Değerli Arkadaşlarım.
Hesabımızın askıda olması sebebiyle @tanerunal682' de"Ahilik Ahi Evren Ahi Evren Mavlana Kavgası" ile ilgili olarak özet sayılabilecek bir paylaşımda bulunmuştuk.
İstek üzerine bu akşam aynı konuyu ayrıntılarıyla anlatıyoruz.
Haklı olarak konuyla ilgili çok soru geldi.
Bir kaç kitap konusu kadar uzun ve bu günkü toplum yapımızın etkileyen kurumlar ve olaylar dizisi sayılabilecek bir konuyu sıkmadan bilgilendirme esasına dayalı olarak anlatmamız muhakkak yararlı olacaktır.
önce "AHİ VE AHİLİK" konusunu paylaşalım diğer konuları sırayla anlatalım.
Ahi”, Arapçada “kardeş” anlamına gelen bir kelimedir. Ahilik, iş hayatında da kan bağı kadar yakın insanların ortak davranışlarını belirleyen bir değerler bütünüdür.
M. Şakir Ülkütaşır, “(Ahi) Kelimesiyle (Ahi Evran) Hakkında”, (1971),Hisar, S. 95
Ahmet Yüknekli, Hibetü ‘l-hakâyık, İstanbul 1334, s. 52, 104.)
Bir sözcüğün menşe bize kurumun nereden geldiği konusunda kaynaklık eder. Bu sebeple sözcüğün Türkçe karşılığına aramamız önemlidir.
Nitekim “cömert” anlamına gelen “akı” kelimesinin Ahilerin en temel özelliğiyle örtüşmesinin tesadüfi olamayacağı önemlidir.
Nitekim “Ahi”nin öz Türkçe bir kelime olduğu Eski asırlarda Türklerde görülen "Ahi" sözcüğüyle bağlantılı olduğunu görürüz.
Ahi teşkilatları“XIII. yüzyılda Anadolu'da, Balkanlar'da, Kırım’da Türklerin kurduğu esnaf,sanatkâr ve üretici (sanayi) birlikleridir.
Türklerin karşı karşıya kalacağı tüm zorluklara rağmen, Türk insanının "örnek", Türk Devletinin "ilelebet var olması" için çalışan kimseye “Ahi” denilmektedir.
Osmanlı öncesi Anadolu tarihinden Osmanlı'ya intikal eden ve Osmanlı Cihan Devletinin kurulmasını sağlayan en önemli kurum Ahiliktir
Anadolu'da Ahilik bahsini anlatırken bir geçiş yaparak OSMANLI DÖNEMİNDE AHİLİK konusunu anlatmamızda fayda bulunmaktadır.
(Prof.Dr.Faruk Sümer,Yabânlu Pazarı-Selçuklular Devrinde B.bir Fuar-Türk Dünyası A.V. İst.1985,s.20 vd)
Adnan Gülerman-Sevda Taştekil, Ahi Teşkilatının Türk Toplumunun Sosyal ve Ekonomik Yapısı Üzerindeki Etkileri, s. 3.- s 6
Neşet Çağatay, Ahilik Nedir, Ankara 1990, s. 47
Gülerman-Taştekil, Ahi Teşkilatının Türk Toplumunun Sosyal ve Ekonomik Yapısı Üzerindeki Etkileri, s. 3 s-6
(Aşık Paşazade, Osmanoğulları’nm Tarihi, Haz.: Kemal Yavuz, İstanbul 2003, s. 298, 521.)
Bu Ahilerden bazıları, Şeyh Mahmud Gazi, Ahi Şemseddin oğlu Ahi Hasan, Cendereli (Çandarlı) Kara Halil gibi önemli Ahi liderleri idi.
Friedrich Giese, “Osmanlı İmparatorluğunun Teşekkülü Mes’elesi”, Türkiyat Mecmuası, C.l (1925), s. 152-171.
İ.H.Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.l, TTK Yay., Ankara 1988, s. 115-160-161
Değerli Arkadaşlarım,
Tarihçilerimiz genelde "Ahiliğin bize Araplardan Fetüvvetnameler ile geldiğini" söyler.
Fetüvvet Arapça "kardeşlik" anlamına gelmesine rağmen buna "eli açıklık, gözü tokluk ve cömertlik vd" gibi anlam yüklerler +
sokan bir inanç ve yaşama biçime olduğu kadar, Türk toplumunun bekasını,askeri yapılanmasını,töre,tören ve gelenekleri ve açıklayacağımız hususları içinde barındıran Türk kültürünün önemli bir parçasıdır.
Fütüvvetin tekiline "fetâ", çoğuluna "fityân", Usûl ve kaidelerden bahseden eserlere ise «fütüvvetnâme» denilmiştir.
Fütuvvetname, Türklerin binlerce yıllık ticari sistemlerinin Arapların eserlerine aktarımı gibi görünmektedir.
