaması, başarılı olması beni çok mutlu ediyor. Bunu hiçbir paraya asla değişmem, aksini düşünenler de beni artık ilgilendirmiyor.

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Bundan sonra da değil böyle uzun tweet’ler, öven veya tiksinen kimseye cevap yazmayacağım. Yine böyle ahlaksız iftira linçi olursa daha da uzun yazarım haberiniz olsun, o kadar….

@bbulentulgen @cuneytkaseler @vardar_sinan @MeteVardar1903 Çoğunuzu seviyorum… Beşiktaşlılar için son sözüm bana değil idolüme ait “Beşiktaş için bir şey yapmak istiyorsanız kimsenin adamı olmayın!”