Ümit Doğan Profile picture
Tarihçi, yazar. Cumhuriyet Tarihi Uzmanı. https://t.co/SU8PDkZkWS'de yazar. Kitapları Kripto Kitaplar Yayınevinden çıkar. 🇹🇷
20 subscribers
Apr 28 16 tweets 12 min read
MESNEVİDEKİ MÜSTEHCEN HİKAYALER (FLOOD)

"Mesnevi'yi okudum, böyle hikayeler yok" diyenler oluyor. Arkadaşlar sizin okuduğunuz tam metin değildir. Sansürlüdür. Bu hikayeler Mesnevi'de var.

1⃣- Şimdi Mesnevi'nin hangi cildinde hangi müstehcen hikayelerin olduğundan bahsedelim.Image 2⃣- KABAK HİKAYESİ

Mesnevi'de yer alan müstehcen hikayelerin en meşhurudur. Kadın kölesinin eşekle cinsel ilişkiye girmesini kıskanıp kendisi de eşekle cinsel ilişkiye giren ve bunun sonucunda ölen kadının hikayesidir. Nefsin insanı nasıl kötü hallere düşürdüğünü anlatır.Image
Image
Apr 26 11 tweets 7 min read
Jandarma görmesin diye Kuran-ı Kerim’leri tarlalara saklardık...

Atatürk döneminde jandarmalar köy köy gezip kimlerin Kur’an okuduğunu kontrol ediyor ve “Sen misin din dersi veren?” diyerek hocaları alıp götürüyormuş.

Tamamen hayal ürünü olan bu anlatıyı belgelerle çürütelim ve Atatürk döneminde dini kitapların okutulmasından bahsedelim. Lütfen sonuna kadar dikkatle okuyun.

Birazdan belgeleriyle göreceğiniz üzere Atatürk, Kuran-ı Kerim'i ve din kitaplarını yasaklamak bir tarafa, hem askerler için hem köylüler için ayrı ayrı din kitabı hazırlatmıştır. Köylerde her evde mutlaka bir Kur’an-ı Kerim ve din kitabı bulundurulması için resmî adımlar atmıştır. Okullarda din ve Kuran-ı Kerim dersleri okutulmuştur. Başlıyoruz. 1⃣- Askere Din Kitabı

26 Mart 1925’te Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, Diyanet İşleri Başkanlığından askerlerin İslam dinini öğrenmeleri için kışlaların uygun yerlerine asılmak maksadıyla ayet-i kerime ve hadis-i şerif yazılı levhalar hazırlanıp gönderilmesini ve askerlere okutulmak üzere bir din kitabı hazırlanmasını istemiştir.

Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Akseki tarafından görmüş olduğunuz Askere Din Dersleri kitabı hazırlanmış ve silah altındaki tüm askerlere okutulmaya başlamıştır.Image
Image
Apr 19 16 tweets 5 min read
YOZGAT KÖYLÜSÜNÜN OSMANLI VERGİ ZULMÜNE BAŞKALDIRISI: "CELALİ İSYANLARI" (FLOOD)

1⃣- Yozgat'tan yükselen seslere şaşıranlar için paylaşıyorum. Yozgat tarih boyunca direnişin şehri olmuştur. Osmanlı'ya karşı meşhur Celali İsyanları yine Yozgat'ta patlak vermiştir.Image 2⃣- 1519'da başlayan Bozoklu Celal'in İsyanı çıkmıştır. Bu isyandan sonra meydana gelen ayaklanmalar Bozoklu Celal'e ithafen Celali İsyanları olarak anılmaktadır. Bu isyanlar Osmanlı tarihinin en uzun süren ve en geniş alana yayılan isyanlarıdır.
Apr 15 29 tweets 6 min read
MADDE MADDE ABDÜLHAMİD GERÇEKLERİ

Rize'de tarih öğretmeninin Abdülhamid kostümüyle ders anlatması üzerine tekrar paylaşıyorum.

