Thread by @brobroker1012

Son zamanlarda ekonomi üzerine pek yazmadığımı farkedince genel anlamda kendi düşüncelerimi bir toparlayayım istedim;
Malumunuz kur artık “sabit” bir noktada duruyor, sanki ithalatçı ve ithalatçılarla görüşülmüş de bu noktada karar kılınmış gibi

Döviz kurlarının çok artması ya da çok düşmesi ekonomik işleyiz için tehlikelidir. Hem fiyat esnekliği tüketicide soru işareti yaratır hem de ithalatçı ya da ihracatçı zarar etmeme için(kurun ne olacağını bilemediğinden) işlerini yavaşlatır, üretim/tüketim düşer, zaman kaybeder

Sene başından beri yaklaşık 8000 kaleme ek gümrük vergisi geldiği hesaplanmış. Buna benim bakış açım tamamen cari açık üzerine; Biliyorsunuz TL artık yurt dışına çok büyük oranda kapatıldı hatta bir çok fx firması TL işlemlerini süresiz olarak platformundan çıkarttı.

Burada ilk sorun TL’ye olan güvenin azalması ve bunun etkisiyle kaçan yabancı yatırımcı ama hükümet anladığım kadarıyla bunu göze almış durumda(bence de bu olmasa bile yabancı yatırımcının ülkeye gelmesi için bir sebep yok günden güne fakirleşen bir ülkede kime ne satabilecek?)

Bu hareketin en önemli etkisi ise döviz kurlarının(özellikle #usdtry) sabite evrilmesi oldu. Söyle ki; artık yabancı ülkedeki riskleri görüp TL satış pozisyonu açamıyor büyük bir hacim kaybı var(TL lehine).

Bu durumda döviz kurlarının en önemli belirleyicisi yurt içi talep oluyor. Yurt içi talepte ise Çok büyük bir çoğunluk dövizini bankada tuttuğu için aslında dövize endeksli TL almış oluyor. Kaldı ki bunun için bankalar MB’ye ciddi oranda karşılık ayırıyorlar(%40tı sanırım)

Bu vesileyle izlenen politika yurt içinden gelen talebi de karşılar hale geliyor, yani bu şekilde kuru 6.85’e on yıllarca sabitleyebilirler :)
Esas sorun işte tam burada başlıyor; bu sistem sürdürülebilir mi?

Evet sürdürülebilir ama kendi kendisine yeten üretime sahip, dışa bağımlılığı olmayan, kapitalist sistemden uzak, komünist bir ülkeyseniz(kuzey kore) kuru istediğiniz seviyede tutabilirsiniz çünkü kurun ne olduğunun bir önemi kalmamıştır artık..

Peki ya Türkiye için sürdürülebilir mi? HAYIR. Çünkü; kendi kendisine yeten bir üretimimiz yok, dışa(özellikle enerji olmak üzere, artık tarımda ve hayvancılıkta bile) bağımlıyız, kapitalist sistemden uzak değiliz yabancı yatırımcı olmadan büyüyemeyiz, +

komünist bir ülke ztn hiç değiliz, sosyal adalet, gelir dağılımı vs gibi şeylerden çok uzağız, kayıt dışımız çok.
Hükümetin şu an en büyük önceliği küçülen ekonomik dönemde bile beklenti üstünde artan cari açığı frenlemektir. Bu sebeple sene başından beri binlerce kaleme +

ek gümrük vergileri geldi. Almanya’da bir çocuğun harçlıklarını biriktirerek aldığı oyun konsolu Türkiye’de neredeyse 2 memur maaşı seviyesine geldi.
Hükümetin vergi geliri edinmek gibi bir amacı olduğunu düşünmüyorum zaten MB’nin tahvil alımları +

yanılmıyorsam son 3 ayda 84 milyar TL seviyelerine çıktı. Yani para yaratılıyor bu konuda bir ihtiyaçları yoktur
Ama Biz TL yaratabiliyoruz fakat ihtiyacımız döviz. Bu yüzden cari açık arttıkça MB’eksiye düşen net rezervleriyle açığı kapatmak zorunda kalacak.

Brüt rezervlere(swap anlaşmaları ve altın pozisyonu dahil) bakıldığı zaman bu cari açıkla bu politika 1 sene civarından daha uzun süre sürdürülemez gibi görünüyor.
Bu izlenen politikanın sonuçlarından kendimce bahsedecek olursam; Küçülen bir ekonomi, artan işsizlik, +

yüksek enflasyon ve son adımda ciddi bir kur krizi olarak görünüyor. Tabi düşen alım gücü ve fakirleşme de bunların yanında süre gelmeye devam ediyor.
Saydığım ilk 4 sonuç uygulanan son politikanın görünecek ilk belirgin etkileri olurken, fakirleşme ve düşen alım gücü uzun +

süredir süre gelen yanlış politikaların belirgin sonuçları..
Türkiye artık 20 senelik ekonomi politikalarının sonuçlarını almaya başlıyor ve işleyiş bu şekilde sürdüğü sürece değişen bir şey olmayacaktır.

:) Hayatımda ilk defa 15 twitlik bir flood yaptım, yazım yanlışlıkları ve kopukluk oluştuysa affola..