, 26 tweets, 11 min read
My Authors
Read all threads
Rivayete göre 19 Ağustos 1630 yılının gecesi, rüyasında gördüğü Peygamber'in elini öperken heyecanlanıp “Şefaat ya Resulallah” diyeceği yerde “Seyahat ya Resullah” diyerek hayatının gidişatını belirleyecek pek çok farklı kapıdan birini araladı Evliya Çelebi.
Çelebi’nin babası padişahların kuyumcubaşılığını yapan bir ustaydı. Yazdıklarına bakacak olursak ailesinin kökleri Ahmet Yesevi’ye kadar uzanmaktadır.
Babasının Sarayda nüfuzlu kişilerden ve zamanın tanınmış şahsiyetlerinden olması dolayısıyla önemli hocalarından eğitim almıştır
Şeyhülislam Hamid Efendi Medresesi’nde 7 yıl okumuş, Müderris Ahfeş Efendi’den ders almış, musıki eğitimini Derviş Ömer Efendi’den alarak iyi bir musiki bilgisine sahip olmuştur. Sa’dîzade Darülkurrası’nda okuyarak hafız olmuştur. Sultan IV. Murad’ın emriyle alındığı
Saray’da 2 yıl kalmış ve burada da eğitimine devam ederek hat ve musiki dersleri almıştır.
Evliya Çelebi, iyi bin eğitim almanın yanı sıra zamanının geçerli yabancı dilleri olan Arapça ve Farsçayı öğrendikten sonra babasının komşusu kuyumcu Simyon’dan Rumca öğrenmiş,
bir miktar da Latince dersi görmüştür.
Evliya Çelebi'nin 50 yıl boyunca Osmanlı'nın sahip olduğu bütün toprakları dolaşarak yazdığı 10 ciltlik Seyahatname, abartılı bulunan dili ve doğaüstü olaylardan bahsetmesi nedeniyle gerçekçi bulunmadı ve çok kez eleştirildi.
“İki adam, vücutları pul pul iki ejderha oldu. Bahçedeki insanlar nereye kaçacaklarını bilemediler. Ağızlarından çıkan alevler, ağaçların yapraklarını yaktı, yapraklar sonbahardaki gibi yere döküldüler, iki ejderha saatlerce boğuştular, oynaştılar. Yılan gibi sarmaştılar.
Havuza düştüler, suyunu insanların üzerine saçtılar. Halkın üzerine ateş kustular. “

Evliya Çelebi, Seyahatname'sini yazarken gezdiği yerleri anlatmanın yanında o milletin toplumsal yaşamını, kültürünü ve gelenek göreneklerini tanıtmak amacındaydı da bir yandan.
Seyahatname'nin içerdiği konular, belli bir çalışma alanını değil, insan düşüncesinin ürettiği bütün başarıları kapsar. Bu özelliği nedeniyle Evliya Çelebi'nin yapıtı değişik açılardan bakılarak değerlendirilir.
Divan edebiyatında düzyazı ayrı bir yaratı ürünü sayılır, şiir gibi ağdalı, ayaklı-uyaklı bir biçimle ortaya konurdu. Evliya Çelebi, bir yazar olarak, bu geleneğe uymadı, daha çok günlük konuşma diline yakın, kolay söylenip yazılan bir dil benimsedi.
Bu dil akıcıdır, sürükleyicidir, yer yer eğlenceli ve alaycıdır.
Evliya Çelebi gezdiği yerlerde gördüklerini, duyduklarını yalnız aktarmakla kalmamış, onlara kendi öznel yorumlarını, düşüncelerini de katarak gezi yazısına yeni bir içerik kazandırmıştır.
Seyahatname'de, yazarın gezdiği, gördüğü yerlerle ilgili izlenimler sergilenirken, başlı başına birer araştırma konusu olabilecek bilgiler, belgeler ortaya konur. Bunlar arasında öyküler, türküler, halk şiirleri, söylenceler, masal, mani, ağız ayrılıkları, halk oyunları,
giyim-kuşam, düğün, dernek, eğlence, inançlar, karşılıklı insan ilişkileri, komşuluk bağlantıları, toplumsal davranışlar, sanat ve zanaat varlıkları önemli bir yer tutar.

Evliya Çelebi insanlarla ilgili bilgiler yanında, yörenin evlerinden, cami, mescit, çeşme, han, saray, konak
hamam, kilise, manastır, kule, kale, sur, yol, havra gibi değişik yapılarından da söz eder. Bunların yapılış yıllarını, onarımlarını, yapanı, yaptıranı, onaranı anlatır. Yapının çevresinden, çevrenin havasından, suyundan söz eder.
Anlattığı paranormal olaylar gerçek miydi yoksa sadece abartıdan mı ibaretti bilinmez ama merak uyandırıyordu.

