KARDEŞ ÜLKELER 12 MİLYAR DOLARA KKTC'Yİ NASIL SATTI?
8 gündür Özbekistan'dayım
Taşkent, Semerkant Buhara,Hive(Oğuzların Avşar boyunun yaşadığı Harezm vilayeti) şehirlerine gittik
Daha 1 hafta Ata topraklarında izlerimizi süreceğiz+
*
Harezm'de,Karaman,Oğuz yurdu ve Avşar köyleri
Semerkant'ta iken kentin ana caddelerine
Türkistan'daki Türk Devletleri ile Tacikistan ve AB bayraklarının asıldığını gördüm
Nedeni ise Avrupa Birliği ile Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Tacikistan'ın Semerkant kentinde yaptıkları 1. AB-ORTA ASYA ZİRVESİ idi+
AB VAATLERİ
2 gün süren zirvenin sonunda AB'ın, TÜRKİSTAN Devletleri ile " yeni bir stratejik ortaklık kurduğu, ilişkileri STRATEJİK ORTAKLIK seviyesine çıkarmayı ve enerji geçişi ile karbonsuzlaşmayı hızlandırmayı kararlaştırdıkları" açıklandı.
Özbekistan Cumhurbaşkanı++
Şevket Mirziyoyev’in ev sahipliğinde düzenlenen zirveye, AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yanı sıra Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadık Caparov, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman ve+
Türkmenistan Cumhurbaşkanı Serdar Berdimuhammedov katıldı
Ursula von der Leyen, Türkistan coğrafyasındaki devlet liderlerine hitaben büyük abi havalarında konuşarak şöyle dedi:
- "Stratejik konumunuz küresel ticaret yollarını ve yatırım akışlarını açabilir. Ve bu yeni yatırımlar+
egemenliğinizi arttıracaktır. Ekonomilerinizi güçlendirecektir. Ve en önemlisi yeni dostluklar kuracaksınız.. Ortaklığımız enerji, turizm, ticaret ve ulaşım gibi sektörlerde yeni fırsatlara yol açacaktır. Bu amaçla bölge için 12 milyar euroluk bir yatırım paketi açıklıyorum..++
Bu, Avrupa Birliği ve üye devletlerimizden gelen yatırımları bir araya getirecek. Biz buna Avrupa Takımı yaklaşımı diyoruz. Ve Orta Asya'ya yeni bir proje hattı başlatacağız
Bu gerçekten de kadim dostluğumuzda yeni bir dönemin başlangıcıdır."
HANGİ ALANLAR İÇİN
Von der Leyen'in+
verdiği bilgiye göre
12 Milyar euroluk yatırım paketinin 2.5 milyar euroluk kısmı Orta Asya maden ve minarellerinin çıkarımı için; 3 milyar euro'luk kısmı bu madenleri Avrupa'ya taşıyacak ve Çin ile karayolu ulaşımını sağlayacak Trans Hazar ulaşım koridoru ile Orta Koridor'un+
geliştirilmesi için; 6.4 milyar euro'luk kısmı su, enerji, iklim değişikliği anlaşmasının uygulanması, ARAL DENİZİ bölgesindeki durumun iyileştirilmesi vb çevresel projeler için; 100 milyon euro'luk kısmı ise, AB ile internet üzerinden ilişkileri geliştirecek dijital bağlantı+
alanlarındaki projelerin finansmanı için kullanılacak.
Bu projelerden bazılarına şimdiden Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından finansman sağlanmış durumda.
AB, kendi ifadeleriyle bu parayla, " temiz enerji ve nadir toprak elementlerine erişimi, 2050 yılına kadar+
iklim nötrlüğünü/karbonsuzlaşmayı sağlamayı ve stratejik sektörlerde etkisini arttırmayı" hedefliyor.
Türkistan coğrafyası, dünyadaki manganez cevherinin yüzde 38,6'sını, kromun yüzde 30,07'sini,kurşunun yüzde 20'sini, çinkonun yüzde 12,6'sını ve titanyumun yüzde 8,7'sini içeren+
büyük yataklara sahip.
Buna sınırsız doğal gaz ve petrol rezervlerini de ekleyin...
LEYEN NE DEDİ?
