Ümit Doğan Profile picture
Aug 21, 2019 20 tweets 5 min read Read on X
Atatürk'ün İslam dinine bakış açısını belgeler ışığında inceleyelim.

Ona dinsiz diyenlere, din düşmanı iftirasını atanlara gösteriniz efendim.

LÜTFEN RETWEET YAPALIM.

Başlıyoruz.
1-"Atatürk'ün din düşmanı olmadığını ispata ne gerek var?" dediğinizi duyar gibiyim ama görmezden gelemeyeceğimiz bir gerçek var. İki kişiden biri bu yalana inanıyor ve memleketin hali ortada. Zamanında elini taşın altına koyup gerçekleri anlatan biri çıksaydı böyle olmayacaktı.
2- Atatürk'e karşı bilinçli ve sistemli bir şekilde yapılan kara propagandanın en büyük ayağını din meselesi oluşturur. Müslüman bir toplumu Atatürk'ten soğutmak için kullanılacak en iyi malzemenin "din olgusu" olduğuna şaşırmamak gerekir.
3- Derin tarihe göre Atatürk Hilafeti yok etmek için İngilizlerle işbirliği yapmış, Osmanlıyı yıkıp cumhuriyeti kurmuştur.

Ancak Atatürk'ün milli mücadele boyunca İngilizlerle olan ilişkisini incelediğimizde durumun öyle olmadığını rahatlıkla görürüz:

4- Utanmazların dinsiz dediği Atatürk, Balıkesi Hutbesi'nde şöyle demiştir: Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selâmeti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hz. Cenâb-ı Hak tarafından insanlara dinî hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur.
5- Din düşmanı dedikleri Atatürk'ün 21 Nisan 1920 Çarşamba günü bütün vilayetlere gönderdiği ve TBMM'nin açılacağını duyurduğu yazıda nelerden bahsettiğini inceleyelim.

a) Allah’ın yardımıyla Nisanın 23. cuma günü, cuma namazından sonra Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılacaktır
b) Hacı Bayram camisinde cuma namazı kılınarak Kuran’ın ve namazın nurlarından ışıklanılacak ve güç kazanılacaktır. Namazdan sonra, Peygamberimizin kutlu sakalı ve kutsal sancak alınarak Meclisin toplanacağı yere gidilecektir.
c)Bu günün kutsallığını pekiştirmek için bugünden başlayarak il merkezinde, Vali Bey'in düzenleyeceği üzere, hatim indirilmeye ve Buhari (hadis) okunmaya başlanacak ve hatimin son bölümleri, uğur için cuma günü namazdan sonra Meclisin toplantı yeri önünde okunup bitirilecektir.
d) Kutsal ve yaralı yurdumuzun her köşesinde, yukarda belirtildiği gibi şimdiden hatim indirilmeye ve Buhari okunmaya başlanacak; cuma günü ezandan önce minarelerde salâ verilecektir.
6- TBMM'nin açılışıyla ilgili bu yazıyı gösterdiğiniz zaman size şunu söyleyecekler.

"Önceleri İslam adına hareket eden Atatürk, cumhuriyeti kurup gücü ele geçirince değişti."

İşte böyle dedikleri zaman şimdi sunacağımız belgeleri göstereceksiniz:
7- Siz hiç memleketin dört bir köşesinde bakıma muhtaç camileri tamir ettiren bir "din düşmanı" gördünüz mü?

Evet. Camileri ahıra çevirmedi. Tamir ettirdi, ibadete açtı.

Atatürk'ün tamir ettirdiği camilere dair arşiv belgeleri.

8- Peki siz hiç, askerin din öğrenmesini isteyen, bunun için askerler için bir din kitabı hazırlatan "din düşmanı" gördünüz mü? Ben görmedim.

İşte, Atatürk’ün sağlığında, 1925 yılında askerlere okutulan din kitabı...

9- Peki bir din düşmanı çocukların İslam dinini öğrenmesini ister mi?

