Kapheros Profile picture
Müzmin muhalif, evli, çocuklu, kedili, sana uymadıysa zamanımı alma, dm yok...

May 26, 2021, 25 tweets

”Benim Geçmişim bir çöplüktür ve çöplüğü ancak kedi ve köpekler karıştırır…”
Geçmişinin kurcalanmaması için bu cümleyi kurmuştu .
İslamcıların ve ülkücülerin bir kesiminin gözünde büyük üstad…
Hatta bazılarına göre büyük Müslüman…

Necip Fazıl Kısakürek, ”Geçmişimi eşelemeyin” mesajı veriyordu. Oysa kendisi herkesin geçmişini eşeleyip yalan yanlış yazılar yazmaktaydı.
Gençliğinde bohem bir hayat yaşamıştır.
Öyle ki Fransa’da okuduğu yıllarda alkol ve kumara bağlılığından dolayı

kaldığı evin kirasını bile ödeyemeyip sokakta kalmış, yurt dışında sefil bir hayat sürmüştür.
Necip Fazıl’ın kumara, alkole, kadına düşkünlüğü gençlik yıllarında yazdığı şiirlere de yansımıştır.

Menderes döneminde devletten fon alır, bazı karşıt yazılar, şiirler paylaşması ve halkı kışkırtması için resmen maaşla çalışır.
Necip fazıl, bir şekilde politik görüşünü, hatta neredeyse dini görüşünü, yaşam tarzını sürekli gizliden gizliye dönemine göre,

maddî getirisine göre değiştirip durmuştur.
Necip Fazıl, hayatının sonuna kadar kumara olan bağımlılığını bırakamamış, Demokrat parti döneminde kumar borcundan dolayı Menderes’ten defalarca borç istemiştir.

Bu borç ve ayrıca alınan yardım paraları neticesinde de hükümetin istediğine göre yaşayan, o şekilde yazılar yayımlayan bir işçiye dönüşmüştür.
Yassıada duruşmalarında açıklandığına göre 1950–1960 yılları arasında Necip Fazıl’a örtülü ödenekten 147.000 TL ödenmiştir

Atatürk döneminde Atatürkçü, İnönü döneminde İnönü düşmanı, Menderes döneminde ‘’kalemimi sizin için kullanmaya hazırım’’ diyecek kadar Menderesçi, 1970 li yıllarda ise İslamcılarla ülkücüler arasında gidip gelen bir siyasi hayatı olmuştur.

Atatürk’ün ölümü sonrasında en koyu Kemalist’ten bile daha fazla Atatürk’ü öven Necip Fazıl, İnönü döneminde ise koyu bir İnönü düşmanı olmuştur. Özellikle 1943 sonrası yazılarında İnönü’yü ve CHP yi din düşmanlığıyla suçlayan Necip Fazıl,

Cumhuriyet’i ise batı hayranlığıyla itham ederek bir zamanlar eleştirdiği gericilerle aynı dili kullanmıştır.
Atatürk’e saldırdığı yazılarından biri 1950 yılında Büyük Doğu dergisinde kaleme aldığı yazıdır.

Bahsi geçen yazısında Necip Fazıl, bir zamanlar göklere çıkardığı Atatürk’ü yerden yere vurmuş, din düşmanlığıyla suçlamıştır.
Necip Fazıl, Menderes döneminde ise Menderes’e köleliğini ilan edecek kadar Menderesçi olmuştur.

Kendisini anlatırken ‘’hayatımın en büyük zaafı’’ dediği kumardan ömrü boyunca kurtulamadığı için her zaman borç içinde yaşamış, Demokrat parti döneminde defalarca Menderes’ten borç istemiştir