Türk devletlerinin liderlerine hitap eden Von der Leyen, bu bilgileri verdikten sonra, "Bu hammaddeler geleceğin küresel ekonomisinin can damarıdır. Ancak aynı zamanda küresel++
oyuncular için bir çeşit bal küpüdür. Bazıları sadece sömürmek ve çıkarmakla ilgileniyor, ancak Avrupa'nın teklifi farklı. Biz aynı zamanda yerel sanayilerinizi geliştirmede de ortağınız olmak istiyoruz. Katma değer yerel olmalı. Bizim sicilimiz her şeyi anlatıyor" dedi
++
Bu sözleriyle stratejik madenleri çıkarma konusunda Türk devletleriyle anlaşmalar yapmış olan Rusya ve Çin'i hedef aldığı çok açık.
Leyen, AB'ın, Rusya ve Çin'den farklı olarak, "sömürü amacı olmadığını (!!!!) " ima ederek herkesin aklıyla alay etti
AB yetkilileri, bölgeye++
yatırım vaadi ile, BM'deki Ukrayna savaşı oylamalarında çekimser kalan ve Rusya'ya uygulanan yaptırımlara katılmayan Türk devletlerini kendi tarafına çekmeye çalışıyor.
Bilindiği gibi, Rusya'ya karşı 16 paket yaptırım uygulayan AB, yaptırımların delinmesini önlemek için bir özel+
temsilci atamış ve bu temsilci son üç yıl içinde birçok kez bölgeye giderek, Türk devletlerine yaptırımlara uyma telkininde bulunmuştu
Yine bilindiği gibi AB'ın bu faaliyetleri, aynı amaç için çalışan ABD tarafından teşvik edilip destekleniyor.
MİRZİYOYEV NE DEDİ?
40 milyonluk++
nüfusu ile bölgedeki en büyük Türk devleti olan Özbekistan Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev ise zirvede yaptığı konuşmada Özbekistan'ın "AB'ın, uluslararası hukukun ilke ve normlarına bağlılığını paylaştığını, Ukrayna'daki durumun barışçıl yollardan çözümüne yönelik müzakere++
sürecine tam destek verdiğini" söyledi
Zirveye katılan Türk devletleri liderleri, özellikle Rusya'yı bypass ederek, direk karşılıklı hızlı ticareti sağlayacak Trans-Hazar Ulaşım Koridoru ve ORTAK KORİDOR için daha fazla yatırım yapılmasını istediler.
Sonuçta ise, birkaç ay++
içinde bir Yatırımcılar Forumu düzenlenmesi ve Özbekistan'da yerel bir EBRD ( Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ) ofisi kurulması konusunda anlaşmaya vardılar
KKTC'Yİ SATTILAR
Özetle, 12 milyar dolar ve AB ile daha geniş işbirliği için KKTC'yi sattılar.
Para ve kısa vadeli++
ekonomik/siyasi çıkarlar, tarihi/duygusal kardeşliğe ağır bastı.
KKTC 'nin, kendileri için de bir güvenlik şemsiyesi olan Türkiye'nin güvenliği için ne denli önemli olduğunu göz ardı ettiler.
Türkiye ve Türk Dünyasının savunmasının KKTC 'den başladığını görmezden geldiler.
++
Bu zirvenin yapılması ve ilk etapta 12 milyar euro yatırımın gelmesi için Yunanistan ve Rum yönetiminin dayattığı şartları kabul ettiler...
Rum-Yunan ikilisi, AB içinde VETO hakkına sahip olmalarının verdiği avantajı kullanarak yaptıkları, "AB'den para isterseniz (sözde) Kıbrıs+
Cumhuriyeti’nin adanın tek meşru devleti olduğunu, toprak bütünlüğünü tanıyacaksınız, Büyükelçi atayacaksınız, Türkiye'nin işgalci olduğunu kabul edeceksiniz, KKTC 'yi tanımayacaksınız, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT)'na tam üye yapmayacaksınız" dayatmasına boyun eğdiler.
++
Bu telkin ve baskılar için bizzat Macron, Kazakistan'a giderek telkin ve vaatte bulundu, Rum yönetimi ve Yunanistan temsilcileri defalarca bölgeye giderek "AB içinde VETO hakları olduğunu ve ilişkilerin gelişmesini VETO edebileceklerini" anımsattılar...
Sonuçta Kazakistan, TDT++
zirvesine katılması için gözlemci üye KKTC Cumhurbaşkanı'na vize vermedi. Özbekistan, Türkiye'nin yoğun baskısı ile son dakika isteksiz vize verdi ama temastan kaçındı.
Ve AB ile şimdi yaptıkları bu zirveden 3 ay önce Özbekistan, 1.5 ay önce Kazakistan, 2 hafta önce de++
Türkmenistan, dayatma, şantaj ve vaatlere teslim olarak, Rum yönetimine Büyükelçi atadılar, Türkiye'yi kırmaktan çekinmediler.