Atatürk istiyordu. Çocukların İslamı en gerçek haliyle öğrenmesini istiyordu. Bunun için bir kitap hazırlanmış ve Atatürk zamanında okullarda okutulmuştu.

10- Atatürk Kuran-ı Kerim'in Türkçe mealini bastırıp, Türk milletinin kutsal kitabı okuyup anlamasını sağladı. İnsan ile Allah (cc.) arasındaki "şeyh" köprüsünü yıktı. Böylece dinimizi hurafelerden arındırdı, İslam'a en büyük hizmetlerden birini yaptı.

11- Atatürk içkisi kimseyi ilgilendirmez. Biz İslam adına neler yaptığına bakalım.

Atatürk imamların bilgili olmasına, İslam dinini halka dosdoğru anlatacak salahiyete sahip olmasına çok önem verirdi.

İzleyelim:
12- Yurt gezisinden dönen Atatürk Ankara'da müderrisleri sofrasında topladı. Seyahat izlenimlerini anlattı. Din adamlarının zayıflığından yakındı ve durumun düzeltilmesini istedi.

Dikkat edin "içki sofrası" dedikleri sofrada oluyor bu olay.

13- Atatürk'ün Peygamber Efendimize olan saygısını konu alan anıyı izleyelim.

14- Atatürk Kur’an ve Mevlüt okuturdu. Camilerde secdeye baş secdeye baş konan yerleri ayak basılan yerlerden ayırıp temiz kalması için tertipler hazırlamıştı.

İzleyelim.

15- Atatürk'ün Ramazan ayında neler yaptığını bir de Hafız Yaşar'ın kendi cümleleriyle ele alalım.

16- (düzeltme) Atatürk dinin değil din bezirganlarının, İslamı kendi menfaatleri doğrultusunda kullanıp çıkar sağlayanların düşmanıydı.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Ümit Doğan

Ümit Doğan Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @tsumut71

May 18
PONTUS SOYKIRIMI İFTİRASI (FLOOD)

1⃣- Yunan Parlamentosu, Atatürk’ün Samsun’a çıktığı 19 Mayıs gününü sözde “Pontus Soykırımını Anma Günü” olarak kabul eden bir yasa çıkardı. Yasa, 23 Şubat 1994 tarihinde oybirliği ile kabul edildi, 7 Mart 1994 tarihinde Yunanistan Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi. Bu asılsız iddiaya geniş bir taraftar kitlesi toplayabilmek ve kamuoyu oluşturabilmek amacı ile kongre, kitap, makale, bildiri vb. eylemlerle Türklerin, Doğu Karadeniz Bölgesindeki 350 bin Ortodoks’a soykırımı uyguladığı anlatılarak propaganda faaliyetleri yürütülüyor.

Her yıl 19 Mayıs’ta Yunanistan’da sözde soykırımı anma programları düzenleniyor. Atatürk’e, Topal Osman’a ve Nurettin Paşa’ya lanet edilen bu törenlerde Türkiye sözde soykırımla suçlanıyor. Bir kaç örnek verelim.

