My Authors
Read all threads
1. İslam'ın Yeni Pavlusu: Fetöcüler
Avrupa’nın Dini Çöküyor
HIRİSTİYANLIĞIN ÖLÜMÜ
Ahmet YOZGAT
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
2. Bugün, #1haziran 2020 #SALI. Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz.
3. Ukrayna’da garip işler oluyor: 2019’da Ukrayna Devleti, Türkiye’ye müracaat ederek, kendilerine, İslamiyet’i anlatacak “Din uzmanlarI” talep etti. Bunun gibi… 2020 Yılından başlayarak, Ramazan ve Kurban bayramlarını, “Resmi Tatil” ilan edeceğini açıkladı.
4. Tam da o sırada; Derindunya Dostlarından Sevgili Rıza Çubuk, şu mesajı gönderdi bize: “Ülkeler ve Milletler; Katolizm ve Materyalizm (Hristiyanlık ve Yahudilik) ile yani hayatın tek ayaklı olarak yürüyemeyeciğini anladı gibi.
5. Çözümün, dengeli orta yol olan İslam’da olduğu biliniyor artık. İnşallah diyelim. Ayrıca; Platon, More, Marks, Engels ve diğer tüm Marksist Felsefecilerin yanıldığının da ortaya çıktığına kuşlu yok. Bu nedenle İnsanlık, bir arayış içinde…”
#Derindunya
#ahmetyozgat
#SALI
6. Bu tespitin; Dünya ölçeğindeki anarahmi, nelere gebe bir bilinse Satan ve avanesi ağlar; biliyor ve ağlıyor da zaten. Binyılcı Küreselciler de ağlar; onlar da biliyor ve ağlıyor zaten.
7. Bunun gibi 300 Yıllık Batı Medeniyeti de ağlar, biliyor ve ağlıyor zaten. Kapitalizm’le birlikte tüm –izmler… Dolar’la beraber tüm kağıt paralar ve de parayı, put yapanlar; o puta tapanlar da ağlar, biliyor ve ağlıyor zaten.
8. “Covit Aralığı”nda kısmi kazanç sahibi gibi duran Yüzyılcılar da ağlar. Corona Katastrofunda; Katolizm, kanlı gözyaşları döküyor. Onun dışında kalan Hristiyanlık Mezhepleri de ağlar; ağlamaya başladılar zaten.
9. Saabiler, Uzakdoğu Mistikleri, Ortadoğu Mistikleri de ağlayacak... Kiliseler, Havralar, Dırar Camileri, Pagotlar, Cemevleri, Tarikat Evlerinin de eli gözünde... Herkes ve her şey, karalı günler dönemine girdi. Sanki, Ağlaya ağlaya eriyip yok olacaklar.
10. Zira İnsanlık, bir “Yeni Medeniyet”in bin yıllık devresine girmek için yıl saymaya başladı. Bu zaman dilimi, “Son Medeni Devre” olacak; “Medine Devresi” Allahualem!
11. Yeni dilimde, yalnız “Doğal” olan, “Tabii” olan, “Rahmani” ve “İnsancıl” olan unsurlar istikbale namzet. Ve bir Doğal yani Ümmi insan; “Ahad Olan Allah”a inanan “Hanif Muhammed'iler hayatta kalmayı hak ediyor sanki...
12. Ve ilaveten, mesela Avusturyalı Aborjinler, Afrikalı Pigmeler, Amazonik Kabileler gibi Naturel Kavimcikler de...
13. Müjdeler olsun onlara! İşte, taammüden karartılan 2020'nin karamsar ortamında, “Müjde Şekeri” bu; bizden size taktim...
14. Bu bağlamda, istikbale yürümenin şifresini de vermiş olduk, farkında mısınız: Ümmi, Hanif, Mümin ve Muhammedi olmak! Yani Doğal olmak!
Hepsi bu!
Ne kolay değil mi?
15. Bugünkü sayı ile 7 Milyar İnsanlık, bir kararla tek cümleyle bir dizi amelle Doğal olabilir. Ve o anda, her şey; şu anda, insanlığa musallat olan her şey, köpük misali söner.
16. Lakin şu uyarıyı da eklemeden geçesimiz yok: Muhtemelen bir kısım Yorum Erbabının, bir “Medyatik Akım”a kapılarak, İstikbal için çizdiği, “Diji-Ezoterik Binyılcı” fotoğrafı ya da çizgi filmi gerçek sanmayın ve inanmayın; lütfen!
17. Temelde “Satanın Projesi” olan söz konusu görsel, sadece bir ham hayal ve gerçekleşmesi, “Rahmani Vaad”le imkansız!
Vallahi, Billahi…
18. Size; İstikbalin karanlık değil; aksine, aydınlık olacağının haberlerini veriyoruz. Peki, somutlaştırarak devam edelim mi? “Virüs Tufanı”nın yaydığı mesajı ilk alan Devlet, yukarıda adı geçen Ukrayna oldu. Tıpkı, Yunus Peygamberimizin, Babil Ninovalıları gibi…
19. Son anda yanlışlarından döndü ve “Yunus, haklı söylüyor!” demeye gelen bir atak yaptı Ukraynalılar. Tabii ki burada durup “Selam olsun Başkan Zelenskiy’e!” dememiz lazım.
20. Rus Lider Putin'in, beş yıl önce yapamadığını yaptı Zelenskiy. Ama Kuzey'in sarışın çocuğu Putin de yapacak. Zira Zelenskiy’in cesareti, ona da örnek olacak diye düşünüyoruz.
21. Bundan böyle Müslümanların Ramazan ve Kurban bayramlarını resmi tatil kapsamına alan; bir Ortodoks ülkenin lideri olarak Zelenskıy, sadece Putin'e değil, Doğu Avrupalıların tamamına örnek… diyelim.
22. O da değil; Ukrayna’nın yüreğine düşen bu ateş; tüm Avrupa'yı doğusu, batısı, kuzeyi ve güneyi ile bir başka anlama evirmenin veya yok etmenin eşiğine varmış dayanmış durumda.
23. Yani önümüzdeki yılların, Kurban ve Ramazan Bayramları da yeni müjdelerle şenlenebilir; demeye getiriyoruz. Kaynamayı, uyanmayı ve ayağa kalkmayı Ukrayna Başkanı Zelensky başlattı…
24. Hem de bir Ortodoks ülkesinde, çok fazla Müslüman yaşamadığı halde… Böylece hem Hakk’ın hakkını teslim etti; hem, Halkının yeni rotasını çizmiş oldu ve hem de Ukrayna’nın geleceğini…
25. Kiev; bu evrilmenin işaretini, bir kaç ay önce vermişti. Fakir, bir makalede de sözünü etmiştik ya hani! Girişte de söylediğimiz gibi Ukrayna Hükümeti, Türkiye'den İslam Dinini kendilerine anlatacak Hocalar talep etti diye...
26. Anlaşılan o ki… Türkiye, sessiz sedasız bir grup Diyanetçi Dil bilir Uzmanı, Ukrayna'ya göndermiş gibi…
27. Ve mevzubahis “Uzmanlar” işinin ehli olmalı ki birkaç ay içerisinde, Zelenskıy’i bir Müslüman ülkenin lideri gibi davranmaya sevk etmiş görünüyor yani Bayramları kutlamaya... Mübarek olsun!
28. Malum; 20. Yy içinde; Macarlarda, Bulgarlarda, Sırplarda, Hırvatlarda, Estonlarda olduğu gibi Ukrayna'da da bir “Komüncü Ateist Asimilasyon Operasyonu” yaşamıştı. O ne ki?!
29. Ondan da öncesi vardı ve saydığımız halklar, tarihlerinin en karanlık koridorlarında kovalanmış ve avlanmışlardı yüzyıllar boyu; ne yazık ki! Oysa hepsi, bizim hamurumuzdandı ve öteki Türklerdi. Üstelik ve kanaatimiz o ki bidayette, Haniftiler…
30. Altaylardan Urallara; oradan, Kazan’a kadar uzanan “Bozkır Dünyası”nın devamı; Steplerden, Alplere kadar yayılmakta hatta Manş Denizine dayanmaktaydı. Yani bir zamanlar; Avrupa, tam bir Türk Kıtasıydı.
