Tarihçi, yazar.
Cumhuriyet Tarihi Uzmanı.
https://t.co/SU8PDkZkWS'de yazar.
Kitapları Kripto Kitaplar Yayınevinden çıkar.
🇹🇷
19 subscribers
Jan 25 • 21 tweets • 8 min read
ŞEMS'İN KONYA'YA GELİŞİ VE MEVLANA'YI DEĞİŞTİRMESİ (FLOOD)
1⃣- Mevlana Şems'i tanımadan önce medresede fıkıh ve din üzerine dersler veren bir âlimdi. Bilim meraklıları ile sohbet edip fikir tartışmaları yapar, aynı zamanda üzerinde uzlaşılamayan dinî meselelerde fetva verirdi.
2⃣- Mevlânâ’yı çok seven Konyalılar onun ibadetlerine, perhizlerine ve ilmini hayran olmuşlardı. Mevlânâ’yı dinin kılavuzu olarak görüyorlar, onun huzuruna çıkıp duasını almayı bereket sayıyorlardı.
Jan 19 • 16 tweets • 9 min read
MESNEVİDEKİ MÜSTEHCEN HİKAYALER (FLOOD)
"Mesnevi'yi okudum, böyle hikayeler yok" diyenler oluyor. Arkadaşlar sizin okuduğunuz tam metin değildir. Sansürlüdür. Bu hikayeler Mesnevi'de var.
1⃣- Şimdi Mesnevi'nin hangi cildinde hangi müstehcen hikayelerin olduğundan bahsedelim.
2⃣- KABAK HİKAYESİ
Mesnevi'de yer alan müstehcen hikayelerin en meşhurudur. Kadın kölesinin eşekle cinsel ilişkiye girmesini kıskanıp kendisi de eşekle cinsel ilişkiye giren ve bunun sonucunda ölen kadının hikayesidir. Nefsin insanı nasıl kötü hallere düşürdüğünü anlatır.
Jan 18 • 5 tweets • 5 min read
Atatürk'ün sansürlenen mektubu ve çok tartışılan "İkra, Bismi, Rabbi" meselesi.
Atatürk’e din üzerinden saldıranların en büyük dayanaklarından birisi Tevfik Bıyıkoğlu'na yazdığı mektuptaki ifadelerdir. Bir kaç maddeyle açıklayacağım, sizler de sonuna kadar okuyun lütfen.
Mektupta geçen ifadeler şu şekilde, ancak öncesi ve sonrası var.
"Arabistan Yarımadası’nın kumsal çöllerinden; (ikra, bismi, Rabbi) safsatasını esas tutmuş olan Araplar, uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır."
1⃣-Atatürk, 1931 yılında liselerde okutulmak üzere akılcı ve bilimsel nitelikte yeni ders kitapları hazırlatılmasını istemiştir. Kitapların İslam tarihi ile ilgili bölümlerinin yazılması işini de Türk Tarih Kurumuna, o zamanki adıyla Türk Tarihi Tetkik Cemiyetine vermiştir.
Cemiyet, İslam tarihi ile ilgili bölümleri hazırlamak üzere Mısır’daki ünlü El Ezher Camii ve Üniversitesi mezunu Zakir Kadiri’yi görevlendirmiştir. Kadiri, ders kitapları için hazırladığı “İslam Tarihi” ve “Türklerin İslam’daki Yeri” konularını, Camii Ezher Medresesi şeyhlerinin kabul ettiği Arap milliyetçiliği düşüncesine göre hazırlamıştır.
Atatürk, Zakir Kadiri’nin hazırladığı bölümlerde Arap milliyetçiliğine ve bilim dışı değerlendirmelere yer verildiğini görüp buna itiraz etmiş ve bazı düzeltmelerin yapılmasını talep etmiştir. Ancak düzeltmeler istediği şekilde yapılmayınca öfkelenerek, fotoğrafta gördüğünüz cemiyet başkanı Tevfik Bıyıkoğlu’na çok sert bir mektup yazmıştır. Aslında Atatürk meşhur “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” sözünü de bu mektupta kullanmıştır.
