, 26 tweets, 10 min read
1968 yılında ABD Vietnam Savaşı'na boğazına kadar batmıştı. 500.000 askeri, tuzak dolu tropikal ormanların içerisinde, Vietkong gerillalarıyla çarpışıyor, Vietkong hiçbir yerden tam anlamıyla temizlenemiyordu.
Vietkong kayboluyor ve yeniden ortaya çıkıyordu. Yürütülen operasyonlarda ne ölçüde başarı sağlandığı bile tam anlaşılamıyordu.
ABD komuta kadrosunun başarıyı ceset sayarak ölçmeye yönelmesi, tek tek Amerikan askerlerine de daha büyük bir öldürme arzusu ve daha geniş
bir öldürme serbestisi veriyordu.
16 Mart 1968 günü, Americal tümeninin Charlie bölüğü, Son My yöresindeki My Lai köyü ve çevresine yönelik bir operasyon için helikopterlere bindirildi. Bölüğe Yüzbaşı Ernest L. Medina, bölüğün 2. müfrezesine Teğmen William "Rusty" Calley
komuta ediyordu. Vietkongluları "bulmak ve yok etmek"le görevlendirilmişlerdi.
Sabah saat 08.00 de helikopterler Charlie bölüğünün askerlerini My Lai'nin biraz uzağına indirdiler. Köy önce topa tutuldu. Sonra 1. ve 2. müfrezeler ateş ederek köye daldı.
Vietkonglu bulamadılar. insan, hayvan, canlı kimi buldularsa onları yok ettiler. Yaralıları süngülemek, kızların ırzına geçmek, insanların çocuklarını saklamaya çalıştığı barakalara elbombası atmak, 100'den fazla insanı bir hendeğe doldurup taramak gibi caniyane işler yaptılar.
Dört saat süren katliamın sonunda 504 insan öldürdüler. Öldürdükleri, kadınlar ve çocuklardı. Ve çok yaşlı erkekler.
My Lai'de Vietkongluların bulunduğu bilgisinin nereden çıktığı, oraya gönderilen birliklere gerçekte ne emirler verilmiş olduğu, bugün bile hala tam açığa çıkmadı.
Bilinen, işkenceler, ırza geçmeler, başka hunharlıklar ve 504 insanın katledilmiş oluşu.

Hugh Thompson, My Lai katliamına tanık olmuş, arkadaşlarına engel olmaya çalışmış, oradan insanları kurtarmış bir helikopter pilotu. Helikopterde birlikte görev yaptığı Larry Colburn ve
Glenn Andreotta ile birlikte, katliamdan 30 yıl sonra, 6 Mart 1998'de Asker Madalyası aldı.

Thompson'un anlattıkları:
“Helikopter pilotuydum. O sabah, kendi aramızda daha çok ‘Pinkville’ diye sözettiğimiz My Lai’deki bir kara operasyonuna destek sağlamakla görevliydik.
Büyük bir operasyon olması bekleniyordu. Görevim, dost kuvvetlerin cephe hizasında uçup ateş açmak, düşmanın yerini saptayıp onlara bildirmekti… Köy, birliklerimiz oraya yaklaşmadan önce top ateşine tutulmuştu… Bir ara elinde silahla köyün güneyine koşan 20 yaşlarında bir erkek
gördüm. Vurmaya çalıştık ama nişancımız yeniydi, vuramadık. O da kaçtı. Gün boyunca gördüğümüz tek düşman oydu.”
“…Birliklerimizin üzerinde ileri geri uçmaya koyulduk. Ve kısa süre sonra her tarafta cesetler görmeye başladık. Nereye baksak ceset doluydu.
Çocuklar vardı, 2, 3, 4, 5, yaşlarında; kadınlar, çok yaşlı adamlar; ama genç erkekler yoktu aralarında. Genç erkekleri arıyor olmamız gerekiyordu. Nişancım, ‘Silahları nerede bunların?’ diye sordu…”
“Dolaşıyor ve yaralı insanları görüyorduk.
Yolun kenarında yaralı bir kadın vardı, onu görünce, yanlış bir şeylerin olduğunu düşündük… Dolaşıyor, her yere bakıyor ve neler döndüğünü anlayamıyorduk… Birkaç dakika sonra dönüp geldik ve yaralı kadını tekrar gördük. O fotoğrafı hepiniz hatırlıyorsunuzdur.
Şapkası yanına düşmüştür. Çıplak gözle iyice yakından bakınca, hemen yanındaki öbür nesnenin ne olduğu da seçilebiliyordu; bu nesne diye dediğimiz şey kadının beyniydi. Hiç hoş değildi. Başka bir yaralı kadın gördük. Telsize sarıldık, yardım istedik…
Birkaç dakika sonra bir yüzbaşı geldi, kadına bir tekme attı, geri çekildi ve onu vurdu.”

