Thread by @fatihsabovic

Öyle bir derbi düşünün ki; iki kulübün statları arasında 1000 metre olsun...
Ve yine öyle bir derbi düşünün ki; bir maçta ev sahibi taraftar, deplasman tribününü meşalelerle yakmayı planlasın!
Beograd'a hoş geldiniz. Bu, Partizan ve Kızıl Yıldız'ın Večiti (Ölümsüz) Derbi'si ⚽️🔽

1943: II. Dünya Savaşı'nda Nazileri yenen Tito ve partizanları, Yugoslavya'yı kurar.

4 Mart 1945:
Anti-Faşist Gençlik Birliği öğrencisi Slobodan Ćosić ve Zoran Žujović, Beograd'da ideolojik görüşleri ve Yugoslavya'nın simgesi, "Kızıl Yıldız" adına, 'halkın takımı'na hayat verir.

4 Ekim 1945:
Kızıl Yıldız'dan farklı görüşteki Yugoslavya Halk Ordusu subaylarından Petar Dapčević ve Koča Popović’in desteğiyle adını Tito askerlerinden alan, 'ordu takımı' Partizan kuruldu.
İlk yıllarda; Yugoslavya-Partizan diye mücadele edildi ve logo da şöyle evrimleşti.

"Partizan ve Kızıl Yıldız neden düşman?" sorusunu hep aldım.
Kurulduğu ilk yıllarda; Kızıl Yıldız sivillerin, yani halkın takımıydı. Partizan ise ordunun, yani askeriyenin takımıydı.
Nefretin 'geriye kalan tek' sebebi; ezeli rekabettir.

(Fotoğraf: 7 Mart 1965'teki bir derbiden)

Rekabetteki şampiyonluklar:
Yugoslavya 1. Ligi: 1945/1992-93 arası Kızıl Yıldız: 20, Partizan: 11
Sırbistan-Karadağ Ligi: 1992-93/2005-06 arası Kızıl Yıldız: 6, Partizan: 8
Sırbistan Ligi: 2006-07/2018-19 arası Kızıl Yıldız: 5, Partizan: 8
TOPLAM: Kızıl Yıldız: 30, Partizan: 27

Beograd derbisini bu kadar ateşli yapan ne peki?
Neden adına, "Večiti (Ölümsüz) Derbi" denildi?
Çünkü dünyanın en ateşli iki taraftar grubu orada...
Kızıl Yıldız'ın Delije ve Partizan'ın Grobari grupları yani...

Yıllar öncesinden bir sokak kavgaları:

Burada tarihe dalacağız.
Osmanlı Devleti'ne 500 yıllık Balkan hükümdarlığının kapılarını aralayan savaş; Kosova Meydan Savaşı, 1389.
Savaşı Osmanlı kazanmıştır.
Ancak Karadağ soylusu Miloš Obilić, savaş öncesi ya da sonrası Osmanlı padişahı Sultan I. Murat'ı hançerle öldürmüştür.

Aşırı milliyetçi Sırplar, bu savaştaki yenilgiyi ilerleyen yıllarda filmlerle destansı bir yenilgi olarak yansıtmış ve daima bu 'zaferle' gurur duymuştur.

Hatta Sultan I. Murat'ı öldüren Miloš Obilić adına ilerleyen yıllarda FK Obilić ismiyle bir futbol kulübü dahi kurulmuştur.

Dağılmaya ilerlenen Yugoslavya'da Kızıl Yıldız tribünü 1989'da aşırı milliyetçi yapılanmaya gider.
Red Devils, Ultras ve Zulu Warriors birleşip Delije'yi oluşturur.
Delije'deki, "Deli" Osmanlı'dan kalma. Sırpların kullandığı anlamı: "Cesur, güçlü adam"dır.

Halkın takımı olan Kızıl Yıldız'ın gittiği Delije oluşumu, kulübün temel yapısını reddeder.
O dönem aşırı milliyetçi Sırplar (Çetnikler - Sırpçada çeteci demek) tribünü ele geçirir.
Öyle ki; liderleri de Bosna Savaşı'nda katliamlar yapacak olan Željko Ražnatović (Arkan) olur.