Herhalde şimdi sırada Kırgızistan var.
Belli ki TDT içinde Türkiye ile siyasi ilişkiler, sadece duygusal/tarihi kardeşlik söylemi ile ileri gitmiyor
++
ABD, AB, Rusya ve Çin'in maddi, ekonomik, siyasi, stratejik yaklaşımları, tehdit, baskı, şantaj ve vaatleri, kardeşlik temelli yaklaşımlardan daha etkili ve sonuç verici oluyor.
Türk Devletleri, Türkiye'yi kırma/ üzme pahasına, ekonomik ve siyasi çıkarlarını, kardeşlikten önde+
tutmaya devam edeceklerini belli etmiştir.
Türk Devletleri, bu tercihleriyle, görünür bir gelecekte, KKTC 'yi tanıma niyetinde olmadıklarını ortaya koymuştur.
Uzun vadede neler olacağını ise zaman ve konjonktür belirleyecektir
++
Türkiye,bu gerçeği göz önünde bulundurarak TDT üyesi ülkelerle ilişkisini yeni bir yaklaşımla yeniden yapılandırmalıdır
Bu çerçevede,bir yandan Türk Devletleri Teşkilatı gözlemci üyesi olan
KKTC'nin tam üyeliği için ısrarlı olmaya devam ederken,Kırgızistan'ı da boş bırakmamalıdır
Düzeltme: Başlıktaki "dolar" kelimesi "Euro" olacaktı. Düzeltir, özür dilerim.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Trump'ın Filistinlileri Gazze'den çıkarma planı"acaba Kıbrıs'ta da Türkleri adadan çıkarmayı düşünür mü?"endişesi yarattı
Delinin ne yapacağı belli olmaz
Ne ki bu endişe yersiz değil
ABD 1964'de,Türklerin MEİS adasına taşınmasını,bunun için MEİS'in Türkiye'ye verilmesini içeren++
bir plan sundu
15 Temmuz 1964'de adaya gelen ABD Dışişleri Bakanı Dean Acheson
1.Acheson Planı'nı sundu
Plan şöyleydi
Karpaz'da ada yüzölçümünün %5'ini oluşturan bir bölge,egemen üs olarak Türkiye'ye verilecekti.Türkiye buna karşılık ENOSİS'İ kabul edecekti
Ada 6 yerel yönetime+
ayrılacak,bu bölgelerden 2'si,Yunanistan vatandaşı olmayı kabul edecek Türklerin denetiminde olacak ve Türklere AZINLIK HAKLARI tanınacaktı
MEİS ADASI Türkiye'ye verilecekti.Yunan idaresinde yaşamayı kabul etmeyecek Türkler MEİS ADASI'na taşınacaktı
Bereket Makarios,"ENOSİS VE+
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN'IN KKTC ZİYARETİ
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bir Dışişleri heyetiyle birlikte 8-9 Ocak tarihinde KKTC'ye çok önemli bir ziyaret yapacak
Tahminim, önümüzdeki günlerde CB Ersin Tatar ile Rum yönetimi başkanı Hristodulidis arasında yeni geçiş kapıları+
açılması konusunda yapılacak ikili görüşme ile Mart ayında yapılacak gayrı resmi 5+1 konferansında izlenecek strateji ele alınacak
2021 KONFERANSINDA NE OLMUŞTU?
Anımsanacağı gibi, gayrı resmi ilk 5+1 konferansı, 26-27 Nisan 2021'de Cenevre’de yapılmıştı.
Türk tarafı bu++
konferansta, "EGEMEN EŞİTLİĞİMİZİN VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜMÜZÜN BM GÜVENLİK KONSEYİ TARAFINDAN TEYİDİ VE İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜN TEMEL OLARAK KABULÜ HALİNDE RESMİ ÇÖZÜM MÜZAKERELERİNİN BAŞLAYABİLECEĞİNİ" 6 maddelik bir öneri paketi şeklinde, BM ve Rum tarafına bildirmişti.