Jan 8 • 31 tweets • 7 min read
ŞEMS'İN MEVLANA'NIN EVLATLIĞI KİMYA HATUNLA EVLENMESİYLE BAŞLAYAN OLAYLAR (FLOOD)
1⃣- Şems'le tanıştıktan sonra değişen Mevlana'nın ibadeti bırakmasının, halktan uzaklaşıp bütün zamanını Şems’le geçirmesinin dedikoduya neden olduğunu ve Konya ahalisini kızdırdığını yazmıştık...
2⃣- Konya'nın ileri gelenleri Mevlânâ gibi büyük bir âlimin Şems gibi meczup bir dervişin peşine düşüp medreseyi terk ettiğinden yakınarak Sultan’ın huzuruna çıkıp Mevlana'yı tekrar kendilerine döndürmek için aracı olmalarını istemişler, ancak Sultan bu işe sıcak bakmamıştı.
Jan 7 • 21 tweets • 5 min read
ŞEMS'İN KONYA'YA GELİŞİ VE MEVLANA'YI DEĞİŞTİRMESİ (FLOOD)
1⃣- Mevlana Şems'i tanımadan önce medresede fıkıh ve din üzerine dersler veren bir âlimdi. Bilim meraklıları ile sohbet edip fikir tartışmaları yapar, aynı zamanda üzerinde uzlaşılamayan dinî meselelerde fetva verirdi.
2⃣- Mevlânâ’yı çok seven Konyalılar onun ibadetlerine, perhizlerine ve ilmini hayran olmuşlardı. Mevlânâ’yı dinin kılavuzu olarak görüyorlar, onun huzuruna çıkıp duasını almayı bereket sayıyorlardı.
Jan 5 • 10 tweets • 6 min read
Necip Fazıl neden Atatürk ve devrimlerin düşmanı oldu? (Arşiv belgeleriyle)
Dikkatle okuyunuz.
1⃣- 1943 yılına kadar Necip Fazıl, bildiğimiz siyasi kimliğinin tam aksi işler yapmış, cumhuriyet düşmanlarına göz açtırmamış, Atatürk ve cumhuriyet devrimlerini hararetle savunmuştu.
2⃣- Necip Fazıl Büyük Doğu Dergisini Aslında CHP İçin Kurdu!
1943 yılının Mayıs ayında Necip Fazıl, Büyük Doğu isimli bir dergi kurduğunu ve CHP ölçülerine uygun yayın yapacağını söyleyerek CHP’den dergi için 5000 lira kefalet ücreti istedi.
Jan 1 • 30 tweets • 6 min read
1⃣- 4 Ocak 1938 tarihinde Ankara’dan Paris’e çekilen acele kayıtlı bir telgrafta “Vaccin Enterococcique” adında bir ilaçtan 25 kutunun acilen gönderilmesi istenmişti.
Bu sipariş Atatürk’ün hayatta kaldığı son günlere kadar sürüp gidecek olan ilaç siparişlerinin ilkiydi.
2⃣- Bu gelişmelerin yaşandığı sırada çeşitli vazifelerle yurt dışında olan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak’a kulak verelim:
"Gerçekten bir müddetten beri sağlık durumu pek iyi değildi...
Dec 29, 2024 • 10 tweets • 7 min read
Abdullah Öcalan'ın affının konuşulduğu tuhaf bir süreçten geçtiğimiz şu günlerde, Atatürk'ün terörle mücadelede uyguladığı tavizsiz ve sağlam yöntemlerden bahsetmek istiyorum.
1⃣- Atatürk terörle müzakere değil mücadele etti. Analar ağlamasın diyerek taviz vermedi, teröristleri Meclis'e davet etmedi, el yükseltip onlara devlet vermeyi de vaad etmedi. Kararlı bir mücadeleyle Pontus terörünün kökünü kuruttu. Nasıl yaptığını anlatıyım.