31. Birkaç yıl önce yaptığımız “Thüringen” video kaydımızı hatırlıyor musunuz? Yani Federal Almanya’nın Bavyera ile Saksonya bölgelerinin ortasında uzanan, “Türk Tampon Mıntıkası”nın tarihteki ve günümüzdeki rolünü anlatmıştık orada.
32. Hatta 1. ve 2. Dünya Savaşı arasındaki, 15 Yıllık Weimer Alman Devletinin, Türk kökenli Trüngenlerin Organizasyonu olduğunun altını da çizdiğimiz de aklımızda.
33. Ve bu anlamda; “Roma Paganlığı”nın üzerine yöneltilen Atilla'nın Hanif Akıncıları olan Thürüngenlere verilen görevin, Güney ve Kuzey Almanların arasındaki kavgaları önlemeye matuf bir önleme koridoru muhafızlığı olduğunu da söylemiştik.
34. Hatta Atilla'nın, yazlık Sarayı'nın, o bölgede bulunduğunu da haber vermiştik...
35. Yani Urallardan başlayan “Batı Türkleri”nin Avrupa'sı, Orta Almanya'dan hareketle Belçika üzerinden Atlas Okyanusuna dayanıyordu.
36. Bununla birlikte, Baltıkların en Kuzeyindeki Türk Kavmi olan Estonların coğrafyasından başlayıp Balkanlar'ın en güney ucuna kadar indiği de Tarihin “Saklı Gerçekleri”nden.
37. Peki! Sonra ne oldu da “Türk Kıtası Avrupa” Batı Bölgesinde Cermenleşti; Orta bölgesinde Slavlaştı devamla Doğu Mintıkasında Ruslaştı? Bu “Başkalaşma” orada da durmadı ve Uralları aşarak Asya Coğrafyasında devam etti. En Doğu diliminde Çinlileşti?
38. Yani “Kuzey Seridi”nin Türkleri neden Saabileşti? Bir bakıma “Kurban Türkler” adına, Oğuzluların kendilerine soracağı soru bu; sorunları da bu hatta bundan sonrası için “Büyük Görev”leri de burada saklı. Unutmayın!
***
39. Yukarıda çizilen, “Dünyanın Kuzey Şeridi”nin hemen altında, ona paralel olarak ilerleyen “Orta Şerit”te, Arap Hanifliği ve onun üzerine bina edilen İslamiyet'in Mücahitlerinin kurduğu “Büyük Arap İslam İmparatorluğu” ...........
40. Çin sınırından; Avrupa'nın İber yarımadasına varıp Endülüs olarak kuzeye dönüyor ve Güney Fransa'ya dayanıyordu. Bu hamlenin Pirene Sıradağlarını hudut yaptığı dönem bir tehlikeyi de beraberinde getirmişti. İşte, ilk Müslüman Toplumunun Saabileşmesi aşaması...
41. Bu anlamda; Hanif Arapların, Saabi Araplara dönüşmesi 250 yılda tamamlanmış oldu. Halbuki, Türk Dünyasında bu süreç, MÖ 1000 Yılında başladı; önce vardı, MS 1000 Yılına dayandı.
42. (Buraya bir parantez ekleyelim: O yıllarda garip bir şey oldu: Küçük bir Oğuz grubu, coğrafyadan kopartıldı ve adeta “Sabileştirme Operasyonu” alanından kaçırılarak, alt şeride indirildi, saklandı.)
43. Ve devam edelim…
MS 1000 Yılndan itibaren süregiden Operasyon....
44. 20. Yy’da “Saabi Asimilasyon Metodu” değiştirildi ve agresif “Komünizm Tekniği”yle “Sovyetler” adı verilen ve içinde neredeyse sadece Türklerin yer aldığı bir “Esir Kampı”na dönüştürüldü.
Böylece “Kuzey Türkleri” bu Kampa/Komüne hapsedildi.
45. Komün Kampında da “Sabileştirme Operasyonu” en hard şekliyle100 yıl kadar sürdü. Komün dağıldı ama Operasyon bitmedi. Çin’de, aynı teknikle devam etmekte...
46. Unutmadınız değil mi parantezin içini?
Oradaki “Hanif Ruh” Oğuzlularda hala canlı!
(Koruyan Allah, koruyor! Demek ki bir işlevi var ki korunarak saklanıyor!)
47. Eğer “Sahih Tarih,” Araplara kalsa ve yukarıda sözünü ettiğimiz 250 Yıllık Saabileştirmenin sonunda orada donsaydı; İslamiyet de Yahudilik ve Hristiyanlık gibi bir, “Saabileşen Muharref Din” olacak ve o haliyle sonlanacaktı.
48. Şükür olmadı! Çünkü İslamiyet’in ilk 23 Yılının nihayetinde; Şanı Yüce Allah, Kur’an’ı tekmil etmiş, tam bir “İnsanlık Dini” olarak İslam’ı tamamlamış, Kıyamete kadar bu şekliyle kalması hususunda, tabiri caizse “Garantör” olmuştu.
49. Hz Muhammed'in Son Resul ve Son Nebi olmasının esprisi de burada yatıyor zaten. Kur’an'ın, Son Kitap olarak korunmasının da...
50. Şanı Yüce ve Kadir Olan Allah’ın, “Garantörlük” yetkisinin vekaleti, yukarıdaki parantez içinde verdiğimiz ayrıntının öznesi olan Oğuzlulardaydı. (Çünkü ilerleyen zaman garanti kapsamında tecelli etti.)
51. Ve “Garantörlük”ün yegane işareti sayılan ve “Saabilik”in karşıtı olan “Ümmi ve Hanif” özelliğinin ışığı, Araplarda sönünce “Oğuzlular”da, kül üflendi ve tekrar ve daha harlı bir şekilde yandı.
52. İşte onun için anlaşılmakta ki 1000 Yılının eşiğinde; Oğuzlular, Sabi Oprasyon alanından kaçırıldı, korundu ve hala Haniflik, Oğuzlarda canlı!
53. Daha önceki konuşmalarımızda dedik ya: “Şanı Yüce Allah, İslamiyet'i ‘Koruma Garantisi’ verdiği için dünyanın her devrinde ve korunaklı coğrafyaların birinde, bir grup Hanifi saklı tutar.
Nokta!
54. İşte; Hicaz Adnani Araplarından sonra ortaya çıkan “2. Hanif Mücahitler” Oğuzlular oldu. Meğerse “Kuzey Şeridi”nin orta yerinde saklıymışlar. Operasyon oraya ulaştığında kaçırıldılar, Güney Şeridinin en güvenli coğrafyasında güçlendirildiler.
55. Bu güçle "Saklı Vazife"nin gereğine koyuldu/koşuldular. Tam 1000 Yıl!
56. Nihayet güçten düşünce de "bir "Hanif Çekirdek"in Anadolu'da, Bozok İlinde, saklandığı anlaşıldı “Bozok Ruhu” olarak.
57. Şimdi, “3. Hanif Gücü”nde sıra. O halde laf olsun diye soralım: Söz konusu “Üçüncü Hanifler” nerede saklı ve korundu/korunmakta? Dedik ya Bozok’ta ve Bozok Ruhu olarak…
58. (Burada da bir parantez açalım: Şu an Hanif Ruh, Bozok Ruhu olarak kodlu görünüyor. Hamle için hazır! Ama unutulmamalı ki bu hamle, onlara verilen ikinci lütuf. Ola ki imtina eder, kibirlenir, lütfu kötüye kullanırsa ya da göz önünde oluşları sebebiyle zorla çökertilir......
59. ................... ya da kandırılarak yolunu eğip büker/kendi bükülürse... İşte o zaman için "4. Hanif Güç"ün yedekte hazır olduğunu da kaydedelim. Kim mi? Allahualem; "Afrika Bilalileri" onlar. Zaten Bozok Ruhunun temel işi, "Hanif Ruh"u Afrika'ya üflemek...
60. Songünlerde Amerika ve Avrupa'daki "Siyahi İsyan" her gün biraz daha öne çıkartıyor "Siyahi Saygınlığı"nı; "Siyahların hayatı mühimdir!" diye diye. Ve "Zenci Karşıtlığı" Beyaz Ülkelerde, Beyazlar eliyle "Anti Irkçılık"ı bitiriyor.)