1⃣- Okuyucularım bilirler. Üzerinde çalışmadığım, yeterli bilgi sahibi olmadığım konularda yazmamaya, fikir beyan etmemeye özen gösteririm. Sultan Abdülhamid konusunu araştıran, bu konuda kitap yazan bir tarihçi olarak adı sık sık siyaset sofrasına meze edilen II. Abdülhamid hakkında bir iki cümle yazmak istiyorum.Image
Image
2⃣- 1940’lı yılların sonuna kadar devam eden olumsuz Sultan Abdülhamid algısının bu tarihten sonra yavaş yavaş kırılmaya başladı. Son yıllarda ise durumun tam tersine döndüğünü, Sultan Abdülhamid adının gereğinden fazla yüceltildiğini, onun bir devlet adamının ötesinde fevkalade bir şahsiyet olarak bizlere sunulduğunu görüyoruz.
Apr 14 7 tweets 6 min read
Atatürk "Gökten İndiği Sanılan Kitaplar" dedi mi? (FLOOD)

Atatürk’e din üzerinden saldıranların en büyük dayanağı 1 Kasım 1937 tarihli Meclis açılış konuşmasında geçen şu sözlerdir:

“Aziz milletvekilleri, Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla (değişmez kurallarıyla) asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.”

Burada geçen “Gökten indiği sanılan kitapların dogmaları” ifadesi malum çevreler tarafından dini reddiye olarak yorumlanıp saldırı argümanı olarak kullanılmakta, güya Atatürk’ün dinsizliğine kaynak olarak sunulmaktadır.

Biraz zamanı geri sarıp bu konuşmanın hangi gelişmeler neticesinde yapıldığını inceleyelim.⬇️ 1⃣- Atatürk, Türkiye’nin kalkınmasında önemli yer tutacak olan ekonomik kalkınmanın köklü şekilde hayata geçirebilmesi için devletçi ekonomi anlayışında değişiklikler yapılması gerektiğini düşünüyordu.

Celal Bayar, genel müdürlüğünü yaptığı İş Bankasını kısıtlı olanaklara rağmen güzel yerlere getirmesiyle Atatürk’ün dikkatini çekmiş, devletçi ekonomi politikasının özel teşebbüsü engellediğini gören Gazi’nin gözüne girmeyi başarmıştı. Bu dönemde İsmet İnönü kadrolarıyla İş Bankası kadroları her alanda çatışma hâlindeydi. 1932 yılında bir kâğıt fabrikası kurulmasına karar verilmiş, İktisat Vekili Mustafa Şeref Bey ihaleyi İş Bankasının almasına sıcak bakmadığı için buna engel olmuştu.

Yaşanan gelişmeler sonucunda Bayar, Atatürk tarafından İktisat Vekili yapılmış ama bu durum kâğıt fabrikası meselesinde Mustafa Şeref Bey’den yana tavır koyan İsmet İnönü’nün hoşuna gitmemişti.Image
Mar 25 9 tweets 4 min read
Atatürk'ün Annesi Zübeyde Hanım'a Atılan Çirkin İftira

Hatırlarsınız…

1️⃣-İyi Müslüman olmanın yolunun Atatürk’e saldırmaktan geçtiğini zanneden sözde tarihçiler ve bazı hacı hoca takımı Zübeyde Hanım’ın namusuna dil uzatacak kadar alçalmışlardı.

Bu alçakça iftiraların ana kaynağı Rıza Nur’un hatıratında hiçbir dayanak göstermeksizin yazdığı hezeyanlardır. Hezeyanlar diyorum, çünkü Rıza Nur hatıratında ruhsal rahatsızlığı olduğunu da itiraf etmiştir.

