Khrysostomos'tan (Orationes 4.61-64) özetle, Diogenes'in İskender'e söylediği: Arıların liderinin iğnesi olmadığı halde, diğer arılar onun egemenliğini tehdit etmez, ona saygı duyar ama sen silahlarınla dolaşıyor ve muhtemelen onlarla birlikte uyuyorsun. Korkaklar silah taşır.
Metnin öncesinde Aristoteles'te de karşımıza çıkan işlevden ötürü erdem ve haz düşüncesinin bir benzeriyle karşılaşırız. Diogenes'e göre ideal kral kendinde iyi bir insandır ve bir insana "kral" denmesi için onun "kral" gibi davranması, ideal işlevi yerine getirmesi gerekir.
Bu karşılaşmayla ilgili anlatılanların çoğu kurgu olabilir ama kurgu içerse de bu öykü liderlerin filozofları nasıl dinlemesi gerektiğini tarihteki en büyük komutan üzerinden öğretir.
Ekonomistler, klimatologlar, meteorologlar, virologlar ve diğer bilim insanları disiplinlerine uygun olarak geçmişteki ve mevcut verileri değerlendirip yakın gelecekte neler olabileceğine dair uyarılarda bulunuyor ama bazıları bu uyarıları komplo teorilerine dönüştürüyor.
Komplo teorileri, bir ölçüde olan bitenin gerçek sorumluları olan politikacıları aklama yoludur, insanlar sorumluluk alıp devletlerinin politikalarını değil, ne olduğu belirsiz gizli örgütleri suçlasınlar, mantık bu. Çare alabildiğine şeffaflık ve çoğulcu demokrasidir.
Bu yılın Nisan ayında yayınlanan The Cambridge Greek Lexicon (buradan itibaren CGL) dünyanın her yerindeki klasik filologların gündeminde. Akla gelen ilk soru: Peki Türkiye'de de böyle bir Yunanca veya Latince - Türkçe sözlük çalışması olabilir mi? Kısaca anlatayım.
Her şeyden önce iki cilt halindeki bu sözlük Cambridge University Press tarafından aynı üniversitenin Klasik dil ve edebiyat eğitim geleneğinin bir parçası olarak yayınlandı, yani arkasında güçlü bir eğitim ve sözlük geleneği ve onun bugünkü temsilcileri olan akademisyenler var.
Fikir babası John Chadwick’tir, sürekli güncellenen ve bana göre dünyanın en iyi Latince sözlüğü olan Oxford Latin Dictionary projesinde de yer almış birisi. Ünlü Liddell & Scott Yun-İng. sözlüğü yerine yeni bir sözlük hazırlanması gerektiğini birçok makalesinde anlatmıştır.
Machiavelli "dinî kurumları tesis edip savaşçı bir halkı barışçıl ve itaatkâr kıldığı için kral Numa Romulus'tan daha önemlidir" derken Guicciardini "Numa'nın dinî kurumları oluşturabilmesi için uygun askerî ve politik zemini oluşturan Romulus daha önemlidir" der.
Kralların önem sırasında değilse de dinin kitleyi etkilemede en önemli politik araç olduğu konusunda uzlaşıyorlar.
"Roma tarihini dikkatlice gözden geçiren kişi orduyu kontrol etmede, halkı yatıştırmada, insanları iyiye yöneltmede, kötüden utanılmasını sağlamada dinin nasıl yardımcı olduğunu görecektir."
[Machiavelli, Discorsi 1.11]
İyi bir makale: "Sin City: Augustine and Machiavelli’s Reordering of Rome" jstor.org/stable/10.1017…
Macchiavelli'ye göre kurucu önder ailesinin ve kendisinin değil toplumun ortak çıkarını düşünen bilge ve erdemli bir "tek adam" olmak zorundadır. (Devletler çoğul iradeyle kurulamaz.) Bu yüzden Romulus'un devletin kuruluştaki esenliği için kardeşini katletmesini meşru görür.
Machiavelli Tarquinius'ların kovulmasıyla krallık sona ererken krallık yetkisinden değil, sadece "kral" adından vazgeçildiğini söyler ve kralların kurumlarının res publica rejiminde de ayakta kalmasını Romulus'un despotik değil, özgür bir devlet miras bırakması olarak yorumlar.
Mitolojinin intikam konulu öykülerinden biri: Thrace kralı Tereus karısı Procne'nin öldüğü haberini yayarak baldızı Philomela'yı iğfal eder. Bunun üzerine iki kız kardeş Tereus'un Procne'den olan oğlunu kesip Tereus'a yedirir. Tereus durumu anlayınca onları öldürmek ister.
Tam o sırada tanrılar Tereus'u ibibik kuşu veya şahine, Procne'yi bülbüle, Philomela'yı ise kırlangıca (başka bir versiyona göre tam tersi) dönüştürür.
bene dicere non possit nisi bonus.
"<insan> iyi olmadan iyi konuşamaz."
[Institutio Oratoria 2.15.34]
Quintilianus Roma'ya has politik retoriğin temel ilkesini bu şekilde özetliyor.
İyi konuşma ilmi/bilgisi (bene dicendi scientia) yani retorik ile iyi insan olma arasında erdemli insan ve politikacı yetiştirme amacına dayanan bir bağ vardır. Pratikte büyük sorunlar olmakla birlikte Romalılar bu eski ilkeyi devletin esenliği için gerekli görüp yüceltmiştir.
Stoa bu retorik tanımı açısından da Roma'nın politik geleneğiyle uyumludur, çünkü Khrysippos ile Kleanthes de retoriği "doğru konuşma bilgisi" olarak tanımlamıştı. Doğru (recte) ve iyi (bene) zarfları neredeyse aynı anlamdadır, en azından Quintilianus böyle düşünüyor.