2⃣- Atatürk, Pontus Terörüne karşı uyguladığı yöntemlerle kısa sürede sonuç almış ve terörün kökünü kurutmuştu.
Neden terör ifadesini kullandım? Terör kelimesi etimolojik olarak “korku salarak dehşete düşürmek” anlamına gelen Latince “terrere” sözcüğünden türemiştir. Arapça kökenli “tedhiş” sözcüğü de Türkçede aynı anlamda kullanılmaktadır. Mondros Mütarekesi sonrasında Karadeniz Bölgesi’ndeki Rum çetelerin yaptığı eylemler, tam anlamıyla birer terör faaliyetidir. Nasıl mı? Gelin beraber inceleyelim.
Dec 25, 2024 • 14 tweets • 6 min read
Türk Köylüsünü Canından Bezdiren Osmanlı Vergi Sistemi (FLOOD)
1⃣- Osmanlı’da 40 adım uzunluğunda ve genişliğinde olan toprak parçasına DÖNÜM, 60 ila 150 dönüm arasındaki toprak parçasına ise ÇİFT (ÇİFTLİK) denirdi.
Toprağın sahibi devletti. Halk ise, ektiği toprağın sahibi olmayıp bir nevi kiracısı durumundaydı.
2⃣- TAPU VERGİSİ: Köylü, devlete ait toprağı (çiftliği) kiralayıp ekip biçebilmek için Tapu Vergisi öderdi.
Tapu Vergisi kiralanan toprağın bir yıllık ürününün getirdiği gelir kadardı. Bir kez ödeyen toprağı ömür boyu ekip biçebilirdi.
Dec 22, 2024 • 17 tweets • 4 min read
Kurtuluşa Giden Yolda Atatürk'ün Hacı Bektaş Dergahı Ziyareti (FLOOD)
1⃣- Millî Mücadele’nin ilk günlerinde direnişin hangi merkezden yürütüleceği kesinleşmemekle birlikte, Mustafa Kemal başta olmak üzere milliyetçilerin kafasında stratejik ve güvenlik bakımından belirli özelliklere sahip bulunan Ankara hakkında bazı kanaatler oluşmuştu.
2⃣- Ankara’nın halkı vatansever olduğu gibi, yönetici sınıfında Vali Muhittin Paşa hariç Damat Ferit taraftarı hiç kimse yoktu. Bunun yanında Ali Fuat Paşa’nın kontrolünde güvenli bir yer olması, İnebolu limanıyla irtibat imkânı, demir yolu ve telgraf şebekesinden yararlanma kolaylığı, stratejik yollar üzerinde bulunması, işgal altında bulunan yerlere olan mesafesi gibi nedenler Ankara’nın merkez olarak seçilmesinde etkili olmuştu.
Dec 22, 2024 • 7 tweets • 3 min read
KIBRIS’I İNGİLTERE’YE KİM VERDİ? SULTAN ABDÜLHAMİD Mİ? İNÖNÜ MÜ? (FLOOD)
1⃣- 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda ağır yenilgi alan Osmanlı Devleti Ayastefanos Antlaşması'yla büyük toprak kaybetmişti.
2⃣- Ayastefanos antlaşmasının Rusya'ya sağladığı kazanımlardan rahatsız olan Avrupa devletleri Berlin kongresini düzenlemeye ve antlaşma şartlarını yeniden görüşmeye karar verdiler.
Bu karar II. Abdülhamid'e umut oldu. Sultan, Berlin Kongresi'nde Ayastefanos'un ağır şartlarının yumuşatılacağını, Osmanlı'nın daha az kayıpla süreci atlatacağını düşünmeye başladı. Osmanlı, kongrede yalnız kalmamak için İngiltere’ye başvurdu.
