Derindunyacılarla Soru Cevap Potborisi
SAABİLİK; FETÖ, TAPINAKÇI ve BİNYILCILIK
Ahmet YOZGAT 2. Bugün, 12 #haziran 2020 #cuma… Her zaman olduğu gibi Günahsız ve Başarılı bir gün dileğimizle Türk Milletinin sevgili evlatlarını selamlayarak başlayalım. #DevletimizinYanındayız
4. Sabilik Zaten Saabi Tarihi de öylesi küçük cemaatlerin yaşantısını içeren bir anlatım da değil. meselesine dikkat çekilişin nedeni başka olsa gerek… Hatırlayanlarınız vardır. Yıllar önce yaptığımız bir video: “Sızıntı Dini” adını taşımaktaydı.
5. İşte; orada sözünü ettiğimiz, devasa Ümmetlere sızarak, onların “Yetkin Dinler”ini ifsad eden/bozan/sulandıran bir inanç sistemi olarak Sabilik, Kutsal Kitaba girmiş ve dikkat çekilmiş...
6. Babil-İran ve Mısır Külteri içerisinde; Maniheizm ve Heretik/Hermetik gibi iç Tarikatlarda, Saabi özelliği taşıyan yönelişler bulunması ile birlikte, asıl işaret edilenin “Hindistan Kültü” olduğunun da altını çizelim, bir kere daha.
7. Çünkü bu Kültün; Babil-İran ve Mısır Kütlerinden farklı olarak, yekpare bir Saabilik yapılanması olup yegane Ritüeli diyebileceğimiz Nirvana'nın, ...............
8. “insan-insan”dan “insan-tanrı” bina etme İnisiyasyonu/Ezoterik Eğitiminin, tam bir “Saabileştirme” metoduyla alakalı olduğunu söyleyebiliriz.
9. Bu anlamda; metod, Reenkarnasyon Tekniğini kullanarak, Tanrılaşma İnisiyasyonunu, “Kast Sistemi” içerisinde uygulayagelmekte ve kendi adına başarılı da denilebilir.
10. Bir Milyarı geçkin İnsanlıktan söz ediyoruz, başarı derken. Reenkarnasyonun da İnisiye etme/Yüceltmeme/Tanrılaştırmanın zirve hali ve en zor yolu olduğunun biliniyor olmasına rağmen…
11. “En zor” zira bu metoda, “Minerva Katmanları” arasındaki geçiş ancak ölmekle mümkün olmakta. Bu zor yöntem, Batı Dinlerinde daha kolaylaştırılmış olup “Yüceliş Katmanlar”ı, Kutsal Bilgi/Gnosis talimlerine indirgenmiş durumda diyelim.
12. Birinci bölümde söylendiği gibi Saabiliğin temel imanının; Ezoterik “Işık Tanrısı” ve onun, “Düşmüş İnsan”daki “Töz”ü olduğu malum. Temel Ritüel de adı olmayan haliyle Işık Tanrının, Sızıntı işleminden ibaret...
Yani Saabiliğin Tanrı anlayışını, “Sızan Ruh”un ifade ettiğini söylemek istiyoruz. Bu anlamda, “İsimsiz Saabi Tanrı” sızdığı her Dinin kutsalının adıyla anılan bir özelliğe sahip. Yani Yahudilikte Yahve; Hıristiyanlıkta, Baba ya da Oğul İsa olabilen bir İlah anlayışı mevzubahis…
14. Hatta ve haşa; Müslümanlıkta da “Allah” adıyla anılan bir tufeyli kutsaldan söz edilebiliyor.
15. Saabiliğin adı olmayan Tanrısı gibi, Peygamber konusunda da -Takiyyenin gereği olarak- kendileri, her ne kadar Yahya Peygamber/St. John ya da Yuhanna’dan söz ederlerse etsinler, bir Peygamberi de bulunmamakta bu anlayışın.
16. Doğal olarak, bir ritüeli de yok. Bu nedenle; sızdıkları her dinin Peygamberini, peygamberleriymiş gibi, ritüellerini de kendi ritüelleriyimiş gibi kabul etmiş görünen bir takiyye hali yaşamakla mükellef Saabiler.
17. Bu arada, şunu söyleyebiliriz: Şanı Yüce Allah'ın, insan için takdir ettiği “Tevhid Dini”nin vazedici Peygamber sayısının yüzbinlere ulaşmasının sebebi, “Saabi Sızıntı”dır dense yalan olmaz.