19 Mayıs 2001 anma törenlerinden bir gün önce Türk Bayrağı yakılmış, törende konuşan Yunanistan Savunma Bakanı Akis Cohacopulos, “Pontuslu Rumlara Türkler tarafından yapılan soykırım, Helenizm tarihinin en karanlık sayfasıdır.” ifadelerini kullanmış, eski Dışişleri Bakanı Teodoros Pangalos da, Türkiye’nin katiller tarafından yönetildiğini ve bu nedenle iki ülkenin işbirliğine gidemeyeceğini iddia etmişti. Yunanistan Parlamento Başkanı Apostolos Kaklamanis’in, “Pontuslu Rumlara yönelik soykırım tartışılmaz bir tarihi gerçektir. Türk devletinin sistemli cinayetleri, sayısız Yunan, yabancı ve hatta Türk kaynağınca doğrulanıyor. Pontus soykırımını tanımak Türkiye’nin dünyaya borcudur ve cinayetleri kınayıp resmen özür dilemelidir” şeklinde açıklama yaptığı 19 Mayıs 2002 tarihli anma töreni Selanik’teki Türk Başkonsolosluğu’na protesto yürüyüşüyle sona ermişti. 19 Mayıs 2005’te yapılan anma töreninde söz alan Selanik Belediye Başkanı Vasilis Papayorgopulos da, Selanik’te gelecek yıl bir Pontus Soykırımı Anıtı yapılması için Belediye Meclisi’nin karar aldığını açıklamıştı. Türkiye aleyhinde sloganlar atan göstericilere konuşan Nikos Çiarçionis, dünya tarihinin karanlık bir sayfasını oluşturduğunu öne sürdüğü Pontus soykırımının uluslararası alanda Ermeni ve Yahudi soykırımlarıyla birlikte tanınması gerektiğini söylemişti. Her yılın 19 Mayıs’ında Selanik ve Atina’da benzer etkinlikler düzenlenmekte, konuşmalar yapılıyor. Türkiye’den bazı oluşumların da bu sözde soykırım iddiasına destek verdikleri, Atatürk’ü Pontus Rumlarına soykırım yapmakla itham ettikleri biliniyor.
2⃣-Peki, Atatürk gerçekten soykırım yapmış mıdır?

Net bir şekilde ifade edebiliriz ki Atatürk’ün yaptığı bir soykırım değil, terörle mücadele faaliyetidir. Atatürk Pontus terörüyle mücadele etmiştir. Neden terör ifadesini kullandık? Terör kısaca, belirli bir amaca ulaşmak için hukuk dışı yollarla yapılan eylemdir.

Pontus Terörü, Yunan bağımsızlık hareketleri doğrultusunda, Megalo İdea’nın bir uzantısı olarak Karadeniz kıyılarında bir Pontus Rum Devleti kurulması amacıyla ortaya çıkmıştır.

Mondros Mütarekesinin getirdiği ağır şartlar ve asayişteki bozulmayı fırsat bilip bölgedeki Türk nüfusu yok etmek isteyen Pontus çeteleri Müslüman köylerini basıp kadın, yaşlı ve çocuk demeden katliam yapmışlardır. Siyasi emellerini kanlı eylemlere dönüştürmek için uygun bir ortamın oluşmasını fırsat bilerek kasaba ve köylerinde eli silah tutan herkesi silahlandırmışlardır. Bölgedeki çetelerin en tehlikelisi olan, Bafra civarında konuşlanmış ve mevcutları iki bin46 kişiyi bulan “Nebyan Çeteleri”, Nebyan Dağı bölgesindeki 11 Rum köyünde yaşayan isyancılar tarafından kurulmuştur. İlk kanlı eylemlerini de Kasnakçımermer köyünden iki Müslüman köylü üzerinde tatbik etmişler, bu iki zavallıyı sırt sırta bağlayarak diri diri yakmak suretiyle senelerce devam edecek olan kanlı sahneyi açmışlardır. Nebyan çeteleri, bu mıntıkada bulunan 6 İslam köyü arasından 150 haneli Çağşur köyüne ani bir baskın düzenlemiştir. Bu baskın, Nebyan çetelerinin giriştikleri ilk toplu faciadır. Bundan sonra yüzlerce benzer katliam yapacaktır bu çeteler. Yalnız Bafra yöresi değil tabiki. Bütün Karadeniz bölgesinde yaşanacaktır bu katliamlar.Image
3⃣-Diğer taraftan, bölgedeki Rumlar, Türkler tarafından katliama maruz kaldıkları şeklinde asılsız haberleri yayarak İtilaf Devletleri’nin bölgeye müdahale etmesini sağlamaya çalışmışlardır. Olası bir işgalin önüne geçmek isteyen Osmanlı hükümeti, Karadeniz Bölgesi’nde Rumlar ve Türkler arasında yaşanan karışıkları incelemek, çeteleri dağıtmak ve asayişi sağlamak üzere Mustafa Kemal Paşa’yı 9. Ordu Birlikleri Müfettişi sıfatıyla Samsun’a göndermiştir.