Željko Ražnatović (Arkan) o dönemde Delije tribünlerine getirilir, çünkü; savaş başlayınca 'Kaplanlar' adlı Çetnik milislere liderlik edecektir.
Provasını; 1990'daki D. Zagreb-Kızıl Yıldız maçında yapar. 3.000 Delije üyesi, stat demirlerini asitle eritip büyük olaylar çıkarır.

Yugoslavya'da 80'lerin sonunda ayrılma sesleri git gide yükselir. Bu nedenle D. Zagreb-Kızıl Yıldız maçına, "İç savaş başlattı" demek tam doğru olmaz.
Ancak bu maç; nefretin, şiddetin ve aşırı milliyetçiliğin toplumsal ölçekteki somut yansımalarındandır. Fitil ateşlemiştir.

Delijelilerin çok sevdiği bu şiirin adı, "Od glave Zete, do grada Spuza."
Karadağ, Zeta Prensliği adıyla kurulmuştu.
Şiir Osmanlı-Zeta savaşlarını anlatır.
Şiirde; Osmanlı'nın devşirdiği Sırp ve Karadağlılara olumsuz ithamlar var. Sonu, "Bizim Sırplarımız, bizimdir!" diye biter.

"Od glave Zete, do grada Spuza" şiiri, Galatasaray maçında öldürülen Delije üyesi Marko Ivković'in kaybından sonraki maçlarda uzunca süre yerel çalgı, "Gusle" eşliğinde okunmuştur.

Novi Pazar maçlarında da Kızıl Yıldız ve Partizanlılar, Sancaklılara, “Turćin” -yani Türk- der.

Yine tarihe dönüyoruz...

I. Kosova Savaşı'ndaki Osmanlı zaferine dair; Partizan tribün grubu Grobari'nin de bir tezahüratı var.

“Her Türk bilir, Sırp oğlu Obilić’in Murat’ı (Sultan I. Murat) nasıl hançerlediğini...” diyorlar.

Partizan tribün grubu Grobari'nin (Mezar Kazıcılar) tarihi, Delije'den daha köklüdür.
Temeli 1970'lere dayanan Grobari, takımın stadını da "Humska" yani, "Höyük (Anıt) Mezar" olarak adlandırır.
Grobari'de de iç savaş yaklaştıkça Sırp milliyetçiliği damarı kasten kabartılmıştır.

Fotoğraf 1970 senesinden...

Bir grup Partizan taraftarı, deplasman otobüsüyle takımlarının peşinden gidiyor.

Yugoslavya'nın dağılması yaklaşırken, lig Yugoslavya Ligi olarak oynanıyordu. Ortodoks Sırpların 'nefreti' olan Katolik Hırvatlar, Beograd'a geliyordu.

Partizan tribün liderleri, o dönem Beograd'a gelen Hajduk Splitlilerden birkaçına bir bar bodrumu ve mezarlıkta tecavüz etti.

Bu video 11 Şubat 2013'teki Kızıl Yıldız-Partizan maçında çekilmiştir.

Görüntüdeki grup Grobari... Yani bu adamlar deplasmanda!

İnanabiliyor musunuz? Deplasman tribünlerini yakıyorlar ve itfaiye söndüremiyor...

Grobari'nin, Kızıl Yıldız Stadyumu deplasman tribünlerini yaktığı videonun 12 dakikalık versiyonunun linkini de buraya bırakıyorum:

Partizan ve Kızıl Yıldız tribünlerinin 'önde gelen isimleri'nin çoğu; işledikleri ciddi suçlar sebebiyle hapse düşmüş kişiler.
Hatta yakın tarihte de pek çok tribün lideri karanlık cinayetlere kurban gitmiştir.

(Fotoğraf: Mafyanın öldürdüğü Delije liderlerinden Velibor Dunjić)

Yalnızca karşılıklı olarak birbirleriyle değil, kendi içlerinde de kavgalar eden Delije ile Grobari; polisle de ciddi 'imtihanlar' yaşamaktadır.