61. Devam edelim parantez dışından... “Ümmilik ve Haniflik temel itibariyle İslamiyet'in kök hücresi gibidir.” diyebiliriz.
62. Şu anda Yüce Allah, Coğrafyaya ve Siyasete hakim olan Müslümanların, Saabileşmesi durumunda, “Kök Hücre”yi kozasından çıkartır ve “İlahi Koruma” altındaki İslam Dinini yeniden bina eder mi? Eder!
63. İşte, o koza, 15 Temmuz’da yırtıldı ve Hanif Oğuzlular, bir kere daha çıktı er meydanına. Şimdi; Hanif Türkler üzerinde, yapıla gelen “Sabileştirme Operasyonları”nı geçersiz kılacak ve “Büyük Hanif Türk Milleti” ortaya çıkacak.
64. Sonra Sabileştirilen Müslüman Araplarda sıra; Kürtlerde, Farisilerde, … Sonra, Hanifleştirilme sırası İsevilere gelecek; geldi… Kendi elleriyle yıkılıyor, bu kavimlere giydirilen “Pavlus’un Deli Gömleği Hristiyanlık…”
65. Ardından, Hanif Türkler giydirecekler onlara, Hanif İslam Gömleğini… Akabinde; sıra, Sabileştirilen Musevilere gelecek. Onları Hanifleştirmek de Türklere verilen görev. Ve en sonunda Uzak doğuya gelecek… Allahualem ve İnşallah!
66. “Yok canım imkansız bir hayal!” diyorsanız. Ve bunun için illa bir kutlu zat bekliyorsanız, adını verelim hemen; Zülkarneyn, Yeni Zuülkarneyn, Hanif Zülkarneyn, Kur’an’ın gerçeği olan Zülkarneyn… Ve muhtemelen Oguzlu Komutan Zülkarneyn!
67. Söz buraya geldi madem, arkasını da yazalım da mesele tamamlansın bari: Malum olduğu üzere, Oğuz Kağan’ın, Zülkarneyn olduğu iddiası var. Malum! Bilge kağan iddiası yanlış...
68. Hatta Oğuz’un bugünkü söylenişinin de Okhuz/Okuz/Öküz olduğunu daha önce, bir makalede yazmıştık. Öküz Kağanın migfernin/Tolgasının/Kaskının iki yanında iki öküz boynuzu çakılı olduğu da söylenenler arasında.
69. Zaten Zülkarneyn’in de sözü edilen zatın adı değil lakabı/sıfatı olduğu da malum. Zülkarneyn lakabı ise tam anlamıyla; “İki Boynuz Sahibi/Çift Boynuzlu” anlamına gelmekte.
70. Batılıların Gog-Mogog dediği Yecüc-Mecüc'ün Zülkarneyn kıssasının bir parçası ya da “Kronik Kavgacı ve Bozguncu İki Kavim"i olduğu da belli…
71. Diyelim ki… Sakın bu Gog-Mogog, “Kronik Kavgacı” Yüzyılcılar-Binyılcılar olmasın!? Ve onların da içinde saklı "İki Yahudi" Sızıntısı...
72. Tıpkı, Hz. Nuh Döneminin “Kronik Kavgacı” Atlantisli-Muluları gibi… Daha önce, “Yecüc Mecüc” konusunu, “Kıyamet Setleri” başlığı altında video kayıt yapmış ve orada, “İki Cüce/Yecüc Mecüc”ün Nükleer Enerjinin/Atom Bombasının “Nötron-Proton”u olabilir mi diye sormuştuk.
73. Yine soruyor ve “Kronik Kavgacı İki Kavimler”in en tehlike arzettikleri hallerinin “Atom Enerjisi/Bombası” bilgisine eriştikleri zaman olduğu da belli. Yani Kıyamet, “Tapınakçı Kılıcı”yla değil ama “Atom Bombaları”yla kopmaya namzet.
74. Ve Nuh Nebi zamanının “Atlantis ve Mu Yecüc Mecücler”in üzerine kopan “Tufan Kıyameti”ni tetikleyenin “Nükleer Kavga”da sınıra dayanmış olmalarıydı.
75. Tıpkı bugünün “Binyılcı ve Yüzyılcı Yecüc Mecücler”inin “Nükleer Kavgası” ve Nükleer”e bir de “Dijital” özellik katmalarının doğuracağı sonucun da Şiddetli Kıyamet olacağı gibi…
76. Peki “Kıyamet Seddi ne?" sorusunun cevabı olarak diyebiliriz ki... “Tufan”ın ta kendisi. Zira Tufan, “Önceki İnzsanlık”ı, “Şimdiki İnsanlık”tan bir duvar gibi ayırdı, Nükleer pratiğini, “Su Seddi”nin arkasına gömdü, bu yana geçmesine izin vermedi.
Vermedi mi gerçekten?
77. Yo verdi! Lakin bir şartla… İnsanlığın birikimi olan pek çok bilgi gibi “Teorik Nükleer” bilgisinin Teorisi, şifre olarak bu yana taşındı. Zaten “Geminin Sırrı” da buydu. Dememiz o ki “Bilgi Yüklü Gemi” bu yana geçti de “Kamu”ya açılmadı ve söz konusu Bilgi gizli kaldı.
78. Yani “Nuh ve Oğulları” Bilgi Sandığını açmadı ve “Yeni Dönem”e ilkel başladılar. Onun için Taş Devri yaşandı; bile, isteye!
79. Bu arada Hz. Nuh, “Bilgi”yi sakladı da “Arka Taraf”ın şifreli anlatımı olan Masalların/Efsaneleri”n bu yana geçmesini önleyemedi ya da önlemek istemedi. Bu nedenle birkaç nesil sonra “13 Bilgi”nin kendi yok ama masalı/efsanesi vardı. Mesela Sümer tabletlerine vurulmuş olarak.
80. Ama mraklı bir varlık! Bu yüzden; zamanla Yeni İnsanlığın arasından çıkan ve “Eski Masallar”ın peşine düşen meraklılar, o dilimin “Yeni Mucu” ve Yeni Atlantisçi”lerinin temelini teşkil etmiş olmalı.
81. Ve Yeni Mu ve Atlantis Maceracıları, şekillendikleri andan itibaren, “Seddin arkasında kalan Yecüc Mecüc’ün Sırrı”nı aramaya başladı ve arayageldiler. Bunun için Binyıllık planlar kurup, yüzyıllık projeler tasarlayarak hem de.
82. Ve ancak Seddin Şifresi, 1945’te delindi; Atom Parçalandı; Yecüc Mecüc, yeryüzüne çıktı. Bu sır, sahiplerini yani Binyılcı ve Yüzyılcıları, bir kez daha Mucu ve Atlantisci kimliğine iade etti. Ya da Nükler sahibi Gog ve Mogog yaptı.
83. İşte, bu nedenle bir “Zülkarneyn”e daha ihtiyaç var; Yeni Çiftboynuzlu usta/komutan, ya bir sed daha inşa edecek ya da Kıyamet kopacak!
84. Yo yo! Anlaşılan o ki Kıyamet’e daha var! Zira şimdi koparılmaya çalışılan Kıyamet, Rahmani değil. Satanik zorlamayla oluşturulmuş şartların eseri…
85. İşte bu nedenle illa bir “Zülkarneynsel Güç” zuhur edecek ki Kıyamet, Şanı Yüce Allah’ın Projesindeki, kendi zamanına ertelensin. Peki, bir “Zülkarneynsel Güç” gerekliyse nerede o güç? Burada!
86. Türkiye ve Türkler üzerine oynanan oyunlar sonucu, çoktan Sabileşmesi gereken bu Milletin orta yerinden fışkıran “Hanif Türkler”in yegane sebebi/İşlevi/Görevi Kıyametten önce, bir “Türk Tufanı” koparmak ve Çağdaş Gog ve Mogoglar”ı etkisizleştirerek, .................
87. ............. bir nevi dünyayı kuşatacak olan “Türk Seddi”nin arkasına gömmek! O nedenle bir “Önceki Zaman”da Hz. Nuh’a yardım ederek onu zamanının “Zülkarneyn”i yapan Şanı Yüce Allah, şimdi de “Hz. Muhammed’in Kahraman Askerleri” olan “Hanif Türkler”i ..................
88. ............ya da “Oguzlu Türkmen Kızılelmacıları”nı, “Çağdaş Zülkarneyn”ler yapıyor!

