My Authors
Read all threads
Belki yeşil sahaların en büyüklerinden biri olabilirdi Socrates. Fakat o belki de sadece insanlık tarihine geçmeyi tercih etmişti. Düşününce de en büyük zaferini sahada değil, cuntaya karşı sandıkta almıştı. Obrigado Doutor!
4 Aralık 2011'de Brezilya'dan gelen bir haber, yeşil sahalarda kafasına göre takılmış bir ozanın son nefesini verdiğini söylüyordu. Biricik Socrates ölmüştü. Peki o sadece bir maestro muydu? Doktor, bir futbolcudan şüphesiz çok daha fazlasıydı. Düşünür, aktivist, sanatçı...
Aslında her şey 19 Şubat 1954'te Belem'de başlamıştı. Fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gözlerini açtığında kaderi çizilmişti adeta.
Kitap okumaya meraklı babası, oğullarına Yunan filozoflarının adlarını koyarak onların yazgısının farklı olabileceğini öngörüyordu. Fakat küçük bir sorun vardı, sadece üç tanesinin adını biliyordu: Socrates, Sofokles, Sostenes.
Yönetime el koyan ordu, 10 yaşındayken evini ziyaret ediyordu. Babasının, gözü gibi baktığı bir kitabın yakılmasına şahitlik eden çocuk, o anı asla unutmayacaktı. Sonradan oğluna Fidel adını koyacak olan Socrates, Che ve John Lennon'ın ismini de erkenden ezberlemişti.
Delikanlı bir yandan Riberiao Preto Tıp Fakültesi'ne gidiyor, boşta kalan zamanlarında da kentin takımı Botafogo'da sihrini konuşturuyordu. Yirmisinde profesyonel oluyor, kim bilir belki de bir cerrah ustalığında vurduğu tek bir darbeyle rakiplerinin yumuşak karnını dağıtıyordu.
1.90’ı aşan boyuna göre minik ayakları vardı. O 40-41 numara pabuçlar daha çok canlar yakacaktı. Yavaş yavaş parlayan maestro, rakiplerini büyülüyor, her geçen gün daha da büyüyordu. Fakat sigarasını tellendirmekten vazgeçmiyor, alkolden şaşmıyordu...
Sanatını göz kamaştırıcı bir ustalıkla icra eden ince uzun yıldız, uzun ince hayat yolunda takımını eyalet şampiyonluğuna taşımasını müteakip 24 yaşında Corinthians'a imza atmıştı. Gerisi kimilerine göre destandı!
Brezilya'da işçi sınıfının kurduğu tek kulüpteydi artık. Doktor, ülkenin Flamengo'dan sonra en büyük ikinci takımında tamamı ile günışığındaydı. Bir sene sonra Brezilya formasıyla tanışmıştı. 23 defa fileleri havalandırarak gol krallığına ulaşmış, takımını zafere koşturmuştu.
Tribünlerin gözbebeği olan Socrates sınır tanımıyordu. Ülkedeki cunta rejiminin kulüplerde yaşanan benzerinden rahatsız olan maestro, sihrini saha dışına taşımaya kararlıydı. Sol bek Wladimir ile kafa kafaya verdiklerinde tarih yazılıyordu.
İkili takımdaki herkesi örgütlemeye başarmıştı. Futbolcular kendilerini ilgilendiren konularda söz sahibiydi. Stada ne zaman gidileceğinden, eşleriyle ne zaman göreceklerine her şey konuşuluyordu. Yöneticiler değil, onlar artık karar veriyordu.
Antrenman saatleri, personel alımı ustayı kesmemişti. Eylemlerini daha da büyütmüş, taraftarların dikkati çekilmişti. Tüm uyarılara rağmen, üzerinde demokrasi yazan formalarla sahaya çıktıklarında, ülkedeki cunta çoktan geri sayıma başlamıştı.
15'inde oy kullanın diyerek halkı kış uykusundan uyandırdılar. 1964'teki darbeden 18 yıl sonra yapılacak ilk seçimlere çimlerden yapılan bu davet, büyük ilgi görmüştü. Sanatçılar, entelektüeller onlara sahip çıkarken, rejim kulübü uyarmıştı. Siyasete spor nasıl karışabilirdi ki!