18. Zaman içinde gelmiş geçmiş her Peygamberin, -özellikle Ahirete göçmesinin ardından- O’nun öksüz kalan Ümmeti arasına yayılıp Tevhid Dininin dindarlarıymış gibi bir “Takiyye Münafıklığı” içerisinde köşe başlarını tutan Saabi anlayışa, tarih boyunca rastlanageldi.
19. Her Sızıntı işleminin ardından; Tevhid İnancındaki Takva sahibi bağlıların samimiyetinden bilistifade; onların, İnisiye yoluyla ve gönüllü olarak Saabileştirildikleri tarihen sabit.
20. Sanki, burada sözü edilen “Dönüştürme” Tevhid Dininin, her Peygamber sonrasındaki kaderi gibi çağlar boyu yaşana geldi. Her Elçinin arkasından bir başka “Tevhid Elçisi”ne ihtiyaç duyulması bu yüzdendi çoğunlukla.
21. Hatta Şanı Yüce Allah’ın, “Son Tevhidi Din İslam”ı koruyacağı vaadi de “Müslümanlığı” Sızıntıdan korumanın vaadi olmalı.
22. O nedenle diyoruz ya “15 Temmuz Gecesi; Türkiye’nin üzerine, “İlahi El” bizatihi dokunmuş gibiydi.” Yani koruma, hissedildi. Zira o gece, Türkiye; topyekun Saabi Saldırısı altındaydı.
24. Oysa Sabilik, sızdığı her Tevhid Versiyonunun Peygamberinden başlayarak; aşağı doğru, İnisiye yoluyla bütün bağlananları Kutsayan ve tedricen Tanrılaştıran bir eğitimle bina ettiği eserini, ................
25. Tevhide yamayarak, Vahdet Dinini, bir “Tanrı ve Tanrıcıklar Panteonu”na çevirmekle sabıkalı. Sabıkası, işi aslında!
26. “Haniflik ve Sabilik” karşıtlığından hareketle diyebiliriz ki… Söz konusu; Sabilik, “Gayri Haniflik” olup “Ahad Olmayan Tanrı Anlayışı”na sahip Münafık/Çokyüzlü ve Takiyyeci bir Kült.
27. Yani en başta ve çoğunlukla “İhlas’ı Bozan” bir yapı söz konusu; bunun yanı sıra, Ritüeli/Ameli tahkim edip çoğaltarak, zihinleri bulandırmakla da meşhur!
28. Kanaatimizce… Ahir zamanda; Sabiliğin, Semavi Dinler olarak bilinen Yahudilik ve Hıristiyanlığın arkasından ve Tevhid’i yeniden bina ve “İhlas”ı ihdas için gelen Müslümanlığı dahi, ...................
29. Saabileştirmek hususunda, sinsi bir tehlike olduğunun öngörüsü ile Kur'an, Sabiilik kavramını literatürüne almış görünüyor. Ve bu manada; zamanımızın insanın, dikkatini çekiyor; Arap toplumunun değil.
30. Çünkü Saabileşmek; belki de en tehlikeli “Münafıklaşmak” olarak tarif edilebilir Müslümanlık açısından. Bu seviyede bir Münafıklığın bina edilmesinde, Takiyye yöntemi, kolaylaştırıcı bir metod olarak kullanılmakta.
31. Aynı zamanda Firavunlaşmak ve Müşrikleşmek/Paganlaşmak da Sabiliğin aktivitelerinden biri diyelim. Vahim olan bu da değil. Başka!
32. Saabi Kültüne inisiye olan insan/toplum/ulus; ne Münafıklaştığının, ne Firavunlaştığının ve ne de Müşrikleştiğinin farkına varamıyor/vardırılmıyor; aksine, “Mümin”leştiğinin sanısı içinde bir “Gaflet” durumu mevzubahis Saabi Avam arasında.
33. (Bir soru elzem oldu burada: Gaflet durumu, Avamı kurtarır mı? Doğrusu bilmiyoruz! Fetva Ehline sormak lazım…)
34. Saabi anlayışın en son, bu itibarla en gelişkin halinin de Fetöcülük olduğu artık ayan beyan ortaya çıkmış durumda. Yukarıda bir “Işık Tanrısı”ndan söz ettik ya... Saabi anlayış; Esma'dan olan “Nur”a karşı “Işık”ı önermek ve kutsamakta.
35. Pekçok durumda da “Işık/Işk ve Aşk Dini” olarak tarif etmekte kendisini. Geçerli olduğu Dönemde; Fetöcülerin, öğrenci evlerinin, “Işık Evleri” olarak sıfatlanmasının nedeni budur, diyebiliriz.