Mustafa Kemal Paşa, Samsun’da yaptığı incelemeler sonucunda Mondros’tan sonra şımaran Rumların Pontus hükümeti kurulması gibi bir safsata etrafında toplandıklarını, çeteleriyle düzenli bir program altında tamamen siyasi bir hüviyet kazandıklarını görmüştü. Genellikle savunma durumunda olan Müslüman çetelerse Türk köylerini Rum çetelerinin saldırılarına karşı korumak gibi bir amaca hizmet ediyorlardı. Mustafa Kemal Paşa’nın bu izlenimlerini, yazdığı bir rapor ile İstanbul’a bildirmesiyle Pontus terörüyle olan tavizsiz ve kararlı mücadelesi de başlamış oluyordu.

1919 Mayıs’ında Samsun’da asker terhis edilmiş, Jandarma kuvveti ise yok denecek kadar az kalmıştı. Müslüman köylerini korumanın bir yolunu arayan Mustafa Kemal Paşa, Rum çetelerine karşı kazandığı başarılarla tanınan Giresunlu Topal Osman Ağa ile görüştü. Millî Mücadele’de beraber çalışacaklarını söyleyerek İstanbul hükümetinden aksi emir gelse bile Pontus çeteleriyle olan mücadelesine son vermemesini, tam tersine mücadeleyi hızlandırmasını istedi. Böylelikle düzenli ordu tekrar oluşturulup Pontusçuların üzerine sevk edilinceye kadar, bölge halkının güvenliğinin sağlanması hedeflenmişti.

Bu görüşmeyle Mustafa Kemal Paşa; çeteleri dağıtmak üzere görevlendirilmiş olmasına rağmen, bölgedeki Türk çetelerinin en önemlisi olan ve hakkında alınan idam kararı nedeniyle firari durumdaki Topal Osman’ı yakalayıp çetesini dağıtmak yerine onunla Pontus konusunda işbirliğine gidiyor, dolayısıyla hükümetin verdiği görevin tam tersini yapmış oluyordu.

Bu davranış, onun İstanbul ile bağları tamamen kopardığını ve vatanı kurtarmak için artık bağımsız hareket etmeye başladığını gösteriyordu.Image
Read 7 tweets
Apr 28
MESNEVİDEKİ MÜSTEHCEN HİKAYALER (FLOOD)

"Mesnevi'yi okudum, böyle hikayeler yok" diyenler oluyor. Arkadaşlar sizin okuduğunuz tam metin değildir. Sansürlüdür. Bu hikayeler Mesnevi'de var.

1⃣- Şimdi Mesnevi'nin hangi cildinde hangi müstehcen hikayelerin olduğundan bahsedelim.Image
2⃣- KABAK HİKAYESİ

Mesnevi'de yer alan müstehcen hikayelerin en meşhurudur. Kadın kölesinin eşekle cinsel ilişkiye girmesini kıskanıp kendisi de eşekle cinsel ilişkiye giren ve bunun sonucunda ölen kadının hikayesidir. Nefsin insanı nasıl kötü hallere düşürdüğünü anlatır.Image
Image
3⃣- Cuha’nın Çarşaf Giyip Kadınlar Kılığında Camiye Girmesi

Mevlana burada Cuha dediği kişinin ahlaksızlıklarından ve kadın kılığına girdiğinden bahseder.

Mikail Bayram'a göre burada eleştirdiği kişi Ahi Evran Nasreddin Hoca'dır.

(Mesnevî, Çev. Veled İzbudak, Cilt 5, s. 272-273)Image
Image
Read 16 tweets
Apr 26
Jandarma görmesin diye Kuran-ı Kerim’leri tarlalara saklardık...

Atatürk döneminde jandarmalar köy köy gezip kimlerin Kur’an okuduğunu kontrol ediyor ve “Sen misin din dersi veren?” diyerek hocaları alıp götürüyormuş.