Bu arada... “Hanif Olmayan Türkler” de “Suriye’de ve Libya’da ne işimiz var!” suyu dövüyorlar “Atlantis ve Mu Havanı”nda.

Durum bu Allahualem!
***
89. Dönelim asıl konumuza… Zaten, üstte kaydedildiği gibi… Takvimler, 1000 yılına yaklaşırken, Saabileşen Arap İmparatorluğu'nun, İslam'ın ağırlığını kaldıramayacağı ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine, “Koza” açıldı ve Kuzeybatı Asya'nın Ümmileri, “Dünyanın Merkezi”ne indiler.
90. Evet, Oğuzlulardan söz ediyoruz; atalarımızdan! Bozoklu ve Üçokluklardan… Yani "Öküz Kağan"ın Torunlarından...

İslam'ın 2. Döneminin Hanifleri; 1040 yılı itibariyle Dandanakan Savaşı'yla başlayan, bir “Yükseliş Dönemi”ne girdiler.
91. Ve devrin Saabiliğinin Merkezi ve Süper Güç olan Doğu Roma'yla karşı karşıya geldiler. Yani Bizans'la...
92. O zamanki adıyla Konstantinopol olan İstanbul'un Ruhbanları, Müneccimleri ve Kahinleri yani Saabi Aklın önde gelenleri, .............
93. Ortadoğu'ya inen ve kendilerince “Barbar” diye nitelenen Oğuzlu Gücünün, “Sabi Rüyaların karabasanı diyebileceğimiz Haniflik”i temsil ettiğini anlamakta zorlanmadılar tabii.
94. Bidayetten beri biliyorlardı, “Hanif Kavramı”nn ne anlama geldiğini ve bu kavramın kozasının Bozkırlı Türk olduğunu. Bu sebeplele teyakkuza geçildi Devrin Süper İstanbu’unda. Ve Selçukilere karşı gerek Askeri, gerek Dinsel yönden saldırı başladı.
95. Dandanakan Savaşın’dan 30 yıl sonra; Malazgirt'te, devrin Amerika’sının yenilmiş olması İstanbul'un düşeceğinin ilk işaretiydi. İstanbul'un düşmesi halinde Saabiliğin Büyük Merkezi Roma'ya kadar uzanan bir Türk Hanif Akını, istikbalin ekranında belirmişti.
96. Öyle bir harekat; Balkanlar'dan başlayarak; Thürüngen’e, oradan Estonya’ya çıkan ve fırdolayı Karadeniz'i kuşatarak Urallara dayanan Türk Bölgesinin Soydaşları ile buluşması anlamına geliyordu. Uralların Doğu etekleri ise zaten, Oğuzluların Anavatanıydı.
97. İşte; bunun üzerine, Derin (Doğu Roma) Bizans Aklı. “Türk Kıtası Avrupa”da büyük bir operasyona başladı: Çift Başlı Asimilasyon Operasyonu… Küçük Kıtadaki Türk çoğunluk, önce Ortodokslaşacak; sonra Slavlaşacaktı.
98. (Ve en nihayette de bir kısmı, Derin Batı Roma Aklıyla Ruslaşacaktı.) Plan işledi! İşte; 400 Yıl sonra İstanbul düştüğünde; bu operasyon; Balkanlarda, Baltık Şeridinde, Orta ve Doğu Avrupa’da tamamlanmıştı.
99. Oradan Doğuya yönelecekti. Fakat Doğu yani Karadeniz'in kuzeyindeki Pontus Stepleri, birden bire ortaya çıkan Türk-Moğol İmparatorluğu'nun “Batı Yabkuluğu” diyebileceğimiz Altınordu Devleti'nin eline geçmişti.
100. Ve Türk Cengizli Devletleri, Hanifliğin bir sonraki adımı olan Muhammediliğe adım atmışlardı bile.
101. İstanbul'un Fethinden sonra, Kuzeye kaçan Son Bizans Hanedanı Paleologyanlar, bugünkü Ukrayna'ya sığındılar.
102.O zaman; Ukrayna Bölgesi, Kiev Knezliği/Düklüğü olarak biliniyordu. PaleologSülalesinin, Kiev’deki Rurik Dükleriyle kurdukları akraba ilişkisiyle birlikte, küçük “Kiev Hanedanlığı” Derin Bizans'ın yeni adresi oldu. Knezler, “Çar” unvanını aldı Yani “Emperyal Slavlar” oldular.
103. Böylece bölgedeki Türk Devletlerinin çökertilmesi hamlesi başlatıldı. Altınordu, 50 yıl sonra tarihe karıştı; mülkü paramparça oldu, küçük Hanlıklara bölündü. Son Hanlık, Kırım’dı. O da fetihten 250 yıl sonra, Çar İmparatorluğu'nun bir parçası haline geldi.
104. Hülasa… Sözü, şuraya getirmek istiyorduk; getirdik: Bugün, Ukrayna dediğimiz bölgenin halkı, Ukrayniyanlar, özgün bir millet değil. Ya? Altınordu imparatorluğu'nun kalıntısı olan Türk Tatarlarının, bölgenin Saka-İskitlerinden kalma Kumanlarla melezi...
105. Şunu da söyleyelim: Bizans'la Kiev Düklerinin ortaklığının Ortodoks ve Slavlaştırdıkları Altın Ordulular Ukrayniyanlar olarak biliniyor. Aynı ortaklığın Asilimile edemedikleri de Kırımlı Tatarlar olarak biliniyor günümüzde. Yani her iki parça da Türk oğlu Türk!
106. Dahası da var: İndocermen artçıları olan bir avuç Özgün Slav ise Baltık kıyısındaki Novograd Kasabası mıntıkasında, “Bataklık Halkı” olarak var oldular.
107. Kendilerini bile, idareden acizdiler de Nors Vikinglerinin Kral ailesinden ısmarlayarak getirttikleri Prens Rurik’in kurduğu Hanedanlıkla idare edildiler ta 1600 Yılına kadar.
108. Doğu Romalı Paleologosların kurduğu “Ortodokslaştırma/Bizanslaştırma Asimilasyonu Planı” işte bu Paleolog-Rurik ortak Hanedanlığının işiydi. Başarılı oldu. Buna, “Alparslan ve Fatih Korkusu” sebep oldu.
109. Bu korkudan yaklaşık yüzyıl sonra, Avrupa’da, “Muhteşem Süleyman Korkusu” patladı. Bu korku; Step/Bozkırlı Bölgede, yeni bir “Asimilasyon Operasyonu”nun düğmesine bastı.
110. Doğu Roma Bizans’ının, Dinsel Sabileştirmenin gereği olarak “Ortodokslaştırma”ya devam; Irksal Operasyon olarak “Ruslaştırma” adı altında Türklükten koparma Planına giriş… Bu planı hayata geçiren “Batı Roma” oldu.
111. “Derin Roma Ruhu”nu bünyesinde taşıyan “Vatikan” devrin papası eliyle Kavimler Göçünün “İndo Barbar Klanları”nın torunlarını konsolide ederek, bir “Proto Cermen Irkı” bina etti önce.
112. Sonra bunların eliyle, Bizansın Ortodokslaştırdıklarının batısında kalanları “Cermenleştirdi: Polonyalılar, Litvanya ve ara bölgede Beyaz Rusya... Operasyonda Beyaz Rusya, sınır oldu. Onun doğusundaki Bozkırlılar ise Ruslaştırıldı.
113. Bu nedenle diyoruz ya… Slav olarak bilinen Novograd Mıntıkası dışındaki Ruslar, Türk kökenli Bozkırlılar yani “Rus” tamamen uydurulmuş bir ırk adı. Yugo/Güney Slavlar ve Slavik Bulgarlar da ne Slav ve ne de Rus; Özbeöz Avarlı ve Bulgarlı Türk oğlu Türkler.
114. Daha da evveli var! Kısaca diyelim ki…
Arnavutların ataları, olarak bilinen Palegsler de Anadolulu. Ve bugünkü Yunanlılar da “Ata” olarak, “Palegsler”e raptediyorlar kendilerini.
115. Bunu gibi İtalyan Çizmesinin ince yerideki Latinlerin Ataları Etrüskler de Anadolulu. Britanya’daki İrlanda’nın; Galler ve İskoç Krallık bölgesindeki Keltlerin de Anadoluluğu misali.
116. Bağlı olarak; İtalyan Çizmesinin kuzeyiyle beraber, Güney Almanlarının, Avusturya Cermenlerinin, Fransanın genetiğinde yüklü bir yer tutan Keltikliğin de altını çizelim "Anadolu’dan ithal" diyerek.
117. Ya Anadolu? Dedik ya “Türklerin Anavatanı Ortaasya!” ezberi hilafı hakikat!
Tam olarak Türklerin Anayurdunu, bir makalede çizmiştik, burada özetleyelim: Bir Elips Pergelinin sivri ucunu, Hazar denizinin ortasına batırın ve sağlı sollu geniş bir elips çizin.
118. İşte, size Türklerin Anayurdu. Bu elipsin içinde Anadolu da var İran da… Ya da şöyle yapın: Bir çetvel alın! Çebelitarık Boğazı ve Everest Tepesi noktalarına koyarak Batıdan Doğuya dümdüz çizerek bir “Kuzey Şerit” oluşturun.