36. Oysa “Nurcu Ekol”den geldiğini söyleyen bu yöneliş; talebe evlerine, “Nur Evleri” dese daha şık mı olurdu acaba? (Bu arada; Ekoldeki “Nur” kavramının da “Nurs” adından köklendiği bir başka Takiyye mi acaba diyesimiz var.)
37. Söz buraya gelmişken… Bu konuda; “Fetöcülük ve Ezoterizm” beraberliğini anlatan bir video çalışmamızı, Derindünya-2 Kanalımızda bulabileceğinizi de çıtlatalım.
38. Ve yine söz Fetö'den açılmışken... Sızıntı Ezoterizminin ya da Saabiliğin ne anlam ifade ettiğini anlamak açısından; geçen yıl Feto'nun, bağlılarına bir önerisini duyurmuştu haber ajansları…
39. Diyordu ki Feto, Takiyyenin gereği olarak tabii; “Bulunduğunuz ülkelerin geçerli Dinine uyumanızda bir mahsur yok!” Yani Türkiye'de namaz kılıyor olmanız çok önemli değil; Almanya'daysanız, “Kilise”ye gidebilirsiniz.
40. Bunun gibi İsrail’deyseniz, “Havra”ya gitmeniz de bir mahsur yok. Çin'deyseniz şayet; “Pagot”a giderek o mabetlerin gereğini yerine getirir ve orada geçerli olan halde ibadet edebilirsiniz.
41. Çünkü adı her ne olursa olsun, Tanrınız bir ve o Işık Tanrısı... Yani Ezoterik bir “Kollektif Tanrı”dan söz ediyor Feto, kendi Tanrısından.
42. İşte, yukarıda sözü geçen “Diyalogçuluk”un temel öğretisi de buydu/bu. Fetöcülüğün önemli projelerinden olan, “Dinlerarası Diyalog” meselesi, Satan’ın Kıyamet Projesi diyebileceğimiz, tüm “Dinleri Saabilikte Birleştirme Planı”na işaret etmekteydi.
43. Yani zannedildiği gibi “Diyalogçuluk” İslamı, Hıristiyanlaştırma veya Katolikleştirme değil... Aksine; hem Katolizmi, hem İslam’ı (ve diğer din ve inançları) Saabi potasında eriterek, benzeştirmekti.
44. Zaten, Saabi inancına zaviyesinden bakıldığında; ha İslam, ha Hristiyan! Bu Dinler; “Işık İnancı”na göre, Ezoterik Işık Tanrısı'nın, avam için biçimlendirdiği alt inanç varyantları olarak görülmekte.
45. Hatta peygamberlere de görevli “Işık Muallimleri” demek mümkün; haşa! Kurtuluş için Hristiyan, Yahudi, Müslüman olmak yetmemekte. Bu “Avami İnanç Düzlemi”nden çıkıp Ezoteryal “Gnostik Bilinç”e ermek ve bir Aydınlatıcı aracılığıla Nirvana Eğitiminden geçmek şart!
46. Böylece “Işık Dini”nin üst katmanına yani “Dinlerin Anası”nın bilinç düzeyine ulaşmak ve orada Tanrısal özellik kazanmak ve de “Minerva” olamak gerekiyor.
47. Bunun adı, “Yüceliş Öğretisi” ya da insanın içine konduğuna inanılan “Tanrısal Öz/Töz”ün eğitimle büyütülerek, bütün vücudu kapsaması İnsanın Asli Vazifesi olarak kayıtlı Ruh tahtasında.
48. Bunun için evvela İnisiyasyon sonra da “Aydınlanmak” şart koşulmuş durumda. Yoksa kurtuluş mümkün değil, deniyor.
49. Tarihi süreç içerisinde; İnisiyasyon yani bir “Aydınlatıcı Muallim” gözetiminde, katman katman Yücelme ve Tanrılaşma işlemi, bireysel olarak yapılıyordu/yapıla geldi. Ancak Bu yöntemle insanlığın Saabileştirme matematiğinde, dişe dokunur bir sayıya ulaşılamadı.
50. Hala ulaşılmış da değil; her Din ve İnançta; bir neyi “Sabileştirme İstasyonları” kurulmuş olduğu halde... İçinde bulunduğumuz dilim itibariyle zaman kalmadı. Bunun için “Mega İnisiyasyon” denilen bir yöntemi denemek istiyor Ezoterik Sabi Mühendisler.
51. Yani topyekûn, bir seferde ve hep birlikte insanlığı İnisiye ederek; herkesi, “Tanrı” olduğuna inandırmak... İşte, Kıyametin kopuşunun sebebi de bu hattı zatında! Kolektif İnisiyasyon içinse Teknolojiyi kullanma düşüncesindeler.
