Kapheros Profile picture
Müzmin muhalif, evli, çocuklu, kedili, sana uymadıysa zamanımı alma, dm yok...

Jun 20, 2021, 26 tweets

Türkiye’deki faaliyetlerine ilişkin ilk büyük itiraf Özel Harp Dairesi Başkanlığı da yapmış olan Sabri Yirmibeşoğlu’ndan gelmiştir. Yirmibeşoğlu, 1955’de Menderes hükümeti zamanında yer alan 6-7 Eylül olayları döneminde Atatürk’ün Selanik’teki evinin bombalanmasını

“ÖHD’nin düzenlediği mükemmel bir operasyon” olarak nitelemiştir.

Kontrgerilla harekatı veya gayrinizami harp, Soğuk Savaş döneminde ABD tarafından komünizm tehlikesine karşı uygulanan stratejide çok önemli bir pozisyona sahipti

Başlangıç noktası Soğuk Savaş döneminde Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü olan NATO'ya üye ülkelerde oluşturulan, aynı zamanda CIA tarafından yönetilen ve finanse edilen istihbarat ve silahlı operasyon örgütlerine dayanır.

Bir çok kaynakta, Türkiye’de ilk Gladyo (Kontrgerilla) şubesinin NATO üyeliğiyle eşzamanlı olarak 4 Nisan 1952’de açıldığı ve Alparslan Türkeş’in de katkılarıyla gizli ordunun kurulduğu belirtilmektedir.

Derin devleti ülkemizde ilk dillendiren devlet adamı olarak bilinen Bülent Ecevit, 1974‘ün Eylül ayında konu hakkında yaptığı bir konuşmada ‘’12 Mart sonrası dönemde adı sanı ortaya çıkan ve tedbirlerin ve hatta soruşturmaların hukukiliğine ve insaniliğine gölge düşüren

Kontrgerilla adlı örgütün, bu resmi görüntülü fakat gayri resmi örgütün niteliği ve amacı üzerindeki örtü kaldırılamamıştır’’ ifadelerini kullanmıştır.

1952’de Türkiye’de 320’si Dışişleri Bakanlığında, 144’ü Güvenlik Teşkilatında, 42’si Ticaret bakanlığında

507 Amerikalı çalışmaktadır.
1953’de kurulan ve Ankara Bahçeli Jussmatt (Amerikan askeri yardım heyeti) binasında faaliyet gösteren kontrgerilla karargahının adı Seferberlik Tetkik Kuruluydu ve kuruluş amacı, düşman kuvvetlerinin saldırısı ve

yurdun bazı bölümlerini ele geçirmeleri halinde düşman kuvvetlerine karşı gayri nizami savaşa girecek mukavemet grupları örgütlemekti.
Sistemi tehdit edenler ve özellikle sosyalistler ve komünistler baş düşmandı. Sözü edilen birliklerin eğitilmesi için

Amerika’dan hocalar getirildi ve ABD’ye de subaylar yollandı.
1965’de yeniden yapılandırıldı ve adı Özel Harp Dairesi olarak değişti.
1990’larda ise örgüt karşımıza Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) olarak çıktı.

Doğrudan NATO’ya bağlıdırlar. Sadece savaşta değil barışta da komünistlere ve “sol” tehdide karşı iç politikada da kullanılmışlardır.
Örgütte sivil unsurlar da yer almaktadır. Türkiye gladyosunun 1960-80 döneminde ağırlıklı olarak ülkücü ya da bozkurtlar denilen

gruplardan oluştuğu ve mafya gruplarından da destek aldığı bilinmektedir.
Uğur Mumcu “Eşkiyanın Kökü dışarıdadır“ başlıklı yazısında ‘Bu silahlı örgüt çalışma alanı olarak seçtiği ülkelerde adlarının başına ‘milliyetçi’ sözcüğü eklenen sağcı saldırgan gençlik örgütleriyle

işbirliği yapar’ demiştir.
Gladyo’nun ya da bizdeki yaygın adıyla “Kontrgerilla”nın Türkiye’de açıkça ortaya çıktığı dönem 12 Mart dönemidir. Kontrgerilla teorisyenlerinin önerileri ve yöntemleri ilk defa bu dönemde geniş ölçüde uygulandı.