İngiltere ise bir taraftan Rusya ile kendi menfaatlerini korumak amacıyla antlaşma yapmaya çalışırken, diğer taraftan da Osmanlı’nın çaresiz durumundan yararlanmak istiyordu.
Dec 21, 2024 • 71 tweets • 11 min read
Bugüne kadar Atatürk'e atılan iftiralara cevap vermeye çalıştım. Sizler de bu mücadeleye destek veriyorsunuz. Peki, Atatürk'e atılan iftiraların tarihi gelişimini biliyor musunuz? Nasıl ortaya çıktı, kimler tarafından yayıldı? Biraz da bundan bahsedelim mi?
1⃣- Atatürk’e karşı sistemli ve bilinçli şekilde yürütülen kara propagandanın temelinde; tarihi olayları çarpıtarak Ata’nın şahsiyetini ve ömrünü adayarak milleti için inşa ettiği Cumhuriyeti, Cumhuriyet devrimlerini itibarsızlaştırma gayreti yatmaktadır.
2⃣- Üzücü olan şudur ki Atatürk’e yönelik algı operasyonu ve kara propaganda sonucunda üretilen efsanelere, uydurma hikâyelere, safsatalara ve hurafelere toplumun belli bir kısmı inanmaktadır.
Dec 20, 2024 • 5 tweets • 4 min read
Kubilay'ın katiline türbe yapıldığını büyük bir şaşkınlıkla öğrendik. Madem konu açıldı Kubilay'ın şehadetini hatırlayalım.
1⃣- Atatürk Kubilay'ın şehit edildiğini duyduğunda çok öfkelendi:
"Bu Cumhuriyet'in, bizim başımızı kesmekle eş değerdir, bu hainler Kurtuluş Savaşı verilirken neredeydiler!"
2⃣-Kubilay'ı Katleden Giritli Derviş Mehmet kimdir?
Akhisar’da doğan bir Girit göçmeni olan Mehmet, evlendirme dairesinde memurluk yapan, aynı zamanda babasının ve kayınpederinin arazilerini işleyen bir çiftçidir. İyi bir hatip olan ve asabi yapısıyla dikkat çeken Derviş Mehmet, 1928’de memurluk görevinden cinayet şüphesi ve davranış bozukluğu nedeniyle atılır. 1930 yılının Mayıs ayında kendisini Mehdi ilan eden Derviş Mehmet’e Hafız Ahmet başkanlığında bazı kişiler sözde mehdilik unvanını onaylayıp biat ederler. Derviş Mehmet kendisiyle ilgili şu sözleri söylemeye başlar:
“Ben Allah’ı aşikar gördüm, ölüler bana ayağa kalkar. Çok yakında o kadar meşhur olacağım ki, her gittiğim yerde bana secde edecekler. İsmim her yerde yayılacak, adımı mübarek mehdi diye anacaklar.”
Derviş Mehmet Aralık ayı başında yedi kişilik sözde ordusunu kurar. Konuyu araştıran Eyüp Öz’ün yorumuna göre bu sayı tesadüf değildir. Her birine Ashab-ı Kehf’in isimleri verilir ve yedi uyuyanlarda olduğu gibi isyancıların yanında onları koruduğuna inanılan bir köpek vardır. İsyancılar kendi aralarında başkalarının anlamayacağı şifreli bir iletişim dili kullanırlar. Şeyhi Ahmet Muhtar’dan aldığı muskayla kendisini ölümsüz ilan eden Derviş Mehmet ve sözde ordusu yola çıkar. 7 Aralık’ta Paşaköy’e ulaşırlar. Manisa ile Menemen arasında uğradıkları onlarca köyde iyi karşılanmaları ve dönemin yasaları gereği köye giren yabancıların devlet kurumlarına bildirilme zorunluluğu olmasına rağmen muhtarların onları ihbar etmemesi dikkat çekicidir. Bozalan Köyü’ne geldiklerinde Manisa’ya olup biteni öğrenmeleri için iki kadın gönderirler ve güvenlik güçlerinin peşlerinde olduğunu öğrenirler. Sonuçta, sözde Mehdi ve adamları Aralık 1930 sabahı silah, mermi ve baltalarla Menemen’e girerler. Yeşil sancağı meydana diktikten sonra, Mehmet Emin adlı isyancı toplanan kalabalığa şu konuşmayı yapar:
“Ey ahali başlarınızdaki şapkaları atınız ve şu sancağın altından geçerek bize katılınız. Aksi halde bu gece yarısından beri Ankara’yı zapt edip, her yeri kuşatmaya başlayan ordumuz, bize inanmayan kafirlerin cezalarını insafsızca verecektir.”