52. Bunun için “Dijital Yöntemler/DijiTek Aparatlar” kullanma üzerine çalışa geldikleri biliniyor; 420 Mhtz Deccalin Frekansından yayınlar, Çipler, çöpler vs…
***
53. Yukarıda; 2. Binyılın yani Selçuklu Döneminin, “Kıyamet Tetikleyicileri” ya da o zamanın Binyılcıları olan, Tapınakçıların; Saabi inanışında olduğunu yazdık ya...
54. İşin garibi; kendilerine, “İsa'nın Yoksul Askerleri” diyen Mabetçiler ya da Tapınakçıların; Saabileşme yöntemini yani Saabi İnisiyasyon Metodunu, Müslüman Batınilerden öğrendikleri biliniyor.
55. Devrin Saabi Müslümanları, Hasan Sabbah Fedaileriydi yani Haşhaşiyun... Sayıları, yaklaşık otuz küsur olan; Horasan ve Suriye mıntıkasına serpişmiş “Kaleler Devleti”nin Saabi Suikastçileri; Selçuklunun orta yerine sokulmuş Alamut Kulelerinde yaşıyorlardı/saklanıyorlardı.
56. Selçuklu; hem Sabbahçılara, hem de Tapınakçılara karşı savaşmak durumundaydı. Bu sebeple Tapınakçılar ve Haşhaşiler ittifak yaptılar.
57. Bu esnada; İsa'nın Yoksul Askerleri, “Hasan Sabbah Daileri” tarafından İnisiye edildi ve 5 Dereceli bir “Nirvana Eğitim Süreci” sonunda, Tapınakçılık da bir “Ezoterik Saabi Tarikat” halini aldı.
58. Fakat yine de Takiyye Münafıklığını elden bırakmadı ve Devrin Papasını kandırarak, “Kayrılmış Hristiyan Tarikatı Beratı”nı aldı ve çıkarları için kullandılar. Amaçları; Katolizm içinde “Paralel İnanç” ve “Paralel Vatikan” kurmaktı.
59. Papa ve Fransız Kralı, onların bu planını deşifre etti ve bir komployla Tarikatı dağıttı. Kaçak Tapınakçılar, o günden beri, “Sızıntı Ustaları” olarak başta Masonluk olmak üzere, buldukları her Toplumsal Organizasyona hatta Dinlere ve Devletlere dahi sızarak, .............
60. gizli ve etkin bir “Paralel Dünya” oluşturdu ve İnsanlığa yön verdiler. Bin yıllık Planlarla “Paralel Kader” biçimlendirmeye dahi kalkıştılar.
61. Ama günümüzde, duvara toslamış görünüyorlar; buna rağmen, inatçılıkları devam ediyor! Bu günlerde; bekleyip göreceğimiz, kısa bir süreç yaşanmakta olduğunu da da söyleyelim. Ve bitirelim.
Ve de diyelim ki Allahualem!
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1... 5 Kasım'ın Dünyadaki Zirve Etkisi
Barışın Savaşçısı Rolünü Üstlenen
ERDOĞAN NİÇİN BREZİLYA'DA?
Avro-Güney Amerika’nın Startı
Ahmet Yozgat
2. Bugün 18 Kasım 2024… Derindünya yorumcularından sevgili Ali Uyanık, konuya dair diyor ki: “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18-19 Kasım'da Rio de Janeiro'da düzenlenecek 19'uncu G20 Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere Brezilya'yı ziyaret edecek. ABD seçimleri ile birlikte Erdoğan'ın muazzam diplomasisi: Türk Dünyası (Asya) Macaristan (Avrupa) Suudi Arabistan (Arap Yarımadası) Azerbaycan (Asya) Brezilya (Güney Amerika)” AvroBabil ve AvroMısır nüfuz alanlarını içine alacak şekilde bir ziyaret silsilesi. Şimdi de Brezilya ziyareti ile AvroAfrika'yı arkadan dolanacak şekilde bir hamle aynı zamanda ise Güney Amerika içinde yeni bir pencere açılıyor. O coğrafyada zaten, Venezuela ile çok iyi bir diploması güdülüyor.
