Kâzım kendi cevabını veriyor da, ben de anlatayım. Ali Kemal 7 Eylül 1869 İstanbul doğumlu bir muharrir. Dönemin gazetecilik lisanında -bugün sanırım olmayan- bir muhabir / muharrir ayrımı var. Muhabir haberi toplayan, muharrir de yazan gazeteci.
Ali Kemal Osmanlı'nın liberal demokrat bir ülke olması gerektiğini düşünüyor. Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın önemli bir üyesi, İkdam gazetesi yazarı. 31 Mart Olayları sonrası İngiltere'ye kaçıyor.
Ali Kemal daha önceden, 1903'te Londra'da Winifred Brun isimli bir kadınla evlilik yapmış. Sürgündeyken Winifred ile Osman Wilfred Kemal adında bir çocukları oluyor. Winifred doğumdan çok kısa bir süre ölüyor. Ali Kemal 1912'de çocuğu kaynanaya bırakıp Osmanlı'ya dönüyor.
Ali Kemal'in '12 sonrası kariyerini iki şey belirliyor gibi gözükmekte, bir: Osmanlı'nın son döneminde kontrolü eline almış "Üç Paşa" yönetimine gerçekten çok gıcık. İki: Ali Kemal epey büyük bir İngiliz hayranı. Mesela bakalım Atatürk Nutuk'unda ne demiş:
"İstanbul'da önemli sayılabilecek kuruluşlardan biri İngiliz Muhipleri Cemiyeti idi. [...] Bu derneğe girenlerin başında Osmanlı Padişahı ve Halîfe-i Rûy-i Zemîn unvanını taşıyan Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nâzırı olan Ali Kemal [...] bulunuyordu."
Şimdiden uyarayım, eğer bir yerde "Ermeni Soykırımı" denince tetikleniyorsanız; Ali Kemal'in o dönem söyleyip yazdıklarını okursanız da tetikleneceksiniz. Dönemindeki halk da tetiklenmiş. Biz tabi şimdi tetiklenince Twitter'da linç ediyoruz. O dönem gerçekten linç etmişler.
İki şey düşünüyorum:
20. yüzyıl başından buralara yine baya iyi geldik insanlık olarak
Sekiz tane negatif menşor alınca "linç" diye ağlamak gerçek linçlerin ışığında biraz ayıp ha
Kartallı Kâzım şöyle anlatıyor linci:
"Kaynıyor karınca gibi İzmit halkı.
Fakat öfkeli,
fakat merhametsiz.
Çoğu da gülüyor,
bayram yeri gibi İzmit şehri.
Hava da sıcak,
gök de bulutsuz."
"Birden ahali başladı bağırmağa:
'Kahrol Artin Kemal...'
[...]
Bir taş geldi arkadan
başına çarptı.
Bir taş daha
bu sefer yüzüne.
Kırıldı gözlükleri
bıyıklarına doğru kanın aktığını gördüm."
Ali Kemal 1922 yılında böylece İstanbul'dan kaçırılıp İzmit'te öldürülüyor. İngiltere'de bıraktığı çocuğu Osman Wilfred, annesinin kızlık soyadı olan Johnson'ı kullanmaya başlıyor. Irene Williams ile evleniyor. 1940'da çocukları Stanley Johnson dünyaya geliyor.
Stanley Dünya Banka'sında çalışıyor, Avrupa'da saygı duyulan bir çevreci oluyor, politikaya atılıyor. 1963'te sanatçı Charlotte Fawcett ile evleniyor. 1964'te ilk çocukları dünyaya geliyor. Boris adını koyuyorlar.
O Boris de işte büyüyünce önce Londra Belediye Başkanı, sonra da Başbakan oluyor. Hatırlar mısınız Boris'e Londra Belediye Başkanı'yken "Türk Boris" denirdi? Ali Kemal yüzünden.
Sonra tabi sağda solda "Türkiye AB'ye katılacak, çıkalım oğlum buradan" diye pankart basan Brexit hareketinin önderi olduğu için Türk Boris demeyi bıraktılar. Bu pankart baya komik bence bu arada. Parantez içinde "76 milyon nüfus" yazmışlar. Yazık olm baya götleri atmış yani lan.
Konu çok dağıldı bu arada ama hak geçmesin diye söylüyorum, bu pankartı asan, yine şairden alıntılıyorum, "İngiliz'in hepsi değil, domuzu". Düzgün vatandaşlar elbette rahatsız olup "Oğlum n'apıyorsunuz lan" çekmişler.
Bu arada Ali Kemal'in sürgün dönüşü yaptığı başka bir evlilikten başka çocukları da var. Bunlardan Zeki Kuneralp, babasının İngiliz torunları gibi devlet görevine soyunmuş, 64-72 arası beş sene kadar Birleşik Krallık elçiliği yapmış.
Velhasıl bazı ailelerin hayatları bir yerden acayipleşmeye başlıyor sonra nesillerce garip olmayı da bırakmıyor bu hikayenin kıssası da budur. @netflixturkiye bak ben böyle bi sürü cool tarihi hikaye biliyorum, bana ulaş sana iki ay içinde "Ali Kemal ve Oğulları" diye seri hazır.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Sevgili insanlar merhaba. Sağda solda aşırı REDDIT deniyor şu sıralar. Ben de konuyla ilgili bir insan olarak merak edene REDDIT nedir ve ne değildir tarzı bir flood yapmak istedim. İşte o flood bu flood'dır.
Reddit bir forumlar birliğidir. Herkes üye olabilir. Üye olmak için kimsenin e-posta adresi dahil şahsi bir bilgi vermesine gerek yoktur. Kayıt olma ekranında e-posta adresi kısmına bir şey girmeden Devam derseniz sadece rumuz ve şifreyle siteye yazılabilirsiniz.
Her Reddit kullanıcısının bir karma puanı vardır. Reddit'te paylaşım ya da yorum yaptığınızda diğer Reddit kullanıcıları size Upvote (+1) ya da Downvote (-1) basabilir. Bunun dışında Redditörler paylaşımınıza minnoş rozet gibi bir takım dijital ödüller de verebilir.
Ahali meraba. Ben bugüne kadar yeni keşfettiğim güzel subredditleri "yakın" arkadaşlarıma atıyordum. Bir gün teşekkür etmedikleri gibi "aa ne güzel subredditmiş lan" diyen de olmadı. O yüzden size "sevdiğim subredditler" flood'ı yapmaya karar verdim. Buyurun.
Başlamadan önce: Reddit.com'la hiç tanışmamış olanlar siteyi bir "forumlar birliği" gibi düşünebilir. Binbir farklı konuda subreddit denilen münferit forumlar var. Hepsinin moderasyonu, mevzusu ayrı. Ben sevdiğim subredditleri alfabetik listeliyorum, gerisi sizde.
Bir numara, tartışmasız en sevdiğim subreddit "AskHistorians". Burada insanların sorduğu tarih soruları cevaplanıyor, sadece kaynak belirten kapsamlı cevaplar kabul ediliyor. Öyle dedenizden duyduklarınızla cevap veremezsiniz yani. Taş gibi tarih.