Küresel finans dünyasının Türk ünlülerinde bugün: OSMAN SEMERCİ. Kariyerine Türkİnvest'te başlayıp hızla dışarı açılan ve 2008 küresel krizine sağlam katkı veren "financier".
1992'de Merrill Lynch'in GÖÜ ekibine ilk kez türev ürüncü olarak girdikten sonra farklı pozisyonlarda...
çalışmış & hırsıyla yükselmiş. 10 yıl içinde Pasifik bölgesinden (ABD+Japonya) sorumlu Sabit Getirili Menkul Kıymetler bölüm başkanı olmuş. Sonrasında çeşitli dergiler tarafından yatırım bankacılığı ödülleri almış ve 2006'da, bankanın küresel Fixed Income başkanlığına getirilmiş.
Buraya kadar yazdıklarım kendi web sitesinden. Sonraki "iddialar" (ehem:) küresel krizi anlatan farklı kitaplardan olup, ne kadarı gerçek ne kadarı "günah keçisi ilan edilme" bilemeyeceğiz.
2000'li yılların başında #CDO denen bir finansal yapı, Wall Street'te çok popüler olur...
Hacmi sadece birkaç yılda yüz milyardan trilyon $'a çıkar. Bu, bildiğimiz mortgage'ların parçalara bölünüp havuz oluşturduğu, sonra yine parçalı şekilde yatırımcılara satılan... üreticisi dışında risklerini kimsenin tam göremediği bir Pandora kutusudur.⤵️
Emlak balonu patlamadan önce, ne kadar çer çöp varsa bu şekilde fonlara satılır. Semerci 2006'da bu CDO'lardan portföye $40 milyar alır & toplam riski $55 milyara çıkarır. Kıyas için: bankanın tüm varlıkları $700, piyasa değeri $70 milyardır. Henüz sıkıntılar baş göstermediğinden
bu büyük risk bankaya güzel para kazandırır. Semerci Ocak 2007'de $20 milyon prim kazanır. Hem bankası adına hem kendi adına sektör dergilerinin ödüllerini çeşitli galalarda alır. Fakat bunu yaparken, bankanın muhafazakar personelini ve risk birimlerini tamamıyla kendi bölümünden
uzaklaştırmıştır. CEO & yönetim kuruluna bilgi verirken "bizim her şey hedge edilmiş durumda.; en fazla $83 milyon zarar edebiliriz" der. Sıkıntılar arttıkça, bu rakamın bir parça daha fazla olabileceğini kabullense de, kenara itilmiş bir risk yöneticisinin iddia ettiği $6 MİLYAR
olasılığına kesin olarak karşı çıkar. Aldığı CDO'lar triple A denen, en güvenilir kurumların ürünleridir ve bu boyutta bir çöküşü kabul etmez. Sonradan kendisi gibi tüm eleştirileri alacak olan CEO O'Neal da uzun süre onun dediklerini doğru kabul eder ancak bir noktada minare
artık gizlenemez hale gelir. CEO Semerci'yi kovar. Selefi bankaya geri getirilir ancak artık çok geçtir. Kurumunu Bank of America ve Wachovia'ya satmayı kimseye sormadan deneyen CEO da şutlanır. Sonradan gelen CEO Thain kriz sırasında ofisini dekore ettirmeye yüzbinler harcar.
Sonuçta Bear Stearns'ü batıran CDO'lar bankanın sonunu hazırlar. Goldman bugünkü ününe kavuşmadan önce en iddialı yatırım bankası olan Merrill Lynch, mevduat bankası Bank of America'ya satılır. Bugün bile bankanın bir GOÜ veya Türkiye raporuna bakarsanız amblemi BofaML'dir...
Semerci elbette ABD'de kalmaz; pasaport sahibi olduğu Britanya'ya döner. Önce Duet Group'a CEO olur. Sonra EMEA Capital isimli kendi yatırım şirketini kurar. #
Bu özeti 3 farklı kitaptan çıkardım. Bir hemşerimizi durup dururken kötülemek istemem; cevap hakkı her zaman saklı. :)
Direkt alakalı değil ama gençler için mini trivia notu :)
Bu bankanın Aralık 2005 - Mayıs 2007 arasında, yani olaylarla kabaca eşzamanlı bir dönemde, ABD/Japonya hariç diğer bölgelerden sorumlu baş ekonomisti Mehmet Şimşek idi... Muhtemelen Londra'da aynı ortamda çalışmışlardır.
@AtillaOzmumcu izniyle, mesajlarını tek parça olarak ekliyorum:
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Maaşlı çalışırken "girişimcilik yapmalıyım" diyen arkadaşların araştırıp girdiği spesifik bir sektör var: otomat işletmek. Az bir parasal yatırımla, doğru konum seçimiyle büyütülebilecek bir iş.
