Kapheros Profile picture
Müzmin muhalif, evli, çocuklu, kedili, sana uymadıysa zamanımı alma, dm yok...

Feb 17, 2022, 21 tweets

Cumhuriyet'in kuruluş yıllarındaki eğitim seferberliğinin simgesi olan Köy Enstitüleri'nin mimarı.
Başta Rumeli Hisarı ve Topkapı Sarayı Harem Dairesi olmak üzere sayısız tarihi eserin restoratörü.

Mualla Eyüboğlu Anhegger ,
13 Mart 1919, Sivas doğumlu.
Türkiye'nin ilk kadın mimarlarındandır.
Şair ve ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu ile yazar Sabahattin Eyüboğlu'nun kardeşidir.

Alman Türkolog ve tarih araştırmacısı Dr. Robert Anhegger'in de eşi...

1940 yılında 3803 sayılı yasa ile ilkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış olan Köy Enstitüleri projesinde ağabeyi Sabahattin Eyüboğlu ve İsmail Hakkı Tonguç başta olmak üzere öncü isimlerle birlikte,

mimar, inşaat sorumlusu, öğretmen olarak çalıştı.

1947 yılında, Ortaklar Köy Enstitüsü'nde çalışırken zehirli sıtmaya yakalanıp İstanbul'a dönünceye kadar 5 yıl, hem Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'nde çalışıp hem de Anadolu'nun dört bir bucağındaki

21 köy enstitüsünün kuruluşuna katıldı.

1947 yılından itibaren mesleki hayatı boyunca arkeolojik kazılarda, koruma kurullarında, tarihi anıtların onarımlarını yürüten Eyüboğlu, başta Rumelihisarı ve Topkapı Sarayı Harem Dairesi olmak üzere

çok sayıda tarihi eserin restorasyonunu yaptı.

Köy Enstitüleri kapatıldığında Eyüboğlu Akademi'nin mimari bölümüne asistan tayin edilir. Fakat Köy Enstitülerinden geldiği için orada dışlanır, ders verilmez.

"Köy Enstitüleri yüzünden adımızı komüniste çıkardılar.
Mevlevi şeyhleriyle dostluğumuzdan dolayı gericiye.
Her boyaya boyandık anlayacağın. Hepsine de gülüp geçtik.
Sabahattin Ağabeyimin dediği gibi, bizden memleketi sevmek...
Gerisi boş..."

"Anadolu'yu görmeseydim, bu bilgiyi edinmeseydim, bu arada hafriyatlarda arkeologlarla çalışmasaydım, sonra da kocam olan zat-ı muhteremle Osmanlı eserleri üzerine Yugoslavya'da, Bulgaristan'da çalışmasaydım, bunları yapamazdım. Çünkü benim restorasyon diplomam yok."

"...Akademi’den yüksek mimar olarak yeni mezun olmuşum. Annemden izin alıp bir haftalığına Sabahattin ağabeyimi ziyarete Ankara’ya gidiyorum. Hiç unutmam bir cumartesi günüydü. Ağabeyim daha Ankara’ya varır varmaz, o gün İsmail Hakkı Tonguç’la tanıştırıyor beni.

O da o an tayinimi yapıyor Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’ne, Yapı Kolu başkanı olarak...
Babam çok memnundu, köylerde çalışacağım, memlekete hizmet edeceğim diye. Annem de her zaman 'Aman uşaklarım elinizden geldiği kadar köylücükleri okutun!' diyerek büyütmüş bizleri.

Sabahattin Ağabeyim de Ankara’da bu projeye gönül vermişlerin başlarında geliyor...
Ağabeyimle Hasanoğlan'a gittik. Köy Enstitüleri'ne bir şey öğretemedim ama Yapı Kolu başkanıyken talebeden çok şey öğrendim.

Köy Enstitüleri'ne mimar olmanın öğretici tarafı şu oldu: Herkesten kendi yaşadığı evin planını yapmasını istedim. İşte o zaman Anadolu'daki 40 bin köyün daha prehistoryada yaşadığını gördüm ve bu beni daha çok heyecanlandırdı..."

Sonraki yıllarda Anadolu'nun dört bir köşesindeki köylerde, "Mimar Mualla Hanım" olarak nam salacaktı.

Erzurum Pulur Köy Enstitüsü’ndeki çalışmaları sırasında babası Rahmi Bey’e şunları yazmıştı:

"...Babacığım, enstitü müdürüyle Hasankale ve Aşkale köylerini gezdik.

Bu köyler şimdiye kadar gördüklerimden pek başka. Halis Türk köylerini görmek burada mümkün oldu. Köylerimiz de şehirlerimiz gibi öyle büyük tezatlarla dolu ki. Bir evde kuzu dolması, diğerinde yalnız karpuz kabuğu yeniyor.

Köylüler Orta Anadolu köylülerine nispetle çok çok fazla misafirperver. Köye kamyon çıkamadığı için 7 km yürüyerek gittik. Köylü çocuklara vermek üzere kalem ve sabun almıştım. Köyde o kadar çok çocuk bizi karşıladı ki, kalem sabun bir işe yaramadı.

Her köyde olduğu gibi çocuklardan sonra kadınlar etrafımızı sardı. Yanımda bir de yüksek kısım talebelerinden Saliha var.
Bizi nasıl sarılıp sarılıp öpüyorlar görseniz. 'Bizi siz okutun. Ne iyi canlar varmış!' diye biri bırakıp biri kucaklıyor...

Köylerden kalan intiba: Sefalet, cehalet, harp korkusu, hükümet korkusu, şikayete başlamış bir mütegallibeler sınıfı...
Biz yolcu, onlar hancı..."

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nda raportör olarak görev aldı.

Alman ve Fransız arkeoloji heyetlerinin Efes ve Yazılıkaya kazılarına refakat etti. Barbaros Hayreddin Paşa Türbesi, Süleymaniye Külliyesi, Siyavuşpaşa Köşkü, Rumeli Hisarı ve Topkapı Sarayı'nın restorasyon projelerinde görev aldı.

Mualla Eyüboğlu Anhegeer, kalp yetmezliği nedeniyle 16 Ağustos 2009 Pazar günü İstanbul’da vefat etti.

“Biz okulda Pisagor teoreminin niye öğretildiğini kavrayamazdık. Oysa köy enstitüsünde bunu öğrenciye çatı makası bağlarken anlatıyorduk.

Öğrenci öğrendiğinin işe yaradığını somut olarak görüyor ve iş yaparken öğrendiği bu bilgiyi bir daha hiç unutmuyordu.”

Share this Scrolly Tale with your friends.

A Scrolly Tale is a new way to read Twitter threads with a more visually immersive experience.
Discover more beautiful Scrolly Tales like this.

Keep scrolling