Bu faaliyetler bizzat dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç tarafından yönetildi ve yönlendirildi.
Halka karşı terör, tertip ve kışkırtmalar “teoriye” uygun bir biçimde uygulanmıştır.

Dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde Amerikan yanlısı bir darbe için kendi taraftarlarını bu dönemde örgütlemeye başladılar. Darbenin hazırlanmasında Özel Harp Dairesi ve MİT’in önemli rolü oldu.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin plan, strateji ve örgütlenmesi tümüyle NATO konseptine göre şekillendirildi. Buna diğer NATO ülkelerinde yaratılan Gladio benzeri örgütlenmeler de dahildi.

Genelkurmay’da bir dönem ‘Plan Harekat Dairesi’nde görev yapmış olan emekli topçu kurmay Yarbay Talat Turhan, bir röportajında maruz kaldıklarından da yola çıkarak ordudaki değişimi şu cümlelerle tanımlıyordu:
"Bizim ordu talimnameleri Amerikan talimnamelerinin tercümesidir.

Bu talimnameye göre, gayri nizami harp unsurları iki gruptan oluşur. Bir yeraltı grubu, bir de yerüstü grubu. Yeraltı grubu işte bu bahsedilen ve tüm NATO ülkelerinde ortaya çıkarılmaya başlanan örgütün kendisidir. Baktığımız zaman bu örgütün içinde ne var?

Köye kadar inmiş bir örgütlenme bu. İstihbarat birimleri, sabotaj birimleri, cinayet birimleri var. Resmi talimnameden okuyorum; ‘Adam öldürme, bombalama, silahlı soygunculuk, işkence, kötürüm haline getirme, adam kaçırma suretiyle tedhiş ve olayları tahrik,

misilleme ve rehinelerin alıkonması, kundakçılık, sabotaj ve yalan haber yayma zorbalık ve şantaj’. Ve yine talimnameden okuyorum: Bir gayri nizami kuvvetin yeraltı unsurları kaide olarak kanuna sahip değillerdir."

Resmen 1952’de kurulmuş olsa da hazırlıkları 1948 yılına kadar uzanıyordu. 1948’de ABD’ye ‘özel harp’ kurumları ve ‘stay behind’ olarak adlandırılan strateji eğitimi için gönderilen 16 subay, Özel Kuvvetler’in çekirdeğini oluşturdu.

Bu subaylar arasında Turgut Sunalp ve Alparslan Türkeş de vardı.
Türkeş’in ordu ile ilişkisi kesildikten sonra, özellikle 1970’li yılların ortalarında tüm ilerici güçlerin üzerine salınacak olan paramiliter faşist güçleri bünyesinde eğitip örgütleyen Milliyetçi Hareket Partisi’ni

(MHP) kurması ve Sunalp’in 12 Eylül darbesi sonrasında bizzat Kenan Evren’in desteğiyle kurulan Milliyetçi Demokrasi Partisi’nin (MDP) liderliğini üstlenmesi tesadüf değildi.

Susurluk sonrası devlet -siyaset- mafya üçgeni diye tabir edilen bu karanlık ağın içinden yıllardır

işlenen, üzeri hep örtülen kanlı cinayet ve katliamlar çıktı.
1970’li yılların sonlarında meydana gelen Çorum, Sivas, Malatya ve Kahramanmaraş katliamlarında da belirleyici rol oynamıştı. Tüm bu cinayet ve katliamları gerçekleştirirken de devletten destek görmüşlerdi.

1990’lı yılların başından itibaren Kürtlere karşı etkin bir biçimde kullanıldılar.

Kıbrıs harekatı öncesi dönemin Gnkur. Başkanı Semih Sancar Başbakan Ecevit ile görüşerek örtülü ödenekten para ister.
Örtülü de olsa harcamaları belgeleyen Ecevit'in

parayı ne için istediği sorusuna Sancar "Özel Harp Dairesi" cevabını verir. Ecevit araştırır ancak ne bütçede ne de başka bir yerde bu dairenin adı geçmez ve sorar: "Şimdiye kadar örgüt nereden para alıyordu?"
Ecevit'e verilen cevap CIA'dır...

Share this Scrolly Tale with your friends.

A Scrolly Tale is a new way to read Twitter threads with a more visually immersive experience.
Discover more beautiful Scrolly Tales like this.

Keep scrolling