Dec 17, 2024 • 10 tweets • 5 min read
Necip Fazıl neden Atatürk ve devrimlerin düşmanı oldu? (Arşiv belgeleriyle)
Dikkatle okuyunuz.
1⃣- 1943 yılına kadar Necip Fazıl, bildiğimiz siyasi kimliğinin tam aksi işler yapmış, cumhuriyet düşmanlarına göz açtırmamış, Atatürk ve cumhuriyet devrimlerini hararetle savunmuştu.
2⃣- Necip Fazıl Büyük Doğu Dergisini Aslında CHP İçin Kurdu!
1943 yılının Mayıs ayında Necip Fazıl, Büyük Doğu isimli bir dergi kurduğunu ve CHP ölçülerine uygun yayın yapacağını söyleyerek CHP’den dergi için 5000 lira kefalet ücreti istedi.
Dec 15, 2024 • 5 tweets • 5 min read
Atatürk'ün sansürlenen mektubu ve çok tartışılan "İkra, Bismi, Rabbi" meselesi.
Atatürk’e din üzerinden saldıranların en büyük dayanaklarından birisi Tevfik Bıyıklıoğlu'na yazdığı mektuptaki ifadelerdir. Bir kaç maddeyle açıklayacağım, sizler de sonuna kadar okuyun lütfen.
1⃣-Mektupta geçen ifadeler şu şekilde, ancak öncesi ve sonrası var.
"Arabistan Yarımadası’nın kumsal çöllerinden; (ikra, bismi, Rabbi) safsatasını esas tutmuş olan Araplar, uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır."
2⃣- Atatürk, 1931 yılında liselerde okutulmak üzere akılcı ve bilimsel nitelikte yeni ders kitapları hazırlatılmasını istemiştir. Kitapların İslam tarihi ile ilgili bölümlerinin yazılması işini de Türk Tarih Kurumuna, o zamanki adıyla Türk Tarihi Tetkik Cemiyetine vermiştir.
Cemiyet, İslam tarihi ile ilgili bölümleri hazırlamak üzere Mısır’daki ünlü El Ezher Camii ve Üniversitesi mezunu Zakir Kadiri’yi görevlendirmiştir. Kadiri, ders kitapları için hazırladığı “İslam Tarihi” ve “Türklerin İslam’daki Yeri” konularını, Camii Ezher Medresesi şeyhlerinin kabul ettiği Arap milliyetçiliği düşüncesine göre hazırlamıştır.
Atatürk, Zakir Kadiri’nin hazırladığı bölümlerde Arap milliyetçiliğine ve bilim dışı değerlendirmelere yer verildiğini görüp buna itiraz etmiş ve bazı düzeltmelerin yapılmasını talep etmiştir. Ancak düzeltmeler istediği şekilde yapılmayınca öfkelenerek, fotoğrafta gördüğünüz cemiyet başkanı Tevfik Bıyıkoğlu’na çok sert bir mektup yazmıştır. Aslında Atatürk meşhur “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” sözünü de bu mektupta kullanmıştır.