Bunun ABD'de daha ilginç bir versiyonu var: ATM işletmeciliği
ABD'de bulunan yaklaşık 500 bin ATM'den %40'ı bankalara aitken, %60'ı özel işletmeciler adına kayıtlı. Aynı bir otomat alıp içini doldurur gibi... ya sıfırını 5-10 bin dolara, ya da 2. el bir ATM'yi 2-3 bin dolara alıp içini "paralıyorsunuz" ve internete bağlıyorsunuz, voilà!
Merkezi sisteme bağlı tüm finansal kurumların müşterileri sizin paranızı çekiyor. Bunun karşılığında bir miktar komisyonla beraber hesabınıza ilgili tutar kısa sürede EFT geliyor. ATM'nizi başka birinin mağaza veya özel alanına koyduysanız kira ödüyorsunuz.
Vadesi gelen KKM hesaplarını, standart TL mevduata geçirme hedefi geldi. Kıstasları tutturamayan bankalar ek menkul tesisine mecbur tutulacak.
Hazine'den devralınan TL KKM'de hedef %50 (!). Döviz dönüşümlüde ise sadece %5. Teoride bu 2 hesap türü arasında büyük fark yok, ikisi de vadesinde dövize geçebilir. D.D.'nin MB kurundan dönme hakkı var, bu düşünülerek fazla ısrarcı olunmamış.
TL KKM sahiplerine ise çok ciddi faizler önerilmesi lazım. Yoksa bankaların 500 milyar TL ekstra menkul kıymet tesis etmesi gerekebilir. Silahlar çekildi...
Artı,
%57'ye inen Liralaşma oranı,
Kredilere çift adımlı faiz tavanı vb
Her şey kaldırıldı. ✂️
MB'nin açıklayacağı katsayı ile kredi faizlerine kıstas.
DDKKM için %5 vadeli TL ile yetiniyor muyuz? Hayır. Kalan %95'in de yenilenmesi zorunlu. Eksik kısma ek menkul tesisi... 🤣
1. HGE doktorayı bitirmek için tez yazmaz. Danışmanı onun ilk düşüncelerini kağıda döker, tez komitesi prosedür gereği 1. sayfayı okur ve doktorasını onaylar.
2. HGE üniversite döneminde staj yapmayı düşünmüş. Onun sadece stajyerliğinin 3 ayda 9 kat ciro büyüteceğini anlayan şirketler, dikkat çekmekten korkup reddetmek zorunda kalmış. Staj yapacak yer bulamamış.
3. HGE 'nin kitabında imkansız üçleme, dörtleme veya beşleme diye bir şey yoktur. Dünyadaki diğer MB başkanları tamamen başarısız gözükmesinler diye varmış gibi davranır.
Birini savunuyor durumuna düşmekten (bu aşamada nötr kalmayı tercih edeceğimden) pek hoşlanmıyorum ama deveye boynun eğri demek şart. Konu ABD'de bir dava.
ABD sermaye piyasalarında bir şirketin fabrikasına göktaşı düşer... hissedarları "bu riski belirtmediniz" diye dava açar...
Sektörde önemli bir olay gerçekleşir... bir grup "neden gece açıkladınız, piyasanın açılmasını bekleseydiniz" diye dava açar. Bir başkası "açıklamasanız, hisseler düşmezdi" deyip ayrı dava açar... 🙈
Genel adı "menkul kıymet sahtekarlığı" (securities fraud) olan bir "işkolu" bu.
Amacı nedir? Sektör avukatları, düşen hisselerde para kaptıranları bulur ve dava açmaya teşvik eder. "Ne tuttursak kârdır" modu.
Bloomberg blog yazarı (avukat-komedyen) @matt_levine bunun o kadar fazla örneğini vermiştir ki, bu terimle adı özdeşleşmiştir...
KKM'de bugün 1. Yatırımcı 1 yıl vadeli %40 peşin primli $1 milyon DDKKM yapar 2. Banka hesaba peşin $400 bin yatırır 3. Onu da DDKKM yapar 4. Peşin $160 bin prim... 5. Onu da... 6. Peşin $64 bin yatar 7. Onu da... 8. Yatırımcı yeter der 9. Bir yıl sonra $1.649.600 geri alacak(?)
Teorik olarak mümkün olan bu işleyişin hafif farklı versiyonu fiilen yapılmış (gözlere siyah bant çektim)... Oransal zirve olarak %41 duyuldu... Peşin primde %20 stopaj alan var, almayan var... MB'nin "KKM düzeltme ödemesinden bu primi düşünüz" ültimatomu tamamen pas geçiliyor...
Zaruri notlar: 1. Bunun hemen bitmesini umuyorum. İsim vermemem + olayı afişe etmem bundan. (İsteyen PM'le öğreniyor) 2. Bu oranlar bankalara ne yapar? Batırır 3. Bunu niye yapıyorlar? %9'dan 10 yıllık tahvil almamak için. Sanırım sadece Mayıs'ı atlatma amaçlı, değişmesi umuluyor