İşte; o coğrafya, sizin Anayurdunuz!
119. Yine kanaat getirmediniz mi?

O halde, tam olarak “Kuzey Şerit” kimin yurdu, söyleyelim mi?! Nuhoğullarının…

Dedik ya Tarihler, sadece Türklere “Nuhoğlu” adını vermiş/veriyor.
120. Nuhoğullarının, ağabeyi ve Hz. Nuh Peygamberin, aynı zamanda Teolojik Mirasçısı kanaatini taşıdığımız ve de Türklerin “Olcay/Olcayto Nebi” diye bildiği, Yafes/Yafet ise Kuzey Şeridi”nin sahibi.

“Yafet’in Seyyidleri” de “Toharma’nın Oğulları yani Türkler…
121. Kuzey Şeridinin sakinleri olan “Yafeti Kavimler”in Efendileri… Yo yo, “Efendi” derken, kastettiğimiz bir “Irkçı” yaklaşım değil; “Hadimleri” demek arzusundayız yani “Yüce Allah adına; Hanifliğin, Adaletin, Sekinenin ve Alemi Nizamın azatsız görevli hizmetlileri diyoruz.
122. Haşa, “Kavmiyetçilik”ten Yüce Allah’a sığınırız. Çünkü Muhammediyiz!
123. Ve emin olun; Türkmen olduğumuz için yazmadık yukarıdaki tezi...

Arap olsak da Kürt olsak da hatta Acem ve herhangi bir kavme mensup olsak da aynısını yazardık.

O zaman, yazarken duyageldiğimiz şu mahcubiyeti de duymazdık! Vallahi!
***
124. Dönelim tekrar asıl konumuza…
Ne demiştik?
Hanifliliğin korkulu rüyasına müptela Sabi Kavimler ve onların organizasyonları biliyorlardı; Araplardan sonra Haniflik sırasının Türklerde olduğunu.
125. Bu nedenle “Anayurdu Kuzey Şerit” olan ve kümülatif olarak; bu şeridin “Hazar Merkez”ine doğru yoğunlaşmış olarak yaşayan Türk Kavmi, iki yanından, hep bir “Sabileştirme/Başkalaştırma Operasyonu”na maruz kaldı. Özellikle Batı yakasından…
126. Neredeyse tamamına yakınıyla “Türk Kıtası” olan Avrupa’da “Kadim Mısır” eliyle kurulan Roma Emperyalinin, iki dönenli “Metamorfoz”una maruz kaldı Hanif Türkler.
127. Doğu Roma, Balkanlar, Baltık ve Karadenizin Kuzeyindeki Pontus/Ponçik Bozkırları”nda Bizanslaştırma ve Slavlaştırma Planını uyguladı Alparslan-Fatih Oğuzlu Korkusuyla. ..
128. Batı Roma adına Vatikan da Fatih-Kanuni korkusuyla bölgenin kalanında; “Katolik Cermenleştirme ve Ortodoks Ruslaştırma”ya devam etti.
129. Zamanımızda; Pontus’ta “Plan Harici” kalan tek yer Kırım’dı. Tatarları Ortodoks Slavlaşmaktan koruyan, “Oğuzlu Osman Şemsiyesi” oldu.
O şemsiye kalkar kalkmaz operasyon başladı yarımadada. Çarlar, oradan Asya’da atladılar.
Lakin Roma kadar başarılı olamadılar.
130. Bu nedenle Cermenler bir daha devreye girdi; Komünizm eliyle. Yine olmadı tam anlamıyla.
Stalin Zaliminin yurtlarından kovduğu, Kırım Tatar Türkleri ve Kafkas Mesketleri Sibirya'ya sürüldü.
Yine olmadı ve Tatarlar, Ukraynalıları eriten Asimile kazanında buharlaşmadılar.
131. Bunun üzerine Rus Derin Cermenliği, Ukraynalıların da “Tatar Kurdu”na yenilir ve yanlış yollara saparlar korkusuyla her şeyi göze alarak, Müslüman Kırım'ı Ortodoks Ukrayna'dan koparttı. Ya da şöyle diyelim: Müslüman Kırım'ı Ortodoks Kırım’dan kopartıldı.
132. Böylece Moskova’daki Derin Yapı; istiyordu ki Saabileştirilen Ukraynalılar, Müslüman Tatarlardan etkilenmesinler. Zaten; bu korku ve istek, Komünizm zamanında da varmış ki Devrin Zalimi Stalin, Kırım'ı boşaltarak; Türkleri, Asya'ya sürmüştü.
133. Lakin “Ne yaparlarsa yapsınlar sonuç değişmiyor ve Şanı Yüce Allah’ın dediği oluyor.
Ot ise, kökün üzerinde bitiyor vakti geldiğinde.
Asıl akmıyor, bal kokmuyor!
134. İşte bakın...
Allah'ın işine bakın ki!