Dec 15, 2024 • 6 tweets • 2 min read
ATATÜRK'ÜN SIĞINMACI POLİTİKASI
🔴Türk soylu olmayanlar istediği yere yerleşemez!
🔴Anadili Türkçe olmayanlar müstakil mahalle kuramaz, işçi ve sanatçı kümesi oluşturamaz!
🔴Ecnebilerin bir belediyedeki nüfusu %10’u geçemez!
1⃣- 2510 sayılı İskan Kanunu 1934'te yürürlüğe girmişti. Şimdi kanunun maddelerini inceleyelim.
2⃣- Sığınmacılar konusunda ensar ve muhacir tartışmaları çokça yapılıyor biliyorsunuz.
Peki, İskan Kanunu'na göre "Muhacir" kimdir?
Ancak ve ancak Türk soyundan gelen Türk kültürüne bağlı olan kişiler "Muhacir" olarak kabul edilir. Diğerleri "mülteci" dir.
İzmir suikastını pek çoğunuz bilirsiniz. Ya bilmedikleriniz? İngilizler mesela, kaç kere öldürmek istediler Atatürk'ü? Kaç hain plan yaptılar?
İngilizler, milli mücadeleyi durdurmak için onlarca kez öldürmek istediler Atatürk'ü. Hepsini belgelerle anlatacağım. Lütfen sonuna kadar dikkatlice okuyun.
1⃣- Mütareke yıllarında İstanbul’u işgal eden İngiliz ordusunda istihbarat subayı olarak görev yapan Yüzbaşı Bennett, 1972 yılında kendisiyle yapılan bir röportajda “Mustafa Kemal İngiliz taraftarı idi.” diyerek Samsun’a çıkması için Mustafa Kemal’e kendisinin vize verdiği yönünde açıklamalar yaptı.
Daha sonra kitap hâline getirilen bu röportaj karşısında hazine bulmuş gibi sevinen derin tarihçiler, Atatürk’ün İngilizlere yakın olduğunu ve Millî Mücadele’nin İngilizlerin bilgisi ve kontrolü dâhilinde gerçekleştiğini söylemeye başladılar. Bu saçma iddiaya göre Millî Mücadele’yi başlatan ve başarıyla sonuçlanmasını sağlayan İngilizlerdi. İngilizlerin verdiği destekle Osmanlı Devleti yıkılmış, halifelik kaldırılmış ve İslam dünyası başsız kalmıştı. Lozan Antlaşması da yine İngilizlerin istediği şartlarda imzalanmış ve kendi kendine yetemeyen güçsüz bir Türk devleti kurulmuştu.
Bakalım öyle mi olmuş?
2⃣- Öncelikle İngilizlerin vize, yani onay vermesi meselesine değinelim.
Atatürk’ün İngiliz subay Bennett'ın vizesiyle Samsun’a geçtiğini her fırsatta dile getirenler, her nedense Osmanlı ülkesinde İstanbul’dan Samsun’a gitmek için neden İngiliz vizesinin gerektiğini sorgulamazlar. Atatürk’ün, Samsun’a gitmesinin gündeme geldiği dönemde ne yazık ki İstanbul işgal altındaydı. Şehri işgal güçleri yönetiyordu. Bu nedenle İstanbul’dan hareket edecek gemilerin İngilizlerden vize alması gerekiyordu. Mustafa Kemal Paşa, Samsun bölgesinde Türklerle Rumlar arasında yaşanan olayları yatıştırmakla görevlendirilmişti. Bu nedenle Mustafa Kemal Paşa ile emrindeki subay ve askerler, hatta altı değerli at için bile İngilizlerden vize alındı. Çünkü işgal İstanbul’unda resmî işler böyle yürüyordu. Alternatif tarih yazarları bu meseleyi eğip bükerek Mustafa Kemal Paşa İngilizler tarafından seçilip özellikle gönderilmiş gibi bir algı yaratıyorlar ki birazdan belgelerle açıklayacağımız üzere bu kesinlikle doğru değildir.