Hatıratın tamamı incelendiğinde Rıza Nur’un sözlerinde çelişki ve tutarsızlıklar olduğu ve kendisinin neyin gerçek neyin hezeyan olduğunu ayırt edemediği görülecektir. Bir başka önemli nokta da şudur ki, Rıza Nur hatıratını Atatürk onu iktidardan uzaklaştırdıktan sonra yazmaya başlamıştır.Image 2️⃣-Bir takım siyasiler tarafından itibar gören fesli tarihçi bozuntusu başta olmak üzere Atatürk'e saldırmak için fırsat kollayan güruh, bu iki önemli noktayı görmezden gelerek, salyalı ağızlarıyla milli mücadele liderinin mübarek anasının namusuna dil uzatmaya devam ettiler.

Öte yandan, Rıza Nur’un iftiralarını doğrulamak için, onun hezeyanlarla dolu hatıratında yazdıklarının aynısını gösteren düzmece bir arşiv belgesi bile hazırlandı.

Uyduruk belgede Zübeyde Hanım ile Abduş adındaki hayalî bir kişinin ilişkisinden bahsediliyordu. Detayları yazmayı uygun bulmuyorum.
Mar 1 69 tweets 9 min read
Dersim Olaylarının temelinde Koçgiri İsyanı yatar. Etno-mezhepsel kökenli Koçgiri isyanını diğer isyanlardan ayıran özellik, çoğunlukla Türkmen olan bölge halkının kandırılıp Kürdistan kurmak amaçlı isyan etmiş olmasıdır. Halkı kışkırtan kim? Tabi ki İngilizler.

Başlıyoruz. Image
Image
1- Koçgiri İsyanını Hazırlayan Sebepler

İsyanın kaynağını oluşturan Koçgiri aşireti Zara, Hafik, İmranlı, Su Şehri, Refahiye, Kemah, Divriği, Kangal, Ovacık, Kuruçay ve bunları kapsayan bölgeye yerleşmiş durumdadır.
Feb 22 16 tweets 10 min read
MESNEVİ'DEKİ MÜSTEHCEN HİKAYALER (FLOOD)

"Mesnevi'yi okudum, böyle hikayeler yok" diyenler oluyor. Arkadaşlar sizin okuduğunuz tam metin değildir. Sansürlüdür. Bu hikayeler Mesnevi'de var.

1⃣- Şimdi Mesnevi'nin hangi cildinde hangi müstehcen hikayelerin olduğundan bahsedelim.Image 2⃣- KABAK HİKAYESİ

Mesnevi'de yer alan müstehcen hikayelerin en meşhurudur.

Kadın kölesinin eşekle cinsel ilişkiye girmesini kıskanıp kendisi de eşekle cinsel ilişkiye giren ve bunun sonucunda ölen kadının hikayesidir. Nefsin insanı nasıl kötü hallere düşürdüğünü anlatır. Image
Feb 22 32 tweets 5 min read
Çok merak edilen Sabataycılık ve Selanik Dönmeleri meselesi.

🔴Sabatay Sevi kimdir?
🔴Selanik dönmeleri kimlerdir?
🔴Atatürk'ün Sabatayist olduğu doğru mudur?

Başlıyoruz.

1⃣- Sabatay Sevi'nin başlattığı Mesihçi hareket Osmanlı'da başlamış ve tüm Avrupa’ya yayılmıştır. Image 2⃣- Yahudi tarihinde bu cereyanın Hz. Süleyman’ın mabedinin yıkılması ve Bar Kohba isyanından sonra en büyük olay olduğu Yahudi tarihçiler tarafından da kaydedilmektedir.
Feb 19 11 tweets 7 min read
MEVLANA'NIN MOĞOLLARLA İLİŞKİLERİ (FLOOD)

1⃣- Mevlânâ, Cengiz Han’ın Hârizmşahlar üzerine yürümeden önce bir mağarada inzivaya çekilip uzun süre ibadet ettiğini, bunun üzerine Allah’ın “Dışarı çık. Her nereye gidersen, muzaffer ol!” diyerek Cengiz Han’a yetki verdiğini ve Moğolların bu şekilde Allah’ın buyruğuyla yola çıktıkları için karşılarına çıkan herkesi yendiklerini ifade etmektedir:

Tanrı’dan “Senin dileğini, yalvarışlarını kabul ettim. Dışarı çık. Her nereye gidersen, muzaffer ol!” diye bir ses erişti. Bu şekilde Hak buyruğuyla yola çıktıklarından, karşılarında bulunanları yendiler ve bütün yeryüzünü kapladılar.Image
Image
2⃣- Kösedağ Savaşı’ndan sonra Anadolu’yu harabeye çeviren Moğol komutan Baycu Noyan’ın 1256 yılında ikinci defa Anadolu’yu istila ettiğinde Konya’ya kadar gelmiş, Konyalılar katırlar dolusu hediyeler hazırlayıp şehir dışındaki Baycu’ya göndermek suretiyle canlarını kurtarabilmişlerdi.

Mikail Bayram, Âriflerin Menkıbelerine atıfta bulunarak Mevlânâ’nın şehir dışında Baycu Noyan ile görüşmeler yaptığını ve şehre döndüğünde Baycu Noyan’ın Allah’ın evliyalarından olduğunu Konyalılara telkin etmeye çalıştığını söyler. Mevlânâ’nın torunu Ulu Ârif Çelebi’nin hizmetine giren Ahmed Eflâkî tarafından 35 yılda yazılan ve Mevlânâ hakkındaki en önemli kaynaklardan sayılan Âriflerin Menkıbeleri’nde Mevlânâ’nın Baycu Noyan’ın evliyâ olduğunu sık sık dile getirdiğinden bahsedilir:

Mevlânâ hazretleri de adı geçen (kumandan) hakkında defalarca: Baçu (Baycu) veli idi fakat o bunu bilmezdi, derdi.Image
Feb 17 22 tweets 13 min read
ATATÜRK'ÜN DİN, ALLAH VE HZ. MUHAMMED HAKKINDAKİ BİLİNMEYEN SÖZLERİ.

1⃣-Müslüman bir toplumu Atatürk’ten soğutmak için kullanılacak en iyi malzemenin “din olgusu”olduğu muhakkaktır. Atatürk’e karşı bilinçli ve sistemli bir şekilde yürütülen kara propagandanın, dolayısıyla Cumhuriyet tarihi hurafelerinin en büyük ayağını tahmin edeceğiniz üzere Atatürk’ün dini inancına yönelik iftiralar oluşturur. “Atatürk’ün Müslüman olduğunu veya İslam düşmanı olmadığını ispata ne gerek var?” dediğinizi duyar gibiyim. Atatürk’ün Müslüman olup olmaması önemli midir? Ben de sizler gibi düşünüyorum. Bana göre hiç ama hiç önemli değildir. Ben onun vatana, Türk milletine ve bütün insanlığa yaptığı hizmetleri önemsiyorum.

Bununla birlikte görmezden gelemeyeceğimiz bir gerçek var. Maalesef şer odakları Atatürk’ün dinî inancı üzerinden, özellikle dindar insanlarımızı etkilemeye çalıştılar. Uzun yıllardır bunu yaptılar ve açık söylemek gerekirse başarılı da oldular. Atatürk’ün İslam dinine zarar verdiği, ibadet etmeyi yasakladığı yönündeki hurafeler bu şer odakları tarafından ortaya atıldı ve milyonlarca insanımız yalanlarla kandırılıp Atatürk’ten ve yakın tarihimizden soğutuldu. Özellikle tarikatların elindeki genç nesiller bu söylemlerle zehirlenip birer Atatürk karşıtı olarak yetiştirildi.

Atatürk’ün dostlarına yazdığı mektuplar, resmî makamlara gönderdiği yazılar, halka yaptığı konuşmalar ya da basına verdiği demeçler; bunların tamamı onun Allah inancına dair izler taşımaktadır. Birlikte inceleyim.

Devamı için bir sonraki tviti okuyunuz.⬇️Image 2⃣- "Bakalım Allah ne gösterecektir? İnşallah dönüş nasip olursa size günlerce anlatacak hikâyelerimiz var."