3. Aynı zamanda o bölgede Bolivya da var. Bolivya'nın bir özelliği de kendi 15 Temmuz’unu yaşayan ülkelerden olması. Hatırlarsanız, 2024 yılı içerisinde, bu ülkede bir Darbe girişimi oldu. Başkaldırı girişimi hâlindeyken Devlet başkanı, halkı sokağa çağırdı ve halk, Darbeyi önledi. Böylece, Hanif Muhammedî Anadolulu Türkler, ta Anadolu'dan uzanıp Güney Amerika'ya ilham olarak, eski nesil askeri Darbeyi sonlandırdı. Bakalım; Erdoğan, bu Buenos Aires’te de bir masa kurup kimleri ağırlayacak. Merakla bekliyorum.
1 AK Parti Kim Kurdu?
Erdoğan’ı Kim Atadı?
ERDOĞAN, DEVLERE KAFA TUTAN BİR ŞÖVALYE Mİ?
Ahmet YOZGAT
2. Bugün 29 Ekim 2024... Efendim cumhuriyetimiz hayırlara vesile olsun. Epey bir zamandan beri X.twitter'da makale yayınlamıyoruz. Bugün bir başlangıç yapalım istedik. Buyurun o halde…
2. Derindünya’nın sadık kardeşlerinden sevgili Mustafa Kemal KURT: Ahmet abi, Ak Partiyi de Küreselci ABD kurdu, öncekileri kurduğu gibi. Peki Sn. Erdoğan, bu yapıya sızdı mı? Ve kurucu yol arkadaşlarının her birini, makam verip diskalifiye etti. Yoksa süreç içerisinde, ipi dışarıda olmayan Erdoğan’ı; Devlet, kendi adına sahada iş yapması için mi bıraktı?” Bu mevzuda, bir kardeşimiz de şöyle diyor: “Ak Partiyi kurmayı planlayan Küreselci Akıl, başına geçecek adamı da belirlemiştir diye düşünüyorum. Parti de başı da belliydi. Fakat sonradan parti de lideri de makamından gönderilemedi? Ne olduysa ondan sonra oldu.”
**
9. Dolayısıyla gemiyi merkeze alan bu bölge için İnsanlığın Anavatanı demek lazım. İnsanlık, ilk anavatanında, hazreti Nuh’un üç oğlu üzerinden türedi. İlk babalarsa Yafes, Sam ve Ham’dı…
Başlangıç için rivayet böyle.
10. Bununla birlikte, Gemiyle gelen 80 İnanmış adam iddiası da var hatta bu sayının 200 olduğu da söylenmekte. Her neyse! Neticede insanlığın yeni nesli, böyle doğdu. Günümüze kadar gelen tüm kavimlerin ilk tohumu, bundan ibaret.
2. Bugün, 26 Ağustos 2023…
Konumuza, dün kaldığımız noktadan başlayalım.
Demiştik ki… Binyılcıların uhdesindeki Medeniyet tasavvurundan, Yüzyılcıların pay alıp almaması konusunda, anlaşmaları ya da anlaşamamaları, Ortak Masanın temel sorunu olarak duruyor.
3. Çünkü ortak bir Medeniyette, elbette dümenin, Binyılcılarda olacağı biliniyor. Çünkü Dijitalizm’in bundan ötesinin şifreleri, onların kasasında saklı. İşte bu ihtimal, Yüzyılcılar adına İngilizleri kara kara düşündürüyor.
58. Yani Erdoğan, kısmi bir iktidar sahibi olarak; sadece, Dış Politika ve Devlet ölçeğinde, belediye hizmetlerinden sorumlu durumunda oldu Türkiye. Bu bir...
Ve iki yapılı Hükümet…
59. İkili Hükümet bağlamda, Seçim sonrasında kurulan veya kurdurulan Yürütme Organı, saklı İngiliz IMF’si ve gizli Amerikan IMF’sinin adı konmamış ortaklığındaki Ekonomik uygulamayla bir süreden beri fiiliyatta.
Tanrının Mirası Ne? 3
Mülk, Tebaa ve Bilgi
TANRININ MİRASÇILARI KİM?
Ve Neo Paylaşım Savaşları
Ahmet YOZGAT
#TanrısalMiras #PaylaşımSavaşları
#Trump #Erdoğan #Putin #ŞiJinping
#Kraliçe #William #Charles
#Mülk #Tebaa #Bilgi
#GıdaSavaşı #SuSavaşı
#HanedanSavaşları #PinokyoTarihi
21. İşte, bu durum, sorun oldu ve Kraliçe Doktrinini, yumuşak karnından yaraladı.
22. . Çünkü böylesine girift ve iç içe geçmiş; 2+1 Tanrı, 12 Hanedan, İki Amerika ve Birleşik Üç İngiltere aralığında yapılmak zorunda olan “Son Paylaşım Savaşı” halen kördüğüm halinde.