80'lerin sonunda Kaddafi tarafından Libya adına savaşması için komşu ülke Çad'a gönderildi ancak Fransa destekli Çad güçleri tarafından yenilerek esir alındı.
O sıra tutuklu olan Hafter’e bir teklif yapıldı: "Kaddafi'ye karşı savaşması karşılığında serbest bırakılacaktı."
Teklif CIA’den gelmişti.
Hafter ve yanındaki 100 küsür adamı hayati tehlikeden dolayı Libya’ya gidemiyor, komşu ülkelere ise güvenemiyordu.
Kendisiyle gelen arkadaşları da aynı durumdaydı.
Yani Kaddafi'nin ölümünden 1 yıl önce.
Hafter'ın bu ifadesi tamamen bilinçliydi ve Batı ülkeleri tarafından takdirle karşılandı.
"Kendi kuvvetleri içinde Selefi cihatçı gruplar olmasına rağmen dışarıya anti-İslamcı bir figür çizerek Batının desteğini kazanmayı hedefledi. Bunda başarısız olduğu da söylenemez."
Zira Fransa ve diğer AB ülkeleri, Libya'yı Aşağı Sahra'dan AB'ye giden göç dalgasının durdurulmasında kilit ülke olarak görüyordu.
Fransa başta olmak üzere çeşitli AB ülkeleri gerek açıktan gerekse perde arkasında Hafter’e istihbari ve askeri destek vermeye başladı.
Özetle, Trump’ın Haftar ile telefonda görüştüğü belirtilen açıklamada şu ifadelere yer veriliyordu: