My Authors
Read all threads
17 Kasım 1939'da Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin Berçenek köyünde doğdu. Berçenek’te ilkokul olmadığı için Elbistan’ın Alembey Köyü’nde, Lütfü Efendi Medresesinde Kur’an eğitimi aldı. Ancak, 1956 yılında kendi köyüne ilkokul gelmesiyle birlikte birlikte buradan mezun oldu.
Asıl adı Şerif Cırık olan Mahzuni Şerif, Bağlamaya amcası Aşık Fezai (Behlül Baba) sayesinde merak saldı.
Acısını, öfkesini, sevgisini, her bir duygusunu türküleriyle aktaran, yaşatan Mahzuni, dünyaya geliş sebebinin halk ozanı olmak olduğuna 12 yaşında karar verdi.
Bir gün bir halk ozanı olduğunda, bir dörtlükte doğumu için yazacaktı. Şöyle diyordu dörtlüğünde:

"Tevellüdüm merak ise, miladı otuz dokuz
Kasımın on yedisinde Zeynel Babadan geldim.
Döndü Anaya rahmolmuş, ehlibeyt meftunuyuz,
Ben faninin acısına, seyr-ü sefadan geldim."
1955 yılında, sonradan Ankara'ya nakledilen Mersin Astsubay Okulu'na kaydoldu. 1959'da okulu bitirerek ordonat tekniker sınıfına ayrılarak Ankara Ordonat Tekniker Okulu'nda eğitim almaya başladı. Burada okurken yapılan bir arama sonucu çantasında
Alevi-Bektaşi ozanlarının şiirleri ve Marksizm ile ilgili kitaplar çıkmasıyla okuldan kaçtı ve bir daha geri dönmedi. 1961'da Kuleli Askerî Lisesi'nde gitti fakat maddi zorluklardan ötürü eğitimini yarıda bıraktı.
Ortaokul yıllarından beri sosyalist mantık çevresinde gelişti düşünceleri. Şimdi toplumsal konulara daha çok eğiliyor, geleneksel halk şiirini devam ettirirken bir yandan da protest şiirlerle toplumun sorunlarını dile getiren bir halk aşığı olma yolunda ilerliyordu.
1961’de ilk plağını çıkardı.
Mahzuni Şerif özellikle 60'lı yıllarda yükselişe geçti. Ankara'da, Fikret Otyam, Feyzullah Çınar, Nesimi Çimen, Aşık Daimi, Kul Ahmet gibi ozanla bir araya gelmeye başladı. Otyam'la ilişkileri baba oğul gibiydi.
Bu dönemden sonra Mahzuni Şerif hakkında soruşturmalar başlatıldı. Kısa aralıklarla birkaç kez hapiste yattı.
68'in devrimci önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edildiği dönemde başbakan olan Nihat Erim için yazıldığı iddia edilen
"Erim erim eriyesin" türküsünü plağa okuması yüzünden hapse atıldı. Türkü sözleri şöyleydi:
Köşkün sarayın yıkılsın
Erim erim eriyesin
Umudun suya dökülsün
erim erim eriyesin
Sürüm sürüm sürünesin.
Halk Ozanları Federasyonu, 1989-1991 yılları arasında Aşık Mahzuni Şerif’i, Dünyanın En Büyük 3 Ozanı arasında ilk sırada gösterdi.

70’li yılların ortalarında Mahzuni için en ağır ceza geldi. 8 yıl boyunca sahneye çıkması da yurt dışına gitmesi de yasaklanmıştı.
Bu, hapis cezasından da ağır gelmişti ona. Hal böyle olunca da geçim derdine düşmüş, yine türkülerden uzak kalmamak için küçük bir dükkanda plak satmaya başlamıştı.
Verdiği bir röportajda bu yasağın yüreğine düşürdüğü ateşi şöyle açıklamıştı: “Türkü söyleyememek beni çok üzüyordu
Canlı bir balığı tutun ve kumun üzerine atın o balık o denize nasıl bakıyorsa ben de türkülere öyle bakıyordum.”

2001 Kasım ayında kendisine ,Şubat 2001 tarihli Kızıldeli dergisinde çıkan "Elhamdülüllah Kızılbaş'ım ve Laikim. Ben değil yedi sülalem kızılbaştır.
Bir suç varsa o da dedemdedir!" dediği için, DGM tarafından dava açıldı.
Bu yazısında “Ben Allah adına insana secde etmeyi yeğlemekteyim. Bir Alevi çocuğu değil bir Hrıstiyan, bir Musevi de olsam böyle düşünmekteyim….
İnsan aleminin sevgisinde, gönlünde, bütünlüğünde ve doğanın her güzelliğinden beni yaradanı arayıp keyfime göre isimlendirdim. Ona gönül dedim, bülbül dedim, çiçek dedim, Ali dedim, Veli dedim ağzıma güzel gelen herşeye onun adını verdim.
Bunu bana haram edecek her yasaya, her bilirkişiye, her dinsel nasa rest çekmekteyim….. Türkiye Alevilerinin yolunun gerçek Ali’ci yol olduğunu savunmak ve yaymak isterim.
Çünkü Ali’nin başlattığı cemahiriyel vukuat (halkcı hareket) Atatürk’ün noktaladığı Cumhuriyetin mayasını hazırlamıştır.”
Duruşma 27 Aralık 2001 tarihinde DGM'de yapıldı.
2002 Mayıs ayının 17'sinde evli, sekiz çocuk, dört torun sahibi olan Mahsuni Şerif 62 yaşında Almanya'nın Köln şehrinde hayata gözlerini yumdu
Halk şiirine ve türkülerine ömrünü veren Aşık Mahzuni, 62 yıllık ömrüne; 453 plak, 58 kaset ve yayınlanmış 8 kitap sığdırmıştır. Ayrıca TRT tarafından hazırlanmış iki belgeseli vardır.

Aşık Mahzuni Anadolu’da Ozanlık Misyonunu
“En yakın tarihi ile on bin yıllık bir kültürün
üstüne katlana gelmiş, Asya kültürünü oluşturmuş, Asya kültürü içerisinde Anadolu Harmanını mozaiklemiş bir kültürün adıdır” diye yorumlar.

Ozanı,
“Bulunduğu halkın tarihini, mevcut yaşamını ve geleceğini ince, çok hassas bir mesuliyetle sazlı kültüre diken insandır”
diye tarif eder. Ve ”işte ben böyle bir halktan geldiğim için tükenmiyorum, kaynak olarak halkımı gösteriyorum… 1950 yıllarda başladığım saza, cemlerde ve görgü ya da muhabbet anlarında edindiğim engin öğretileri de katarak halk ozanları safına girmiş oldum.
Ve dediğim gibi tarihi halk ozanlığı misyonuna duyduğum bozulmaz saygı zaman zaman çağımızda kendini gösteren halkcı ve demokratik kavgayı (devrimciliği) da düşüncelerime taşımış oldu. Yaklaşık kırk yıldır saz çalar deyişler söylerim”.
"Türkülerime Aşık Veysel mülayimliğini kattım. Düşün felsefemi de yine Pir Sultan Abdal’dan aldım. Ve şunu anladım O güne kadar Halk sürekli olarak istismar edilmiş. Halk şiiri geleneği gül, bülbül, çiçek edebiyat ile uyutma perhizi olarak kullanılmıştı.
İlk amacım bugüne kadar gelen bu kalıpları kırmak oldu. Olaylardan ve halkın yaşamından aldığım gerçekleri konu olarak işledim ve bu güne kadar böyle geldik….Ben Anadolu geleneksel halk kültürü zincirinin kendi çapında bir ozanıyım.
Ancak cumhuriyet kavramının cumhuriyetci yapının bıkmaz usanmaz bir hayranı ve müptelasıyım” der.

Aşık Mahzuni sanatını icra ederken adeta Polis ve Jandarma kendisini takibe alır bir çok konserinden sonra gözaltına alınır.
Kendisi bu konuda “hapislik kahrolası bir hayat tarzıdır. Özgür bir insanın hiç bir zaman hapis yatmak için budalaca düşüncesi olamaz. Ancak başa geldiği zaman bundan kaçmak gibi bir ayıbı da olamaz….

+++ 👉👉👉
Her gün dipçikler altında ezilen Anadolu insanını, memleketi için canını veren gençlerin yediği idamları ve toprağımda dalgalanan yabancı bayrakları düşündüğümde kahroluyorum. Ve bu kahroluşum henüz bitmiş değil. Çünkü saydıklarımın çoğunu mahpusluğun dışında da tatmaktayım.
Ülkem bana zaman zaman mahpus gibi geliyor”. diyerek ülkenin emperyalist güçlerin hegomonyasına bırakılmasına ve bu uğurda mücadele edenlerin çektikleri acılara parmak basar.
Hani Der Aşık Mahzuni;

İşte gidiyorum çeşmi siyahım

Önümüze dağlar sıralansa da

Sermayem derdimdir servetim ahım

Karardıkça bahtım karalansa da.
Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh.

Enjoying this thread?

Keep Current with Kapheros

Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!