++
KIBRIS KONUSUNDA BİRŞEYLER PİŞİRİLİYOR
Rum yönetimi,ABD'den sonra İngiltere ile de ‘Stratejik Diyalog’ başlattı.Bu kapsamda Londra'da, yapılan iki ülke Dışişleri Bakanlıkları heyetleri görüşmesinde ortak bir yol haritası belirlendi. Bunun İngiltere Başbakanının geçen hafta +
Güneye yaptığı ziyaret sonra olması dikkati çekti. Görüşmede," Bölgesel Politika, Savunma ve Güvenlik, İngiliz üsleri, Kıbrıs'a federal çözüm’ başlıkları ele alındı. Ortak toplantı ardından yapılan açıklamada federasyon çözümüne destek verildi
Bu arada Brüksel'de yapılan ve Rum+
yönetiminin de tüm Kıbrıs adına katıldığı AB Genel İşler Konseyi toplantısında da federasyon çözümüne destek verilerek, "Türkiye'nin Federal çözüme destek taahhüdü vermesi" istendi
Diğer yandan ABD Senatosu da Rum Ordusunun ABD ordusu ile 2027 yılına kadar yapılacak ortak+
KIBRIS'TA NATO ÇÖZÜMÜ MÜ? (1)
Gayrı meşru, işgalci Rum yönetimi, silah zoruyla gasp ettiği " Kıbrıs Cumhuriyeti!!" adı altında ve sözümona TÜM KIBRIS ADINA, NATO'ya tam üye olma isteğini
ABD/NATO'ya iletti
Bu acaba aniden akıllarına gelen yeni bir strateji mi, yoksa ABD/NATO'nun+
kulaklarına fısıldadıkları, bir NATO hedefi mi?
ABD/NATO'nun, aşağıda özetlediğim 70 yıllık Kıbrıs stratejisi, ikinci şıkkın doğru olduğunu gösteriyor
1954-1974 DÖNEMİNDE ABD STRATEJİSİ
Soğuk savaş döneminde NATO/ABD'nin Kıbrıs stratejisi, adanın Sovyet etkisine girmesini+
önlemeye yönelikti.
1926'da kurulan Rum Komünist Partisi AKEL, İtalya Komünist Partisinden sonra Avrupa'daki en büyük ve en güçlü Komünist partisiydi.
Bugün de SSCB'nin çökmesine ve Komünist blokun dağılmasına karşın, Rusya yanlısı AKEL, yüzde 30-35 oy oranı ile aynı gücünü++
Dün, Fatih Altaylı'nın YouTube kanalında CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i dinledim. Türkiye Cumhuriyeti'nin Kürt kökenli vatandaşlarıyla ilgili görüşlerinde
4 temel yanlışı olduğunu gördüm
Birinci ve en büyük yanlışı "KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNDE İKİ TARAF"tan söz etmesidir
++
Sürekli olarak "TARAFLARIN BİRARAYA GELİP GÖRÜŞMESİNDEN" söz etti. Bu TARAFLARDAN biri Türkiye Cumhuriyeti Devleti, diğeri de Kürtlermiş!! "Bu İKİ TARAF, en geniş katılımla biraraya gelerek KÜRT SORUNUNU çözmeli" demiştir. Bu konuda, hiçbir benzeyen yanı olmamasına karşın++
çok yanlış bir paralellik kurarak, İngiltere ile İRA görüşmelerini de örnek göstermiştir.
İkinci temel yanlışı, ısrarla bir " KÜRT SORUNU"ndan söz etmesidir
Üçüncü temel yanlışı ise
" KÜRTLER SORUN VAR DEDİĞİ SÜRECE SORUN VARDIR"demesidir
Dördüncü temel yanlışı ise etnik bölücü+
TATAR, NEWYORK’TA GERİ ADIM ATTI
BM GÖZETİMİNDE HRİSTODULİDİS İLE BİR YEMEKTE BULUŞMAYI KABUL ETTİ
BU, "TANINMA OLMADAN RUM YÖNETİMİ İLE HİÇBİR GÖRÜŞME OLMAYACAK" ŞEKLİNDEKİ MİLLİ POLİTİKADAN TAVİZDİR
BM gözetiminde 3'lü yemek önerisini 3.5 yıldır doğru bir kararla reddettik+
Bunun,"TANINMA olmadan,egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz teyit edilmeden hiçbir temas olmaz" şeklindeki milli politikamızı zayıflatacağını söyledik.
Bu doğru bir tutumdu.
Peki şimdi aniden ne değişti ki, CB Tatar, düne kadar hiç gündemde olmayan Hristodulidis ile+
bir yemekte buluşmayı aniden kabul etti?
Bu, yıllardır Hristodulidis, BM,ABD/AB'nin istediği birşeydi ve biz "egemen eşitliğimiz ile eşit uluslararası statümüz teyit edilmeden olmaz" diyorduk.
Onlar ise "bu şartınızı asla kabul etmeyiz, bu şartınızdan vaz geçin gelin görüşelim"+