Tamamen hayal ürünü olan bu anlatıyı belgelerle çürütelim ve Atatürk döneminde dini kitapların okutulmasından bahsedelim. Lütfen sonuna kadar dikkatle okuyun.

Birazdan belgeleriyle göreceğiniz üzere Atatürk, Kuran-ı Kerim'i ve din kitaplarını yasaklamak bir tarafa, hem askerler için hem köylüler için ayrı ayrı din kitabı hazırlatmıştır. Köylerde her evde mutlaka bir Kur’an-ı Kerim ve din kitabı bulundurulması için resmî adımlar atmıştır. Okullarda din ve Kuran-ı Kerim dersleri okutulmuştur. Başlıyoruz.
1⃣- Askere Din Kitabı

26 Mart 1925’te Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, Diyanet İşleri Başkanlığından askerlerin İslam dinini öğrenmeleri için kışlaların uygun yerlerine asılmak maksadıyla ayet-i kerime ve hadis-i şerif yazılı levhalar hazırlanıp gönderilmesini ve askerlere okutulmak üzere bir din kitabı hazırlanmasını istemiştir.

Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Akseki tarafından görmüş olduğunuz Askere Din Dersleri kitabı hazırlanmış ve silah altındaki tüm askerlere okutulmaya başlamıştır.Image
Image
2⃣- Köylü Din Dersleri Kitabı

1928 yılında köylümüzün İslam dinini layıkıyla öğrenmesi için yine Ahmet Hamdi Akseki tarafından Köylüye Din Dersleri adlı bir kitap yazılmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bu kitabın köylülere ulaştırılmasının sağlanması için müftülüklere talimat verilmiştir.Image
Read 11 tweets
Apr 19
YOZGAT KÖYLÜSÜNÜN OSMANLI VERGİ ZULMÜNE BAŞKALDIRISI: "CELALİ İSYANLARI" (FLOOD)

1⃣- Yozgat'tan yükselen seslere şaşıranlar için paylaşıyorum. Yozgat tarih boyunca direnişin şehri olmuştur. Osmanlı'ya karşı meşhur Celali İsyanları yine Yozgat'ta patlak vermiştir.Image
2⃣- 1519'da başlayan Bozoklu Celal'in İsyanı çıkmıştır. Bu isyandan sonra meydana gelen ayaklanmalar Bozoklu Celal'e ithafen Celali İsyanları olarak anılmaktadır. Bu isyanlar Osmanlı tarihinin en uzun süren ve en geniş alana yayılan isyanlarıdır.
3⃣- Celali İsyanları ağır vergi yükü altında ezilen ve vergi zulmüne uğrayanların ayaklanmasıdır. İsyanın temelini köylerini terkeden çift bozanlar oluşturur. Çİftbozanın ne demek olduğunu açıklayacağız.
Read 16 tweets
Apr 15
MADDE MADDE ABDÜLHAMİD GERÇEKLERİ

Rize'de tarih öğretmeninin Abdülhamid kostümüyle ders anlatması üzerine tekrar paylaşıyorum.

1⃣- Okuyucularım bilirler. Üzerinde çalışmadığım, yeterli bilgi sahibi olmadığım konularda yazmamaya, fikir beyan etmemeye özen gösteririm. Sultan Abdülhamid konusunu araştıran, bu konuda kitap yazan bir tarihçi olarak adı sık sık siyaset sofrasına meze edilen II. Abdülhamid hakkında bir iki cümle yazmak istiyorum.Image
Image
2⃣- 1940’lı yılların sonuna kadar devam eden olumsuz Sultan Abdülhamid algısının bu tarihten sonra yavaş yavaş kırılmaya başladı. Son yıllarda ise durumun tam tersine döndüğünü, Sultan Abdülhamid adının gereğinden fazla yüceltildiğini, onun bir devlet adamının ötesinde fevkalade bir şahsiyet olarak bizlere sunulduğunu görüyoruz.
3⃣- Sultan Abdülhamid, Osmanlı’nın buhranlı bir zamanında tahta geçmiş, her padişahın yapması gerektiği gibi yaparak devletinin toprak bütünlüğünü korumaya çalışmış ancak bunda başarılı olamamış bir hükümdardır.
Read 29 tweets
Apr 14
Atatürk "Gökten İndiği Sanılan Kitaplar" dedi mi? (FLOOD)