(Trablusgarp’tan Salih Bozok'a yazdığı mektup. 15 Kasım 1911) Image
Feb 14 12 tweets 2 min read
Konya Mevlevi Dergahında Şampanya Ziyafeti ve Şeyh'e Sunulmak Üzere Gönderilen Fransız Kadınlar

1⃣- "Mühim ve dini bir görevin başında bulunmakla beraber Çelebi Efendi adamakıllı içkiye meraklı bir insandır. Yanaşılması kolay genç Avrupalı kadınlara düşkünlüğü fazladır."Image 2⃣- Osmanlı’nın çöküş dönemine denk gelen zamanda uzun müddet Anadolu’da yaşamış, Osmanlı Bankası ve Reji İdaresinde müdürlük dahil birçok görevde bulunmuş İsviçreli Lui Ramber, 1895-1905 yılları arasında tuttuğu notlarda Konya’daki Mevlevi Dergahından ve Mevlevi Şeyhi Çelebi Efendi’den (Abdülvahid Çelebi) bahsetmiştir.
Feb 11 6 tweets 6 min read
Atatürk'ün sansürlenen mektubu ve çok tartışılan "İkra, Bismi, Rabbi" meselesi.

Atatürk’e din üzerinden saldıranların en büyük dayanaklarından birisi Tevfik Bıyıkoğlu'na yazdığı mektuptaki ifadelerdir. Bir kaç maddeyle açıklayacağım, sizler de sonuna kadar okuyun lütfen.

Mektupta geçen ifadeler şu şekilde, ancak öncesi ve sonrası var.

"Arabistan Yarımadası’nın kumsal çöllerinden; (ikra, bismi, Rabbi) safsatasını esas tutmuş olan Araplar, uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır."Image 1⃣-Atatürk, 1931 yılında liselerde okutulmak üzere akılcı ve bilimsel nitelikte yeni ders kitapları hazırlatılmasını istemiştir. Kitapların İslam tarihi ile ilgili bölümlerinin yazılması işini de Türk Tarih Kurumuna, o zamanki adıyla Türk Tarihi Tetkik Cemiyetine vermiştir.

Cemiyet, İslam tarihi ile ilgili bölümleri hazırlamak üzere Mısır’daki ünlü El Ezher Camii ve Üniversitesi mezunu Zakir Kadiri’yi görevlendirmiştir. Kadiri, ders kitapları için hazırladığı “İslam Tarihi” ve “Türklerin İslam’daki Yeri” konularını, Camii Ezher Medresesi şeyhlerinin kabul ettiği Arap milliyetçiliği düşüncesine göre hazırlamıştır.

Atatürk, Zakir Kadiri’nin hazırladığı bölümlerde Arap milliyet­çiliğine ve bilim dışı değerlendirmelere yer verildiğini görüp buna itiraz etmiş ve bazı düzeltmelerin yapılmasını talep etmiştir. Ancak düzeltmeler istediği şekilde yapılmayınca öfkelenerek, fotoğrafta gördüğünüz cemiyet başkanı Tevfik Bıyıkoğlu’na çok sert bir mektup yazmıştır. Aslında Atatürk meşhur “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” sözünü de bu mektupta kullanmıştır.Image
Feb 10 28 tweets 5 min read
Madde Madde Abdülhamid Gerçekleri (Sonuna kadar dikkatle okuyunuz)