. Menderes’e yazdığı mektuplardan birinde yaşadığı maddi sıkıntıyı ve çaresizliği şöyle anlatmıştır:
‘’Benim yaptığımı yapanlara hükümetler ve rejimler servetlerini ve nimetlerini yağdırır. Bütün bunlara karşı 15 bin lira zarar çarpıtılmış ve daha nice kasıt ve sabotaja karşı

yalnız bırakılmış olarak sürünmekteyim. Haftalardır Ankara ‘nın bu ücra ve münzevi otelinde cinnet buhranları içinde çırpınmaktayım. Bütün istediğim zarara birkaç bin zamla 20 bin lira temininden ibarettir. Bunca muvaffakiyetten sonra uğratıldığım bu hal ve

düştüğüm şeref kırıklığı hayatıma mal olabilir. (…) Artık Necip hakkında olmak mı olmamak mı kararı sizi de üzüntüden kurtaracak şekilde verilmeli ve bu iş bitirilmelidir. Ben kararlıyım ve her şeye razıyım.”

Necip Fazıl’ın Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlığı sadece Büyük doğu dergisinde yazdığı yazılarla sınırlı değildir. Ayrıca tarih alanında hiçbir ilmi eğitimi olmadığı halde kafasına göre tarih kitapları yazmış ve

sözde tarih kitaplarında Atatürk ve Cumhuriyet hakkında mesnetsiz iddialar, iftiralar yazmıştır.
‘Son Devrin Din Mazlumları’ kitabında 1930 yılında yobazların katlettiği Menemen olayı için CHP’nin Müslümanları susturmak için uydurduğu bir tertip iddiasıyla şunları yazmıştır:

“1930 yılının Aralık ayının sonlarına doğru Menemen’de cereyan eden hadise, birkaç serseriye yaptırılmış böyle bir tertip içinde başka bir şey değildir ve olanca gayesi büyük ve kuvvetli sandıkları din adamlarını ortadan kaldırmak olmuştur.’’

İşgal yıllarında Kuva-yi milliye karşıtı olan İskilipli Atıf’ın vatan haini olmadığını, şapka kanununa karşı çıktığı için idam edilen bir alim olduğunu iddia etmiştir.

14 Haziran 1958
"Reklam ve sair ihtiyaçlarım için 10 bin lira lütfedilirse…

Ayda 6 bin lira tahsis olunursa… Akis, Kim, Form gibi mecmuacıklarla bütün muhalefet matbuatını saf fikirle çürütücü, muazzam bir içtimai ve edebi, ideoloji, bina edici kaalara ve yüreklere nüfuz edici bir mecmua kuracağıma emin olunabilir."

Menderes’in dini siyasete alet eden bu sözleri çok hoşuna giden Necip Fazıl, ‘’Benim Gözümden Menderes’’ kitabında Menderes’e köleliğini şu sözlerle ifade eder ;
“ …Böyle bir sözü söyleyecek başbakanın kölesi olduğumuzu söylemekten şeref duyarız.

Tekrar ediyoruz,; partimize, siyasi muhitimize, kabinemize, tezatlarımıza ve hatıra gelen gelmeyen her şeyimize rağmen, en saf ve halis tarafından azat kabul etmez köleliğimizi kabul buyurunuz.”

Necip Fazıl Kısakürek, kendisine, İslam’a hizmet etmesi ve Büyük Doğu isimli dergisini zorlanmadan neşredebilmesi için, devrin mürşidi kamili Süleyman Hilmi Tunahan'ın verdiği ve bir köşk alabilecek kadar büyük hizmet parasını,

o gecenin sabahına çıkartmamış ve kumarda tamamını heba etmiş.
Süleyman Hilmi Tunahan'a bu durum haber verildiğinde ; “Ne yapalım, bu köpeğe para verip yazdırıyoruz işte. Keşke o kadar daha param olsa da yine versem. Yeter ki bu dava için, yeter ki islam için yazsa.” der.

İnönü döneminde de 1940 yılında CHP vekilliği için başvuru yapmış fakat reddedilmiştir.

Bugün Necip Fazı övenlerin karakterleri de onunla şaşırtıcı derecede benzerlik göstermekte.

Share this Scrolly Tale with your friends.

A Scrolly Tale is a new way to read Twitter threads with a more visually immersive experience.
Discover more beautiful Scrolly Tales like this.

Keep scrolling