Atatürk’e din üzerinden saldıranların en büyük dayanağı 1 Kasım 1937 tarihli Meclis açılış konuşmasında geçen şu sözlerdir:

“Aziz milletvekilleri, Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla (değişmez kurallarıyla) asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.”

Burada geçen “Gökten indiği sanılan kitapların dogmaları” ifadesi malum çevreler tarafından dini reddiye olarak yorumlanıp saldırı argümanı olarak kullanılmakta, güya Atatürk’ün dinsizliğine kaynak olarak sunulmaktadır.

Biraz zamanı geri sarıp bu konuşmanın hangi gelişmeler neticesinde yapıldığını inceleyelim.⬇️
1⃣- Atatürk, Türkiye’nin kalkınmasında önemli yer tutacak olan ekonomik kalkınmanın köklü şekilde hayata geçirebilmesi için devletçi ekonomi anlayışında değişiklikler yapılması gerektiğini düşünüyordu.

Celal Bayar, genel müdürlüğünü yaptığı İş Bankasını kısıtlı olanaklara rağmen güzel yerlere getirmesiyle Atatürk’ün dikkatini çekmiş, devletçi ekonomi politikasının özel teşebbüsü engellediğini gören Gazi’nin gözüne girmeyi başarmıştı. Bu dönemde İsmet İnönü kadrolarıyla İş Bankası kadroları her alanda çatışma hâlindeydi. 1932 yılında bir kâğıt fabrikası kurulmasına karar verilmiş, İktisat Vekili Mustafa Şeref Bey ihaleyi İş Bankasının almasına sıcak bakmadığı için buna engel olmuştu.

Yaşanan gelişmeler sonucunda Bayar, Atatürk tarafından İktisat Vekili yapılmış ama bu durum kâğıt fabrikası meselesinde Mustafa Şeref Bey’den yana tavır koyan İsmet İnönü’nün hoşuna gitmemişti.Image
2⃣-1937 yılına gelindiğinde Atatürk ve İnönü arasında başka bir anlaşmazlık yaşandı.

Türk dış politikasının en önemli ayağını oluşturan Hatay meselesi hakkındaki fikrini açıkça ifade eden Atatürk, Fransız büyükelçisine “Hatay benim şahsî davamdır. Şakaya gelmeyeceğini bilmelisiniz.” diyerek bu konudaki tavrını ortaya koymuştu. Hatay’ın Türkiye’ye bağlanması için çalışmalar yapılmasını isteyen Atatürk, Başbakan İnönü ile Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın da hazır bulunduğu bir pazar günü toplantısında Hatay’ın Türkiye’ye bağlanması gerektiğini söyledi.

Atatürk, bu konuda diplomatik nota hazırlanmasını ve Fransız elçisiyle görüşülüp Türkiye’nin kararlı tutumunun bildirilmesini istedi.

Ancak İnönü, Hatay meselesinin Türkiye ile Fransa arasında soruna yol açacağını, hatta savaşa sebep olacağını düşünüyordu.

Bazı bakanlar da İnönü ile aynı doğrultudaydılar. Şükrü Saraçoğlu “Bir Hatay için savaşı göze almak, Fransa’yı karşımıza çekmek ne demek? Bizim nüfusumuz her yıl Hatay ölçüsünde zaten büyüyor.” diyordu.

Hükûmetle görüş ayrılığı yaşayan Atatürk, Fransa ile müzakerelerin yumuşak tavırdan uzak, kesin ve netice alacak kararlılıkla yürütülmesini emretti.Image
Read 7 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us!

:(