1⃣- Okuyucularım bilirler. Üzerinde çalışmadığım, yeterli bilgi sahibi olmadığım konularda yazmamaya, fikir beyan etmemeye özen gösteririm. Sultan Abdülhamid konusunu araştıran, bu konuda kitap yazan bir tarihçi olarak adı sık sık siyaset sofrasına meze edilen II. Abdülhamid hakkında bir iki cümle yazmak istiyorum.Image
Image
2⃣- 1940’lı yılların sonuna kadar devam eden olumsuz Sultan Abdülhamid algısının bu tarihten sonra yavaş yavaş kırılmaya başladı. Son yıllarda ise durumun tam tersine döndüğünü, Sultan Abdülhamid adının gereğinden fazla yüceltildiğini, onun bir devlet adamının ötesinde fevkalade bir şahsiyet olarak bizlere sunulduğunu görüyoruz.
Feb 8 16 tweets 10 min read
MESNEVİ'DEKİ MÜSTEHCEN HİKAYALER (FLOOD)

"Mesnevi'yi okudum, böyle hikayeler yok" diyenler oluyor. Arkadaşlar sizin okuduğunuz tam metin değildir. Sansürlüdür. Bu hikayeler Mesnevi'de var.

1⃣- Şimdi Mesnevi'nin hangi cildinde hangi müstehcen hikayelerin olduğundan bahsedelim.Image 2⃣- KABAK HİKAYESİ

Mesnevi'de yer alan müstehcen hikayelerin en meşhurudur.

Kadın kölesinin eşekle cinsel ilişkiye girmesini kıskanıp kendisi de eşekle cinsel ilişkiye giren ve bunun sonucunda ölen kadının hikayesidir. Nefsin insanı nasıl kötü hallere düşürdüğünü anlatır.Image
Feb 5 28 tweets 5 min read
Madde Madde Abdülhamid Gerçekleri
(Sonuna kadar dikkatle okuyunuz)

1⃣- Okuyucularım bilirler. Üzerinde çalışmadığım, yeterli bilgi sahibi olmadığım konularda yazmamaya, fikir beyan etmemeye özen gösteririm. Sultan Abdülhamid konusunu araştıran, bu konuda kitap yazan bir tarihçi olarak adı sık sık siyaset sofrasına meze edilen II. Abdülhamid hakkında bir iki cümle yazmak istiyorum.Image
Image
2⃣- 1940’lı yılların sonuna kadar devam eden olumsuz Sultan Abdülhamid algısının bu tarihten sonra yavaş yavaş kırılmaya başladı. Son yıllarda ise durumun tam tersine döndüğünü, Sultan Abdülhamid adının gereğinden fazla yüceltildiğini, onun bir devlet adamının ötesinde fevkalade bir şahsiyet olarak bizlere sunulduğunu görüyoruz.
Jan 25 21 tweets 8 min read
ŞEMS'İN KONYA'YA GELİŞİ VE MEVLANA'YI DEĞİŞTİRMESİ (FLOOD)

1⃣- Mevlana Şems'i tanımadan önce medresede fıkıh ve din üzerine dersler veren bir âlimdi. Bilim meraklıları ile sohbet edip fikir tartışmaları yapar, aynı zamanda üzerinde uzlaşılamayan dinî meselelerde fetva verirdi.Image 2⃣- Mevlânâ’yı çok seven Konyalılar onun ibadetlerine, perhizlerine ve ilmini hayran olmuşlardı. Mevlânâ’yı dinin kılavuzu olarak görüyorlar, onun huzuruna çıkıp duasını almayı bereket sayıyorlardı. Image
Jan 19 16 tweets 9 min read
MESNEVİDEKİ MÜSTEHCEN HİKAYALER (FLOOD)

"Mesnevi'yi okudum, böyle hikayeler yok" diyenler oluyor. Arkadaşlar sizin okuduğunuz tam metin değildir. Sansürlüdür. Bu hikayeler Mesnevi'de var.

1⃣- Şimdi Mesnevi'nin hangi cildinde hangi müstehcen hikayelerin olduğundan bahsedelim.Image 2⃣- KABAK HİKAYESİ

Mesnevi'de yer alan müstehcen hikayelerin en meşhurudur. Kadın kölesinin eşekle cinsel ilişkiye girmesini kıskanıp kendisi de eşekle cinsel ilişkiye giren ve bunun sonucunda ölen kadının hikayesidir. Nefsin insanı nasıl kötü hallere düşürdüğünü anlatır.Image
Jan 18 5 tweets 5 min read
Atatürk'ün sansürlenen mektubu ve çok tartışılan "İkra, Bismi, Rabbi" meselesi.

Atatürk’e din üzerinden saldıranların en büyük dayanaklarından birisi Tevfik Bıyıkoğlu'na yazdığı mektuptaki ifadelerdir. Bir kaç maddeyle açıklayacağım, sizler de sonuna kadar okuyun lütfen.

Mektupta geçen ifadeler şu şekilde, ancak öncesi ve sonrası var.

"Arabistan Yarımadası’nın kumsal çöllerinden; (ikra, bismi, Rabbi) safsatasını esas tutmuş olan Araplar, uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır."Image 1⃣-Atatürk, 1931 yılında liselerde okutulmak üzere akılcı ve bilimsel nitelikte yeni ders kitapları hazırlatılmasını istemiştir. Kitapların İslam tarihi ile ilgili bölümlerinin yazılması işini de Türk Tarih Kurumuna, o zamanki adıyla Türk Tarihi Tetkik Cemiyetine vermiştir.

Cemiyet, İslam tarihi ile ilgili bölümleri hazırlamak üzere Mısır’daki ünlü El Ezher Camii ve Üniversitesi mezunu Zakir Kadiri’yi görevlendirmiştir. Kadiri, ders kitapları için hazırladığı “İslam Tarihi” ve “Türklerin İslam’daki Yeri” konularını, Camii Ezher Medresesi şeyhlerinin kabul ettiği Arap milliyetçiliği düşüncesine göre hazırlamıştır.

Atatürk, Zakir Kadiri’nin hazırladığı bölümlerde Arap milliyet­çiliğine ve bilim dışı değerlendirmelere yer verildiğini görüp buna itiraz etmiş ve bazı düzeltmelerin yapılmasını talep etmiştir. Ancak düzeltmeler istediği şekilde yapılmayınca öfkelenerek, fotoğrafta gördüğünüz cemiyet başkanı Tevfik Bıyıkoğlu’na çok sert bir mektup yazmıştır. Aslında Atatürk meşhur “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” sözünü de bu mektupta kullanmıştır.Image
Jan 8 31 tweets 7 min read
ŞEMS'İN MEVLANA'NIN EVLATLIĞI KİMYA HATUNLA EVLENMESİYLE BAŞLAYAN OLAYLAR (FLOOD)

1⃣- Şems'le tanıştıktan sonra değişen Mevlana'nın ibadeti bırakmasının, halktan uzaklaşıp bütün zamanını Şems’le geçirmesinin dedikoduya neden olduğunu ve Konya ahalisini kızdırdığını yazmıştık...Image 2⃣- Konya'nın ileri gelenleri Mevlânâ gibi büyük bir âlimin Şems gibi meczup bir dervişin peşine düşüp medreseyi terk ettiğinden yakınarak Sultan’ın huzuruna çıkıp Mevlana'yı tekrar kendilerine döndürmek için aracı olmalarını istemişler, ancak Sultan bu işe sıcak bakmamıştı.
Jan 7 21 tweets 5 min read
ŞEMS'İN KONYA'YA GELİŞİ VE MEVLANA'YI DEĞİŞTİRMESİ (FLOOD)

1⃣- Mevlana Şems'i tanımadan önce medresede fıkıh ve din üzerine dersler veren bir âlimdi. Bilim meraklıları ile sohbet edip fikir tartışmaları yapar, aynı zamanda üzerinde uzlaşılamayan dinî meselelerde fetva verirdi.Image 2⃣- Mevlânâ’yı çok seven Konyalılar onun ibadetlerine, perhizlerine ve ilmini hayran olmuşlardı. Mevlânâ’yı dinin kılavuzu olarak görüyorlar, onun huzuruna çıkıp duasını almayı bereket sayıyorlardı. Image