Halbuki Türk'e has ticari ve kültürel sistemlerin bir kısmı Arapçaya çevrilmiş burada tahsil gören Türklerin dikkatini çekmiş Anadolu'ya intikal etmiştir.
vermektedirler. îbn-i Bibî nin Anadolu Selçukluları Tarihi’nde, Kerimüddin Mahmud'un Müsâmeret ül Ahbar’ında, Şikârî'nin Karaman
Tarihi’nde, Ahmet Eflâkî’nin Menâkıb ül Arîfîn’inde, +
Hoca Sâdettin Efendi'nin Tac üt-Tevârih’inde, Ali'nin Künh ül-
Ahbar’ında, Ahilerin menşeyi başka türlü anlatılmaktadır.
belirtilen ahi kişilerden söz edilmektedir.
"Fütüvvet her halükarda Allah’ın kullarına şefkat göstermektir."
"Fütüvvet bütün Allah'ın kullarını evli ya olarak görmek ve onları iyi veya kötü durumda sahip çıkmaktır."
Anadolu' da kök salan ve gelişen Ahilik, Osmanlı'dan günümüze ekonomik, sosyal ve kültürel hayatımızda çok önemli bir rol oynamıştır. Etkilerini bugünkü ticari ve ekonomik hayatımızda da sürdürmektedir.
Ahilerin vizyonunu oluşturan temel değerleri mensur (yazı biçiminde) ve manzum (Şiir halinde) Türklerin kaleme aldığı "Fütüvvetname"lerde anlatılmıştır.
"Müşteri daima haklıdır" ilkesi, bunun yansımasıdır.
Ahilik doğrudan doğruya Türk kaynaklı bir kurumdur. Ahilik Türklerin İslâm öncesi dönemlerden beri,Türkler eliyle tüm dünyaya ulaştırılan sanat, ticaret ve başka meslek alanlarında ki büyük gelişmeler ile ilgili olup 13.yy'da Anadolu da yeniden hayata geçmesidir.
her yerde, şehir, kasaba ve köylerde bulunmaktadır.Gelen yabancıları
karşılamada, yiyeceklerini temin etmede, ilgilenmede,ahilerin eş ve benzerlerine, dünyanın hiç bir yerinde rastlamak mümkün değildir"diyor.
Çelebi’nin kaydettiğine göre eğer bunların eline eli kanlı bir haydut düşerse bunları asla hâkime teslim etmezler. Bu kişileri kendi yöntemlerince ıslah edip bir iş sahibi olarak topluma kazandırırlar.
Ahilik bu gün en çok ihtiyaç duyduğumuz Türk tarihinin ve Tarihte Türklere ait başarıların anlaşılması bakımından önemlidir.
Bir yandan genç arkadaşlarımıza kaynak olması diğer yandan tarihimizin öğrenilmesi bakımından Ahilik konusunu ayrıntılı anlatıyoruz.
Ahi, bilim adamlarını sevmeli ilmine saygı göstermelidir
Ahi utanma duygusuna sahip olmalı, nefsine hakim bulunmalıdır.+
Ahi fakirleri sevmelidir. Alçak gönüllü olmalıdır. Beylerin, zenginlerin kapısına gitmemeli, aksine padişah bile onun kapısına gelebilmelidir.
Ahi her zaman kalbini temiz tutmak zorundadır.
Ahilik insanın kardeşlerine yani Türk toplumuna iyi davranması ve onların Maddi manevi ihtiyaçlarını gidermesidir
Nitekim Fütüvvet “kulluk edeplerini korumakla birlikte halkın menfaati olan şeyleri yerine getirmektir”
Ahiler sıkıntı yaşayan kardeşleri için kendi malından, sanki onların malı imiş gibi, sarf ederek onu kalkındırmak durumundadır.
Ahi kendisi muhtaç olsa bile kardeşlere yardımdan geri durmamak zorundadır.
Ahilik kardeşlerin rahatını kendi rahatına tercih etmek ve onların karşılaştıkları güçlükleri üzerine almaktır.
Ahiler zengin fakir hiçbir fark gözetmeden halkın tüm kesimiyle ziyaretleşmek gibi üstün ahlak tezahürlerine sahiptir.
Ahiler tüm kardeşlere daima yakın olmak zorundadır.
Ahi, kardeşlerin hatalara düşmesini istemez
Ahi, arkadaşlarının kusurlarını örtmek zorundadır.
Ahilik kişinin içiyle dışının bir olmasıdır
Ahilik insanın kişisel eksikliklerini görmesi, bu sebeple meydana gelen kötü durumunu en kısa zamanda düzeltmesini gerektirir.
Ahi nefsine yenilmez, nefsinin arzularını terk suretiyle kendine ve başkalarına zarar vermekten sakınır.
Bu gece Ahilik konusunu bitirmek istiyordum ancak yetiştiremedim. Yarın akşam ki paylaşımımız da Ahiliğin Anadolu'dan balkanlara ve Avrupa'ya uzanan Siyasi, Askeri ve İktisadi yönlerini ve Ahiliğin Önderi Ahi Evren'in yaşamını anlatacağız.
Sevgiler Saygılar