2020 Yılının Ramazan öncesinde Ukraynalılar; Türkiye'den kendilerine, İslam'ı anlatacak Uzmanlar talep etti.

Buyurun bakalım!
135. Ramazan'ın sonunda da Bayramı sahiplenerek resmi tatil haline getirdiler. Bu ne anlama geliyor?
Şu!
Gayrı Ukrayna halkı, İslam'a ısınma dönemine girmiş oluyor böylece.
136. Yani Ukrayna’nın Kuman-Tatar kökenli halkı aslına yani “Milletine” dönüyor. Kırım Müslümanları ile benzeşerek hem de. Böyle durumlarda bizim köylüler şu deyimi kullanır: “Urgan, tersine kıvradı bir kere…
Sonuna kadar açılır, kaçınılmaz olarak!
Allahu Ekber!
***
137. Anlaşılan o ki… Avrupa'nın, hem Türk aslına, hem de Allah'ın Dinine dönmesinin Merkezi Ukrayna olacak. Virüs Tufanı'nın tetiklediği bu dönüşüm, Ukrayna üzerinden; Beyaz Rusya'ya, Baltık Bölgesine doğru akacak gibi.
139. Aynı şekilde, dönüşüm; Macaristan üstünden, Batıya doğru yürürken… Moldovya üzerinden, Balkanlar'a inecek görünüyor. Yani Bizans'ın önce Ortodoks, sonra Sılavlaştırdığı Türk Unsurları Bölgesi, yangından ilk kurtarılacak bölge olarak, karşımızda şekillenmeye başladı.
140. Niye önce Doğu Avrupa ya da Ortodoks bölgesi? Bu sorunun cevabı olarak diyebiliriz ki… Bir “Binyılcı Cermen Rejimi” olarak Komünizm; Ortodoksluğu Ateistleştirme Operasyonuydu aynı zamanda da ondan.
141. Yani Sovyetik Halkları Ateistleştiren veya Dinden soğutan Komünizm, yıkıldığında en iyi işini yapmış, Ortodoksluğu da beraberinde sürüklemişti. O bölgelerde Ortodok Dininin; sadece, Kiliselerle sınırlı kaldığı halkı etkilemediği biliniyor.
142. Bu nedenle Komünizmden çıkan devletlerin halkları, çoğunlukla “Dinsizlik” alanında bekleşmekteler. Fakat Virüs Tufanı, onları da sarsmış olmalı; İtalyanları sarstığı gibi. Bu sebeple kendilerine geldiler denilebilir.
143. Bu durumda, ya Ortodoksluğa dönecek ya da bir üst dini katmana, İslam katmanına çıkmak onlar için de tercih durumunda. Son olarak yaptığımız; “Erdoğan’ın Ayasofya İle İmtihanı” etiketi video çalışmamızdaki mantığı hatırlayın: Ortodoksluk, Ayasofya’dan yıkılacak!
144. Burada ek yapalım videonun mantığına; Elbette Türkler, Ayasofya’nın cami olması için yanıp tutuşuyor! Lakin bir başka akıl; Katolizm’den sonra Ortodoksluğu da sonlandırmak istiyor artık. Gerekçesi başka da olsa Türkler’in, “Ayasofya Aşkı”na yol veriyor.
145. Böylece iki kuş vurmak niyetinde; Komünizm’den yeni çıkmış Halkların, yeniden Ortodokslaşmasını önleyecek… Onları, kendi “Derin Kilise”lerinde hazırlamakta olduğu, “Sabi İslam”la tanıştıracak yani Fetöistleştirecek…
146. Bir üçüncü kuş: Yunan-Türk Hüsumetini derinleştirecek ve Yunanistan’ı, “Milli Micadele”dekine benzer bir rolle Ankara’nın başında sallanan Demokles Kılıcına döndürerek, Türkleri yörüngede tutacak… Diyelim…
147. Ve devam edelim…
Önümüzdeki yıllar içerisinde, güçlenen Türkiye'nin, Doğu Avrupa Bölgesindeki “İslamlaşma”yı hızlandıracağı kanaatindeyiz. Tıpkı, “Güçlü Osmanlı”nın, Balkanlar'da şekillendirdiği Boşnak ve Arnavut Müslümanlığı gibi...
148. “Güçlü Türkiye” de bölgedeki, üst üste Asimileden geçmiş unsurları (Avar Türk Boylarından Sırpları, Hırvatları) “Boşnak”laştıracaktır, diyebiliriz.
149. Yine Balkanlarda; Bulgar Türkleri, “Pomak”laşacak. Hatta Türk kökenli olmayan Makedonların da “Torbeş”leşeceğini söyleyelim şimdiden. Kengeş Birliği'ne dahil ve Katolik olan Macaristan, bu dönüşümden kaçamayacağı belli olan unsurların başında gelmekte. İnşallah!
150. Komünizm’in çökerttiği Ortodoksluğun bıraktığı boşluk, İslam'ın bölgeye yerleşmesini kolaylaştıracak dedik de... “Batı Avrupa ülkelerinin Katolizmi ve Kuzeybatı Bölgelerinin Protestan halklarında durum ne?” sorusunun cevabını bir sonraki fasla bırakarak…
151. Bu aralıkta iki soru sormak istiyoruz. Evet anlaşıldı artık… Ki, kartopu, Ukrayna tepelerinden yuvarlanacak... Bu anlamda Ukraynalılar, Türkiye'den uzman istediler ya...
152. Almanya, Fransa ve Avusturya'nın; artık, Türkiye'den “Diyanet Görevlisi” istememelerinin tersi bir şekilde... Her neyse! Sorumuz şu: Allah'ın insanlara biçtiği İnanç biçiminin Hanif bir Müslümanlık olduğu belli!
153. Buradan şöyle bir çıkarsama yapabiliriz: Bir Devlet ya da İmparatorluk, Hanif kaldığı sürece ona, top tüfek kar etmez; bu da doğru! Ve bu manada; Saabileşen Arap İslam İmparatorluğu'nun, yaklaşık 250. yılından itibaren parçalanmaya başladığını söyledik ya.
154. Peki, Osmanlı Devleti'nin yıkılma sebebi, Saabileşmesi olabilir mi?
Bizce Evet...
Zaten, Saabiliğe eğilmese yıkılmazdı!
155. Peki; onun yerine ikame edilen Cumhuriyet Türkiye'sini nasıl tarif etmek lazım? Yani “Cumhuriyet Devleti Hanif mi, Saabi mi?” sualine cevap olarak; Hanif diyemeyiz tabii ki en başta...
156.Eğer; Türkiye, Saabi eğiliminde ve yatırıldığı Anglosaksonik “Saabi Uyku”sunda devam etmiş olsaydı; 21. Yüzyılda, bir uykuya daha yatırılacaktı. Fakat şu an ayakta ve uyanık...Çünkü tabandan doğrulan, “Hanif Hücre” uyumuyor. Ve Devleti, Hanifleşmesi hususunda zorlaya geliyor.
157. Elbette, bu zorlamanın karşısındakilerin eli de armut tolamıyor. Bu yüzden; Saabi dayatmalar, diretmeler devam ediyor.
158. Dışarıdan gelen Operasyonlar, Darbe girişimleri ve son günlerdeki Cunta söylentileri de Sabataist Derinlikten arta kalan “Selanik Saabiliği Dönemi”ni uzatmaya dönük girişimler olarak okunabilir.
159. Lakin burada; Sabiilik konusunda bir tasnif yapmak arzusundayız: Hani deniyor ya “Şeytan; sağdan, soldan, önden, arkadan yaklaşır!” diye... Zaten; Satanın yaklaşımının, en şedit ismidir Saabiilik. Bu anlamda; soldan yaklaşan Sabiliğin özelliklerini söyleye geliyoruz da…
160. Aynı Sabiliğin, sağdan yaklaştığı hususunda biraz pasifiz. O halde onu da ve hususi olarak ekleyelim tasnifimize… Ve diyelim ki: “Bu dilimde, Sağcı Saabiliğin atakları olabildiğince canlı!” diyerek durumun altını, tekrar tekrar çizelim.
161. Sağcı, Saabiliğinin en belirgin örneğinin Fetöcülük olduğu malum. 15 Temmuz'da; bu anlayışın, “Türkiye Ayağı”nın baskın bir oranı çökertildi görünüyor da...
162. Fakat“Fetöist Saabiler” dört bir yana sızarak, yeni adreslerinde flulaştılar velakin saldırılarını, oralardan sürdürüyorlar. Yani Sızdıkları her yerde uyanık ve faal durumdalar.
163. Bu açıklamadan sonra sorabiliriz… Ukrayna'nın, Ankara’dan talep ettiği, “Dini Uzmanlar” Kiev’e gönderilmiş ise…
Soru şu:
Gönderilenler; Hanif Müslüman mıydı yoksa Saabiyeden miydi?
164. Eğer gidenler Saabiyse Ukrayna'dan başlayan dönüşümde, Saabiliğin Avrupa'daki Kalelerini, bina etmekte zorlanmayacaklar. Ve Virüs Tufanı, yeni bir “Bizanslaşma”yı yaşatacak o bölgelerde. Başlamadan evrilecek Hanif atmosfer!
165. Tıpkı şöyle gibi Bildiğiniz üzere; iki bin yıl önce; İsevi Hanifliğiyle başedemeyen Bizans ve Yahudi Pavlus'un Planları ile İsa Peygamberin Dinini Saabileştirerek,Hristiyanlık haline döndürmüş ve İstanbul, birkaç yıl içerisinde makas değiştirerek Pavlus'un Dinine geçmişti.
166. Öldü ya da yıkıldılar sanılmasın; Pavlus da hayatta, Bizans'ta hayatta hala… Tıpkı, vakti zamanında İseviliği, “Öz İseviymişçesine” Saabileştirdikleri gibi ................
167. günümüzde de Ukrayna üzerinden Avrupa'ya giriş yapan Hanif Müslümanlık arzusunu da Saabi bir inanca çevirmekte hiç zorlanmayacaklardır. Çünkü deneyimliler. Böyle bir tehlike, hala varken…
168. Avrupa’nın “Yeni Teolojik Tercih”inde kazanç da vebal de Türkiye'ye hatta Hükümete ve hatta Erdoğan'a aittir! Bizden söylemesi…
169. Zira fakir de biliyoruz ki Hükümetin içinde “Sızıntı Fetöcüler”in dışında,aynı Saabi anlayışın çeşitli versiyonları köşe başlarını tutmuş durumda.
Uyanık ve harıl harıl faaldirler!
Diğerlerini saymıyoruz! Hangilerini mi? Panislamistleri, Pankurdistleri, Panturkistleri vs.
170. Yukarıda dedik ya… Rusya aklı, belki de Rusya Aklının içinde saklı olan Derin PanCermenik Akıl; gün gelecek; Hanif Müslümanlık, Ukrayna üzerinden bir atak yaparak Avrupa'yı dönüştüreceğini biliyordu.
171. Bunu bilen; sadece Rusya mıydı? Hayır! Öncelikle Binyılcılar; gerek Avrupalısı, gerek Amerikalısıyla Binyılcılar, bunun farkındaydı. Tabii ki kavmin iki unsuru da Aşkenazlar ve Sefaradlar...
172. Ve tabii ki Derin Germanik Akıl hatta Anglosaksonlar da böyle bir sonu beklemekteydiler. Buna karşı alacakları önlem de belliydi. Müslümanlığa karşı mücadele edip Hıristiyanlığı ayakta tutmak mı? Hayır değil tabii ki.
173. Şu an olanlar ve olsun istedikleri şey: İslam’ı Bizans yöntemiyle Saabileştirmek…