“Bir hendeğin üstünden geçerken, bir sürü insanın oraya doluşmuş olduğunu, kıpırdadıklarını gördük. Aşağı indim ve bir çavuşa, onları oradan çıkarmak için yardım edip edemeyeceğini sordum.
Yaralılar vardı aralarında. Çavuş bana onlara yardım etmenin tek yolunun onları ızdıraplarından kurtarmak olduğunu söyledi. Sanıyorum şok geçirmiştim. Şaka yapıyor sandım, söylediğini şaka kabul etmiş olmalıyım.
Tekrar havalandığımızda, mürettebatımın ekip şefi, ‘Aman Tanrım, hendeğe ateş ediyor!’ diye bağırdı. İki defa daha yardım istedik; yani toplam üç defa. Her seferinde insanlar öldürüldü. Yardım istemekle bu insanlara yardım etmiş olmuyorduk.”
“Biraz sonra, ahşap bir sığınak gibi bir yere sığınmış bir kadın, bir yaşlı adam ve yanlarında da çocuklar gördük. Yukarıdan baktık, onları ve dost kuvvetleri gördük, ben de helikopteri tekrar indirdim. Kara birliklerine doğru yürüyüp, o sığınakta siviller var, onların oradan
çıkmasına yardım edin, dedim. Biri, ‘Bir el bombası atalım, çıkarlar,’ dedi. Onları durdurdum, gidip insanlara çıkmalarını işaret ettim, çıktılar.”
Thompson ve arkadaşları merkezden yardım gelmeyeceğini anladıklarında inisiyatif alıp sivilleri bölgeden uzaklaştırmaya başladılar
“Dönüp tekrar hendeğin üstünden geçtik. İçinde hala biraz hareket vardı. Yere indik. Ekip şefi Glenn Andreotta hendeğe indi, biraz sonra kucağında kanlar içinde bir çocukla geldi. Onu ne yapacağımızı da bilemiyorduk, ama helikoptere aldık,
Quang Ngai’deki yetim hastanesine götürürüz diye düşündük. Helikopterde onun her yerine iyice baktık, yaralı değildi, herhangi bir yara yoktu vücudunda, üzerine bulaşan kan başkasınındı. O gün o çocuğu hastaneye götürüşümüz hayatım boyunca unutamayacağım bir olaydır.
Üzüntü dolu bir gündü, çılgın bir gündü. Müthiş hayal kırıklığına uğramıştım, dahası da var. Hastaneye uçup çocuğu bıraktık. Hemşireye, ne yapacaksın bilmem, ama ailesinden kimsenin hayatta kaldığını sanmıyorum”, dedim.
Dünya, ABD ordusunun My Lai vahşetini Amerikalı bir gazeteci sayesinde öğrendi: Seymour Hersh.

1969 sonbaharında serbest muhabir olarak çalışan Hersh'in haberi ülkenin her tarafından çeşitli gazete ve dergiler tarafından yayımlandıktan dört gün sonra, Cleveland Plain Dealer,
katliamın, ordu fotoğrafçısı Ron Haeberle tarafından çekilmiş görüntülerini bastı ve My Lai katliamı, o günleri yaşayanların zihnine bir daha çıkmamak üzere kazındı.

Katliamın suçu sadece William L. Calley isimli bir yüzbaşının sırtına yıkıldı.
22 kişiyi öldürmekle suçlanan Calley, müebbet hapse çarptırıldı. Fakat Başkan Nixon, bu cezayı iptal etti ve Calley’nin cezası bir günlük hapis cezasına ve üç yıllık ev hapsine çevrildi.
Bir tahmine göre, 1965-1973 arası dönemde Vietnam’da bir-iki milyon Vietnamlı öldürüldü.
Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh.

Enjoying this thread?

Keep Current with Kapheros

Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just three indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!