Socrates ve arkadaşlarının aylar süren mücadelesi ülkedeki asıl büyük demokrasi savaşına eklendi ve toplumda yarattığı infial diktatörlüğün ipini çekti. Maestro, o günlerin sendika lideri, sonranın devlet başkanı Lula'nın hep yanındaydı.
Devlet başkanının doğrudan halk tarafından seçilmesini isteyen ikili bu uğurda beraber çarpışmış, Diretas Ja sivil hareketinin önemli figürleri olmuştu.
15 Kasım 1982'de sandıkta hayatının en büyük zaferini kazanan Socrates, aslında o yaz Dünya Kupası'nda savaş kaybetmiş bir kumandandı. İtalya'ya karşı aldıkları mağlubiyetle elenmişlerdi. Tarih kazananları yazsa da o gün “güzel oyun” kaybetmemiş, belki de son nefesini vermişti.
1982 Dünya Kupası'nda gönüllerin şampiyonu olan Brezilya'nın kaptanı, dimdik ayaktaydı. Ona göre savunma oyuncularına çalım atmak basitti, önemli olan diktatörlere çalım atmaktı. İşte 15 Kasım 1982'de o ve arkadaşlarının da çabalarıyla rejime gol atılmıştı!
Doktor, 1984'te İtalya'nın yolunu tutmuş, Fiorentina'ya imza atmıştı. Otuzunu deviren büyücü, fiziksel olarak yetersizdi. Fenerbahçe ile oynanan UEFA Kupası maçı için İstanbul'a da gelen Socrates, Avrupa'da bir sezon oynayabilmişti.
1986 Dünya Kupası çeyrek finalinde penaltılarla Fransa'ya elenen Brezilya'da atışlardan birini de kaçıran oydu. Milli takıma turnuva sonrası veda eden maestro, Flamengo, Santos, Botafogo derken 35'inde futbola nokta koymuştu.
Televizyonlarda kültürel içerikli programlar yapıyor, gazetelerde siyasi ve ekonomik yazılar yazıyor ve futbol için sosyal projeler üretiyordu. Pele gibi futbol elçisi olmayı endüstriyelleşmenin uşaklığı olarak gördüğünden reddediyordu.
Hiçbir zaman menajeri olmamış, çalan telefonuna hep kendisi cevap vermişti. Tüm tembelliğine, fosur fosur sigara içmesine rağmen yeryüzünün gördüğü en yetenekli oyunculardan biriydi Socrates. Alkolik olduğunu da itiraf etmişti.
Bizden de onu olduğu gibi kabul etmemizi istemişti: "Ben neysem oyum. 13 yaşından beri sigara içiyorum. Benim için tek felsefi mesele var o da şu: ‘Neden olmadığım biri gibi görünmeye çalışayım?’ Sigara içiyorum. Akciğer kanseri ya da amfizemden gideceğim. İçmeden duramıyorum.”
Felsefenin mihenk taşı Socrates'in adaşı, çimlerde bir fırtına estirmişti. Siyaseti çime indirmiş, farkındalıkları artırmış, tüm bunları yaparken hayattan keyif almaya bakmıştı. İdmanlara gelirken elinden düşürmediği kitaplardan beslediği aşkıyla demokrasi için çarpışmıştı!
"Güzel oyun"un öldüğü İtalya maçında ağları havalandırması unutulmazdı. Brezilya'ya beraberlik yetse de onlar bildiği yoldan şaşmamıştı. Socrates, Zico ve arkadaşları unutulmaz kaybedenlerin en güzeli olmuşlar, gönüllere taht kurmuşlardı.
Tarihin en büyük futbolcularından biri olabilirdi Socrates. Ama o başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanmış; futbol değil, insanlık tarihine geçmeyi seçmişti. Sadece bu yüzden bile milyonlarca meslektaşından ayrılıyor, yeryüzünün dört bir köşesinde milyonlara umut veriyor.
Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh.

Keep Current with Ali Murat Hamarat

Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!