Bu nedenle 20. Yüzyıldan itibaren, Misyonerlik ölmüştü zaten.
174. Bir zamandan beri “Misyoner” diye ortada dolaşanlar da Hıristiyanlığa yeni geçmiş, heyecanlı Korelilerdi hattı zatında. Peki, “Total Batı Dünyası ne düşünüyordu bu konuda?” denilirse…
175. Fakir de deriz ki… Hıristiyanlığın, 3. Binyılda ve 21. Yüzyılda çökeceği konusunda kimsenin kuşkusu ve hatta itirazı da yoktu. Bu anlamda; Londra Merkezli Yüzyılcılığın yani Kraliçe’nin, iki tedbiri vardı:
176. Bunlardan biri, Hindistan Reenkarnasyonizmini ve bağlı olarak Yoga ve Meditasyonu birer “Sevimli Felsefe ve Mistik Spor” gibi Müslümanların arasında yaygınlaştırmak… Bu bir!
177. İkincisi; Kıbrıs’ta mukim bir “Sufi Tarikat” üzerinden ve Mistik bir kimlikle Windsor Ailesini, “Gizli Müslümanlar” gibi lanse ederek, kendi Saabiliğine hazırlanmaktaydı. Bugünlerde ortaya çıkan, “Kraliçe’nin, Hazreti Muhammed’le akraba” olması iddiası da bu manada okunmalı.
178. Kripto Amerika'nın, İstikbal Planının, Feto üzerine kurulduğunu söyleme mümkün.
179. Böylece Müslümanlığı; Fetocu Anlayışın köklendiği/içinden çıktığı cemaatin büyüklerinden oluşturulacak “Üçleme” kutsamasıyla İslamiyet'in içine sızarak, bir “Mesiyanik Kıyamet Sabiliği” haline getirmek düşüncesi formatlamanın peşindeydiler.
180. Ancak bunda başarılı olamadılar. Fakat onların bu planın donesi olan Fetö Örgütünün yarısını Beyaz Amerika, kalan yarısını Almanya ile geçirdi.
181. 2016 öncesinden itibaren, Cumhuriyetçilerden ayrılarak Demokrat Binyılcıların safında yer alan Fetöist Cemaatin başındaki haini, Türkiye'ye vermemekte direten Amerikan Devletinin, bu tavrını anlamak oldukça güçtü.
182. Fakat artık anlaşıldı ki çöken Binyılcılık ile birlikte, Cemaat de başındaki “Sahte Mesih” de “Beyaz Amerika”ya miras kalmış durumda. Artık ondan, Beyazların, bir “Yeni Mistik Bahailik” üreteceklerini söyleyebiliriz.
183. Almanlar ise kendi güdümlerine aldıkları, Fetöcüler üzerinden; bir “Yeni Pavlus Hareketi” başlatmış görünüyorlar. Bu nedenle birkaç sene evvelinden; ülkedeki Diyanet görevlilerine karşı savaş açtıklarıda malum.
184. Bu itibarla Almanya’da istihdam edecekleri “Müslüman Din Adamları”nı kendi açacakları İslam Koleji'nde yetiştirme kararını aldılar; Almanya gibi Fransa, Avusturya ve diğer Batılılar da...
185. Hemen söyleyelim… Bu “Sabi Kolejler”in kurucuları, BND Ajanları haline dönen Fetöcülerden başkası olacak değil görünüyor. İşte, bu yüzden “Kadın İmamlar” bu yüzden “Liberal İslamcılar” ortaya atıldı.
186. Ve bu yüzden; Virüs Pandemisi” sırasında; zamanlı zamansız okunan Ezanlar; “Fetöist Bozguncu Kafa”nın eseri olarak Batı Avrupa'nın, “Yeni İslam”ını oluşturmaya başladı.
187. Yani Seküler Protestan Avrupa Dünyası, Fetöcü Pavlus'un “İslamik Hıristiyanlığı”na ya da “Hristiyanik İslam”ına alıştırılıyor/alıştırılacak. Geride kalıyor Katolikler yani Avrupa'nın, üçünden biri.
188. Anlaşılan o ki… Gerek “Firavun Ruhbanlarının torunları olan Binyılcılar, gerek Babil Ekolüne bağlı Yüzyılcılar, kökü “Kadim Firavun Mısır”ına uzanan Katolizm’i bitirmek ve Latinlerin elindeki “Papa Gücü”nü koparmak için eski bir planın parçasıydı belki de ortağıydılar ....
189. ....esasında. Ve fakirde, bu konuyu, “Ne Olacak Bu İtalya'nın Hali?” makale serimizde uzun uzun yazmıştık. Hatta Planın Tarihi Operasyonun, 500 yıl kadar önce Tudor Hanedanlığı ile zamanın Papa’sı arasında yapılan bir gizli anlaşmaya dayandığını söylemiştik.
190. Sözkonusu makaleyi okuyan kardeşlerimiz; 1500'lü Yılların başında; Almanya'da başlayan Martin Luther Protestanlığının, başlatıcısının da Papa ve İngiliz Krallarının vardığı anlaşma olduğunu biliyorlar.
Allahualem.
191. O nedenle Virüs Pandemisinin; Çin'den sonra, Avrupa'daki Latinleri çökertmesi tesadüf değil; oluşturulmuş/taammüden bir planın parçası aslında.
192. “Üstelik bu Plan, Virüsün sahibi olduğunu zannettiğimiz Kripto Amerikan Küreselcilerinin değil; bizatihi Cermenlerin hatta Anglosaksonların ve daha da ötesi Windsorların ve de Keltlerin hamlesidir!” diyesimiz var.
193. Buna karşı; İtalya'da gelişen secde olaylarının arkasında, Kripto Amerika'nın olduğu zannımızı söyleyelim. Yani Binyıl Aklı; Yüzyılcılara karşı, bir “Latin Cephesi” açmak niyetiyle İslamiyet’i kullanmış görünüyor.
194. Aynı günlerde, Vaktikan’a karşı kotarılan Operasyon ve Papa’nın tutuklanması meselesi de her ne kadar İtalyan Hükümeti eliyle yapılmış olsa bile… Arkasında, kimin olduğunu tahmin babından söyleyebiliriz ki “Druid Rahibesi” muhtemelen.
195. Gerek Binyılcıların, gerek Yüzyılcıların; “Merkezi İtalya”da yaptıkları Operasyonlar, ülkeyi Katolizm'den koparmak amacına dayanıyor değildi; Katolizmin öldürülmesini sağlamak üzerineydi. Bu nedenle Vatikan'ın işgali ve Papa'nın izalesi, bizzat İtalyanlara yaptırıldı.
196. Ve böylece Latinlerle yolu ayrılan Katolizm ölürken, onun kurumu olan Vatikan, el değiştiriyor. Yeni ve Gizli sahip Kraliçe… Yeni Merkez Amerika… Yeni yöneliş de Evanjelik Mezhebi olacak herhalde.
197. Yani Katolizm, bağlılarını kendi ölümüyle resetleyerek, Beyaz ABD’ye teslim edecek; güle oynaya.
Bu anlamda; Sevgili Dostumuz Yalçın Demirak Hocanın kulaklarını çınlatalım: Konuya dair sorumuzu, yanıtladığı için müteşekkiriz kendisine.
198. İtalya üzerindeki Operasyon, sadece Katolizmin çöküşü; Latinlerin, Hıristiyanlıktan savruluşu ve Papalığın el değiştirmesi değil. En zebun nokta olarak; onları bekleyen şeyin, ülkelerinin parçalanması olacağı kanaatimizi dillendirelim.
199. Bu arada; sözünü ettiğimiz, “Birleşik Avrupa Devleti”nin, Frankfurt-Bavyera Merkezli Avrupa Binyılcıları eliyle bina edeceğini söylemiştik ya... Tahmin edileceği üzere, bu yapının temel tebaası ise Cermenlerden oluşacak.
200. Ve Yeni Devlet; tarihteki “Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nun yerini alacak şekilde bina ediliyor. Ancak Kutsal Cermen Roma İmparatorluğu şeklinde bir inşa bu yani Kutsal olan Roma değil, Cermenler bundan böyle…
201. Bu nedenle İtalya'nın kuzeyindeki, “Gelişkin Lombardiya Bölgesi, “Bağımsızlık Referandumu”na hazırlanmakta. Ki orasının Genetiği de Latin değil zaten, İndo German Klanlardan Lombartlara ait. Bu yüzden, bölgenin adı da Lombardiya.
202. Üstelik İtalya'yı İtalya yapan zenginliğin sahibi de burası. “Çizme”nin güneyinde ve Sicilya'da oturanlarsa “Yoksul İtalyanlar” olarak tarif edilebilir.
203. Ya da kökeni, “Etrüskler”e dayanan, “Latinleştirilmiş unsurlar” ve daha sonra Arap Egemenliğiyle karışmış melez insan toplulukları...
204. Bu itibarla geçmişi Türk ve Araplara dayanan Güney İtalya’nın elinden, Lombardiya’nın alınmasıyla Çizme Devletinin, yok oluşa terk edileceği de şimdiden belli gibi.
205. Galiba Türkiye, “İtalya”nın hali pürmelalini çözmüş olmalı... Ki Avrupalı ortakları; İtalya’yı, Salgın sırasında görmezden gelip ölüme terk ederken, Ankara'nın ilk yardım eli, Roma’ya uzandı. “Niye?” diye soralım ve cevabı, bir başka sorudan başlayarak arayalım:
206. Yeni Dönem Türk-İtalyan ilişkisinin kurulmasında; İtalyan Güvenlik Güçlerinin Vatikan Operasyonu ile Papa’nın göz altına alınmasının, 2006’da zamanın Papasının, Ankara ziyaretiyle bir ilişkisi var mı? Galiba!
207. Doğal olarak; Erdoğan’ın, misafiri Papa ile arasında geçen konuşmaları biliyor değiliz. Fakat o ziyareti ve nedenini, “Mesih Geldi, Ankara’da Dinleniyor!” makalemizde yazmış ve “Mesih Geldi mi?” video kaydımızda da anlatmıştık.
208. İtalyan Başbakanı, Pandemi çaresizliği sırasında; “Umudumuz göklere kaldı!” derken; aklında, “Ankara’da dinlenen Mesih mi?” vardı acaba. Türkiye de bu işaretle mi yardıma koştu? Ve giderken, “Ankara’da dinlenen Mesih”ten bir işaret mi götürdü?
209. Ve “Vatikan-Papa Operasyonu”nu söz konusu “Mesih İşareti” mi tetikledi? Galiba!
210. İtalyan Başbakanın, “Göklerden Gelen Umut” dediği, aslında İstanbul’dan kalkan uçakla birlikte postaya verilen, “Erdoğan’ın Mektubu”nda yazdıkları mıydı? Yani “Batı Emperyalizmine karşı Birlik!” Allahualem!
211. Bu arada; Katolizm’in, üç büyüğünden biri olan Katolik “Macaristan'ın, Kengeş Birliğine girişinde, can çekişen Katolizmin etkisi ve katkısı olmuş mudur?” derseniz… Deriz ki elbette!
212. İşte, Macaristan'daki bu durum, İtalyanları da aynı doğrultuda bir yola sürecek demektir. Bu nedenle “Türkiye'nin; İtalya'yı da Ukrayna ve Macaristan gibi kardeş ilan edip bölgede yeni bir “Merkezi Hanif Troykası” inşa etmesinin zamanıdır!” diyelim.
213. Ama istemeleri durumunda oraya gönderilecek ‘Din Uzmanları’nın Saabi değil; Hanif olmasına azami dikkat edilmeli!” diye son bir uyarı daha yapalım.
214. Ve sözü tamamlamadan; bir kez daha dönelim Fransa'ya ve Cermenlerin Protestan Dünyasına... Katolizm’in ölümü, nasıl ki Macarları ve İtalyanları etkiliyor/etkileyecekse…
215. Aynı şekilde, Katolik Dünyanın en güçlü parçası olarak Fransa da bu etkiden kurtulamayacak; İspanya'nın kurtulamayacağı gibi...
216. Yukarıdaki konularla birlikte; 1500 Yıllık geçmişi olan, “Bizanslaştırılarak Taammüden Oluşturulmuş Hıristiyanlık”ın, Sözde Orijinalinden bozma yani ikinci kere “Manuel Olarak Oluşturulmuş Protestanlık”a inanan Seküler Batı Avrupa Bölgesi insanları da ..............
217. .....bu süre zarfında çektikleri “Ruhsuzluk” acısından artık kurtulmak isteyeceklerdir herhalde.