Aşağıdaki fotoğraf; Kızıl Yıldız tribününe yıllar sonra bir Partizan derbisinde polisin girdiği bir maçtan...

Asıl tüyler ürperten hikâyeyi 2013-14'te Hürriyet Gazetesi'ne yazmıştım.

Partizan'ın ev sahibi olduğu derbi öncesi, Grobarililer gece kendi stadının deplase tarafına girip tribüne kokusuz yanıcı madde sürer.

Derbide meşale atıp Kızıl Yıldızları yakacaklardır!

Kızıl Yıldızlıların tribününün yakılmasını, (doğal olarak burnu insandan daha hassas koku alan) özel köpeklerin uyarılarıyla yapılan inceleme önler.

Sonuç: Stattaki deplasman tribünü temizlenir ve 2 saatlik temizlik sonrası maç oynanır... Partizan, 2-1 galip gelir.

Son yıllarda Grobari'de iç savaş var.

Fotoğraf: Kızılyıldız-Partizan derbisindeki deplasman tribünü. Ortada Grobari, (bize göre) solda Zabranjeni (Yasaklılar) ve ekrana en yakın yerde BW Angels.

Sebep; uyuşturucu ve kara borsa konusunda yaşanan anlaşmazlıklar.

(Foto: @PavleKn)

Partizan ve Kızıl Yıldız taraftarları arasında 2018 yılındaki bir derbide yaşanan meşale savaşları...

(Video: @PavleKn)

Partizan'ın efsanelerinden olan Fenerbahçe Beko Koçu Željko Obradović'in meşhur bir sözü vardır: “Nisam ja Zvezda, ja sam Partizan” der.

İşte bu da Partizan taraftarlarının bir Fenerbahçe Beko maçı öncesi Obradović'i bağrına basışı...

Obradović'in: “Nisam ja Zvezda, ja sam Partizan” sözünün açılımı ise şu; "Yıldız değil (Kızıl Yıldız'ı kast ederek), Partizan'ım..."

Şimdi birkaç fotoğrafla flood'a nokta koyacağım. Takip eden, okuyan, paylaşan/paylaşmayan herkese teşekkürler...

Bu fotoğraflar 2015 yılındaki bir Kızıl Yıldız-Partizan derbisinden...

Belki Türkiye'deki taraftarlara çok ilginç gelecek ama bu fotoğraf da Kızıl Yıldız tribün grubu Delije'nin (Balkan topraklarında çok popüler olan) su topu branşında oluşturduğu tribün 😄

Yine arşivimde yer alan bir Kızıl Yıldız-Partizan derbisi fotoğrafı...

Sırbistan'da anneniz ya da babanız Kızıl Yıldız veya Partizan'dan birini tutuyorsa erkenden böyle ortamlarda, şu şekillerde yer almanız mümkün.

Kimse yadırgamıyor...

Partizan ve Kızıl Yıldız, Beograd'da aynı anda iç saha maçı oynadığında böyle sahneler de yaşanabiliyor tabii 🔥

Flood’ı okuduğunuz için çok teşekkürler.

Yugoslavya günlerindeki mantalitesiyle bakarak söylüyorum; Ben de kesinlikle büyük usta Obradović gibi, “Yıldız değil, Partizan’ım” diyorum ⚪️⚫️

Fakat :)

Seneler önce Genç Fenerbahçeli dostlarımla başlattığımız ve memleketim olan Novi Pazar ile Fenerbahçe’nin kardeş kulüp olmasını sağlayan dostluk bağı sebebiyle; sonsuza dek Novi Pazar ve Fenerbahçe! 💛💙

Son olarak;
Babam Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti Ordusu’nda askerlik yapmıştı.
Ailece; insanların doğuştan seçemediği hiçbir özelliği sebebiyle yargılanmaması gerektiğine ve yalnızca iyi insan/kötü insan diye ayrıldığına inanıyoruz.
Böyle güzel bakanlara selam olsun...