"Karanlık gecenin yıldırımların kopmasıyla Çerkez kadınlarının nakış bile işleyebilecekleri kadar aydınlanması" sonrasında başlayan savaşta "Çerkez oburlarıyla Abaza
oburları gökyüzünde uçup ceng i azim" ederler. Büyük ağaçlar, küpler, tekneler, hasırlar, araba tekerlekleri, fırın söykeleri ve nice benzer eşyalara binmiş Abaza cadıları ile at ve sığır leşlerine, deve ölülerine binmiş ellerinde yılanlar, insan,
at ve deve kelleleri olan Çerkez cadıları savaşa tutuşur.”

Evliya Çelebi mübalağa sanatını tasvirlerinde kullanıyor.

"İstanbul un dört çevresinde meyhaneler çoktur ama çokluk üzre Samatya kapısında, Kumkapı'da, yeni Balıkpazarı'nda, Unkapanı'nda, Cibali Kapısı'nda,
Fener Kapısı'nda, Balat Kapısı'nda ve Hasköy'de bulunur. Karadeniz Boğazı'na varınca her iskelede meyhane bulunur ama Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy, Yeniköy, Tarabya, Büyükdere ve Anadolu tarafında Kuzguncuk, Çengelköy, Üsküdar ve Kadıköy'de tabaka tabaka meyhaneler vardır.”
Hazarfen Ahmet Çelebi'nin kanat takarak Galata Kulesi'nden Üsküdar'a uçuşu, yazılı olarak sadece Seyahatname'de yer alıyor. Legari Hasan Çelebi'nin kendi yaptığı roketle göğe yolculuğa da aynı şekilde.
İyi bir dil bilimci olarak döneminin Türkçe'sini, gittiği yerlerde konuşulan
Türkçe'nin ağızlarını aktarmaya çalıştı. Kayseri'de, köylülerin o dönemde yeni moda olmaya başlayan kahveye bakışlarını, onların şivesiyle, olduğu gibi nakletti; “Gıllı gıçlı şaarlılar kayfe örpürdetirler”
Evliya Çelebi yurt dışında Türkiye’de olduğundan daha çok tanınmaktadır, hem de 1814 yılında Avusturyalı tarihçi ve Doğu bilimleri uzmanı Joseph von Hammer-Purgstall tarafından keşfedildiğinden beri. O zamandan beri birçok yabancı bilim adamı Çelebi hakkında araştırma yapmış,
eseri birçok dile çevrilip yayımlanmıştır.

Kimi kaynaklarda 1681’de İstanbul’da öldüğü, kimi kaynaklarda da 1682’de Mısır’dan dönerken öldüğü yazmaktadır. Mezarı bilinmemektedir.

Seyahatname'nin 400. yılı olan 2011, Unesco tarafından Evliya Çelebi yılı seçildi,
Avrupa Konseyi tarafından Leonardo da Vinci ve Gandhi gibi isimlerin de yer aldığı “21.yüzyılda insanlığa yön veren en önemli 20 kişiden biri” seçildi. Kısacası 10'dan fazla yabancı dile çevrilen eser "başka milletler" dediklerimizin de dikkatini çekti,
ancak Türkiye'de Milli Eğitim Bakanlığı'nca “müstehcen” bulundu ve toplatılması istendi. Bu da "müstehcen" bulunan bölümlerden biri;

"Sultan IV. Murat’ın huzuruna çıkarılan burnu olmayan çocuğun babası Hacı Envar’a çocuğun ana rahmine kadir gecesi ya da bayram gecesi
besmelesiz düşüp düşmediğini sordular. Babası, ’Vallahi, yiğitlik anımızda, kendimizden geçmiş vaziyette kurban bayramı gecesinde eşimle oynaşırken, ’Bismillah’ demek hatırıma gelmedi. Vücuduma bir titreme geldi. Biz de fazlaca kendimizden geçmişiz.
Sabahleyin de gönlümüz bitkin durumda bayram namazını kılmadım. İşte o gece eşim hamile kalmış.”

Evliya Çelebi'nin Seyahatname'si çok ün kazanmasına karşın, bilimsel bakımdan, geniş bir inceleme ve çalışma konusu yapılmamıştır.
Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh.

Enjoying this thread?

Keep Current with Kapheros

Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just three indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!