Dec 7, 2024 • 28 tweets • 5 min read
Madde Madde Abdülhamid Gerçekleri (Sonuna kadar dikkatle okuyunuz)
1⃣- Okuyucularım bilirler. Üzerinde çalışmadığım, yeterli bilgi sahibi olmadığım konularda yazmamaya, fikir beyan etmemeye özen gösteririm. Sultan Abdülhamid konusunu araştıran, bu konuda kitap yazan bir tarihçi olarak adı sık sık siyaset sofrasına meze edilen II. Abdülhamid hakkında bir iki cümle yazmak istiyorum.
2⃣- 1940’lı yılların sonuna kadar devam eden olumsuz Sultan Abdülhamid algısının bu tarihten sonra yavaş yavaş kırılmaya başladı. Son yıllarda ise durumun tam tersine döndüğünü, Sultan Abdülhamid adının gereğinden fazla yüceltildiğini, onun bir devlet adamının ötesinde fevkalade bir şahsiyet olarak bizlere sunulduğunu görüyoruz.
Dec 4, 2024 • 32 tweets • 5 min read
Çok merak edilen Sabataycılık ve Selanik Dönmeleri meselesi.
🔴Sabatay Sevi kimdir?
🔴Selanik dönmeleri kimlerdir?
🔴Atatürk'ün Sabatayist olduğu doğru mudur?
Başlıyoruz.
1⃣- Sabatay Sevi'nin başlattığı Mesihçi hareket Osmanlı'da başlamış ve tüm Avrupa’ya yayılmıştır.
2⃣- Yahudi tarihinde bu cereyanın Hz. Süleyman’ın mabedinin yıkılması ve Bar Kohba isyanından sonra en büyük olay olduğu Yahudi tarihçiler tarafından da kaydedilmektedir.
Dec 3, 2024 • 28 tweets • 5 min read
Madde Madde Abdülhamid Gerçekleri
(Sonuna kadar dikkatle okuyunuz)
1⃣- Okuyucularım bilirler. Üzerinde çalışmadığım, yeterli bilgi sahibi olmadığım konularda yazmamaya, fikir beyan etmemeye özen gösteririm. Sultan Abdülhamid konusunu araştıran, bu konuda kitap yazan bir tarihçi olarak adı sık sık siyaset sofrasına meze edilen II. Abdülhamid hakkında bir iki cümle yazmak istiyorum.
2⃣- 1940’lı yılların sonuna kadar devam eden olumsuz Sultan Abdülhamid algısının bu tarihten sonra yavaş yavaş kırılmaya başladı. Son yıllarda ise durumun tam tersine döndüğünü, Sultan Abdülhamid adının gereğinden fazla yüceltildiğini, onun bir devlet adamının ötesinde fevkalade bir şahsiyet olarak bizlere sunulduğunu görüyoruz.
Nov 27, 2024 • 28 tweets • 5 min read
Madde Madde Abdülhamid Gerçekleri
(Sonuna kadar dikkatle okuyunuz)
1⃣- Okuyucularım bilirler. Üzerinde çalışmadığım, yeterli bilgi sahibi olmadığım konularda yazmamaya, fikir beyan etmemeye özen gösteririm. Sultan Abdülhamid konusunu araştıran, bu konuda kitap yazan bir tarihçi olarak adı sık sık siyaset sofrasına meze edilen II. Abdülhamid hakkında bir iki cümle yazmak istiyorum.
2⃣- 1940’lı yılların sonuna kadar devam eden olumsuz Sultan Abdülhamid algısının bu tarihten sonra yavaş yavaş kırılmaya başladı. Son yıllarda ise durumun tam tersine döndüğünü, Sultan Abdülhamid adının gereğinden fazla yüceltildiğini, onun bir devlet adamının ötesinde fevkalade bir şahsiyet olarak bizlere sunulduğunu görüyoruz.