Esasında; bu istek, onların değil; insanlığın doğal isteğidir. Mevzubahis “Hilkat İsteği”nin dışarı fışkırma, dışa vurulma vakti geldi kanaatimizce.
218. Dolayısıyla Doğudan (Ukrayna’dan) ve Güneyden (İtalya’dan) Hanif İslam'a kavuşacak olan Avrupa'daki bu değişim süreci, Batı Avrupalı Protestanları ve İngiliz Anglikan halkı da kurtuluşa motive edecek kanaatimizce.
219. Ve kaçınılmaz olarak; onlar da tükenen Hıristiyanlıktan uzaklaşarak, Hanif İslam'da arayacaklar geleceklerini.

Fakat burada dikkat edilmesi gereken hususu bir daha yazalım…
220. Avrupa'nın böyle bir geleceğinin olacağı yeni değil; herkes biliyordu aslında dedik ya.
221. Bu nedenle Tıpkı Bizans'ın, İsevilik’i “Bizantik Hristosculuk”a evirmesi ve “Mitracı Saabi Hristiyanlık“ın “İsevilik” sanılması gibi Avrupalı Halklar, henüz Müslümanlığa yönelmeden; İslamiyeti Saabileştirmek için ellerinden geleni yapageldi “Teoloji Mafyası”nın ittifakı.
222. Operasyon; ta; “Militarist Haçlı Savaşları”nın akabinde, “Mistik Haçlı Seferleri” formatında başladı. Bu saldırının hedefinde kurulan Osmanlı Devleti'ni bozdular önce. Böylece yavaş yavaş, Mistik bir İslam Saabiliği bina ettiler.
223. İmparatorluğun yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde “Batı Mistizmi” derinliğinde sürdürdüler “Saabi Ameliyat”ı. Tam noktayı koyacaklardı ki “Yeni Haniflik” patladı.
224. Bu nedenle Avrupalılar panikte ve acul! Şimdilerde; çok hızlı bir şekilde, Hıristiyanlığı kendi elleriyle devirecek ve yerine; yine kendi elleriyle formatladıkları, “Fetö Sabiliği”ni ikame ederek, bir “Gnostik Avrupa İslamı” bina edecekler; niyet bu.
225. Ve bu nedenle yakın istikbalde, “Dinsel Avrupa Devletleri” görmek olası.... Gerek Yüzyılcı ve gerekse Binyılcı İdarelerde olsun; Operasyon tamamladığında, törenle “Avrupa İslam’ı”na geçecek Başkanların işbaşına geldiğinde şaşmamak lazım!
226. Tıpkı bin yıl önce, “Bizans İmparatoru”nun yaptığı gibi törenle din değiştiren “Kravatlı Modern İdareciler”in haberini veriyoruz…
227. Dolayısıyla halkları da onları takip ederek, “Haniflik”i tanımadan “Gnostik İslam”ın içine yuvarlanıp kaybolma tehlikesine doğru sürülmekte/kovalanmaktalar. Mı? Plan öyle!
228. Ancak biz inanıyoruz ki…“Nuh Tufanı”ndan sonra,Şanı Yüce Allah, kendi Dinini korumakta daha titiz bir dönemi başlatacak ve bu anlamda “Hanifliğin Son Adası” olan Anadolu'dan yükselen “Hanif Ağaç”ın gölgesini, tüm “Mazlum Halklar”ın üzerine düşürmenin yollarını döşeyecektir.
229. Yani Yüce Allah, kendi Dini İslam’ın Saabileşmesine/Gnostikleşmesine asla müsaade etmeyecek ve kaçınılmaz olarak “Mutlak Hakikat”i koruyacaktır! Zira ‘Son Zaman’ın, ‘Son Dilimi’ne adım atmış bulunmakta insanlık.
230. Diyelim ve burada noktalayalım konumuzu. Ve de her zaman olduğu gibi biz fakir, yine bir masal anlattık siz büyüklere… Lakin işin hakikatini, Aliym Olan, Şanı Yüce Allah biliyor! Azze ve Celle…
***
Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh.

Keep Current with Ahmet Yozgat

Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!